SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Kerry'nin Açıklaması Mahsurlu"

0
Güncellendi - 2015-12-27 17:25:35
A- A+ PAYLAŞ

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, İsrail heyetiyle gerçekleşen toplantıyla ilgili olarak, "Tazminat miktarı konusunda bir şey konuşulmadı, tazminat miktarı açıkça belirlenmedi. Ancak ödenecek miktar konusunda bu meblağın hesaplanmasına yönelik usul ve esaslar görüşüldü. İlke ve parametreler belirlendi" dedi. 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu sona erdi. Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç toplantının ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Öncelikle İsrail heyetiyle tazminat miktarını belirlemek için gerçekleştirdikleri toplantıdan bahseden Arınç, bu toplantıda miktarın konuşulmadığını, miktarı belirleyecek olan ilke ve parametrelerin belirlendiğini söyledi. Arınç şunları kaydetti:

"İsrailli yetkililer ve Türk tarafının heyet olarak görüşmesi genelde olumlu geçti, olumlu bir toplantı olduğunu söyleyebilirim. Tazminat miktarı konusunda bir şey konuşulmadı, tazminat miktarı açıkça belirlenmedi. Ancak ödenecek miktar konusunda bu meblağın hesaplanmasına yönelik usul ve esaslar görüşüldü. İlke ve parametreler belirlendi. Bundan sonraki toplantıda bu parametreler çerçevesinde tazminat miktarı üzerinde bir anlaşmaya varıldığında, yani tam bir mutabakat sağlandığında ve her iki tarafın da yetkili makamlarınca onaylandığında bu mesele bitmiş olacak. Aynı zamanda da diplomatik ilişkilerimizin tam temsil düzeyine yükseltilmesi yönünde önemli bir aşama da geçilmiş olacaktır. Bundan sonraki toplantının yeri ve tarihi bilahare belirlenecek ve ikinci toplantı, eğer kafi gelmiyorsa bir üçüncü toplantı ile bu konu çözülmüş olacaktır. Çözülmesini arzu ediyoruz. Bunun, Türkiye hükümetinin özellikle özür, tazminat ve Gazze ve Filistin'e uygulanan ambargoların veya ablukanın kaldırılması yönünde önemli bir kabulün arkasından süratle çözülmesi gereken bir konu olduğunda hepimiz hemfikiriz."

"AKINCI HAVA ÜSSÜ İLE İLGİLİ HABER YALAN BİR HABERDİR"

Arınç, açıklamalarının ardından ise gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Arınç, İsrail basının Uludere için belirlenecek olan tazminat miktarının Mavi Marmara için kıssas alınması gerektiği yönündeki haberleri hatırlatılarak toplantıda İsrail heyetinin böyle bir teklifte bulunup bulunmadığı sorusu üzerine, "Hayır kesinlikle böyle bir şey yok ve olmadı" dedi.

Bir gazetecinin İsrail heyetinin Akıncı Hava Üssü'nü istediği için Türkiye'ye geldiği yönündeki yabancı basında çıkan haberleri hatırlatması üzerine Arınç, "Bu tür manipülatif haberlerin bugün ve bundan sonra daha çok çıkabileceğini tahmin ediyoruz. Kesinlikle yalan bir haberdir. Bu Sunday Times isimli bir gazetede yayınlanmıştır. Dışişleri Bakanlığımız tarafından da anında cevaplandırılmış, yalan, düzmece bir haber olduğu da ifade edilmiştir. Dolayısıyla bugünkü görüşmelerde hiç bir şekilde söz konusu olmadığı gibi gazetenin bunu ne amaçla yayınladığını da az çok anlayabiliyoruz. Ama kesinlikle hiç bir şekilde doğru olmayan manipülatif bir haber olduğunu söylemek istiyorum. Bu tür haberler bundan sonra daha da çok olabilir sözü boşuna kullanılmış bir söz değildir" diye konuştu.

Kendisinin Paris temasları sırasında başından geçen bir olayı da anlatan Arınç, burada birçok önemli gazeteci ile bir araya geldiğini fakat bir televizyonun ise kendisinin açıklamalarını özel röportaj gibi servis ettiğini belirti. Arınç, bu olay sonrasında ise diplomatik yollardan kendilerine ulaşarak rahatsızlık duyduklarını dile getirdiklerini anlattı. Arınç, Sunday Times gazetesinde yer alan haberle ilgili olarak, "Sunday Times veya bir başka gazetenin bugünlerde farklı şekillerde haberler yayınlamaya çalışmasını belki beklenen bir olay olarak görmek de mümkün. Ama kesinlikle bir şey söz konusu değildir. Böyle bir şeyi Türk hükümetine teklif etmek de herkesin karı değildir" diye konuştu.

"POLEMİKLERE YOL AÇABİLECEK AÇIKLAMALARDAN LÜTFEN SAKININ"

Arınç, bir soru üzerine ise Mavi Marmara'da hayatını kaybeden ailelerinin tazminat konusunun sürekli gündeme getirilmesinden duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Türkiye'nin İsrail'den özür dileterek diplomatik bir başarıya imza attığını hatırlatan Arınç, Mavi Marmara gemisindekilerin sivil olduğunu, bir zorbalıkla karşılaştıklarını ve şehit olduklarını ifade etti. "Onları kıracak, onları üzecek hiçbir hareketin içinde olmayız" diyen Arınç, ancak her mağdurun bir tazminat talebi bulunduğuna dikkat çekti. Mavi Marmara'da hayatını kaybedenlerin yakınlarından bazılarının bir gemi önünde basın toplantısı yaptığını ve tazminat istemediklerini hatırlatan Arınç, "Onlardan rica ediyorum. Polemiklere yol açabilecek açıklamalardan lütfen sakının. Hükümetinize güvenin, yaptığımız iş doğru bir iştir. Ama tazminat şahsa bağlı bir haktır. Bugün istersiniz, yarın feragat edersiniz. Ama bu sizin şahsınızla ilgilidir. 500'den fazla insanı taşıyan bir gemide herkesin bu hakkını kullanmasına engel olmak da doğru değil" diye konuştu. 

Arınç şunları kaydetti:

"Yapacağımız şey çok basit. Sonunda bir karara vardığımız takdirde bunu olayın mağdurlarına götürmek, kabul edenler için ödeme yapmak, kabul etmeyenler için de feragatlarını alıp sonuca bağlamaktır. Dolayısıyla bu güzel insanların, zihinlerde istifa meydana getirecek açıklamalar yapmasını şahsen doğru bulmadığımı ifade etmek isterim. Ben bir görev üstlendim bu görevimi de en kısa zamanda, en iyi şekilde bitirmek için çalışıyorum. O şehitlerimize tekrar Allah'tan rahmet diliyorum, hayatını kaybedenlerin yakınlarına sabır diliyorum, ama zarar gören herkese de buradan geçmiş olsun dileklerimi tekrar ifade ediyorum."

Arınç, toplantıda Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker'in 'Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanun Tasarısı' üzerinde kurula bilgi sunduğunu belirterek, "Tarım arazilerinin miras ve satış yoluyla bölünmesinin önlenmesine ilişkin düzenlemeler yapılacak. Tasarı kabul gördü ve sayın bakanlarımızın imzasına açıldı" dedi. 

Toplantıda ayrıca AB'ye katılım çalışmaları hakkında Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış'ın bir sunum yaptığını belirten Arınç, "Yine Türk Standartları Enstitüsü'nün faaliyetleri ve gelecek planları hakkında da Sayın Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Nihat Ergün tarafından bir sunum yapıldı" diye konuştu.

Arınç, Afganistan'da Taliban tarafından kaçırılan 8 Türk ile ilgili de açıklamalarda bulundu. Konunun takip edildiğini belirten Arınç "Özellikle Taliban tarafından belli bir amaçla ele geçirilmiş olmadıkları ama hava şartları sebebiyle onların hakimiyeti altında bulunan bir bölgede zorunlu iniş yapmasıyla 8 Türk, Afgan ve Rus vatandaşı olduğu bildirilen 2 pilotun zorunlu inişin altından alıkonulduğu anlaşılmaktadır. Dışişleri Bakanlığımız bu konuda ciddi bir takibin içindedir. En kısa zamanda vatandaşlarımızın kurtarılmış olacaklarını, yani kendi çalıştıkları bölgelere güvenli bir şekilde intikal edeceklerini ümit ediyoruz" şeklinde konuştu.

"KERRY'NİN AÇIKLAMASI DİPLOMATİK AÇIDAN MAHSURLUDUR"

Bülent Arınç, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin "Başbakan Erdoğan Gazze ziyaretini ertelemeli" şeklindeki açıklamalarıyla ilgili bir soru üzerine değerlendirmelerde bulundu. Başbakan Erdoğan'ın imkan bulabilseydi Nisan ayı içerisinde Gazze ziyaretini gerçekleştirmiş olacağını hatırlatan Arınç, "Amacımız, düşüncemiz, niyetimiz Sayın Başbakanımızın bu bölgeyi ziyaretidir. Ama bu ziyaret için mutlaka kesin bir tarih vermek mümkün değil, doğru da değildir" dedi.

ABD Dışişleri Bakanı Kerry'nin Türkiye'nin 3 veya 4 defadır Türkiye'yi ziyaret ettiğini belirten Arınç, "Ancak doğrudan Sayın Başbakanın Mayıs ayı içerisinde gitmesini arzu etmiyoruz' veya 'tavsiye etmiyoruz' şeklindeki açıklaması diplomatik açıdan mahsurludur. Yanlıştır, doğru değildir. Çünkü Sayın Başbakanımızın veya bir Türk yetkilisinin ne zaman nereye gideceğini hükümetimiz karar verir. Bunun dışında herhangi bir merciden izin almak veya onların olurlarını peşinen kabul etmek durumunda değiliz. Bunu Sayın Kerry de bilir, dünya da bilir ki, Türkiye ne zaman ne arzu ediyorsa bunu gerçekleştirecek bir güçtedir" diye konuştu. 

Arınç, "Gerekli olan çalışmalar yapıldıktan sonra Sayın Başbakanımızın verdiği tarih Amerika'nın tarihine uyarsa ne ala. Ama uymazsa biz bunu gerçekleştirmiş oluruz. Sayın Dışişleri Bakanı'nın açıklamasını bu kapsamda düşünmek lazım" dedi.

"DÜŞÜNCESİNİ BASINA KARŞI DOĞRUDAN SÖYLEMEMESİ GEREKİRDİ"

Bülent Arınç'a, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin, Gazze ziyaretiyle ilgili açıklamasını kameraların önünde yapması da soruldu. Arınç, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Kameralar önünde yapılması düşüncelerini çok açık ve herhangi bir yanlış anlamaya yol açmayacak şekilde söyleme gayretinden ibarettir. Ama tecrübeli bir Dışişleri Bakanı kesinlikle böyle yapmazdı, böyle bir düşüncesi varsa bunu Dışişleri Bakanımıza veya Sayın Başbakanımıza yani görüşünü anlatan bir tavsiye şeklinde de sunabilirdi. Bu şekilde doğrudan kendisinin kendi mekanında bir açıklama yapmasını uygun bulmadığımı ifade ettim. Bunun altından başka bir anlam çıkartmayalım. Çünkü bazı büyükelçiler vardır ki, bazı dışişleri bakanları vardır ki yani düşüncelerini pat diye söylemiştir ama bunun Türkiye'de ne anlama gelebileceğini fark etmemiş veya düşünmemiş de olabilir.

Çok eskilerden bilirim; birilerinin bacak bacak üstüne atması dahi Türkiye'de sorun olmuştu. Ama onların kültürlerinde böyle rahatlıklar her zaman görülebilir. Belki o rahatlık içerisinde bu düşüncelerini açıklamış olabilir. Menfi anlamda çok kötü bir olaymış gibi yorumlamıyorum. Ama kesinlikle bir dışişleri bakanı Türkiye Başbakanı'nın yapacağı bir ziyaret konusundaki özel düşüncesini basına karşı ve doğrudan söyleyemezdi, söylememesi gerekirdi."

"HÜKÜMETİMİZ KENDİNE AİT BÜTÜN YETKİLERİ YERİ VE ZAMANI GELDİĞİNDE KULLANIR"

Bülent Arınç, terör örgütü PKK'nın çekilmesi konusunda askerin ve polisin çekincilerini giderecek somut bir adımın söz konusu olup olmadığı sorusu üzerine, "Hükümetimiz kendine ait bütün yetkileri yeri ve zamanı geldiğinde kullanır. Hükümetin yetki ve sorumluluğu altında olan konular eğer güvenlik güçlerine talimat vermekse, bu da yerine getirilir. Şuana kadar hukuk dışı, yetki dışı hiçbir uygulama yapılmamıştır bundan sonra da yapılmayacaktır" dedi. 

Arınç konuyla ilgili olarak şunları kaydetti:

"Jandarma ne şekilde yetki istiyorsa bu yetki karşılanır, Kara Kuvvetleri mensupları ne şekilde bir yetki görüyorsa bu yapılabilir. Bugün Türk Silahlı Kuvvetleri'nin esasında kendisinden haberler alarak yayınlandığı sitede bir cümle bence önemlidir. 'Teröristle mücadele devam etmektedir' diyor. Evet bir taraftan çözüm süreci olumlu bir şekilde ve süratle ilerliyor ama güvenlik güçlerimiz de görevinin başında. Yani bir silahlı eylem yapmak isteyene karşı, bombalama, mayınlama, hayata kastetme gibi silahlı kuvvetlerimiz veya güvenlik güçlerimiz ellerini kavuşturup bir kenarda oturmuyor. Herkes görevinin başında. Çözüm süreci, çekilme süreci farklı birşey ama teröristle mücadele aynı zamanda farklı birşey. Herkes görevini en iyi şekilde yaparsa 4 aydan beri geldiğimiz nokta bence olumlu bir nokta ve böyle seyrederse kısa bir zaman içerisinde daha olumlu sonuçlar alabiliriz. Ne silahlı kuvvetlerimizden ne emniyet mensuplarımızdan bugüne kadar 'benim görevim engelleniyor' diye birşey duyulmadığına göre, duyulması da mümkün olmadığına herkes görevinin başında ve onu en iyi şekilde yapıyor olarak anlayabiliriz."

"AKİL İNSANLARA MİLLETİMİZ ADINA ŞAHSEN TEŞEKKÜR ETMEK İSTİYORUM"

Arınç, "Akil İnsanların çalışmaları gündeme geldi mi? Performanslarını nasıl görüyorsunuz" sorusu üzerine akil insanlara yönelik protesto ve saldırıya varan hareketler konusunda İçişleri Bakanı Muammer Güler'in kurula bilgi sunduğunu belirtti. Akil insanları tebrik etmek gerektiğini belirten Arınç, "Benim dışarıdan gözlemleyebildiğim kadarıyla akil insanlar şüphesiz 63 kişiden ibaret değil. Ama 63 kişi çok fedakarca bir çalışma yapıyor. Hepsi çok iyi niyetliler ve hepsi Türkiye'nin toplumsal barışına, huzur ve güvenliğine katkı sağlamak için kimisi ta Uludere'ye kadar gidiyor, kimisi Urfa'da çalışıyor, kimisi İzmir'de, kimi İstanbul'da kimi Kocaeli'nde.... Bu insanları takdir etmek lazım, tebrik etmek lazım. Hiç kimse rahatını bozarak geçmişte tehlikeli sayılan bölgelerde nasıl karşılanacağını da bilmeden böylesine içten bir çalışma yapamaz. Bu insanlara toplumun teşekkür ettiğini de biliyorum" diye konuştu.

Akil insanlara yönelik bazı eleştirilerin doğal olabileceğini belirten Arınç, şunları kaydetti:

"Ama doğal olmayan tek şey, ellerinde bir takım bayraklarla veya bir takım argüman kullanarak sanki bunlar bayrağa karşıymış veya milli düşünceden yoksun insanlarmış gibi onları protesto etmeyi, bağırarak, çağırarak yapmak, toplantı salonunu işgal etmek ve bu insanlara ağızlarına ne gelirse hakaret etmek. Yanlış olan bu. Bunun için şüphesiz gereken tedbirler de alınacaktır. Arkadaşlarımızın çalışmaları başlayalı daha 10 veya 15 gün oldu en fazla. 2 Aylık çalışma ön görülmüştü ama şu 10-15 günlük performanslarına bakıldığında hepsine milletimiz adına ben şahsen teşekkür etmek istiyorum."

Bülent Arınç, bir gazetecinin "Tazminat miktarının konuşulmaması gerektiğini söylediniz ancak tazminatı belirleyecek ilke ve parametrelerden bahsettiniz. Bunların ne olduğunu bizimle paylaşmanız mümkün mü?" sorusu üzerine, "Hayır mümkün değil" diyerek esprili bir cevap verdi. Arınç, "Niye paylaşayım seninle, daha iş bitmedi. İşe bugün yeni başladık. Arkadaşlar güzel götürüyorlar, ya ikinci toplantıda veya bazı ayrıntılar kalırsa üçüncü toplantıda geleceğim burada hepinize 'şu parametrelere uygun olarak böyle bir çalışma yaptık ve sonuca ulaştık' diyeceğim ve söz önce sana söyleyeceğim" diye konuştu.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız