SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Kılıç'tan Malatya Örnekleri..

A- A+ PAYLAŞ

CHP Malatya Milletvekili Muharrem Kılıç, Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Disiplin Cezalarının Affı Hakkındaki Kanun teklifinin görüşülmesi sırasında yaptığı konuşmada, yasanın kapsamının ve süresinin genişletilmesini önerdi, ancak teklif AKP grubunun hazırladığı şekilde yasalaştı. Kılıç, CHP grubu adına yaptığı konuşmada, Malatya'daki bazı uygulamaları da gündeme getirerek eleştirilerde bulundu.

KILIÇ'TAN MALATYA ÖRNEKLERİ..
Söz konusu yasa teklifi görüşülürken, CHP Grubu adına söz alan Kılıç, şunları söyledi:

"1982 Anayasasından sonra, memurlarla ilgili disiplin afları, periyodik dönemler halinde, sürekli olarak çıkmaktadır. Bu yasalardan, bu aflardan ilki, 25 Ekim 1985 tarihinde çıkarılmıştı. İkinci af, ondan 7 yıl sonra, 18.6.1992 tarihinde çıkarıldı. Üçüncü af, 28.8.1999 tarihinde çıkarıldı. Şu anda da, yine, yedi yıl geçtikten sonra, yeni bir disiplin affını görüşmekteyiz.

Öncelikle, bu af teklifini veren arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Gerçekten, devlet memurları, sürekli olarak, bir disiplin cezası tehdidiyle karşı karşıyalar.Bununla ilgili bir af teklifi verildi. Adalet Komisyonunda bu kanun teklifi 21.6.2005 tarihinde görüşüldüğü halde ; bir yılı aşkın süredir bir türlü Meclis gündemine gelmedi.
Bu yasa teklifi, büyük bir memur kitlesini ilgilendiriyor; yaklaşık 25 000 devlet memuru bu yasadan etkileniyor. Kamunun sorunlarına çözüm üreten bu insanlar, kendileri sorunlarla baş başa. Bu insanlar, büyük ekonomik güçlükler içindeler. Bir de bunun üzerine, gelen siyasî iktidarların, devlet memurlarını kendi anlayışlarına göre çalıştırma zorlaması da olunca, bu insanların sicilleri sık sık bozuluyor, bu insanlar sık sık disiplin cezaları alıyorlar.

Devlet memurları, Anayasamızın 129 uncu maddesinde belirtildiği gibi, kamuda çalışan, kamunun hizmetini gören insanlardır. Adı üstünde, devletin memurlarıdır; ancak, gelen iktidarlar, ne yazık ki, bunlara, devletin memurları gibi değil de, iktidarın memurları gibi, iktidarın çalışanları gibi baktıkları için, o anlayışı sergiledikleri için, devlet memurları üzerinde tahakküm kurmaya, kendi anlayışları doğrultusunda onları yönlendirmeye çalıştıkları için, zaman zaman çatışmalar çıkıyor. Bu çatışmalardan da, tabiî, iktidar, eğer kendi vücut dilinden, kendi anlayışından anlamayan devlet memurlarını değiştirmek istiyorsa, görev yerini değiştirmek istiyorsa veya makamdan almak istiyorsa, onlarla ilgili bakanlık müfettişlerini gönderiyorlar, istedikleri şekilde, hem sicillerini bozuyorlar hem de onlar hakkında disiplin cezaları uygulanıyor.

Biz seçildikten sonra, 2002'de, Malatya'da, televizyonda yaptığım bir konuşmada, seçilen AKP'li arkadaşlarımıza seslenmiştim, demiştim ki: Malatya'daki devlet memurlarına dokunmayın. Eğer bu memurlar, görevlerini layıkıyla yapıyorlarsa, vatandaş arasında ayırım yapmıyorlarsa, bu insanlar hangi görüşten olursa olsun, hangi partiden olursa olsun, bu insanlara dokunmayın, görevini iyi yapan, layıkıyla yapan insanların görüşlerine bakmayın demiştik; ancak, sanki bunun tam tersini söylemişiz gibi, Malatya'da da, her yerde olduğu gibi, partizanca atamalar sıkça yaşandı ve bu atamalardan dolayı da, Malatya, kamuoyunda çok kötü biçimde anılır oldu. Bunun en bariz örneğini Çocuk Yuvasında yaşadık. Ne yazık ki, Çocuk Yuvasındaki ehil müdürler görevlerinden alınmıştı, onların yerine, daha önce ambar memurluğu yapan, başka görevlerde bulunan, alt görevlerde bulunan insanlar getirilip müdür yapılmıştı. Yine, daha önceki tecrübeli bakıcı kadınlar işten atıldılar, işlerine son verildi, onun yerine de, seçimlerde Adalet ve Kalkınma Partisinin kadın kollarında çalışan kadınlar getirildi, o çocuk yuvasında hizmet gördürüldü ve bunun sonucunda da, Malatya’mız çok kötü biçimde anılır oldu, Malatya'da çocuklara eziyet ediliyor, çocuklar dövülüyor denildi. Oysa, bu, Malatyalılardan kaynaklanmıyordu, ehil olmayan insanların istihdam edilmemesinden kaynaklanıyordu.

Millî Eğitim Müdürünü Malatya'da 6 kez görevden aldılar. Yargı kararıyla geliyor, tekrar alıyorlar. Bakanlıktan bir yazı geliyor, diyor ki; Sayın Müdür, sizin tecrübeniz fazla, siz görevinizi iyi yapıyorsunuz, sizin tecrübelerinizden Ankara'da yararlanacağız. Geçici görevle Ankara'ya alıyorlar. Bu şekildeki uğraşmalar neticesinde, 7 nci kez, Müdürü, bu kez de -Müdür de artık mücadeleden usandığı için- Kilis'e göndermekle anlaştılar, Müdürü Kilis'e gönderdiler, ondan sonra da, sorun şu anda bitmiş oldu.

Sizin zamanınızda getirdiğiniz başhekimlerle bile anlaşamıyorsunuz. Malatya Beydağı Devlet Hastanesine bir başhekim getirildi, sizin zamanınızda getirildi; ancak, başhekime yapılan Ali Dibo tekliflerini başhekim kabul etmediği için, kendi getirdiğiniz başhekimi tekrar görevden aldınız; çünkü, orada yapılan ihalelerde, başhekim, devletin ihale kanunu ne diyorsa ben onu yaparım diyordu; ancak, bu anlayış, oradaki sizin partinizin yandaşları tarafından kabul görmediği için, başhekimin alınması gerektiğine karar verildi ve başhekim de görevden alındı. İşte, bu tip uğraşmalar, siyasî iktidarın bu şekildeki baskıları, dediğim gibi, devlet memurlarında sürekli olarak disiplin cezalarına neden oluyor ve sicilleri bozuluyor.

Bu yasanın kapsadığı alan, 1999 yılı ilâ 2005'in ikinci ayı. Peki, 2005'in ikinci ayından sonraki; yani, şu anda, birbuçuk yıla yakın süredir disiplin cezası alan memurlar bu kapsamda niçin değil? Sizin iktidarınız döneminde de bu devlet memurları pek çok cezalar aldılar, bunların da sicilleri de bozuldu. Peki, şu anda, madem ki bu yasayı bugün görüşüyorsak, bu devlet memurlarının sicillerini şimdiye kadar niye düzeltmiyoruz değerli arkadaşlar?

Bir diğer eksiklik de, daha önce çıkarılan 3 tane afta, emniyet mensupları da bu aftan faydalanıyordu; ancak, şu anda getirilen düzenlemede emniyet mensupları bu aftan faydalanmıyor. Emniyet mensupları çok güç şartlarda çalışıyorlar. Hem ekonomik koşulları çok kötü hem de görevleri çok zor. Bu şartlar altında çalışan insanlardan bir kısmı intiharı bile bir seçenek olarak görüyorlar. Peki, bu şartlar altında çalışan emniyet mensuplarının niçin disiplin cezalarını affetmiyoruz?

Bu yasa teklifini getiren arkadaşlarımıza tekrar teşekkürlerimi sunuyorum. Bu yasa kapsamının 2006'nın altıncı ayına kadar genişletilmesini ve emniyet mensuplarının da bu kapsamdan yararlandırılmasının gerektiğini düşünmekteyiz.Umarım desteklersiniz."

YASALAŞTI..
TBMM Genel Kurulu'nda Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Bazı Disiplin Cezalarının Affı Hakkında Yasa Tasarısı kanunlaştı. Memurlar ve diğer kamu görevlileriyle bu görevlerde bulunmuş olanlar hakkında, 23 Nisan 1999 tarihinden 14 Şubat 2005 tarihine kadar işlenmiş fiillerden dolayı verilen bazı disiplin cezaları bütün sonuçlarıyla affedilecek. Yasadan 20 bin 543 memur faydalanacak. Bunlardan 9 bin 361'inin uyarı, 5 bin 682'sinin kınama, 3 bin 123'ünün aylık kesme, bin 551'inin kademe ilerlemesinin durdurulması, 639'unun ise devlet memurluğundan çıkarma cezası aldığı bildirildi. Bu yöndeki af ise en son 1999 yılında çıkarılmıştı.

Yasayla, devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla basit veya nitelikli zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolaylı iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyet kırıcı suçlar veya istimal ve istihlak kaçakçılığı dışında kalan kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, devlet sırlarını açığa vurma suçları sebebiyle görevleriyle sürekli olarak ilişik kesilmesi sonucunu doğuran disiplin cezalarıyla 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'na göre verilen yer değiştirme ve meslekten çıkarma cezalarıyla emniyet hizmetleri sınıfına dahil personelle çarşı ve mahalle bekçileri hakkında verilen meslekten çıkarma cezaları, sicil affı kapsamı dışında bırakılıyor.

Yasaya göre, bu cezalar dışında yasa, tüzük ve yönetmelikler gereğince memurlar ve diğer kamu görevlileri ile bu görevlerde bulunmuş olanlar hakkında 23 Nisan 1999 tarihinden 14 Şubat 2005 tarihine kadar işlenen fiillerden dolayı verilen disiplin cezaları bütün sonuçlarıyla affedilecek. Bu tarihler arasında işlenen ve af kapsamına giren disiplin cezalarının verilmesini gerektiren fiillerden dolayı ilgililer hakkında disiplin soruşturma ve kovuşturması yapılamayacak. Devam eden disiplin soruşturma ve kovuşturmaları işlemden kaldırılacak, kesinleşen disiplin cezaları uygulanmayacak. Disiplin cezaları affedilenlerin sicil dosyalarındaki bu disiplin cezalarına ilişkin kayıtlar, ilgililerin başvurusu aranmaksızın hükümsüz kalacak ve dosyalarından çıkarılacak. Disiplin cezalarının affı, ilgililere geçmiş süreler için özlük hakları ve parasal yönden herhangi bir istemde bulunma hakkı vermeyecek.

Bu yasayla af kapsamına giren disiplin cezalarına karşı daha önce idari yargıya başvuranlardan, yürürlük tarihinden sonraki 30 gün içinde davaya devam etmek istediklerini yargı makamlarına bildirmeyenlerin davaları hakkında, karar verilmesine gerek olmadığına ve tarafların yaptıkları masrafların üzerlerinde bırakılmasına karar verilecek. Bu kararı; görülmekte olan davalarda davayı gören mahkeme, karar temyiz edilmişse Danıştay verecek. Davaya devam etmek istediklerini bildirenlerin davalarının görülmesine ise devam edilecek. Ancak, davanın davacının aleyhine sonuçlanması durumunda tasarı ile getirilen af hükümleri uygulanacak. Yasa, af hükümlerinin Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Yasası, Uzman Jandarma Yasası, Uzman Erbaş Yasası ile Askeri Hakimler Yasası'na tabi personel hakkında uygulanmamasını da öngörüyor.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız