SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Malatya Benim İçin Çok Özel"

0
Güncellendi - 2015-12-27 17:24:03
A- A+ PAYLAŞ

Çeşitli açılış, temel atma törenleri, toplantı ve incelemeler için Cuma günü Malatya'ya gelen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, ERTV’de Tutku Eren’in hazırlayıp sunduğu “Gündem Siyaset” programının da bu haftaki konuğu oldu.

Bakan Şahin'in, sunucu Eren'in sorularına yanıtları şöyle:

TUTKU EREN: Bakanlığınız, Bilsam ve Malatya Belediyesi’nin ortaklaşa organize ettiği “Değişen Dünyada Aile” ulusal sempozyumunun açılışı için Malatya’dasınız. Öncelikle Malatya izlenimlerinizi alabilir miyiz?

FATMA ŞAHİN: Tabi ben Malatya’yı yıllardır biliyorum. Nişanlandığımız zaman eşimle ikimiz de beraber Sanko Holding’de mühendislik yapıyorduk. Eşimin ailesini ilk ziyarete geldiğimde Malatya’yı görmüştüm, yaklaşık 30 yıl öncesinden bahsediyorum.. Oradan baktığımız zaman ilk gördüğümde de çok yeşil, suyu çok bereketli, coğrafi noktayla beraber bir medeniyet şehri, bir şehir kültürü olduğunu görmüştüm. Ve insanlarının doğasının çok farklı olduğunu, o doğanın, o coğrafyanın onlara verdiği bereketi insanın kendi ruhunda hissettiğini ve çok erdemli bir toplum olduğunu görmüştüm. O bakımdan Malatya benim için çok özel bir il. Hatta çocuklar, bu hafta süresince, normalde haftada bir iki şehre gidip gelmek durumunda kalıyoruz. Çok da, şuradayım buradayım diyecek zamanım olmuyor ama bu hafta sürekli herhalde, Cuma Malatya’dayım Cuma Malatya’dayım, deyince dün akşam dediler ki anne günde 3 defa Malatya’ya gideceğini söylüyorsun dediler! Ben hiç farkında değilim!.. 

TUTKU EREN: Bilmeyen izleyicilerimiz için de hatırlatalım, siz aynı zamanda Malatya’nın gelinisiniz. Öyle olunca özel bir anlam yüklüyoruz açıkçası..

FATMA ŞAHİN: Evet benim için çok önemli.

TUTKU EREN: “Değişen Dünyada Aile” konulu sempozyuma dönmek istiyorum. Sempozyumun açılış konuşmasını yaptınız. Sayın bakan, dünyada neler değişiyor ve Türk aile yapısı da ne ölçüde etkileniyor?

FATMA ŞAHİN: Zamanın ruhunu iyi yakalamak gerekiyor, sorunları iyi analiz etmek gerekiyor ve çözümü nerede yakalamamız gerektiğini çok iyi bilmemiz gerekiyor. Buradaki en büyük şey de bilim ve akıl… Bugün sayın Çalık’ın da çok büyük gayretleriyle, Öznur Hanımın bire bir takibiyle bugün ulusal bir toplantı Malatya’da yapıldı. Baktığınız zaman Türkiye’deki dünyayı okuyan birçok akademisyen, bu konuda kafa yormuş, teorik bilgisi olan, akademik ve sivil toplum ayağı olan arkadaşlar bugün buradalar. Ortak bir amaç için buradalar, nedir bu? Aile değerleri. Peki ne oluyor aile değerlerine? Çünkü zamanın ruhunda, özellikle modernizm, dünyevileşme, beraberinde kentleşme, göç, bunların hepsinin getirdiği çok hızlı değişim ve dönüşüm var. Birey değişiyor, çevre değişiyor, toplum değişiyor. Şimdi bu korkunç değişimin içerisinde aile de çok daha korunacak noktalarda zayıflıyor ve bu bakımdan daha fazla sorun alanı yaşanan bir kuruma dönüşüyor. Biz o yüzden şimdi dönüp baktığımız zaman aile kurumunun Aile Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde, daha önce bir araştırma kurumuydu, çok güçlü bir yapıya dönüştürdük ustalık döneminde. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı yeniden yapılandı. Bu değişimi ve dönüşümü doğru yönetmemiz gerekiyor. Onun için de dünyadaki değişimi çok iyi görmemiz lazım. Dünyaya ulaştığınız zaman artık o modern, çağdaşlık, bireysellik insanın mutluluğunu beraberinde getirmediğine, ekonomik kalkınmanın tek başına buna yetmediği görülüyor. Ve şu anda bütün dünya, özellikle 2008’deki yaşanan ekonomik kriz bir finansal kriz sosyal krize dönüşmüş durumda ve çözümünde bugün artık daha önce bu değerler üzerinden uzaklaşmaya çalışan yönetim anlayışının, tam tersine, aile temelli engelli politikası, aile temelli çocuk politikası, aile temelli yaşlı politikası gibi aileyi merkeze alan bir stratejiye dönüştüğü görülüyor. Çünkü mevkidaşlarımızla bir araya geldiğimiz zaman özellikle Euro bölgesinde parçalanan ailelerin oranının çok fazla olduğu, boşanmaların çok yüksek olduğu tek ebeveynli ailelerin çok ciddi sorunlar oluşturduğunu ve bunu tersine döndürmek istediklerini, toplumun yaşlandığını doğurganlık hızının çok düştüğünü.. Bunu nasıl değiştireceksiniz? İnsanla, ve genç nüfus gelmiyorsa aileler de dağılıyorsa bunu nasıl başaracaksınız? İşte o yüzden biz muhafazakar demokrat bir parti olarak neyi muhafaza edeceğiz neyi demokratik anlayışla güçlendireceğiz, bu ikisini kendi içinde besleyerek götürüyoruz. Muhafaza etmemiz gereken en temel değerimizin de aile kurumu olduğunu biliyoruz. Bu bakımdan çok önemli bizim açımızdan, bizim bakanlığımızın ve hükümetimizin politikaları ve stratejileri bakımından… 

TUTKU EREN: Sayın bakan bu anlamdaki en önemli uyarı alanları, ülkemiz için hangi ana maddelerde birleşiyor? Hani ailede kadının rolü, erkeğin rolü, gençlerin üzerindeki sorumluluklar…

FATMA ŞAHİN: Mesele bir kadın meselesi gibi algılanıyor, hep kadın üzerinden projelendiriliyor ama ben ciddi manada şuna şöyle inanıyorum: Bu iş kadın ve erkek, anne ve baba, çocuk ve hepsinin toplam meselesi. Birine fazla yük yükleyip öbürüne de hiçbir sorumluluk vermediğiniz zaman bu ikisinin birbirini tamamlayan ve birlikte yürümesi gereken bir anlayışla gitmesi gerekiyor. Bu meseleyi yalnızca bir kadın meselesi olarak alıp erkeği bunun dışında bırakmak ya da bir anne sorunu alıp babayı bu işin dışında bırakmak bana göre çok yanlış. Bir sorun varsa, çözüm ikisini beraber odaklı götürmek gerekiyor. Bugün hep anne sorumluluğundan kadın sorumluluğundan bahsediliyor. En az o kadar erkeğin, babalığın sorumluluğundan da bahsetmek ve onları da beraber bu işe paydaş yapmak gerekiyor ki yaradılış böyle. Baktığınız zaman Adem ve Havva’yla beraber başlayan bir hayat var. O zaman biz bunun birini birinden ayırıp sorunu birinin üzerine yüklediğiniz zaman bu kendi içinde adaletli bir anlayış da değil. Zaten o yüzden daha da büyük sorunlara neden oluyor. Dolayısıyla herkesin kendi sorumluluğunu bilip, bunun önemini bilip bilincini ve farkındalığını ona göre artırması gerekiyor…

TUTKU EREN: Sayın bakanım bu konu başlığı elbette Türkiye’de milyonları ilgilendiren ve bundan sonraki nesilleri de çok daha güvenli bir çember içerisine alacak bir başlık. Siz aynı zamanda bakanlığı devraldığınız günden beri kamuoyunda şöyle bir misyonunuz da var. Halkın çok içerisindesiniz, her ziyarette köylüyle kentliyle vatandaşla ciddi manada bir araya gelmeyi de seviyorsunuz. Böyle bir yanınız da var. Halk da zaten kendine yakın olan siyasetçiyi seviyor. Dolayısıyla bu saha çalışmaları gözlemlerinizi de biraz sormak istiyorum.. 

FATMA ŞAHİN: Tabi, bizim alanımız hayatın en zor alanı. Çünkü bizim kendi alanımızın görev alanına baktığımız zaman yetimin, muhtacın, yoksulun, yaşlının, dezavantajlı grupların üzerinizde emaneti var. Çok insani çok vicdani bir alan. Dolayısıyla burada bir şey yapacaksanız o kişilerle beraber yapmanız lazım. Beraber yapabilmeniz için de o kişilerle beraber olmayı sevmeniz ve birlikteliğinizi oluşturmanız lazım. Çünkü zaten bu ülke devlet millet kaynaşmasını sağlayamadığı için  milletvekili millet ilişkisi zayıf kaldığı için çok bedel ödedi. Ama şimdi hamdolsun başbakanımızın liderliğinde iktidarımız hükümetimiz artık milletle etle tırnak oldular. Mesela ben Malatya milletvekillerimizi biliyorum her hafta buradalar.iyi günde kötü günde Malatya’yla alakalı yapılacak bütün çalışmalarda çok yoğun bir takım çalışması içerisindeler teşkilatlarla yerel yönetimlerle. Bu bakımdan bize düşen şey önce olayı anlayabilmek için o insanlarla beraber olup o talepleri dinlemek lazım .Ve bu işi sevmek lazım .Empati yapmak lazım kendini bir yaşlının yerine koyup,kendini bir çocuğun yerine koyup kendini bir yetimin yerine koyup, bir muhtacın yerine koyduğunuz zaman ancak buradan onu başarabilirsiniz. Bu bakımdan ben sizinde söylediğiniz gibi gittiğimiz her yerde halkımızla beraber halkımız için kendi alanınızda ki bütün gruplarla bütün paydaşlarımızla bir araya gelip onları dinlemeye çalışıyorum . Kendimi onların yerine koyup onlarla beraber o çözüme odaklanmaya çalışıyorum.Bu da toplumda karşılıklı bir muhabbete dönüşüyor.ve toplumla olan gönül bağımızı derinleştiriyor,kuvvetlendiriyor.bununda çok önemli bir bereket getirdiğini düşünüyorum .Çünkü zaman çok hızlı geçiyor ve benim 3. Dönemim.Son dönemim bu dönem bizim için bitiyor.mesele bu kadar ,hep arkadaşlara söyledim.Bıraktığınız zaman neyle bıraktığınız nasıl bıraktınız size verilen bu emanetin hakkını nasıl verdiniz.bunun içinde biz büyük bir gayretle bunu yapmaya çalışıyoruz.Tabi orada aynen bu bilgi ve teknoloji çağının getirdiği kentleşme , göçün getirdiği ,toplumda çok büyük beklentiler de var .Ciddi sosyal alanda sorunlarımız da var halkımızla beraber olduğumuz zaman o sorunları iyi anladığımız an  Ankara ya dönüp  arkadaşlarımızla buna bir yasal düzenleme mi gerekiyor ona çalışıyoruz. Yasalar uygun uygulamada sorun varsa ona çalışıyoruz ,zihinsel dönüşüm gerekiyorsa o alana çalışıyoruz ve her birini kendi içinde güçlendirecek bir oluşum içerisin de yolumuza devam ediyoruz.

TUTKU EREN: Sayın bakan bugünkü gündem maddelerini programın  ilerleyen dakikaların da yine sizden dinleyelim  istiyorum ama  Türk siyasi yaşamı tarihi  günlerinden bir süreci yaşamakta kamuoyu bunu yakından takip ediyor akil insanlar saha çalışmalarına devam etmekte çözüm sürecine dair bugüne hangi notları düşebiliriz desem ne söylemek istersiniz? Zira G. Antep  milletvekilisiniz aynı zamanda doğu ve güneydoğu Anadolu bölgesinin değer yargılarını hassasiyetlerini aile yapısını örf-adetlerini de bilmektesiniz.Burada ki çözüm sürecinde merkeze, bu bölgede  yaşayan insanları alacak olursak sürecin devamında burada yaşayan kadınları gençleri neler bekler?

FATMA ŞAHİN:  O kadar önemli bir süreçten geçiyoruz ki çünkü bu coğrafya Anadolu insanının kaderini de belirliyor.Bu coğrafya her zaman için çok zor bir coğrafya oldu.Ve bu coğrafya beraberinde her ne kadar güçlü dirençli insanların gücüyle sorunları aşıldı ama dönüp baktığınız zaman her zaman karşınız da ciddi manada çözülecek sorunlarla karşılaşmak durumunda kaldık.İşte bugün de yaşadığımız  o yıllarda devam eden terörle mücadeleden dolayı çatışamadan dolayı kandan ve gözyaşından beslenen ve bunu kendi içimizde insanları birbiriyle ayrıştıran birbirine bölen kendi enerjisini birbirine harcayan bir noktadaydık.Ama şimdi biz son 10 yılda , aslında çözüm sürecini biz şimdi yaşamıyoruz.Biz yola çıkarken kuruluş felsefemizle çünkü ben de Gaziantep’te Ak Parti’nin kurucularındandım.izzet bey le eşimle gitmiştik ana kademe de beraber yönetime girmiştik.Orada koyduğumuz şeylerde çözümün 10 yıl önce konan felsefe de gizli olduğu çok net mesele biz o sıra da yasakları kaldıracağız yolsuzluğu ve yoksulluğu önleyeceğiz dediğimiz noktada aslında bu terörle mücadelenin temel taşıdır. İktidar olduğumuz zaman ben bu ülkenin bir evladı olarak dolaştığım zaman bizden en büyük talep şu olağanüstü hali kaldırın şu devlet mahkemelerini  Allah için kaldırın şeklinde talep vardı. Bugün gelinen nokta güney doğu açısından yasakların özgürlük alanlarının genişlediği yasakların kaldırıldığı kalkınma hamlesi bölgesel kalkınma da daha fazla hastane daha fazla okulun yapıldığı ve bu değişim ve dönüşümün burada ki halk tarafında çok iyi anlaşıldığı bir dönem yaşadık. Ve biz sosyal politikalara da bakınca aslında terörle mücadelenin tek başına bir güvenlik meselesi olmadığı insan odaklı yönetimle ancak terörün elinde ki bundan nemalanmaya çalışanların elinde ki malzemeyi alacağımızı gördük. Ve son 10 yılda özellikle nakit transferleri dediğimiz eğitimde sağlıkta verilen destekler kadın merkezli çocuk merkezli verilen sosyal politikalar beraberinde ailenin ve toplumun devlete olan muhabbetini artırdı devlete olan şefkatini burada ki ailelere ve toplumda hissedildi. O terörle mücadelenin  koruyucu ve önleyici tedbirlerinin bir noktası olarak geldi ama şimdi geldiğimiz noktada yeni bir süreç yaşıyoruz. Burada risk almak ve seçim hesabıyla değilde ülkenin geleceği hesabıyla bu ülkenin başbakanın 2071 dediğinde herkes buna heyecanlanıyorsa ayağında prangalarla kendi içinde birbiriyle çatışan bir toplumla 2071 e gidemeyiz o hedeflere ulaşamayız. O yüzden bizim bölgede de bize ihtiyaç var. Bakın bu Türkiye modeli yüzde 99 Müslüman olan demokratikler laik olan bir sosyal hukuk devleti olan başka bir model yok. Adaletli duruşu cesareti ile mazlumun ve mağdurun yanındaki duruşuyla bölgenin bir istikrarı bir hakemi pozisyonunda .Burada kendi içinde kendi sorununu çözemeyen bir Türkiye gidip nasıl başka ülkenin sorunlarına derman olabilir.Biz bu bakımda bu dönemi çok önemsiyoruz.Peki toplumsal mutabakat nasıl derseniz hakkaten toplum bundan çok heyecan duyuyor.Mesela parlamento da ana muhalefet partisinin MHP nin genel başkanlarının çok radikal söylemlerini görüyoruz ama onların tabanına inip , çünkü biz sürekli  beraberiz bizim sosyal politikalarımız da arkadaşlarımız da var. MHP den arkadaşlarımızda var. Onlarla beraber bir araya geldiğimizde genel başkanlar gibi düşünmüyorlar. Biran önce bu çözülsün diyorlar ve bunun heyecanı içerisindeler. Toplumu arkanıza aldığınız zaman değişim çok daha kolay oluyor. Bugünkü akil insanlar da işte geçen hafta da Malatya daydı biz Öznur hanımla dinledik sayın başbakanımızı Öznur hanım anlattı.Çok heyecan verici bir durum var yani.Malatya aslında bu konularda bizim hakkaten çok güvendiğimiz bir şehir .

Partiye kapatma kararı verildiği günün sabahında biz önce Siirt’e sonra Malatya ya geldik. Herkeste bir moral çöküntüsü var şimdi ne olacak endişesi var. Aman yarabbi rüya mı diye gördüğüm bir otobüsün etrafında başbakanımız otobüsün etrafında milyonlarca insan ucu bucağı belli olmayan insanların hepsi başbakanımıza bakıp ağlıyor. Malatya insanı böyle bir insan ..

TUTKU EREN: Sayın bakanım bu bahsetmiş olduğunuz projeler ve bakanlığın özellikle sosyal sorumluluk anlamında Türkiye de aileyi güçlendiren , günlük ihtiyaçlarının karşılanmasından tutunda yaşamlarını idam ettirecek her alanda ki bu destekler parlamento da özellikle  ana muhalefet cephesinde farklı yorumlanıyor. Sizlerde bu eleştirilerle zaman zaman  karşılaşmaktasınızdır. Özellikle hükümetin bu son döneminde halkın çok ciddi anlamda mağdur edildiği bu yardımları alan vatandaşların aslında bunlara alıştırılarak çalışma hayatından koptuğu verimlilikten koptuğu gibi bazı tespitler var. Bunu zaman zaman genel başkan düzeyinde de dillendiriyor muhalefet partileri. Bu konuya nasıl bakarsınız?

FATMA ŞAHİN: Şimdi bakın yoksullukla mücadele bizim en temel mücadelemiz ve biz geldiğimiz zaman normalde bizi eleştirenlerden teslim aldığımız zaman günlük 1 dolardan milyonlarca insan yaşıyordu. Şuanda onu sıfırladık .günlük 4 doların altında yüzde 30du yaşayan şuan yüzde 2,7 ye düşürdük ve hızla sıfırlayacağız. Bunu yaparken biz şuanda bizim sosyal yardım sisteminden destek alanlar kim diye baktığınız zaman 1.2 milyon kişi engelli ve yaşlı grubu alıyor. Yani çalışacak nüfusta değil.biz çalışabilir olup da yardım alan grup nedir diye baktığımızda 100 bin ile 150 bin arası bir potansiyel gözüküyordu. Hemen çalışma bakanlığı ile beraber biliyorsunuz yeni bir uzman aldılar. Çalışma bakanlığı çalışma ve meslek uzmanı diye biz de sosyal hizmet uzmanı aldık.Vakıflar üzerinden sosyal çalışmacı aldık.Şimdi bizim o yardım yaptığımız mali destek verdiğimiz ve çalışabilecek yaşta olan erkek nüfusun çalışma bakanlığı ile beraber bunlara meslek edindirme ve istihdam edindirme üzerine  bir proje yaptık ve yaklaşık 2 ay içerisinde 10 bin kişinin işe yerleşmesini sağladık.Bu daha çok organize sanayi bölgesinde işlerin şuan da Gaziantep ,Denizli ve Kocaeli’nde pilot olarak aldık. Bu 3 ilde bu çalışmayı  güçlendiriyoruz. İşte daha sonra Malatya da yaygınlaştırıp tamamlayacağız.Muhalefetin dediği bu şeyin doğru olmadığını bu durumun istihdam odaklı yardım sisteminin  içine girmesi ve hakkaten adaletli bir şekilde sosyal yardım ağını oluşturmak gerekiyor. Zaten bundan dolayı da biz TÜBİTAK la çalışıyoruz .TÜİK’le  çalışıyoruz. Kendi kafamızdan da şu mağdur şu muhtaç demiyoruz. Şuan TÜBİTAK da 40 mühendis çalışıyor.Bu sosyal yardım sistemiyle alakalı ve bilgiye ve teknolojiye dayalı bir yardım sistemi. Mesela belediye düğmeye basınca o ailenin bütün ekonomik ve sosyal analizini görüyorsunuz.Kaç çocuk var, tapudaki mal varlığı nedir, banka hesabı nedir, üzerine kayıtlı bütün gelir gider dengesinin görüldüğü bir sisteme geçtik. Bizim eksiğimiz yeterince anlatamamamız sizin aracılığınızla Malatyalı hemşerilerimizde detayları öğrenmiş olur.  

Kadına şiddet son günlerde temel mücadele alanlarından biri oldu. Kadına şiddet genelde mahrem alanlarında kalır kolluk kuvvetlerinin. Genelde sen ne yaptın da bunu hak ettin ya da kocan değil mi döverde severde gibi bir yaklaşım vardı. Biz şimdi bunun bir yaşam hakkı ihlali olduğunu, toplumsal bir sorun olduğunu, kalkınmanın önünde bir engel olduğunu halkımıza anlatacak şekilde güçlü bir çalışma yaptık. Güçlü bir yasal alt yapı oluşturduk. 

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız