SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Kimseye Muhtaç Olmadan Göbeğimizi Kestik"

0
Güncellendi - 2018-02-22 03:56:42
A- A+ PAYLAŞ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin artık savunma sanayinin birçok alanında milli teknolojiye sahip olduğunu belirterek, "Eğer biz Afrin'de birilerine muhtaç durumda olsaydık şu anda geldiğimiz konumda olmayacaktık. Kimseye muhtaç olmadan kendi göbeğimizi kestik, yola çıktık ve bu sabah itibariyle bin 780 teröristi etkisiz hale getirdik. Dün güneyden öyle bir çıkış yapmak istediler, toplarımız hemen anında gereğini yaptı, silahlı insansız hava araçlarımız gereğini yaptı ve geri dönmek zorunda kaldılar" dedi.

Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen 11. Kalkınma Planı tanıtım toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin savunma projesi kapsamında 2002 yılında yaklaşık 5. 5 milyar dolar bütçeye sahip iken 2017 yılında bu hacmin 41 milyar doların üzerine ulaştığını kaydetti. Son 15 yılda tarımda da önemli mesafeler katedildiği bilgisini veren Erdoğan, 2002'de yaklaşık 2 milyar TL olan tarımsal desteklerin 2017'de 13 milyar TL'ye yükseldiğini dile getirdi. Son 15 yılda eğitim ve sağlık hizmetlerine erişimi ve kaliteyi de önemli ölçüde arttırdıklarını kaydeden Erdoğan, "15 yıl önce ülkemizde özel okullar dahil 380 bin derslik varken, 2017'de derslik sayısı 683 bine ulaştı. Şu anda bu salonun içinde ben inanıyorum ki yüzde 70'i herhalde 75 kişilik sınıflarda okumuştur. Ama şimdi sınıflarımızın ortalaması 23. Bakın nereden nereye geldik. 75 kişilik sınıfta bir eğitim-öğretim, 23 kişilik sınıfta bir eğitim-öğretim. Bir taraftan da nitelikli öğretmen sayımızı arttırmaya çalışıyoruz. Yüksek öğretimde ise 2002'de 1.1 milyon olan örgün öğrenci sayısı 2017'de 3.8 milyon olurken, üniversite sayısı da 75'den 185'e çıktı. Böylece yüksek öğretimdeki okullaşma oranı yüzde 19'dan yüzde 42,4'e ulaşmış oldu. Daha önce 182 bin olan yüksek öğretim yurtlarının yatak kapasitesi 630 bini buldu" diye konuştu.

Erdoğan, sağlık alanında da önemli mesafeler katedildiğini, 2002'de 19 bin olan toplam nitelikli yatak sayısının 2016 yılında 127 bine yükseltildiğini vurguladı. 15 yıl önce 378 bin olan sağlık personeli sayısını 914 bine çıkardıklarını belirten Erdoğan, "Şimdi şehir hastanelerini kuruyoruz. Sağlık alanında yeni bir devrimi hayata geçiriyoruz. Geçtiğimiz 15 yılda yoksulumuzu gözettik, gelir dağılımını iyileştirdik. Ülkemizde kişi başı günlük 2,15 doların altında yaşayan nüfus kalmadı. Kişi başı günlük 4,3 dolar gelir seviyesinin altında bir gelirle yaşayan nüfusumuz 2002 yılında yüzde 30 iken, bu rakamı yüzde 1'ler seviyesine kadar düşürdük. 2002'de 2 milyar TL sosyal yardım ve sosyal hizmet harcaması yapılırken, bu rakamı 38 milyar TL'ye çıkardık. Hiç bitmeyen ve bitmeyecek olan kalkınma yolculuğunda hedeflerimize ulaştıkça kendimize daha büyük hedefler koyarak ülkemizi dünya sıralamalarında inşallah çok daha üst sıralara çıkarmayı sürdüreceğiz" şeklinde konuştu.

"2033'ü gündemimize aldık"

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılında ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirmek için 2023 vizyonumuzu geliştirmiştik. 2023'e beş kala artık daha uzun soluklu hedeflerimi benimseme, ortaya koyma aşamasındayız. 2053 ve 2071 vizyonlarını kendimize ufuk çizgisi olarak belirledik. Bu ufka doğru emin adımlarla yürürken, daha ziyade orta vadeli bir planlamayı ifade eden 2033'ü de gündemimize aldık. Dünyamız giderek daha hızlı bir değişim yaşıyor. Bu değişimin tetikleyicisi olan teknolojik ve ekonomik gelişmeler farklı coğrafyalarda siyasi dönüşümleri de bu arada hızlandırıyor. Bu gerçeği dikkate alarak hazırladığımız 2033 hedeflerimiz daha sonraki vizyonlarımıza ulaşma bakımından bir sıçrama noktası olacaktır."

Genç nüfusa dikkat çekti

Türkiye'nin genç ve dinamik nüfusunun olduğuna dikkat çeken Erdoğan, en az 3 çocuk tavsiyesini bu genç nüfus kapasitesini korumak için söylediğini belirtti. Bu genç nüfusun yaşlanmaması, ihtiyar hale gelmemesi gerektiğine vurgu yapan Erdoğan, "Biliyorsunuz ekonominin kaynağı insandır. Emek, para, sermaye bunları geç. İnsan varsa emek var, sermaye var, istihdam var. İnsan yoksa bunların hiçbiri yok. Kaynağı insandır. Onun içinde özellikle doğumlara bizim çok büyük önem vermemiz lazım. Dün bir Cumhurbaşkanı ile akşam yemeğinde beraberdik. Şu ifadeyi kullandı; 'Batı bitiyor' dedi. 'Neden?' dedim, 'Nüfusu bitiyor da onun için. Yaşlı bir nüfus, bundan sonra bunlar bir yere gidemez' dedi. Kendisi de Batılı. Bu tespit, çok yerinde bir tespit. Onun için bizim bu nüfusumuzun kıymetini bilmemiz lazım. Nitelikli insan gücüne dönük eğitim, sanayi işbirliği programlarımızı daha da güçlendirerek, kadınların iş gücüne katılım oranını arttırarak hedeflerimize adım adım ulaşacağız. Son 15 yılda yaptığımız atılımlarla ülkemizi eğitim, sağlık ve gelir seviyelerini ölçen BM İnsani Gelişmişlik Endeksi'nde yüksek insani gelişmişlik seviyesine hamdolsun çıkardık. Bu noktada asla geri durmayacağız. Şimdi ülkemizi en yüksek insani gelişmişlik seviyesine ulaştırma gayretimizi devam ettireceğiz" şeklinde konuştu.

"Hükümetimiz bununla ilgili yasal bir düzenleme yapıyor"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, insani gelişmişliğin "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" anlayışla hareket etmek olduğunu kaydederek şunları söyledi:

"Kadim medeniyetimizin değerlerinden o süzülüp gelen insani gelişmişlik yaklaşımımızı sadece maddi değil, manevi ölçülere göre de şekillendiriyoruz. İşte son günlerde yaşadığımız özellikle taciz olayları ne yazık ki bu sıkıntının şu anda ülkemizdeki çok açık alçakça, adice bir uygulamasıdır. Şimdi hükümetimiz bununla ilgili yasal bir düzenleme yapıyor ve bu yasal düzenlemeyle de buradaki caydırıcılık hükümlerini ileri bir noktaya taşımanın gayreti içindeyiz. Bunların affı olamaz, bunlar bağışlanamaz. Bunları asla görmemezlikten gelemeyiz. Bunlar için ne gerekiyorsa devlet planında bizim yapmamız gerekiyor."

"Türkiye karayolu taşımacılığı sektörünün filo büyüklüğü bakımından lider ülke"

Bilginin önemi ve değerinin giderek artarken yenilikçilik ve farklılık oluşturmanın da önemli bir rekabet unsuru haline geldiğini belirten Erdoğan, "Bu süreçte bir taraftan dördüncü sanayi dalgası gibi yeni teknolojilere dayalı üretim yapısına geçerken, diğer taraftan da insanımızı zihni ve fiziki becerilerinden faydalanabileceğimiz yeni alanlarda istihdam etmeye de ihtiyacımız var. Eğitim-öğretim ve AR-GE'ye ayırdığımız kaynaklarımızı arttırarak imalat sanayimizde yüksek teknolojili üretimin payının yükseldiği bir dönüşümü yakalamamız şart. Böylece Türkiye bölgesel bir güç olmanın yanında küresel düzeyde bilgi üreten bir güç haline de gelecektir. Ekonomik ve teknolojik atılımlarımızı bu potansiyelimizi yeni yatırım fırsatlarına dönüştürecek şekilde gerçekleştirmekte de kararlıyız. Ülkemiz ancak bu şekilde enerji, ulaştırma, lojistik ve ticarette bölgesel bir cazibe merkezi haline getirebiliriz. Türkiye karayolu taşımacılığı sektörünün filo büyüklüğü bakımından AB ve çevre ülkeleri arasında lider ülke konumundadır" dedi.

"Bin 780 teröristi etkisiz hale getirdik"

Erdoğan, teknolojik yatırımların etkilerinin sadece ekonomik alanda değil savunma sanayisi alanında da kendisini gösterdiğine dikkat çekerek, "Savunma sanayinin bir çok alanında artık milli teknolojilere sahibiz. Ülkemize yönelik pek çok iç ve dış tehdidi yerli ve milli üretim sayesinde başarıyla bertaraf ediyoruz. İşte Afrin. Afrin'de eğer biz birilerine muhtaç durumda olsaydık şu anda geldiğimiz konumda olmayacaktı. Ama hamdolsun kimseye muhtaç olmadan, kendi göbeğimizi kestik, yola çıktık ve bu sabah itibariyle bin 780 teröristi etkisiz hale getirdik. Tabii ki kendi silahı olunca, kendi tankı, kendi topu olunca askerinde cesareti o denli artıyor. İşte dün güneyden öyle bir çıkış yapmak istediler toplarımız hemen anında gereğini yaptı, silahlı insansız hava araçlarımız gereğini yaptı ve geri dönmek zorunda kaldılar. Mesele bu. Durmayacağız yola devam edeceğiz. Önümüzde inşallah savunma sanayi, ulaştırma ve enerji başta olmak üzere yerli ve milli ürünlerimizi tüm dünyaya daha fazla ihraç eder konuma da geleceğiz. Pek çok büyük şehrimiz üniversite, ticaret, turizm ve kültür alanlarında bölgesel ve küresel düzeyde cazibe merkezi olma yolunda ilerliyor. Bundan dolayı da mutluyuz. İstanbul'u doğu ve batı sermayesinin buluştuğu güçlü bir finans merkezi haline getiriyoruz. Hedefimiz gelecek nesillere iftihar edecekleri medeniyetimizin göstergesi ve kimliği olacak değerde şehirler bırakabilmektir" ifadelerini kullandı.

"Yardımda Türkiye bir numara"

ABD'nin en çok yardım yapan ülkenin kendileri olduğunu söylediğini anımsatan Erdoğan, "Dedim ki 'Trump öyle değil.' Yanımda da OECD raporu vardı. Raporu çıkardım önüne koydum. Siz normalde birincisiniz doğru. Ama bir de milli gelire oranla bak bakalım. Milli gelire oranla baktığın zaman Türkiye bir numara' dedim. Aynı şekilde bugün çoğu Afrika, Balkanlar ve Türk Cumhuriyetlerinden gelen 16 bin 500 öğrenciye Türkiye burslarıyla kaliteli eğitim sunuyoruz. Önümüzdeki dönemde insani ve kalkınma yardımlarımızı arttırarak sürdürme kararındayız" açıklamalarında bulundu.

"İleri teknolojili sektörlerde üretim yapar hale geleceğiz"

Erdoğan, 11. Kalkınma Planı dönemini en iyi şekilde değerlendirmek zorunda olduklarını vurgulayarak, "Fiziki alt yapıdan teknolojiye, eğitimden sağlığa, emniyetten adalete ve demokrasimize kadar her alanda ülkemizi bir üst lige çıkarmaya kararlıyız. 11. Kalkınma döneminde yenilikçi, yerli ve milli üretime dayalı yüksek teknoloji üretir hale gelen güçlü bir ekonomik yapıyı oluşturmayı amaçlıyoruz. Bu yapıyla savunma sanayi, ilaç ve yazılım alanları başta olmak üzere katma değeri yüksek pek çok sektörde söz sahibi olmayı hedefliyoruz. Biyoteknoloji, malzeme teknolojilerinde kapasitelerimizi arttırarak ileri teknolojili sektörlerde üretim yapar hale geleceğiz. Bunun başka bir çaresi yok. Bunun içinde matematik, fizik, kimya biyoloji gibi temel bilimlere daha fazla kaynak ayırarak nitelikli insan yetiştireceğiz" diye konuştu.

"GDO'lu ürünler noktasındaki hassasiyetimizi arttırmamız lazım"

Vatandaşların kaliteli bir hayat sürmesi için yeterli ve sağlıklı gıdaya ulaşabilmelerini temin edeceklerini söyleyen Erdoğan, şu uyarılarda bulundu:

"Gerek hocalarımızdan, gerekse de bu çalışmaları yürütenlerden bir şeyi ısrarla talep ediyorum. Doğala önem vermemizin şartını buradan duyurmak istiyorum. Kanser gibi rahatsızlıkların, tüm bunların temelinde doğalın olmadığına inanıyorum. Kimyasalın ağırlıkta olduğu üretimler sebebiyle ilaç sanayisinde darbeler yediğimize inanıyorum. Bu konunun üzerinde bence hocalarımızın durması lazım. Biz kimyasaldan doğala mı gideceğiz, doğaldan kimyasala mı gideceğiz bunlar üzerinde de bir çalışmanın yapılmasının gereğine inanıyorum. Bu kapsamda gıda kayıp ve israfının önlenmesine, tarımsal üretimde kendine yeterliliğe ve verimliliği arttırmaya odaklanacağız. Başbakanım, bakan arkadaşlarım burada. Bu GDO'lu ürünler noktasındaki hassasiyetimizi arttırmamız lazım. Devlet olarak birinci derecede bu bizim sorumluluğumuzda. Hükümet olarak bu konuda atacağımız adımların hassasiyetini özellikle ifade etmek istiyorum."

"Cumhurbaşkanlığı sistemimizin gerektirdiği yapılanmasını kısa sürede tamamlayacağız"

Erdoğan, "Büyük medeniyetler, organizasyon kabiliyetleri dolayısıyla kurumsallaşmaları ileri olan medeniyetlerdir. Bu bakımdan karar alma hız ve kalitesini arttıracak olan cumhurbaşkanlığı sistemimizin gerektirdiği yapılanmasını inşallah kısa sürede tamamlayacağız. Daha rekabetçi ve dinamik bir yapıda işleyen yeni fırsat pencerelerinden yararlanarak katma değer üreten, işlem maliyetlerini azaltan, iyi uygulamalarla fark oluşturan bir kamu yönetimi sistemine geçeceğiz. Bütün bunları yaparken toplumsal bütünleşmenin daha iyi sağlanabilmesi için güven, dürüstlük, liyakat gibi temel değerlerimizi daha da güçlendireceğiz. Bu dönemde ekonomi politikalarımızın odağında yine üreten, ihraç eden ve yenilikler yaparak daha iyi hayat için imkan sağlayan güçlü bir özel sektör olacaktır" dedi.

Ankara, iha

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız