SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Maksatlı Provokasyon İçindeler"

0
Güncellendi - 2015-12-28 05:38:55
A- A+ PAYLAŞ

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türk askerinin Musul'a gitmesi ile alakalı medyada yer alan haberlere ilişkin, "Bugün burada yaşanan rutin rotasyon ve güvenlik risklerine karşı takviye faaliyetini yanlış yorumlayanlar maksatlı bir provokasyon içindedirler" dedi. 

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Büyük Anadolu Hoteli'nde düzenlenen 'Türk-İş 22. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, "Alınlarının teriyle helal rızkın sembolü olan Türk-İş'li kardeşlerim hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. Yıllardır çalışma barışına yaptığını katkılardan dolayı bütün emekçilerimizi yürekten kutluyorum. Türk-İş Türkiye'nin emek mücadelesi tarihinde özel konuma sahip konfederasyounumuz. 35 sendikasıyla Türk-İş çalışma kurumlarının temsilcisi. Uluslararası platformlarda Türkiye'yi açık bir alınla temsil ediyorsunuz, sizleri tebrik ediyorum. ilk Başbakan olduğumda, önce ben emekçilerimizin huzuruna gittim, çünkü benim birinci önceliğim emektir, alınterimdir. Emekçinin ayağına gidilir dedim ve gittim. Türk-İş sadece bir sendika kuruluşu değil, Türkiye'nin demokrasinin de omurga sembollerinden biri" ifadelerini kullandı.

Türk-İş'in emek ve alınteri mücadelesinde, özellikle darbe ve müdahale dönemlerinde zorlandığını belirten Davutoğlu, "Son toplu sözleşmenin ne kadar karşılıklı anlayış içinde yapıldığının onurunu taşıdığımız o günleri çok iyi hatırlıyorum. Emekçiler, kendileri emekle kazandıkları için kadir şinastırlar. Kimlerin onlar için gece gündüz çalıştığını da unutmazlar. Toplu sözleşmenin mantığını iptal eden ekonomik politik hüküm sürüyor, sendikal hareket ağır bürokratik vesayet altındaydı. Tam 13 yıldır bu aziz milletimize hizmet etme imkanına sahip olduk. Allah bizi milletimizden, milleti bizden ayırmasın. Hiçbir zaman, hiçbir zaman milletimizin huzuruna başımız eğik gelmesin. 1 Kasım seçimleri bizi hiçbir zaman kibre yöneltmeyecek. Sizlerin emekçilerinin, alınteri korumak bizler için onur meselesidir. 1 Kasım seçimleri sonrası milletimiz teveccühünü gösterdi, milletimizin hafızası güçlüdür. Milletimiz, 7 Haziran sonrası ortaya çıkan, uzlaşmayla sonuçlanmayan tabloyu gördü, 2002'yi hatırladı" dedi.

"HER KAPI KAPANIR AMA TÜRKİYE YENİ KAPILARI, UFUKLARI AÇACAK KUDRETE SAHİPTİR"

"7 Haziran sonrasında muhalefetin uzlaşmaz tutumu sonucu vatandaşlarımızın hafızalarında canlanan bu oldu" diyen Davutoğlu, "1 Kasım'da milletimiz AK Parti'yi tek başına iş başına getirdi. Biz, daima önce insan dedik. 1 Kasım'dan sonra da bunu koruyoruz. Daha fazla demokrasi, adalet, özgürlük için zihniyet dönüşümünü gerçekleştirdik bunların alt ve üstyapılarını inşa ettik. Kumpasları, vesayetçi muhtıraları hiç saymıyorum bile. Bunlara nasıl direndiğimizi siz bilirsiniz. Allah'a şükür ki bunlar geride kaldı. Sosyal politikalarda emeği merkeze alan yeni politikalar gerçekleştireceğiz. Hiçbir konu olmayacak ki sizinle tartışılmadan karar verilmiş olsun. Kıdem tazminatı ve diğer konular da dahil olmak üzere her konuyu sizlerle istişare edeceğiz, kafa kafaya daha da önemlisi yürek yüreğe vereceğiz. Büyüyen pastanın daha kardeşçe daha adilce paylaşılmasını sağlayacağız. Nasıl ki özgürlükleri genişlettik şimdi daha da ileri noktalara geleceğiz. zorluklar eskisinden çok daha fazla, ihracat pazarları daralıyor, ülkelerin hedefleri küçülüyor. Biz öyle bir coğrafyadayız ki her kapı kapanır ama Türkiye yeni kapıları, ufukları açacak kudrete sahiptir" diye konuştu.

Darbe yasalarını kaldıracaklarına işaret eden Davutoğlu, AK Parti'nin yaptığı icraatlara da değindi. Türkiye'nin sürekli olarak istihdamını artırdığını belirten Davutoğlu, "Hükümetimiz döneminde teşvik uygulamaları sayesinde çalışma hayatında kayıt dışını azalttık. Bunun için de sizlerden destek bekliyoruz. Asgari ücreti de bin 300 TL'ye çıkarıyoruz" dedi.

Kamuda çalışan taşeron işçilerin özlük haklarına ilişkin önemli düzenlemeler yapıldığını anlatan Davutoğlu, sağlıktan yararlanma koşullarının da iyileştirildiğini ve genel sağlık sigortasının hayata geçirildiğini ifade etti.

Davutoğlu, hem bu ay içinde hem de 2016 içinde engelli vatandaşlar için yeni atamaların yapılacağını müjdeledi. Yurtdışında iş yapan işçilerin isteğe bağlı olarak yatırdığı primlerin 4-A kapsamıda sayılmasını sağladıklarına dikkati çeken Davutoğlu, seçim beyannamesinin milletin beklentileri yönünde değerlendirilerek oluşturulduğunu söyledi.

Seçim döneminde millete verilen vaatlere değinen Davutoğlu, "Seçimin arkasından nasıl olsa zaferi kazandık, dinlenelim demedik. İş dünyası ve emekçi dünyasından, 7 saat süren istişarede bulunduk. Önümüzdeki her süreçte de sizlerle istişare etmeye devam edeceğiz. İşçilerimizin sesini yüreğimizde hissetmeye devam edeceğiz. İlk kez iş bulan her gencimizin maaşını bir yıl boyunca biz ödeyeceğiz. Türk-İş bu anlamda yeni genç işçilerimizin de dertleriyle ilgilenen önemli sendika olarak onları bağrına basacak. Bağ-Kur sigortamızın sosyal güvenlik primi kesintisini tamamen sonlandırıyoruz. Tarım arazilerimiz her halükarda korunacaktır.GDO'lu konularda da yeni nesilleri korumak bizim vazifemiz."

"AYNI GEMİDEYİZ, BU GEMİ GÜVENLİ LİMANLARA ULAŞINCAYA KADAR DA ÇALIŞACAĞIZ"

Kendi işini kuran gençlere 50 bin lira destek verilmeye başlanacağını belirten Davutoğlu, "Aynı gemideyiz, bu gemi güvenli limanlara ulaşıncaya kadar da çalışacağız. kollarımız sıvalı işimizin başındayız. AK Parti, Haydi Bismillah diyor. Emekçilerimizin sabah işe başlarken çektiği Besmele ile biz de 2 Kasım sabahı işe başladık. Bu yeni dönemde 78 milyon vatandaşımızın yüzü gülecek" diye konuştu.

Türkiye'nin kudret ve şefkat devleti olarak hem 78 milyona hem de dünyanın her yerinde mazlumlara sahip çıkacak olgunluğa sahip olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, yeni bir dönem için en temel şiarın 'daha fazla adalet ve daha fazla hakça paylaşımın' olacağını dile getirdi.

Başbakan Davutoğlu, AB Türkiye Zirvesi'nde çok önemli kazanımların elde edildiğini belirterek, "Sizler Avrupa'ya başınız dik, iş aramaya değil, iş kurmaya gideceksiniz İnşallah. Türkiye'nin vize muafiyetini elde etmesinin birçok sebebi var. En önemli sebebi, AB liderleri artık biliyorlar ki Türk insanı iş aramak için gitmez Avrupa'ya artık. Türkiye, kendi insanını doyuracak güce ulaştı. Onlar, çok iyi biliyorlar ki Türk ekonomisi Avrupa'nın toplamı kadar istihdam üretiyor. Avrupa'dan insanlar Türkiye'ye artık iş bulabilir miyiz diye bakacaklar" şeklinde konuştu.

Türkiye-AB Zirvesi'yle vize muafiyetinin sağlanacağını anlatan Davutoğlu, "Biz Avrupalı bir halk olarak Avrupa kıtasının tarihini şekillendireceğiz" dedi.

KKTC ve Azerbaycan'a yaptığı ziyaretleri hatırlatan ve Azerbaycan'la çok büyük adımların atıldığını ifade eden Davutoğlu, "Biz, Brüksel'de bir Avrupalı, Bakü'de bir Kafkasyalı, Filistin'de Filistinli gibi konuşur herkesin gönlüne gireriz. Türkiye'nin bütünleştirici özelliği bütün dünyada görülecek. Hedefimiz, kazanımlarımızı koruyarak daha da ileri adımlar atmak. İkinci yeni nesil reformlarla Türkiye'yi yüksek gelir düzeyine çıkaracağız" diye konuştu.

İkinci nesil reformlarla demokrasiyi bir daha hiçbir şekilde tehdit altına düşmeyecek şekilde kurumsallaştırmak istediklerini belirten Davutoğlu, şeffaflık ve yolsuzluk konusunda önemli bir reform paketi olacağını ifade etti. Yapılacak bütün reformlarda işçi ve işveren kesimi başta olmkak üzere toplumun bütün kesiminden faydalanacaklarını anlatan Davutoğlu, önümüzdeki hafta içinde bu reformların takvimlendirmiş bir şekilde kamuoyuyla paylaştırılacağını ifade etti.

RUSYA İLE YAŞANAN KRİZDE 'EMPATİ' ÇAĞRISI

Bu çerçevede özellikle Rusya'da bulunan emekçilerin hukukunun korunacağını anlatan Davutoğlu, "Türkiye serin kanlılıkla hareket ediyor. Olağan şey çok açıktır, dünyanın bütün radarlarında, NATO'da ve diğer büyük ülkelerin göstergelerinde de 24 Kasım günü, açık bir şekilde, biz tam hükümetimizi kurmanın coşkusu içindeyken, o sabah sınırımızı ihlal eden o an itibarıyla milliyeti bilinmeyen uçağın aldıkları angajman talimatıyla silahlı kuvvetler tarafından düşürüldüğü bilgisine ulaştık. Türkiye'nin sınırları, hava sahası, deniz sınırları kutsaldır ve bunları korumak bizim için onurlu bir görev ve haktır. Bu icraat kesinlikle herhangi bir ülkeyi hedef alan bir tavır değil, saldırgan bir tavır hiç değil. Biz, Suriye topraklarına bir müdahalede bulunmadık, doğrudan Türkiye hava sahasını ihlal eden, milliyeti bilinmeyen bir uçağı uluslararası hukuktan gelen haklarımızı kullandık. Günlerdir Rusya tarafından ağır ithamlarla eleştiriliyoruz. Ben buradan Rus liderlere, başta Sayın Putin olmak üzere hepsine bir empati yapması çağrısında bulunuyorum" dedi.

"DEFAATLE UYARDIK AMA BİZİ ANLAMADILAR"

Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bir kez düşünsünler. Ukrayna Devleti, süren iç savaş sebebiyle, Türkiye'den destek isteseydi, Türk savaş uçakları, Türk sınırı olmayan bir bölgede yani Doğu Ukrayna'da, Rusya'ya yakınlığıyla bilinen topraklara hava operasyonu yapsaydı ve bu arada Rusya sınırından hava sahasından girerek tekrar tekrar onları bombalasaydı acaba Rusya'nın tavrı ne olurdu? Olan budur. Türkiye-Suriye sınırı, Türkiye-Rusya sınırı değildir. Suriye Rusya toprağıdır değildir, ama Suriye rejiminin davetine uyarak DEAŞ'a karşı mücadele edeceğiz dedikten sonra, orada asırlarca kardeşimiz olan Türkmen Dağı'nda yaşayan Bayırbucak Türkmenleri Türkiye hava sahasını kullanarak vurmak istediklerinde defahatlerce uyardık ama bizi anlamadılar, anlamak istemediler. Bunun üzerine hava sahamızı koruma tedbirlerini aldık."

RUSYA'DAKİ AYDINLARA VE RUS HALKINA DA SESLENDİ

Rusya'daki aydın insanlar ve Türkiye'yi ziyaret eden, dost olan Rus halkına seslenen Davutoğlu, "Bizi anlayın. Türkiye-Suriye sınırı 5 yıldır, mülteciler üzerinden Türkiye'ye ağır bir ekonomik yük getiriyor. Ayrıca terör ve rejim saldırılarından dolayı da güvenlik riski oluşturuyor. Aldığımız her tedbir Türkiye'yi korumak içindir, aldığımız her tedbir Suriye'deki sivil halka yardımcı olmak içindir" şeklinde konuştu.

"GELİN HERŞEYİ MASA ETRAFINDA KONUŞALIM"

"Gelin her şeyi masa etrafında konuşalım" diyen Davutoğlu, "Olayın nasıl cereyan ettiği ile ilgili şüpheleriniz varsa, belgelerimizle konuşalım. Her türlü fikir alışverişine, konuşmaya hazırız ama bize birşey dikte edilmesine asla izin vermeyiz. Suriye'nin barışı güvenliği için Suriye halkına neler yapılması gerektiği konusunda beraber çalışalım. Suriye'de Türkmenlerin katledilmesine sessiz kalmadık, kalmayız. Suriye'de yeni bir yönetimin nasıl kurulacağına beraber karar verelim, katkıda bulunalım ama Şam'da Türkiye'ye düşman bir yönetimin Türkiye'ye tehdit oluşturmasını da gözümüz kapalı seyredecek şekilde tutum almayacağımızın bilinmesi lazım" diye konuştu.

"RUSYA İLE İLİŞKİLERİMİZİN BOZULMAMASI, HER İKİ ÜLKENİN DE MENFAATİNEDİR"

Başbakan Davutoğlu, "Rusya ile ilişkilerimizin bozulmaması, yeni ekonomik ambargolarla sarsılmaması her iki ülkenin de menfaatinedir. Biz, dost ve komşu ülkelere bu tür yaptırımlara karşıyız. Bu tür yaptırımlardan kim zarar görecekse, telafi edecek her türlü tedbiri alırız. Kriz zamanlarında da bir planla çalışmayız biz, B planımızı, C planımızı hazırlar yola öyle çıkarız. Türkiye, Rusya'nın yaptırımları karşısında tedbir almak gerekirse, telafi edici, caydırıcı tedbirleri de almakta tereddüt etmeyecektir" dedi.

TÜRK ASKERİNİN MUSUL'A GİTMESİ İLE ALAKALI HABERLER

Türk askerinin Musul'a gitmesi ile alakalı medyada yer alan haberlere ilişkin konuşan Davutoğlu, "Kimsenin yardımlarımızdan yanlış anlamalar çıkarmaması gerekir. Türkiye'nin hiçbir ülkenin toprağında gözü yoktur, olmaz, olamaz. Türkiye'nin mücadelesi terör ve terör örgütleriyledir. Irak'ın ve Suriye'nin toprak bütünlüğü bizim için önemlidir. Türkiye'nin önceliği Irak ve Suriye'nin istikrar ve refahıdır. Bunun içinde başta DEAŞ ve PKK olmak üzere, bütün terör örgütlerinden bu ülkelerin kurtulması gerekir. Biz de komşumuz ve dostumuz Irak'ın toprak bütünlüğünü muhafaza etmek, huzur ve istikrarına katkıda bulunmak için her zaman olduğu gibi bugün de yardıma hazırız. Kimin yardıma ihtiyacı varsa, kim imdat çığlığı atarsa, onun yanında olduk, olmaya devam edeceğiz. Söz konsu Başika kampı, Musul'un yerel gönüllü kuvvetlerin mücadelesine destek vermek için kurulmuş bir eğitim kampıdır. Bu yeni bir kampta değildir, bir yıla yaklaşan zamandır 2 binden Musullu kardeşimize eğitim verilmiştir. Bu eğitim faaliyeti, Irak ulusal ordusu ve ırak polis teşkilatının talebi istikametindeki her türlü desteği vermeye hazırız" dedi.

Irak'ın terörden arındırılması için her zaman işbirliğine devam edeceklerini belirten Davutoğlu, "Bugün burada yaşanan rutin rotasyon ve güvenlik risklerine karşı takviye faaliyetini yanlış yorumlayanlar maksatlı bir provokasyon içindedirler. Başika kampında, Kuzey Irak'taki diğer kamplarda, DEAŞ'a karşı mücadele edecek Iraklı kardeşlerimizi eğittik, eğitmeye devam ediyoruz. Bugün de olan sadece bundan ibarettir. Kimse, şu veya bu gerekçeyle, bu yapılan faaliyeti dayandığı eksen ve zeminden ayrı değerlendirmemelidir" diye konuştu.

KILIÇDAROĞLU'NUN HENDEK KAZANLARI 'ARKADAŞ' OLARAK NİTELEMESİ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun hendek kazanları 'arkadaş' olarak nitelemesine ilişkin değerlendirmede bulunan Davutoğlu, "Diyarbakır'da hendek kapatanlara, sehven olduğunu ümit ettiğim şekilde, Sayın Kılıçdaroğlu'nun 'arkadaşlar' diye hitap etmesini de talihsizlik olarak görüyorum. Sur'da o hendekleri kapatanlar, ne bizim ne muhalefetin ne de Diyarbakırlıların arkadaşlarıdırlar. Türkiye'yi bir kaosa sürüklemek isteyen artniyetlilerin arkadaşları olabilir. Sayın Kılıçdaroğlu, ümit ederim bir daha Diyarbakırlıların hayatını zindan eden kamu düzenini yok eden bu canilere, alçaklara arkadaşlarım diye hitap etmez. Biz, Diyarbakır'da da Sur'da da, oradaki kardeşlerimizin günlük hayatını zindan eden terör odaklarına karşı mücadele edeceğiz" ifadelerini kullandı. 

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız