SON DAKİKA
SON DEPREMLER

''Kuzuların Sessizliği..''

A- A+ PAYLAŞ

Şike iddialarıyla ilgili değerlendirme yapan Vatan Gazetesi yazarı Tayfun Bayındır'ın yazısının başlığı "Kuzuların Sessizliği"ydi.

Bayındır'ın, 24 Temmuz Pazartesi günkü Vatan Gazetesi'nde yayınlanan yazısı şöyle:

"Kuzuların sessizliği

Bu nasıl bir aymazlık, vurdumduymazlıktır, anlamak mümkün değil... VATAN'da tam 8 gündür çarşaf çarşaf yayınlanıyor. Hürriyet Gazetesi belgeleri ortaya koyuyor. Milliyet, inanılmaz hakem ilişkilerini bir duayenin ağzından yayınlıyor. Vatan'ın başlattığı 'Lütfen Temiz Futbol' kampanyasında ortaya atılan iddialar yenilir, yutulur cinsten değil. Hele suçlamalar akıl almaz boyutta. Bırakın İtalya'yı, hakem skandallarının yaşandığı Almanya'yı atin bir kenara, diktatörlükle yönetilen ülkelerde bile onbinlerce sporseverin, binlerce yöneticinin, spor adamının tepki gösterip, kampanya başlatacağı, hatta 'futbolumu geri istiyorum' diyerek sokaklara döküleceği cinsten karanlık işlere, Türkiye'de neredeyse çıt bile çıkmıyor.

En ufak hakem hatasında, puan kaybında ortalığı kasıp birbirine katan, tek bir ofsayt karan için aylarca konuşan, tribünleri galeyana getiren büyük kulüplerin büyük başkanları, sanki yer yanldı da yerin dibine girdiler. Onlardan çıt bile yok. Ya Anadolu kulüplerine ne demeli. Malatyaspor ezilen, Denizlispor da suçlanan olduğu için sesleri gür çıkıyor. Diğerleri ortalıkta yok. En küçük eleştiride parlayan, her yerde birlik olduklarını söyleyen hakem camiasına ne demeli? Bir-iki cılız sesin dışında onlar da başlarını toprağa gömdüler. Ya sevgili medyamız?.. Televizyonlarda program üzerine program düzenleyen, ahkâm üzerine ahkâm kesen kuruluşlar, nedense 32 kısım tekmili birden yayınlanan bu olaylar karşısında üç maymunu oynuyorlar.

Artık 'Yen' paramparça
İnanın insanın içinden 'Bana dokunmayan yılan bin yaşasın hesabını tutturmuş gidiyor' demek geliyor. Bir de güya özerk federasyonumuz var. Onlarınki ise tam anlamıyla kuzuların sessizliği gibi... Göstermelik 3-5 hukuki girişim, araştırma-şike komisyonu oluşturma çabaları... Hepsi bu kadarla kalıyor...

İnsan kimi kime şikayet edeceğini de bilemiyor. Adı iddiaların içinde geçen isimlere 'çantacı' olarak anılanlara, ismi 'şaibeli' diye nitelenen hakemlere bir bakın. Ve lütfen bir de özerk Futbol Federasyonumuz'a bir bakın, iddialara ve suçlamalara maruz kalanlarla, onları soruşturup yargılayacakları da unutmayın. Geçmişte aynı çatı altında buluştuklarını kolayca göreceksiniz. Galiba onların hesabı 'kol kırılır yen içinde kalır'... Oysa ortada artık ne bir kol ne de içine girebileceği bir yen kalmış durumda.. O yen artık paramparça.

Onlar görmek istemeseler de kral artık çıplak, çırılçıplak..

Aynı tas aynı hamam
Bunca çirkinlik hatta doğrusunu yazalım, bunca rezillikten sonra sığınacak bir liman arıyoruz. Gözümüz kulağımız Ankara'ya kayıyor. Neredesiniz oy uğruna ligden düşen takımları lige dönülmeye çalışan parlamenterler? Nerdesiniz ey parti liderleri? Gözetleme ve denetleme yetkisini kullanmak için fırsat kollayan sevgili Bakanımız Mehmet Ali Şahin için bundan daha iyi fırsat olabilir mi? Yoksa yakındaki olası seçim düşünülerek hukukçu bakanımız da mı popülizm yapacak?

Bakın ben size birsey söyleyeyim... Kimse İtalya'daki gibi bir operasyon hayâl etmesin. Önümüzdeki ay sezon başlar, maçlar aynı hamam aynı tas, oynanır. Herşey unutulur gider. Ta ki sezon sonu yaklaşıp, şampiyonluk ve küme düşme hesaplan ortaya çıkıncaya kadar.. O zaman da bu furya yeniden alevlenir. Çantacılar ortaya çıkar, iş bilen yöneticiler devreye girer, bakan, savcıları göreve davet eder, sonra...

Sonrası ise yok... Biz yazdıklarımızla kalırız, kamuoyu da içi kokmuş futbolla avunur durur.."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız