SON DAKİKA
SON DEPREMLER

''Koca Başbakan Bilmiyor mu?''

A- A+ PAYLAŞ

AKP Milletvekili Ali Osman Başkurt'un, don nedeniyle zarar gören kayısı üreticilerine ödeneceği Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından, Malatya ziyareti sırasında açıklanan 35 milyon YTL'nin gecikmesi ile ilgili tartışmalar karşısındaki açıklamalarına, Saadet Partisi İl Başkanı Mehmet Asiltürk tepki gösterdi ve sorular sordu.

Asiltürk, düzenlediği basın toplantısında şöyle dedi:

"AKP Malatya Milletvekili Ali Osman Başkurt, dün dondan zarar gören kayısı üreticilerine ödenecek paralarla ilgili olarak bazı açıklamalar yapmış, hükümet olarak kendilerini haksız oldukları bir konumdan haklı duruma çıkarma gayreti sarf etmiştir.

Başkurt dünkü toplantıda öncelikle Başbakan Erdoğan’ın Malatya ziyaretinde çiftçilere 35 milyon YTL ödeneceğini söylediği halde bu paranın neden 15 milyon YTL’ler düzeyine indiğini izaha çalışmıştır.

Başkurt, Başbakan’ın 35 milyon YTL ifadesini, Malatya Valiliği ve Tarım İl Müdürlüğü’nden aldığı ön bilgilere göre kullandığını, yapılan incelemeler sonrasında bu rakamın düşüş gösterdiğini ifade etmiştir.

Şimdi tüm kamuoyunun huzurunda bazı noktaları hatırlatmak istiyorum. Önce Başbakan’ın Malatya ziyaretinde kullandığı ifadeyi tam olarak hatırlamakta fayda var. Basına yansıdığına göre ne demişti 13 Temmuz 2006 tarihinde Başbakan? Başbakan Erdoğan satırı satırına, “Kayısı üreticilerine ödenmesi gereken 35 milyon YTL’nin yarısı Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından gelecek hafta, geriye kalanı ise gelecek yılın ilk 3 ayında ödenecek.” demişti.

Kamuoyu adına soruyoruz:
1-) Koskoca bir ülkenin başbakanı olmuş bir kişi, zarar tespitleri ile ilgili çalışmaların yapılacağını bilmiyor mu ki, böyle net ifadelerle rakam vererek çiftçileri gereksiz yere ümitlendiriyor?

2-) Başbakan yasa kapsamında çiftçilerin zararlarının 1 hafta içerisinde tespitinin mümkün olmadığını bilmiyor mu ki, “1 hafta içerisinde paranın yarısı ödenecek” diyor. Yoksa Başbakan’ın yasalar, kurallardan ve uygulamalardan haberi yok mu?

3-) Başbakan her ne koşulda olursa olsun bu 35 milyon YTL ifadesini bir şekilde kullanmıştır. Koskoca Başbakan’ın yalancı konumuna düşürülmemesi için bir sefere mahsus (daha önce örnekleri görüldüğü üzere) tüm zarar görenlere bu para ödenemez miydi?

Başkurt’un kendilerini haklı çıkarma gerekçelerini irdelemeye devam ediyoruz. Başkurt, 35 milyon YTL olarak açıklanan paranın düşürülmesi yönündeki gerekçeleri sıralarken gerekli incelemeler sonucunda ortaya daha düşük bir miktarın çıktığını, bunun üstündeki parayı ödemelerinin kanunlar kapsamında kendilerini sorumlu tutacağını dile getiriyor. “Parayı nasıl sokağa atarız?” diyen Başkurt, Malatyalı çiftçilere yapılacak cüzi bir yardımı devleştiriyor.

Peki Sayın Başkurt, AKP hükümeti olarak Fiskobirlik’in 2,5 katrilyonluk borcunu silerken, bunlar yetmiyormuş gibi Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) kanalıyla kredi sağlarken, parayı nereye atmış oluyorsunuz? Başbakan’ın ifadeleri ile, “13 trilyon nire, 2,5 katrilyon nire?”

Yoksa paranın kıymeti ve değeri sizin tarafınızdan her daim ezilen, perişan edilen Malatyalı çiftçiler söz konusu olduğunda mı aklınıza geliyor? Kayısıbirlik’e daha önce verilen 5 trilyon lirayı hesaplarken mi aklınıza geliyor?

Sonuç olarak Saadet Partisi olarak hükümete çağrıda bulunuyoruz. Zarar tespiti adı altında çiftçilere zarar vermeyi bırakın. Komşuyu komşuya şikâyet ettiren, muhtarları köylüler ile düşman haline getiren bu incelemelere artık bir son verin. Başbakan’ın ağzından ne çıkmışsa gerçekleştirin ve insanların mağduriyetini önleyin. Koca bir iktidara yakışan ancak budur. Eğer gerçekten iktidar iseniz!"

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız