SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Lozan Bağımsızlığın Belgesidir"

0
Güncellendi - 2015-12-28 03:53:27
A- A+ PAYLAŞ

24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Barış Antlaşması'nın 92. yıldönümü dolayısıyla çeşitli kuruluşların temsilcileri birer açıklama yaptılar. Açıklamalarda, Kurtuluş Savaşı ile yurttan kovulan işgalci devletlerle imzalanan antlaşmanın "Uluslararası bir başarı abidesi ve Türkiye Cumhuriyeti'nin tapu senedi olduğu"belirtildi.

"LOZAN İBRET BELGESİ.."

CHP Malatya İl Başkanı Enver Kiraz, Lozan Barış Antlaşması’nın uluslararası arenada geçerliliğini sürdüren en uzun antlaşmalarından bir tanesi olduğunu belirterek, “Lozan, Cumhuriyetimizin önemli temellerindendir.” dedi.  

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Malatya İl Başkanı Enver Kiraz, hem Lozan Antlaşmasının 92’nci yılını hem de “Türk  basınında sansürün” kaldırılmasının 107’nci kutladı. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan CHP’li Kiraz, Lozan Barış Antlaşması'nın aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda büyük bir adım olarak tarihe geçtiğini belirterek, "Bu tarihi adımın gerçekleşmesinde Türk heyetinin başkanlığını yapan,  yeni devletin bağımsızlığını - egemenliğini onaylatarak, Sevr Antlaşması’nı, Mondros Mütarekesi’ni geçersiz kılan ve bugünkü Türkiye’nin sınırlarını belirleyen Lozan Antlaşması başarısının altına imza koyan da İsmet İnönü’dür.  Başarının altında imzası olan İsmet Paşa’nın Malatyalı olması hem bizlerin  hem de tüm Malatyalıların ayrıca onur ve gurur kaynağıdır“ dedi. 

Lozan’ın 1. Dünya Savaşı’ndan sonra imzalanan ve 92 yıldır bölgede geçerliliğini koruyan bir antlaşma olduğunun vurgusunu yapan Kiraz, Lozan’la Dünya devletleri arasındaki saygın konumuna ulaşan Türkiye’nin, uğruna Kurtuluş Savaşı verdiği bağımsızlığına süre koyduğunu düşünmek akıl dışı olduğunu belirtti. Bugün, ülkemizin içine sürüklenmeye çalışıldığı coğrafyadaki şiddet sarmalı, Lozan’ı aynı zamanda bir ibret belgesi haline getirdiğini anımsatan Kiraz, Lozan Barış Antlaşması’nın ülkemiz için hayati derecede önemli olduğunun göstergesi olduğunu altını çizdi ve  “Lozan  Barış Anlaşması’nı gerçekleştirenleri 92 Yıl sonra saygı ve minnetle anıyoruz” dedi.

Türk basınında 24 Temmuz 1908 tarihinin tarihi bir dönemeç olduğunu hatırlatan Kiraz, sansürün kaldırılmasının üzerinden 107 yıl geçmesine rağmen halen ciddi sıkıntılar yaşandığını kaydetti. Türkiye’nin son 5 yılda basın özgürlüğü noktasında en hızlı gerileyen 3’ncü ülke konumunda olduğunu anımsatan Kiraz, şunları kaydetti: “Unutulmamalıdır ki demokrasilerde basın susarsa her şey susar. Gazetecilerin olmadığı, özgürce çalıştırılmadığı, yasaklanıp sansürlendiği toplumlarda, demokrasiden söz etmek de inandırıcı değildir. Bu kapsamda başta siyasiler olmak üzere daha özgür bir basının oluşması noktasında hepimize büyük görev ve sorumluluklar düşmektedir.”

"DOSTA DÜŞMANA GÖSTERDİ.."

Malatya Baro Başkanı Enver Han, hem Lozan Antlaşmasının 92’nci yılını hem de “Türk basınında sansürün” kaldırılmasının 107’ncü yılını kutladı. Baro Başkanı Han, “Lozan’ın 92’nci yılında başta ulusumuz ve tüm dünya açısında abide olarak kalacaktır” dedi. 

Malatya Baro Başkanı Avukat Enver Han, Lozan Antlaşması’nın 92’nci yılında tarihi bir abide olarak kalacağını belirtti. Baro Başkanı Avukat Enver Han, hem Lozan Antlaşmasının 92’nci kutlamaları hem de “Türk basınında sansürün” kaldırılmasıyla ilgili açıklama yaptı.  Lozan Antlaşmasının tarihin hiçbir döneminde boyunduruk altına girmemiş bir milletin emperyalistler tarafından etkisizleştirilip tarih sahnesinden silinmesi karşısında Anadolu’yu üç parçaya bölme amaçlarına ve Sevr Antlaşması’na karşı başlatılan sürecin zaferle sonuçlandığını gösteren tarihi bir belge olduğunu anımsatan Han, “Bu nedenle bu antlaşma sadece Kurtuluş Savaşı’na son veren bir hukuk metni olarak yorumlanamaz. Lozan çekilen acıların, gösterilen özverilerin sonucu kazanılmış uluslararası bir başarı abidesidir” dedi.  

Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere Kurtuluş Savaşı önderleri ve Ulusumuz, geçmişteki olumsuzlukların yeniden yaşanmamasının ekonomik ve siyasal bağımsızlığın özenle korunmasına bağlı olduğunu çok iyi bildiğini hatırlatan Başkan Han, Kurtuluş Savaşı’nın zafer özgüveniyle görüşmelere katılan büyük devlet adamı İsmet Paşa önderliğindeki Türk heyetinin emperyalistlerin dayatmalarını reddeden tavrı nedeniyle kesintiye uğrayan görüşmeler, 24 Temmuz 1923'te imzalandığını vurguladı. 

Lozan Antlaşmasının aynı zamanda bir hukuk zaferi niteliği olduğuna da dikkat çeken Han, şunları kaydetti: 

“Türk milleti işgalcilerin silahlı güçlerine karşı zorlu bir mücadele vermek zorunda kaldı ama bu yolda maddi manevi tüm varlığını ortaya koyarak, bağımsızlık savaşımında özverinin sınırlarının olamayacağını dosta düşmana göstermiş oldu. Malatya Barosu olarak 92’nci yıldönümünde Lozan Antlaşması’nın önemini belirterek özgür, bağımsız ve hukukla donanmış bir ülke uğraşısını sürdüreceğiz.”

"BAĞIMSIZLIĞIN BELGESİ.."

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Malatya Şube Başkanı Yunus Millioğulları da, Lozan Antlaşması'nın yıldönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada şöyle dedi:

"Lozan Barış Antlaşması, Türkiye’nin Tapu senedidir. Bu gün mevcut sınırlarımız içerisinde bağımsız bir ülke olarak varsak bunu Lozan Barış Antlaşmasına borçluyuz. Lozan’da İsmet Paşa’nın göstermiş olduğu dik duruş sayesinde tam bağımsız bir ülke olarak dünya milletleri arasındaki yerimizi almış bulunuyoruz.

Bugün Lozan’a dil uzatanlara söyleyecek tek sözümüz var. Bir tarafa Lozan’ı bir tarafa Sevr’i alıp gözlerini iyice açıp baksınlar, göreceklerdir ki  Sevr teslimiyetçilerin Lozan, bağımsızlıktan yana olanların belgesidir.

Bu duygu ve düşüncelerle 92.yıldönümünde Lozan Antlaşmasının mimarlarını, başta Ulu önder Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere İsmet Paşa ve arkadaşlarını saygı, rahmet ve minnetle anıyorum."

"EN GÜÇLÜ MİRASIMIZ.."

Eğitim İş Sendikası Malatya Şube Başkanı Hüseyin Kara ise, "Lozan Barış Antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenliğini, ülke sınırlarımızı, ulusal bütünlüğümüzü savunmadaki en güçlü tarihsel dayanağımız ve mirasımız olmaya devam edecektir."dedi.

Kara'nın açıklaması şöyle:

"Türk Ulusu, “Ya İstiklâl, Ya Ölüm” şiarıyla yürüttüğü Kurtuluş Savaşı'yla, bağımsızlığından ve özgürlüğünden asla ödün vermeyeceğini tüm dünyaya göstermiştir. Atatürk'ün önderliğinde kazanılan bağımsızlık savaşının ardından imzalanan Lozan Barış Antlaşması, ulusumuzun askeri zaferini ve haklılığını dünyaya ilan eden çok önemli bir belgedir. Bu belge, ülkesi ve ulusuyla bölünmez bir bütün olan Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığını, ekonomik ve siyasal bağımsızlığını uluslararası düzeyde tartışmasız biçimde kabul ettirmiştir.

İsmet İnönü Lozan’da emperyalist güçlere karşı büyük direnç sergilemiş ve Türk Tarihi açısından önemli bir diplomatik zafer kazanarak ezilen mazlum uluslara cesaret, güven ve umut aşılamıştır. Aynı zamanda Lozan Antlaşması’yla Türkiye Cumhuriyeti’ni içerden ve dışarıdan kuşatan, ekonomik bağımsızlığını yok eden kapitülasyonlar ve her türlü sömürü ortadan kaldırılmıştır. Anadolu'nun parçalanmasını öngören Sevr Antlaşması'nı geçersiz kılan Lozan Barış Antlaşması, Atatürk'ün tanımıyla “Türk Ulusu aleyhine, yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması ile tamamlandığı sanılmış büyük bir suikastın çöküşünü bildirir bir belgedir.”

Lozan Barış Antlaşması, geçmişte emperyalist devletlerin Ortadoğu ve Asya’ya ilişkin planlarını nasıl bozmuşsa, günümüzde de bağımsız ve laik bir Türkiye Cumhuriyeti, varlığıyla bölgeye yönelik emperyalist planlara engel oluşturmaktadır. Bu nedenle, Sevr'i hortlatmak isteyenler, Lozan'ın kazanımlarını yok etmek istemektedir.

Sevr ve Lozan birbirinin karşıtı iki tez, iki tarihsel dönemeçtir. Lozan bağımsızlıkçıların tezi, Sevr ise teslimiyetçilerin ve işbirlikçilerin tezidir

Bugün  özellikle AKP iktidarı döneminde, 92 yıl önce elde edilen Lozan Antlaşması'nın kazanımlarına sahip çıkılmamakta, Lozan müzakereleri sırasında yapılan baskı ve dayatmalarının benzerlerine direnç gösterilmemektedir. Bunun yanında bazı çevrelerin “biz Lozancılarla birlikte olamayız” şeklindeki söylemleri de düşündürücüdür.

Ülkemiz başta Suriye olmak üzere her taraftan ateş çemberiyle kuşatılmıştır. Komşularımızla sıfır sorun diye yola çıkan siyasal iktidar, emperyalist güçlerin dünyayı paylaşma planlarının adeta taşeronluğunu yaparak ülkemizi büyük bir savaşın eşiğine getirmiştir. Ortadoğu’da Türkiye dâhil birçok ülkenin ulusal sınırları değiştirilerek, sömürgecilere bağlı yeni devletler kurulmaya çalışılmaktadır. Siyasal iktidar, bu planın gerçekleşmesine yardımcı bir dış politika izleyerek Lozan’ın tarihsel ruhuna aykırı davranmaktadır.

Öte yandan özellikle ekonomik çöküntüler yoluyla dışa bağımlılık artırılarak ulusal bağımsızlığımız tehdit edilmektedir. AKP iktidarı döneminde iç ve dış borç büyük oranda artmış, cari açık Cumhuriyet tarihinin en yüksek rakamlarına ulaşmış, Türkiye ekonomisi faiz ödeyen bir ekonomi durumuna getirilmiştir. Bu yolla ekonomik bağımsızlığımız elimizden alınma noktasına getirilmiştir. Lozan’da büyük önem verilen ekonomik bağımsızlık anlayışı terkedilmiş, yerine ülkenin bütün varlıklarını uluslararası sermayeye peşkeş çekme anlayışı gelmiştir. 

Ülkemizde sosyal, siyasal ve ekonomik alanlarındaki karşı devrim politikalarını uygulayan AKP’ye ve emperyalist güçlere Lozan Barış Antlaşması’nın ilkelerine, değerlerine sahip çıkarak karşı koymalıyız. Unutulmamalıdır ki; çok zor koşullarda kazandığımız bağımsızlık mücadelesi, bugün ülkemiz üzerinde oynanan oyunların başarıya ulaşamayacağının en güzel kanıtıdır. Lozan Barış Antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenliğini, ülke sınırlarımızı, ulusal bütünlüğümüzü savunmadaki en güçlü tarihsel dayanağımız ve mirasımız olmaya devam edecektir.

Eğitim-İş Malatya Şubesi  olarak Lozan Antlaşması'nın 92. yıldönümünü kutluyor, başta Ulu Önder Atatürk olmak üzere, Lozan görüşmelerini yürüten büyük devlet adamı İsmet İnönü ile emeği geçen bütün çalışma arkadaşlarını saygıyla anıyoruz."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız