SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Malatya 4 Kez Yerle Bir Oldu'

A- A+ PAYLAŞ

Sivil Savunma Günü ile arkasından gelen Deprem Haftası nedeniyle, eski Halk Eğitim Merkezi salonunda düzenlenen toplantıda, Milli Eğitim Sivil Savunma Uzmanı Selçuk Açıkgöz, 300 dolayındaki öğrenciye sivil savunma ve doğal afet bilgilerini aktardı.

Yaklaşık 1 saat süren, slayt ve sinevizyon eşliğinde gerçekleştirilen toplantıda konuşan Açıkgöz, dünya, Türkiye ve Malatya’ya ilişkin saptamaları aktardı.

”Dünyamızın oluşum teorisine baktığımızda dünyanın güneşten kopan büyük bir ateş parçası şeklinde olduğunu ve milyarlarca yıl içerisindeki soğuma soncunda meydana geldiğini, dünyada yaşamı sağlayan materyallerin oluşması ile canlıların oluştuğunu az çok hepimiz biliyoruz.

Dünyada insanlığın var olması ile birlikte yeni bir safha açılmış insanların hayatta kalmaları ve yaşamlarını sürdürebilmeleri için doğaya karşı verdikleri mücadele nedeniyle dünyamızda yeni bir afet türünün ortaya çıkmasına neden olmuşlardır. Bu afet türünü ise insan kaynaklı afet olarak isimlendiriyoruz.

Bunun yanı sıra insanların yaradılışları itibarıyla kendi aralarındaki çıkar çatışmaları, anlaşmazlıklar, paylaşımlar, kısmi, bölgesel ve topyekun savaşların çıkmasına sebep olmuştur.

Birinci dünya savaşından itibaren gelişen silah teknolojileri, geniş çaplı askeri kayıplarla beraber cephe gerisindeki sivil insanlarında toplu bir şekilde ölümlerine, göç etmelerine, açlık, sefalet ve salgın hastalıklarla karşılaşmalardır.

Örnek verecek olursak 2003 yılında Amerika tarafından işgal edilen komşumuz Irakta askeri kayıpların yanı sıra yüz binlerce savunmasız sivil insanların öldüğü, yaralandığı sakat kaldığını hepimiz bilmekteyiz.

Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda ülkemiz ve ilimizin dünya üzerinde ekonomik, siyasi ve coğrafi olarak stratejik bir bölgede olduğunu hepimiz bilmekteyiz.

Bu durumda ülkemizin stratejik konumunu da dikkate alarak savaş öncesi, savaş sırası ve savaş sonrası yapılacak çalışmalar ile sivil kayıpların azaltılması, ekonomik tesislerin korunması yönündeki çalışmalarıyla sivil savunma daha da önem kazanmaktadır.

Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik ve Nükleer silahlarla yapılacak bir saldırı anında bu silahların etkilerinden insanları korumak için barıştan itibaren Genel ve Özel sığınakların yapılmasını ve savaşlar nedeniyle meydana gelebilecek toplu göç hareketlerinde halkın daha organizeli bir şekilde davranmasının sağlanmasını sivil savunmanın çalışmaları olarak sıralayabiliriz.

Ayrıca Sivil Savunmanın çalışma alanına giren diğer bir konu da doğal afetlerdir. Ülkemizde doğal afet denilince ilk akla gelen depremlerdir. Depremler ülkemizin coğrafik konumu nedeniyle sık sık karşılaştığı bir doğa olayıdır.

Bu kapsamda ülkemizin % 92’ si 1. ve.2. derece deprem kuşağı üzerinde bulunmakta ve nüfusumuzun % 95’ lik kısmı bu deprem kuşağı üzerinde yaşamaktadır. Ayrıca sanayi ve üretim tesislerimizin % 95’ i de 1. derece deprem kuşağı üzerinde yer almaktadır.

Mevcut bu durum karşısında ülkemizde her on yılda bir meydana gelen 5 ve üzeri depremler sonucunda binlerce insanımız hayatını kaybetmekte, on binlerce insanımız yaralanıp sakat kalmakta ve ülkemiz milyarlarca dolarlık ekonomik zarara uğramaktadır.

Dolayısıyla ülkemiz ve ilimizin tamamına yakını deprem tehlikesiyle karşı karşıya olduğu bir gerçektir. Bu nedenle deprem ile yaşamaya alışkın deprem ile mücadele edebilecek bilinçli ve eğitimli bir toplum haline gelmemiz gerekmektedir.

Yaşadığımız il’e yani Malatya’daki duruma baktığımızda; İlimizin Doğu Anadolu fay hattı üzerinde bulunması nedeniyle güneyi 1. derece, kuzeyi ise 2. derece deprem kuşağında yer almaktadır.

İlimizde 1111 yılından itibaren 4 tane büyük ölçekli depremin meydana geldiği tespit edilmiştir. Bu depremler nedeniyle ilimiz yerle bir olmuştur.

1. Deprem 1523 yılında meydana gelmiş, bu şiddetli deprem çok büyük yıkım ve hasara neden olmuştur. Söz konusu olan bu depremin Afrika ve Ortadoğu ülkesi olan Mısır’da hissedildiği, tarihi kaynaklardan tespiti yapılmış, o zamanki ölü ve yaralı sayısı binlerle ifade edilmiştir.

Yine ilimizde tespit edilen 2. deprem 02 Mart 1893 yılında meydana gelmiş ve 7 şiddetinde ölçülmüştür. İlimizin güneyinde 220 km uzunluğunda ve 120 km genişliğinde bir alanda etkili olan bu deprem de yıkıcı depremlerden birisi olmuştur.

3. Deprem 04 Aralık 1905 yılında Pütürge ilçesi ile Doğanşehir Sürgü kasabası arasında 6.8 şiddetinde meydana gelmiştir. Son olarak 1986 yılı mayıs ayında ilimize bağlı Doğanşehir ilçesi Sürgü beldesinde meydana gelen 5.8 şiddetindeki bu depremde yine can ve mal kayıplarına sebep olmuştur.

Ülkemiz ve ilimizin tamamına yakın bölümü 1. ve 2. derece deprem tehlikesi ile karşı karşıya bulunmaktadır. Dolayısıyla yaşam şeklimizi, yerleşim düzenimizi, ekonomik ve stratejik tesislerimizi ülkemizin ve ilimizin afet gerçeğini göz önünde bulundurarak kurmamız gerekmektedir.

Her şeyden önce doğal afetler gerçeğini göz önünde bulundurarak “ulusal bir doğal afet politikamız” ve “doğal afet kültürümüz”ün olması gerekmektedir.

Böyle bir politikanın ve kültürün oluşması için de eğitim ve öğretim büyük önem taşımaktadır. Doğal afet eğitimi okul öncesinden başlayarak yaşamın bütün aşamalarında kesintisiz olarak devam etmelidir.

Afet gerçeğinin değişmeyeceğini ve artacağını bilerek hayatımızı doğal afetlere karşı tedbirli ve hazırlıklı bir şekilde kurmamız gerekmektedir.

Bunun yanında ülkemiz bir savaş ile karşılaştığında barıştan itibaren alınması gereken önlemlerin süratle alınması, ekonomik ve stratejik tesislerin kamufule edilmesi yani gizlenmesi,

İkaz ve Alarm işaretlerinin ne anlama geldiğinin herkes tarafından bilinmesi,

Genel ve Özel Sığınakların barıştan itibaren hazır hale getirilmesi, okul ve yaşadığımız mekanlardaki sığınakların temiz ve her an kullanıma hazır bulundurulması,
Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik ve Nükleer bir saldırı ile karşılaşıldığında birey ve toplum olarak ne tür önlemlerin alınması, nasıl davranılması gerektiğinin herkes tarafından bilinmesi,

Ayrıca ;

Bir doğal afet ile karşılaştığımızda alınması gereken tedbirlerin toplumun bütün kesimleri tarafından öğrenilmesi,

Depreme karşı şehirlerimizin, kasabalarımızın ve meskenlerimizin sağlam zeminler üzerine kurulmasının bilincinde olunması,

Ülkemizin gerçeği olan deprem ile yaşamayı öğrenerek depremden önce, deprem anında ve deprem sonrasında gerekli tedbirlerin alınması,

Yine ormanlarımızın korunması, tarım arazilerimizin kirletilmemesi, tarımsal bölgelerimizin beton yığınları haline dönüştürülmemesi gerekmektedir.

Evet sevgili öğrenciler değerli katılımcılar anlaşıldığı üzere bu afetlerin hepsine karşı bilinçli, duyarlı birer fert ve toplum olmamız, halinde bütün insanlık için güzel, temiz bir ülke ve dünya için büyük önem taşımaktadır.

Bizler gelecek nesillere daha güzel bir dünya bırakmak istiyorsak üzerimize düşen sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz.”

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız