SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Korkutma Eylemi Yapılacaktı"

0
Güncellendi - 2015-12-27 17:42:04
A- A+ PAYLAŞ

Malatya’da 3 misyonerin öldürülmesiyle ilgili görülen Zirve Yayınevi davasının sanığı ve aynı zamanda gizli tanığı İlker Çınar, Zirve Yayınevindeki cinayetlerden 1 ay önce yapılan toplantıda bu yayınevindeki çalışanlara yönelik korkutma eylemi yapılacağının konuşulduğunu iddia etti. 

Zirve Yayınevi cinayetleri ile ilgili davanın sürdüğü Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki 68. duruşmada gizli tanık İlker Çınar’ın görüntü sistemi üzerinden ifadesinin alınmasına devam edildi.

Gizli tanık İlker Çınar, Malatya’da jandarma tarafından misyonerlere yönelik yapıldığını iddia etiği 12 Şubat 2007 tarihli 2. çalıştayda Organize Sanayi Bölgesi’ndeki jandarma karakolunda bir oda ayarlandığın ve kendisini burada çalışma yürüttüğünü, karakoldaki askerlerinde kendisine ‘Komutanım’ diye hitap ettiklerini ileri sürdü.

Malatya’da 17 Mart 2007 tarihinde yapılan toplantıya da katıldığını belirten İlker Çınar, bu toplantıda Malatya eski İl Jandarma Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger’in Zirve Yayınevindeki çalışanlara yönelik bir korkutma eyleminin yapılacağını, bunun sansasyonel amaçlı olacağını söylediğini iddia ederek, “Yapılan toplantıda Zirve Yayınevine yönelik yapılacak korkutma eyleminin kimler tarafından yapılacağını sordum. Ruhi Abat, Mehmet Ülger’e bakarak, ‘Emre Günaydın hazır. Noel kutlamalarına Emre Günaydın’da katıldı. Eylemi yapılacak kapasiteye geldi’ dedi. Emre Günaydın’ın Zirve Yayınevindeki Hüseyin Yekli aracılığı ile oradaki çalışanlar konusunda bilgilendirildiğini düşünüyorum. Bana korkutma eylemi yapılacağını söylediler. Mehmet Ülger, korkutma eylemi için üst makamlara bilgi verecekti” ifadelerini iddia etti.

Malatya’da jandarma tarafından misyonerlik faaliyetlerine karşı sahte belge düzenlenmesi konusunda yapılan toplantılar esnasında kendisine özel konuşmalarda kullanılmak üzere toplam 3 adet cep telefonu verildiğini ve bunlardan 2 tanesinin sim kartını adli makamlara teslim ettiğini ileri süren İlker Çınar, verdiği sim kartlardan birisinin 29 Kasım 2008 tarihinde verilen sim kart olduğunu, birisinin de kendisinin cinayetten 1 gün sonra 19 Nisan 2007 tarihinde arandığı telefondaki sim kart olduğunu kaydetti.

İlker Çınar, Ruhi Abat’ın cinayetten 1 gün sonra kendisini 3 kez arayarak tehdit etiğini ileri sürdü.

İlker Çınar, Malatya jandarması tarafından hazırlanan misyonerlikle ilgili sahte belgelerdeki amaç ile ilgili olarak, “Dışarıya verilmek istenen mesajda AK Parti iktidar olduktan sonra Hıristiyanlar kıtır kıtır kesiliyor mesajını vererek yapacakları darbeye Batı’nın sessiz kalmasını sağlamaktı. 27 Nisan e-bildirgesi de içeriye değil, dışarıya verilmiş bir mesajdır" dedi. 

İlker Çınar, 2 Nisan 2007 tarihinde kendisini arayan Ruhi Abat’ın “Bundan sonra şahsi telefonlarla konuşmayacağız. Köprüleri atmış gibi konuşacağız’ dediğini ve bir gün sonra ise kendisini cep telefonunun dinlemeye alındığını ileri sürdü.

Hakan Çevikoğlu tarafından Haziran 2008’de 13-14 yaşındaki bir çocuk ile elden gönderdiğini iddia ederek, “Mektup da Behnan Konutgan’ın Tarsus’a geldiğinde suikast düzenleneceği yazıyordu. Hakan Çevikoğlu İspanya’ya gönderilerek, orada öldürüldü” iddiasında bulundu.

İlker Çınar, Mehmet Ülger tarafından verilen brifingin Haydar Yeşil’den elde edilen hard-disk içinde bulunduğunu ileri sürdü.

Mahkeme Heyeti duruşmaya ara verdi.

İKİNCİ OTURUM

2. oturumda gizli tanık İlker Çınar görüntülü sistem üzerinden ifade vermeyi sürdürdü. 

Gizli tanık İlker Çınar, “Mehmet Ülger, ‘Ben misyonerleri tehlike olarak algılamıyorum’ diyor. Peki misyonerleri tehlike olarak gören Ruhi Abat’ı neden Alay Komutanlığı’nda konferans verdirdin? Kimdin izin aldın, Valilik izni var mı?” sorusunu yöneltti. İlker Çınar, Mehmet Ülger’in üst makamlarına misyonerlikle ilgili olarak brifing verdiğini ileri sürdü.

Ruhi Abat’ı Planlı İstihbarat Faaliyeti (PİF) yapmakla suçlayan İlker Çınar, “Ruhi Abat haber elemanı değilse, neden PİF yapıyor?” sorusunu yöneltti.

Malatya İl Jandarma’da ‘Yaşam1’ adlı klasörün misyonerlere yönelik açılması ile ilgili olarak ise İlker Çınar, “Yaşam 1 adlı misyonerlerle ilgili klasör misyonerlerin Yeni Yaşam adlı kuruluşundan alınmıştır” tezini ileri sürdü.

Malatya’da hazırlanan sahte raporlarla misyonerlerin bölücü örgütle ilişkilendirildiğini ileri süren İlker Çınar, “Abdullah Atılgan beni 1 Ocak 2008 tarihinde haber elemanlığından çıkartıyor, peki benimle bu tarihten sonra neden görüyor” sorusunu da yöneltti.

“SÖZDE KÜRDİSTAN HIRİSTİYAN BİRLİĞİ KURMUŞTUR”

“Haydar Yeşil’den çıkan hard-diskteki bilgi ve belgeler benim ifadelerimi doğrulamaktadır” iddiasını ileri süren İlker Çınar, Malatya İl Jandarmanın, Mersin İl Jandarma’nın haber elemanı Hakan Çevikoğlu’ndan misyonerlere yönelik bilgi aldığını ve bu bilgilerle hazırlanan sahte raporların Jandarma Genel Komutanlığı’na gönderildiğini ileri sürdü. İlker Çınar, “Mehmet Ülger’in gönderdiği raporlardan olan, Mart 2007 tarihli rapor Kürdistan Hıristiyan Birliği ile ilgilidir. Sözde Kürdistan Hıristiyan Birliği kurmuştur. Türkiye için yıkıcı ve bölücü faaliyetlerle suçlanıyor bu sözde birlik. Göç-Der, Kürdistan Hıristiyan Birliği’nin sözde destekçisi olarak gösteriliyor. Göç-Der’in misyonerlik faaliyetlerinde bulunduğu şeklinde manipülasyon yapılmıştır. Barzani Alpergin Kürdistan Hıristiyan Birliği’nin sorumlusu olarak gösteriliyor” ifadelerini ileri sürdü.

GENELKURMAY: “TUSHAD DİYE BİR BİRİM KURULMAMIŞTIR”

Bu arada, Genelkurmay Başkanlığı Adli Müşavirliği tarafından TUSHAD ile ilgili olarak Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen yazıda, “Yapılan inceleme sonucunda TUSHAD (Türkiye Ulusal Strateji ve Harekat Dairesi) isimli birbirim veya komutanlığın halihazırda mevcut olmadığı ve geçmiş dönemlerde de teşkil edilmediğini, Her hangi bir birime bağlı veya münferit Kurtlar, Kartallar, Efeler isimli teşkilatın bulunmadığını arz ederim” denildi.

“KOZMİK ODA SORUŞTURMASINDA ZİRVE SANIKLARINA İŞLEM YAPILMADI”

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Kozmik Oda soruşturması ile ilgili olarak bilgi ve belge isteyen Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen cevapta ise “Mehmet Ülger ve 20 arkadaşı hakkında yürütülmekte olan her hangi bir soruşturmanın bulunmadığı” belirtilerken, yine Hurşit Tolon ile ilgili olarak ise “Hurşit Tolon ve diğerleri hakkında herhangi bir işlem yapılmamış” olduğu kaydedildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yazısında, istenen belge ve bilgiler için ise “gizlilik kararı bulunduğu ve bu nedenle istenilen bilgi ve belgelerin gönderilemediği” kaydedildi.

İLKER ÇINAR HEM MALATYA’NIN, HEM DE MERSİN’İN HABER ELEMANI

Malatya İl Jandarma Komutanlığı tarafından Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen yazıda “Sanık İlker Çınar’ın 1 Şubat 2007 tarihinde haber elemanı olarak kayda alındığı, 18 Şubat 2009 tarihinde deşifre olması nedeniyle ilişiğinin kesildiği, İlker Çınar’a istihbarat ödeneğinden ödeme yapıldığının tespit edildiği” belirtilirken, sanık Ercan Gelegen’in ise “Kayıtlı haber elemanı olarak görev yapmadığı” şeklinde bilgi verildi.

Mersin İl Jandarma Komutanlığı tarafından Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen yazıda ise, “İlker Çınar’ın 6 Haziran 2005 ile 1 Ocak 2008 tarihleri arasında haber elemanı olarak kayıtlı olduğu ve bu süre içerisinde kendisine 28 Haziran 2006 tarihinde 50 TL ödeme yapıldığı” aktarılırken, “Levent Ercan Gelegen’in ise kayıtlı haber elemanı olmadığı ve kendisine her hangi bir ödemenin yapılmadığı” belirtildi.

Mahkeme heyeti, duruşmayı 17 Mayıs Cuma gününe erteledi. Duruşmada, gizil tanık İlker Çınar’ın görüntülü sistem üzerinden ifadesinin alınmasına devam edilecek.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız