SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Kurtarma' Operasyonu mu?

A- A+ PAYLAŞ

Belediye İmar Müdürlüğü’nün arşivinin 2 Kasım 2009’da mühürlenmesiyle kamuoyunun gündemine gelen imar yolsuzluğu soruşturması "4 AYDIR"devam ederken, Ahmet Çakır yönetimindeki belediye meclisi, göreve başlar başlamaz, Cemal Akın döneminde alınan ancak kamuoyu vicdanında hoşnutsuzluk yarattığı gerekçesiyle kaldırdığı ek yoğunluk uygulamasını, imar soruşturmasına da konu olan dosyalarda belediyenin zararını tazmin etmek adına yeni bir meclis kararıyla yeniden uygulamaya koydu. Belediye meclisinin bu kararı “Savcılığa intikal eden ve suç oluşturan dosyaların, bu uygulamayla suçlarını ortadan kaldıracağı gerekçesiyle’ büyük eleştirilere neden oldu.

Hukukçuların yanı sıra mimar ve mühendislerden oluşan teknik uzmanlar, söz konusu karar için “Madem imar yoğunlu yanlış bir uygulamaydı neden tekrar bir nevi af anlamına gelen böyle bir düzenlemeye gidildi? Eğer ek yoğunluk uygulaması yanlış değildi ise belediye neden böyle bir uygulamayı kaldırdı? Bu karar ile belediye, idari anlamda soruşturmaya konu olan dosyaların oluşturduğu suçun ortadan kaldırılmasına zemin hazırlıyor” yorumunda bulundu.

Malatya Belediye Meclisi Şubat ayı toplantısında AKP’li üyelerce gündem dışı verilen önerge ile gündeme alınan ve görüşüldükten sonra kabul edilen ve “Ruhsata aykırı olarak imalatı yapılan inşaatlardan kamu zararın tazmin için sadece adli müeyyidelerle yetinilmemesi ve Belediyenin zararının da tazmin edilmesi” konulu önergesi aynı Meclisin Mayıs 2009’da aldığı “Ek yoğunluğun kaldırılması” kararıyla çeliştiği öne sürüldü.

27 Mart 2009 yerel seçimlerinde göreve seçilen Ahmet Çakır yönetimi, Cemal Akın yönetiminin 2005 yılında aldığı ve kamuoyu vicdanında büyük hoşnutsuzluk yaratan “Ek yoğunluk transferi” uygulamasını Mayıs ayı Meclis toplantısında aldığı kararla kaldırmıştı.
Belediye meclisinin Mayıs ayında aldığı kararın üzerinden uzun bir süre geçmeden “Belediye zararının” tazmini için ruhsata ve eklerine aykırı olarak imalatı yapılan inşaatların yasal hale getirilmesi için “ek yoğunluk transferi” kararı alması konunun uzmanları teknik elemanlar ve hukukçular tarafından eleştirilirken, sadece müteahhit çevrelerinde olumlu karşılandı. Belediyenin ilgili birimleri ise “ Aldığımız bu karar 2005-2009 yılları arasında yapılan ruhsata ve ruhsat eklerine aykırı inşaatları kapsıyor” diyerek aldıkları kararı savundular.

“AYRICALIKLI MÜTEAHHİTLER İÇİN ALINMIŞ BİR KARAR”
Konu ile görüştüğümüz şehir plancısı, mimar ve mühendis gibi teknik uzmanlar, “Belediye meclisinin aldığı bu kararla kentin imar bütünlüğü bozulacaktır. Ek yoğunluk transferi doğruysa neden kaldırdılar, yanlışsa neden tekrar uyguluyorlar? Bu karar ayrıcalıklı bazı kesimler için alınmış bir karardır” derken, hukukçular ise “Acele ile alınmış bir karardır, en azından yargının kararını beklemeleri gerekirdi. Yargı cezası ayrı idari ceza ayrı diye düşünülürse belediyenin kendi vereceği idari cezanın şartı bir nevi ortadan kaldırılmış olacaktır. Karar, bir nevi adliyeye intikal eden ve edecek olan dosyalar için örtülü af şeklindedir” yorumunda bulunurken, kararın sınırlı olarak uygulanamayacağı ve benzeri ek yoğunluk transferinin söz konusu olduğu diğer yapılan içinde emsal teşkil edeceğine dikkat çektiler.

MÜTEAHHİTLER HARIL HARIL ARSA ARIYOR
Öte yandan, ruhsat ve ruhsat eklerine aykırı inşaat yapan birçok müteahhit ve sahipleri oluşturdukları birlikteliklerle, aykırı inşaatlarını yasal hale getirecek arsaların bulunması için güçlerini bir araya getirdiler ve Şubat ayında alınan bu kararın kendileri ve inşaatları için bulunmaz bir fırsat olarak değerlendirerek, kullandıkları yoğunlun karşılığında bugüne kadar bağışlamadıkları arsaları alıp belediyeye bağışlamak için harıl harıl arsa arayışına girdiler.

Belediye Meclisi yetkilileri ise konu ile ilgili olarak yönelttiğimiz “Mayıs ayında alınan kararla, Şubat ayında alınan karar arasında bir çelişki yok mu?” sorusuna özetle “Hayır. Kesinlikle, aldığımız karar 2005 yılından 2009 yılı Mayıs ayına kadar olan süreyi kapsıyor. Zaten inşaatların birçoğu bitmiş durumda ve içinde insanlar oturuyor” diyerek görüş belirttiler.

Bu arada, adli ve idari bir soruşturmaya “suç” olarak konu olmuş bir olayla ilgilileri “suçlu durumdan kurtarma”nın yanı sıra, yasadışı yaptıkları işi yasal hale getirmeye yönelik bu işlemin hukuka ne kadar uygun olduğunun da tartışılması gerektiği kaydedildi. Yapılanın yasal olmadığını ve sadece “kılıfına uydurma” olduğunu savunanlar, “Suçu işleyen, pişman olduğu için bu iş ortaya çıkmadı. Suç idare tarafından saptandı. Bu saatten sonra idarenin çıkıp, bu suçu işleyen ya da ihlali yapanlar lehine bir uygulamanın yolunu açması yasal değildir.” iddiasında bulundular.

Diğer yandan, "İmar Yolsuzluğu" olayıyla ilgili adli ve idari soruşturmanın 4 aydır bir türlü tamamlanamaması da dikkat çekiyor.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız