SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Kürecik'i Vazgeçilmez Yapan 5 Saniye"

0
Güncellendi - 2015-12-27 13:05:39
A- A+ PAYLAŞ
Habertürk Gazetesi yazarı Fatih Altaylı, gazetedeki köşesinde Füze Kalkanı Radar Üssü'nün kurulması için neden Kürecik'te ısrar edildiğini, "Kürecik'i vazgeçilmez yapan 5 saniye" başlıklı yazısında aktardı.
 
Altaylı'nın yazısı şöyle:
 
"Geçtiğimiz günlerde İran’a yaptırımlar konusunda Birleşmiş Milletler’de ABD ile ters düşen Türkiye’nin daha sonra “Batı blokundan” kopmakla tehdit edildiğini ve Obama’nın sert mesajını aktarmıştım.
 
Obama’nın Kanada’da Başbakan Erdoğan’a, İran’ın ABD’nin yeni savunma konseptinde ciddi bir yeri olduğunu ve İran’a karşı ABD ve Batı’nın yanında yer alması konusunda Türkiye’den beklentilerini aktardığını, ardından da Başbakan Erdoğan’ın Kürecik’e kurulacak radara “yeşil ışık” yaktığını yazdım.
 
Dünyada olan biten her şeyi, her olası tehlikeyi uzaydan görme kapasitesine sahip olan ABD’nin Kürecik’e bir radar sistemi kurma konusunda neden bu kadar ısrarlı olduğunu anlamak zor.
 
Bunu ABD yönetimine yakın bir kaynağa sordum.
 
“Neden Kürecik?” diyerek.
 
Aldığım yanıt oldukça şaşırtıcıydı.
 
“Kürecik sadece İsrail’e yönelik bir İran saldırısına karşı kurulmuş radar sistemi değil” dedi ve anlattı:
 
“Kürecik’te konuşlanan AN/TPY-2 radar sistemi şu andaki en gelişmiş yüzey radarı. 2300 kilometrelik bir hassas menzili var ve çok güçlü.
 
Üstelik de yerden fırlatılan silahın barındırdığı tehdidi ve kapasiteyi de belirleyebiliyor.
 
Bu hassas radar sadece İsrail’i değil, Avrupa’yı ve Birleşik Devletleri de bir saldırıdan korumak için çok önemli.”
 
“Peki neden Kürecik ve neden uzaydan değil de yerde bir radar” diye sordum.
 
“Kürecik çok önemli bir nokta. Burada geçmişte de bir radar vardı, biliyorsunuz. Çünkü Kürecik sadece İran’ı görmüyor. İran’ı, Kafkaslar’ı ve Rusya’yı da çok net bir biçimde görüş alanı içine alıyor.
 
Bu bölgelerin herhangi birinden Avrupa veya Amerika’ya yönelik bir füze harekete geçtiği anda bunu uzaydan da tespit etmek mümkün, ama Kürecik’teki radar bu füzelerin rotalarına da hâkim bir konumda.
 
Yani fırlatma anını uzaydan görsek bile, daha sonrasını Kürecik’teki TPY-2 radarıyla izlemek çok daha doğru ve güvenli.”
“Kürecik görecek ama savunma sistemi Kürecik’te değil” dedim.
 
“Evet değil. Zaten olmamalı da. Kürecik tehdidi ve rotasını gösterecek.
 
Rotaya göre hangi savunma sistemi devreye girecekse o savunma sistemi tehdidi bertaraf edecek. Yani Kürecik, savunma sistemlerini koordine edecek.
 
Hedef tehdit hangi savunma sistemine daha yakın ise o savunma sistemi hareket geçecek ve saldırıyı o engelleyecek.”
 
“Yani İran dışında da tehdit algısı mı var ABD’nin?”
 
“Bugün yoksa bile yarın olmayacağını kim bilir.
 
Kürecik’teki radar, devletler veya gruplardan gelebilecek her türlü saldırıyı görebilecek bir noktada.
 
Tehdit oluşturabilecek veya barındırabilecek tüm bölgeleri izliyor.”
 
“Peki niye Kürecik? Başka yer mi yoktu? Şart mıydı Kürecik? Türkiye Kürecik’e izin vermese ne yapacaktınız?”
 
Bana bu bilgileri veren ABD’li yetkili güldü.
 
“Başka bir yere koyacaklardı radarı. Kürecik kadar iyi olmayan bir yere. Ama şu kadarını söyleyeyim, bu konu meşhur 1 Mart Tezkeresi’nden daha büyük bir yıkım yapacaktı.”
 
“Neden bu kadar önemli Kürecik, onu anlamıyorum?” diye ısrar ettim.
 
“Şu yüzden önemli” dedi:
 
“Radarı Kürecik’e kurunca görüş açısı oldukça geniş oluyor.
 
Tek bir radarla çok geniş, neredeyse tehdidin tamamını içeren bir görüş alanına bakıyoruz. Ama daha önemli bir şey var.
 
Kürecik bize böyle bir savunma sistemi için çok ama çok önemli olan 5 saniyelik bir zaman kazandırıyor.
 
Radarı nereye kurarsak kuralım bu 5 saniyelik avantajı kaybediyoruz. Kürecik bize 5 saniye kazandırıyor.
 
Bu 5 saniye belki de milyonlarca hayat demek."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız