SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Londra Yok İken Malatya Vardı"

A- A+ PAYLAŞ

Türkiye İş Bankası ile Dünya Gazetesi işbirliği ile düzenlenen  İş’le Buluşmalar Toplantısı  Malatya’da gerçekleştirildi.

Malatya Anemon Otel’de yapılan 27’nci İş’le Buluşmalar Toplantısına Malatya Valisi Ulvi Saran, Malatya Belediye Başkanı Ahmet Çakır, Malatya TSO Başkanı Hasan Hüseyin Erkoç, Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, işadamları Ahmet Çalık, Erman Ilıcak, Vahap Küçük ile çok sayıda kamu kurum ve kuruluş temsilcisi, işadamları ile kalabalık bir topluluk katıldı.

Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali,”Malatya hakikaten değişen ve gelişen çehresi ile hepimizin dikkati çekiyor. Gerek sağlık yatırımı gerek AVM’ler ciddi bir inşaat ve gayrimenkul geliştirme projeleri şehrin değişen yüzünün önemli simgeleri olmuş durumda. Doğunun Batısı, Batının Doğusu dediğimiz Malatya hem kara ve demiryollarının hem de havayolları ile bu vasfını geliştiriyor. 740 bini aşan nüfusu ile marka geliştirme yenilikçilik alanında tanımlanmış bu bölge patent başvurusu anlamında gelecekte yatırımcıların ilgisine daha fazla mazhar olacak bir kent. Türkiye’de birçok genel istatistiğin aksine sürekli dış ticaret fazlası veren cari açığı kapatma fonksiyonu olan bir kent. 80 civarında ülkeye ihracat gerçekleştiren bir kent” şeklindeki ifadeleri ile Malatya hakkındaki analizlerini anlattı.

Bali, “2011 yılının ilk 9 aylık sonuçlarına göre Türkiye genelinde olduğu gibi en fazla kredi veren en çok mevduat toplayan özel banka İş bankası. Topladığımız mevduattan daha fazla kredi vermişiz. Daha Malatya’da yapacağımız çok iş olduğunun bilincindeyiz. İş bankası geleneğinde genellikle siz işin gereğini yaptığınızda işin algısı oluşur. İlk 3 çeyrekte nakdi kredilerini yüzde 33 artırmıştır. Nakdi ticari kredilerini yüzde 50 den fazla. Biz diyoruz ki yeri geliyor bu ülkenin paratoneri yeri geliyor istinad duvarı oluyoruz, hiçbir zemini kaydırmıyoruz. Böyle bir dönemde yurtdışında banka alıyoruz, Erbil’de şube açıyoruz, Mısır’da temsilcilik açıyoruz, yurtdışındaki şubemizi 1000’nci şubemizi krizin en ağır koşullarında Lehman battıktan sonra açtık. Toplu işten çıkartmaların olduğu dönemde 2 bin 500 yeni istihdam. Tribünden cevap vermiyoruz. Oyuna etkisi olan bir oyuncuyuz. İşler iyi olmak durumdadır” dedi.

Malatya TSO Başkanı Hasan Hüseyin Erkoç:, “Anadolu’nun yükselen gücü Malatya. Biz bu gelişmelere rağmen hala gelişmişlik sıralamasında hak ettiğimiz yerde değiliz. Organize Sanayi Bölgelerinde değişik sektörlerdeki yapılanma Malatya’yı umutlandırmıştır. Toplam 16 bin kişi istihdam etmekteyiz. Bu sayı 20 bine çıkacaktır. Türkiye’de marka olmuş Baykanlar Holding ve Karamancı Holding Malatya’yı yatırım için tercih etmişlerdir. 3. Organize  Sanayi Bölgesi’nde 55 yatırımcımıza yer tahsisi konusunda çalışmalar devam ediyor. Malatya ekonomisi tekstil ağırlıklı. Sonra gıda geliyor. Kayısı Malatya için gelir dağılımını dengeleyen ve tabana yayan bir ürünümüz. Ama yeteri kadar kayısıdan istifade edemiyoruz. Kayısı konusunda özel sektöre ışık tutacak çalışmalar yapılmalı. Malatyalılar  82 ülkeye kayısı ihraç ediyor. Burada Malatya insanının cesareti ortaya çıkıyor. Malatya’nın sağlık sektöründe de önemli bir yer tuttuğunu görüyoruz” diye konuştu.

Erkoç şunları söyledi: “2001 krizinden çok iyi ders çıkarttığımızdan, finansal yapının çok güçlü olmasından, son krizden hızlı çıkmamızdan bankacılık sektörünün ciddi katkıları olmuştur. Kayısı üreticilerine bankaların sezon başında düşük faizle 5 aylık kredi vermesini istiyoruz. Rotatif kredilerin verilmesi lazım. Kredi musluklarını kapatırsanız kişiyi öldürürsünüz bunun da kimseye faydası olmaz.”

Rönesans Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erman Ilıcak, “Ailem Malatyalı. 1956’dan beri Malatya’dayız. Ankara da büyüdüm. Aile olarak içeride hep rakiptik. Malatya da rekabeti öğrendim ne kadar hoş olduğunu ve uzak durmak gerektiğini de öğrendim. Ailemin en büyük harcama kalemi okul parasıydı. Ankara Koleji’nde okudum. Oradaki arkadaşlarımdan çok şey görendim. Üniversiteyi İnşaat Mühendisi olarak bitirdikten sonra  Enka beni Kuzey Irak’a yollayacaktı ama Körfez Savaşı nedeniyle önce Libya sonra Rusya’ya gittim. Disiplin, çalışma ve ortaklık kurma ve büyük organizasyonların çok basit temeller üzerine kurulduğunu gördüm. 1993 sonunda 94 başında ücretsiz izin alarak kendi işimizi kurduk. 3 ortak kurduk ama onlar eşlerinden izin alamadı. Rusya çok büyük Türk firmaları vardı ve hepsi Moskova’daydı. Ben tersine St Petersburg a gittim. Orada Finliler var. 2 sene sonra kendi segmentimizide lider olduk. 1999’larda Türkiye’de de yatırım kararı aldık ve Malatya’da aile şirketi kurarak tekstil üretimi yapan İLSAN’ı kurduk. Amcam öz kaynak biz kredi dedik. Kredi bizler için aşılması gereken önemli bir engeldi. En büyük şirketlere baktığımızda borçları olduğunu görüyoruz. Borç büyümenin motoru sadece öz kaynağa bağlı büyüme ek kaynak büyümeyi hızlandırıyor.

1999’dan sonra Türkiye’de yatırım yapmaya başladık. İnşaattan geldiğimiz için AVM’lere uzak değildik. Tepe inşaat vardı Türkiye’deki ilk AVM’yi yapmış şirketti. Ya sıfırdan kuracaktık ya da ortak olacaktık. Rusya toparlanınca Romanya’ya da ofis açmıştık. Türkiye büyümeye başlayınca AVM’lere çok talep oldu. Bugün 600 bin metrekareye ulaştık 40 kat büyüdük. 2005’ten beri de Malatyalı ortaklarımızla 30 kişi ortak değil dost kazandım. 500-600 kişilik eski işletmeyi 2 bin kişilik bir işletmeye çevirdik inşaatta birinci Enka ikinci biz olduk. Enerjide aktif bir şekilde çalışıyoruz. Gelişmenin büyümenin önündeki engel finansman değil, birinci eğitim ikincisi teknoloji. Eğitime biraz daha önem verelim. Girişimci ruhu ile saldırıyoruz. Kendi çocuklarımızın eğitimi için her türlü fedakarlığı göstermeliyiz, Eğer şirketlerimizi büyütmek yaşatmak istiyorsak, arkamızdan gelen nesilleri en iyi şekilde eğitmemiz gerekiyor. İyi okullara gittiğim için herhalde bu farklılıkları yarattım ve eğitime öncelik verelim diyorum. Ortaklık kültürünün altını çizmem gerekiyor. Ortaklık kültürü riskleri paylaşmaktır.  Ne kadar çok ortaklık varsa o kadar çok şey öğreniyorsunuz. Zengin olmak istiyorsak mutlaka ortak olalım. Kredi kullanalım. En pahalı kaynak öz kaynaktır. Krediyle gelişmeyi büyümeyi hızlandırmak lazım. Eğer Rönesans ikinci büyükse rekabetten uzak durduk. LC Waikiki nin Türkiye’de rakibi yok Çalık’ın rakibi kendisi. Baktığınızda ne iş yaparsanız yapın bu örneklere bakmanız lazım. Rekabetten uzak durmak lazım. Ne kadar uzaklaşırsanız o kadar farklı oluyorsunuz” şeklinde konuştu.

Çalık Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çalık ise yaptığı konuşmasında, “Biz grup olarak farklı sektörlerde yaklaşık 7 sektörde 20 binden fazla çalışanımız var. Herhalde Türkiye dışında da 15 ülkede Çin sınırından Adriyatik’e kadar, Irak, Kuzey Afrika ve Arap Bölgesi dahil etrafımızdaki ülkelerde faaliyet gösteriyoruz. 10 yaşıma kadar Malatya’da kaldım. Ailem dedem babam bu şehirde işe başlamış ve sonra İstanbul’da ama Malatya’dan hiç kopmadık. Dünyada şu an yanlış bilmiyorsam 55 bin şehir var. Malatya da bunlardan biri. Bu şehirler nasıl? Dünyada refah seviyesi yüksek yaşamın çok iyi olduğu şehirle de var, çok kötü şehirlerde var. İşimiz gereği her ikisini de gördük. Peki bu şehirlerin geri kalmışlığı neden oluyor. Benim gördüğüm bu yerlerde dünyanın en büyük zenginlikleri petrol gaz üstünde çok fakir bekçileri var. Bir kısımında da büyük çatışmalar var. Şehirlerin petrol gaz maden gibi zenginliklerinden ziyade o şehirleri geliştiren insanlardır. Şehirlerin en büyük gücü insan gücüdür. Bir şehrin nereye gideceğini eğitim konusunda ne kadar başarılı olurlarsa gelecekleri o kadar iyi demektir. Geçmişe baktığınızda siyasetçiler, sanatçılar, işadamları çıkmış o zaman iyi eğitim vardır. Dünyanın en iyi hocaları şehrimize getirmeli okul şartlarını sağlamanın yollarına bakmalıyız. Devletin imkanı olmayabilir. Malatya’da işi olan olmayan eğitim konusunda imkanlar ölçüsünde katkı sağlamamız lazım. Bu eğitim sadece okulda değil eğitimli olmanın ayrı bir önemi ve artıları var. Tokyo, Paris, Londra, bu şehirler eğer ülke olsalar dereceye girerler. Bizler iş yapacak olsak, güzel şeyler bu büyük şehirlere akıyor. Şehirler birbiri ile yarışıyor. Bizler de iş hayatımızda şehirlere odaklandık. İş hayatında şehirler ülkeler kadar önemli. Ülkeleri güçlü kılan şehirlerdir. Şehirler eğitimde ve sanayide de yarışmalı, belli konularda kendilerini geliştirmeli. Dedem ve babam, bana ilk tesisimi Malatya’da kurmamı söylediler. Aldığımız kültür gereği ilk tesisimi Organize Sanayi Bölgesi’ndeilk tesis olan GAP Güneydoğu tesisini kurdum. Hedef olarak şunu düşündük. İlk 1000 firma içinde bu işi yapanlardan biriydik. Dünyada ilk 10’a Avrupa’da ilk 3’e  gireceğiz dedik. Büyük hayaldi. Biz 1990 ların başında Avrupa’nın ilk 3’üne girdik, dünyanın ilk 10 şirketi arasına girdik. Babamın hayali gerçek oldu, Malatya’da 5 bine yakın çalışanımız var. Şehrimiz için hayaller kuralım. Geçmişte Londra yokken Malatya vardı ve önemli bir şehir. Malatya’yı Paris Londra’dan daha önemli bir şehir yapacağımıza inanmamız lazım. Dışarıdan gelen yabancı yatırımcılarla dünyanın en yaşanabilir şehrini, bu hayali biz kurarız. Biz yapamazsak bizden sonraki nesil yapar” ifadelerini kaydetti.

Toplantıda Vali Ulvi Saran ve  Belediye  Başkanı Ahmet Çakır’da birer konuşma yaparak, Malatya ekonomisi hakkında ve yatırımlar konusunda katılımcılara bilgiler aktardılar.

Malatya Valisi Ulvi Saran, Malatya'nın sosyo ekonomik kalkınmışlık seviyesi itibari ile 81 il arasında 47'inci, yaşanabilirlik kriterleri arasında ise 28'inci sırada olduğunu belirtti. Vali Saran, bu durumun sebebinin ise Malatya'ya yönelen nüfusun niteliksiz, buradan ayrılan nüfusun ise nitelikli olması olduğunu anlattı.
Vali Saran, Malatyalı iş adamlarını memleketlerine yatırıma çağırdı.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız