SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Malatya Adayları, Politik Vizyon

A- A+ PAYLAŞ

Niyazi Doğan

dogannd@gmail.com

 

Türkiye’nin çok partili siyasal deneyiminde oldukça farklı bir yeri olacağı şimdiden belli olan 22 Temmuz milletvekili genel seçimleri için sandık başına gitmeye çok kısa bir süre kaldı. 22 Temmuz seçimlerinde seçmenin siyasal tutumunun, Türkiye’nin siyasal / ekonomik ve toplumsal yapısını derin ve güçlü bir biçimde etkileyeceği, siyaset ve ülke gündemine kafa yoranların ortak kanısıdır.

 

Cumhurbaşkanlığı seçimindeki siyaset içi ve dışı tutum / davranış ve söylemlerin gölgesinde gidilen bu seçimlerin Türkiye ölçeğindeki önemi kadar Malatya ölçeğindeki önemi de büyüktür ve bu açıdan konuşmaya / tartışmaya / yazmaya değer niteliktedir.

 

Bu seçimler ve muhtemel sonuçları Malatya için değiştirme / dönüştürme / ilerletme / yerinde saydırma ya da geriletme seçeneklerinin hepsini birden bünyesinde barındırıyor.  Bu seçeneklerin üzerinde tek tek durulabilir ve analitik çözümlemeler yapılabilir. Fakat bunu bir başka zamana bırakarak, bu yazıda partilerin milletvekili adaylarının seçim kampanyaları bağlamında bu seçeneklerden hangisinin daha fazla gerçekleşebilir nitelikte olduğuna yönelik bir  projeksiyon geliştirebiliriz.

 

Milletvekilleri, Anayasa’nın TBMM üyeliğine ilişkin 80. maddesine göre,  her ne kadar seçildiği bölgeyi ve kendisini seçenleri değil, bütün milleti temsil etse ve 87. maddeye göre temel görevi, yasama faaliyetlerine katılmak olarak belirlense de Türkiye tarzı siyasette, seçildikleri şehrin sorunlarına ilişkin tasavvurlara ve uygulanabilir reçetelere sahip olmak zorundadır.

 

Bu noktadan hareketle, 22 Temmuz seçimleri için partisine ve kendisine oy verilmesi talebinde bulunan Malatya milletvekili adaylarının önemli bir bölümünün hazırlıksız olduğu, yeterli ve ikna edici bilgi / birikim / deneyim /  istatistiksel veriye sahip olmadığı, sosyolojik ve siyasal yorum kabiliyetinden uzak olduğu gözlenmektedir.

 

Yukarıdaki yargıyı gerekçelendirmek ve bir önyargı olmadığını ortaya koymak için Malatya’ya ilişkin temel başlıklara ve seçilebilecek sıralardaki milletvekili adaylarının bu konulardaki yaklaşımlarına bakalım isterseniz :

 

Kayısı

 

Malatya şehir ekonomisinin omurgasını oluşturan kayısı ve kayısı üreticisinin yıllardır çözümsüz kalan sorunlarına hiçbir aday gerçekçi çözümler sunmadı bugüne kadar. Hiçbir aday kayısıyı ciddiye alıp bir çözüm paketi ortaya koymak için konunun uzmanları ve tarafları ile bir araya gelmedi. Yuvarlak, her anlama gelebilen, politik olarak kendisini sıkıntıya sokmayan, günü kurtaran ve  kayısı üreticisine yönelik hamaset dolu söylemlerden oluşan kayısıya dair konuşmalar ve vaatler dün-bugün-yarın ilişkisinde çok fazla şeyin değişmeyeceğini açıkça ortaya koymaktadır.  Rekoltenin yüksek olduğu yıllarda Genelkurmay Başkanlığı’nın kayısı satın alması için ya da don yaşanan yıllarda kayısı üreticisini doğal afet kapsamına alınmasını sağlamak biçimindeki girişimler palyatiftir ve kalıcı çözümler içermezler.

 

Dünya kayısı üretiminin en önemli merkezi olacaksınız, ama bir Kayısı Birlik’i yaşatamayacaksınız. Bu büyük bir çelişki mi? Hiç sanmıyorum. Çünkü bu sonucu yaratan bir nedenler zinciri var ve bu zincirin önemli bir halkası da sorumlu ve yetkili noktadaki birçok insanın kayısıya dair tasavvur, proje ve vizyonlarının bir kayısı çekirdeğini bile dolduramayacak kadar olmasıdır.  (Yerel yönetici ve diğer unsurlar  bu yazının konusu değildir)

 

Malatya’nın Depremselliği

 

Peki Malatya’nın depremselliği konusundaki duyarsızlığa ne demeli ? Depremsellik tehlikesi sadece şehircilik anlamında sadece teknik bir konu değil, insana, yaşama hakkına verilen değeri de göstermesi bakımından çok önemli bir test alanıdır. Allah aşkına politikalarının merkezine insanı yerleştirdiğini iddia eden  hangi milletvekili adayından /adaylarından bu şehrin depremselliğine / deprem öncesi hazırlık aşamasına / yapı güvenliğine ve deprem sonrası kriz yönetimine ilişkin tek kelime duydunuz ?  Malatya birinci derece deprem kuşağında yer alan bir şehir. Bu konuda yapılması gereken çok şey var ve bu şehir adına milletvekilliği gibi çok ağır bir sorumluluk alma cesaretini  ( yoksa cür’etini mi demeliydim)  gösteren insanların bu yaşamsal konuda nasıl bir katkı yapmayı vaat ettiklerini bilmek zorundayız. Ama bilmiyoruz. Çünkü böyle bir hazırlıkları, böyle bir gündem maddeleri yok…(Yoksa depremsellik sorunu sadece yerel yönetimlerin sorumluluğuna bırakılacak kadar basit midir?)

 

Göç ve Göçün Yarattığı Toplumsal Sorunlar

 

Malatya hızla göç alan bir şehir. Bu şehrin bir göç sorunu olmadığını kim söyleyebilir ? Göçle başkalaşım yaşayan toplumsal doku, aynı zamanda kendi içinde bir kentsel bunalım tehlikesi ve kriz zemini taşıyor. Göçün getirdiği sosyal sorunlar, sadece devlet kurumlarının standart çalışmaları ile çözümlenemez. Malatya milletvekili adayları göçün yarattığı sosyo-ekonomik sorunlar ve bu sorunların şehir kimliği / şehir psikolojisi üzerindeki olumsuz etkilerinin nasıl giderileceğine dair konuşmuyorlar / konuşamıyorlar. Çünkü böyle bir hazırlıkları, böyle bir dosyaları ve böyle bir gündem maddeleri yok…

 

İstihdam Sorunu

 

Hızlı kentleşme ve dış göçün beraberinde getirdiği en önemli sorun, kuşkusuz, işgücü piyasasına katılabilecek yaşta fakat işsiz bir kitle yaratmış olmasıdır. Bu kitle her gün daha da büyümekte, Türkiye genelinde olduğu gibi Malatya’da da işsizlik en önemli sorun olarak karşımızda durmaktadır. Malatya milletvekili adaylarının kendi parti programları paralelinde Malatya’daki işsizlikle mücadele konusunda ne tür projeleri olduğunu bilmiyoruz. Çünkü bu konuda Malatya özeline yönelik konuşmuyorlar ve zihinsel üretimde bulunmuyorlar. İşsizlik üzerine konuşuyorlar fakat sorunu nasıl aşacaklarına yönelik somut ve yerel kimlikli bir çözüm öneremiyorlar. Çünkü bu konuda da fena halde hazırlıksızlar ve bu alanda da yüksek siyaset yapmayı çok seviyorlar.

 

Kayısı,  depremsellik göç ve işsizliğin yarattığı sosyal sorunlar penceresinden Malatya milletvekili adaylarının kısa bir değerlendirmesini yaptık. Konulardan biri şehir ekonomisi, biri şehircilik ve can güvenliği, diğer ikisi sosyo-ekonomik politikalara dairdi. Konu başlıklarını çoğaltabiliriz. Ama ne kadar çoğaltırsak çoğaltalım göreceğimiz manzara çok farklı değildir.

 

Çünkü, özellikle AKP, CHP  ve TBMM’ne girmesi muhtemel diğer partilerin Malatya adayları, şehir ve toplumsal gerçekliklerle bağlarını koparmış, Türkiye ölçeğinde  yüksek siyaset yapmaktadırlar. Onların Malatya için hiçbir şey yapmadığını / yapmayacağını / yapamayacağını söylemek insafsızlık olur. Fakat, yukarıda andığım temel konularda bile bir mantık dizgesinin ve kavramsal çerçevesi oluşturulmuş entelektüel altyapının yoksunluğu da bir gerçekliktir. Bu gerçekliğin dile getirilmesi ise yaşadığımız şehre karşı insani bir sorumluluktur.

 

Malatya milletvekili adayları dikensiz gül bahçesine dönüştürülmüş (Acaba nasıl) yerel televizyon programlarında ve mahalle toplantılarında Cumhurbaşkanlığı seçimi, AB, ABD, Kuzey Irak konuşmakta buna karşılık Malatya’nın sorunlarına çok ırak kalmaktadır.

 

Çünkü demogoji yapmak ve hamasi nutuk atmak için çok bilmek, çok çalışmak, zihinsel üretim yapmak  gerekmemekte, ortalama bir gazete okuyucusu olmak yetmektedir. 1 milyon nüfusa yaklaşan şehrin sorunlarına çözüm üretmek için ise, ne 10 yıl boyunca TSO Başkanlığı yapmak, ne başbakan huzurunda aynı fabrikaları birkaç defa açmak için tören düzenlemek, ne yıllarca iktidar partisinin il başkanlığını yapmak, ne iktidar partisinin MKYK üyesi gibi afili bir unvan taşımak,  ne davulu boynuna geçirip oynamak, ne de Yargıtay onursal başkanlığı ile övünmek yetmemektedir anlaşılan….

 

Şunu bir kez daha tekrarlamakta fayda var : Milletvekilinin temel görevi seçildiği şehrin yerel sorunları ile birebir uğraşmak değildir. Asıl görev yasama faaliyetlerine katılım ve Anayasa’da belirlenmiş diğer sorumluluklardır. Fakat Türkiye tarzı siyaset gerçeğini yadsıyamayız ve milletvekili adaylarını da bu gerçeklik kapsamında değerlendirmeye tabi tutmak zorundayız. Sözkonusu bağlamda yaptığımız değerlendirmede ise ortaya çıkan sonuç Malatya’nın geleceğine dair umut verici değil, umut kırıcıdır.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız