SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Krize Çare Kampanyası!

A- A+ PAYLAŞ

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından başlatılan "Kriz varsa çaresi de var kampanyası"na Malatya Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanlığındaki mesleki teşekküller ile sivil toplum kuruluşları da destek verdi.

Valil Halil İbrahim Daşöz, Belediye Başkan Yardımcısı Ertan Mumcu, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hasan Hüseyin Erkoç ve mesleki teşekküller ile sivil toplum kuruluşları, esnafları gezerek alışveriş yaptı. İlk alışverişi Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkan Vekili Orhan Özbek, basın mensuplarına gömlek alarak başlattı.

Bu arada, MTSO Salonu'nda mesleki teşekküller ile sivil toplum kuruluşları ile birlikte basın açıklaması yapan MTOS Başkanı Hasan Hüseyin Erkoç, "Türkiye de iç pazarı canlandırmaya yönelik, tüketici ile sanayiciyi buluşturan, ülkemiz ekonomisini hep birlikte kalkındırmayı amaçlayan önemli bir sosyal proje. Uluslararası ekonomik krizin Türkiye'ye olumsuz etkilerini minimize etmeyi hedefleyen, ekonomiyi atağa kaldırmayı amaçlayan bir proje.Türkiye'nin en büyük sivil toplum örgütleri bu kampanyayı
düzenlemekte ve destek vermektedir" diye konuştu.

"Beş hafta sürecek bu kampanya dört ana temadan oluşuyor. Eve Kapanma Pazara Çık (Tüketiciye Çağrı), Güce İnan (İşverene Çağrı), Kimse İşini Kaybetmesin (İşçiye Çağrı), Güven ve İstikrar (Hükümete Çağrı). Bu kampanyaya hükümet ile ana muhalefet partileri de destek vermektedir. Bu kampanya ile ilgili olarak TOBB tarafından hazırlanan afişler Türkiye'deki tüm oda ve borsalara gönderilmiş olup gerekli yerlere asılmıştır" diyen Erkoç, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu kampanyada sloganımız "Kriz varsa çare de var" evet hiçbir kriz baki değildir. Tüm krizler geçicidir. Ama süreleri uzun ama süreleri kısa öyle veya böyle kriz geçicidir. Bizim buradaki hedefimiz krizin süresinin kısaltmak biran önce Türkiye'yi, Malatya'mızı bu kriz havasından kurtarmak, piyasadaki sıcak para akışını hızlandırmak, genişletmektir. Kriz ne kadar kısa olursa o kadar az yara alırız. Bizim burada halkımızı davet ettiğimiz en önemli şey 'Eve Kapanma Pazara Çık' yani alışveriş yap, yani herkes gücü nispetinde, geliri oranında alışveriş yapsın. Kesinlikle halkımızı bir tüketim çılgınlığına davet etmiyoruz. Sadece amacımız bu kritik zamanlarda parayı elinde tutma yerine bir şekilde ekonomiye katması, piyasaları hareketlendirmesi. Ümitsizliğe, karamsarlığa, çaresizliğe kapılmanın gereği olmadığını düşünüyoruz. Bir farkındalığı yaymak için bir kampanya başlatıyoruz. Türkiye'nin yüzü gülsün diye geniş bir mutabakat zemini oluşturmaya çalışıyoruz. Bu girişim ile biz tulumbaya ilk suyu döküyoruz.

Üreten Türkiye'nin dayanma gücünün artırmak için, iç piyasayı canlandırmamız şart. Ayağa kalkmak için bir fitilin ateşlenmesine ihtiyaç var. Ne kadar tek vücut olursak ekonomik gücümüz ve hedefimize ulaşma şansımız o kadar artacak. Öncelikle şunu anlamalıyız ki 'üretim, tüketim, istihdam' birbirine bağlı. Biri olmazsa hiçbiri olmaz. Tüm dünyada tüketim düştü. Türkiye ekonomisinin toparlanabilmesi için öncelikle iş piyasamızı canlandırmamız şart. Bu krizi atlamamızı sağlayacak en önemli unsur milli gelirimizin yaklaşık yüzde 70'ini oluşturan, hane halkı harcamalarını canlı tutmaktır. Üretime ve tüketime açık genç nüfusu ile Türkiye bu anlamda şanslı."

Bu seferki fedakarlığın adının üreterek ve tüketerek ekonomiye can vermek olduğuna dikkat çeken Erkoç, "Tüketiciler, üreticiler, bankalar ve hükümet üstüne düşeni yapmalıdır. Böylece üretim sürecek, istihdam artacak, tüketim gücümüz yükselecektir. Haydi Türkiye; önce üretmeye sonrada kendi ürettiğini tüketmeye, Türkiye'nin yüzü gülsün diye" açıklamasını tamamladı.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız