Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, sosyal güvenlik priminden 5 puan indirilmesine ilişkin uygulamanın Eylül ayından itibaren işlemeye başlayacağını söyledi.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nde (TOBB) düzenlenen Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA) Bölgesel Rekabet Edebilirlik Operasyonel Programı'nın tanıtım ve bilgilendirme toplantısına Sanayi ve Ticaret Bakanı Çağlayan, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile programdan faydalanacak 43 ilin oda başkanları katıldı. Bakan Çağlayan, yaptığı konuşmada, ülke ekonomisinin son 6 yılda önemli değişim ve dönüşüm süreci gerçekleştiğini belirterek, yakalanan siyasi ve ekonomik istikrar ile bu büyümenin özel sektörün eseri olduğunu söyledi. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 100. yılında dünyanın ilk 10 ülkesi arasında girmesinin en büyük hedefleri olduğunu vurgulayan Çağlayan, bunun için gece gündüz çalıştıklarını kaydetti. Devrim niteliğinde bir çalışmaya imza attıklarını ve ülke sanayisinin envanteri ile stratejinin çıkarılmasına yönelik çalışmaya başladıklarını dile getiren Çağlayan, "Bu gerçekten benim için hayaldi. Bu çalışmayı yıl sonuna kadar bitirmeyi öngörüyoruz. Daha sonra da yeni bir teşvik sistemi
uygulayacağız" diye konuştu.
Sosyal Güvenlik Reform Yasası'nın ardından Türk Ticaret Kanunu'nun 1 ay içinde Meclis gündemine geleceğini anlatan Çağlayan, "Türkiye artık Uzakdoğu ve İrlanda hikayelerinin dışında kendi başarılarının hikayesini anlatacaktır" şeklinde konuştu. Çağlayan, sosyal güvenlik priminin uygulanması konusunda da, "İstihdamı önemli ölçüde etkileyecek olan sosyal güvenlik priminden 5 puan indirilmesi uygulaması da 2008'in Eylül ayından itibaren işlemeye başlayacak. Bunun nasıl yapılacağı önümüzdeki günlerde açıklanacak" dedi.
"186.9 MİLYON EURO'LUK KAYNAK 43 İLDE KULLANILACAK"
IPA'nın, Avrupa Birliği (AB) tarafından kullandırılan eski yardım araçlarından farklı unsurlar içerdiğini anlatan Bakan Çağlayan, buradaki temel farkın, 'AB tarafından sağlanan yardımların AB adına Türkiye'de yer alan kurumlar özellikle de konularının sahibi olan bakanlıklar eliyle kullandırılacak olması' olduğunu belirtti. Bu kapsamda, bakanlığına 2007-2009 yıllarını kapsayan 3 yıllık dönemde 140.2 milyon euroluk AB kaynağını kullandırmaya hak kazandığını vurgulayan Bakan Çağlayan, şunları kaydetti:
"Bu dönemde işletmelerimizin kullanacağı kaynak ulusal katkıyla birlikte 186.9 milyon euro olacaktır. Bu bütçe AB'nin belirlediği kriter uyarınca, kişi başı milli geliri Türkiye ortalamasının yüzde 75'inin altında kalan düzey 2 bölgelerinde kullandırılabilecektir. Söz konusu düzey 2 bölgeleri kapsamına bu toplantıya katılan oda başkanlarının temsil etmekte olduğu Orta Anadolu, Orta ve Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde bulunan 43 il girmektedir. Bu 43 ilin içerisinden Kastamonu, Samsun, Trabzon, Kars, Erzurum. Sivas, Kayseri, Malatya, Elazığ, Gaziantep, Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Diyarbakır, Batman ve Van illerimiz Devlet Planlama Teşkilatı tarafından büyüme merkezi olarak belirlenmiştir. Bütçenin büyük bir çoğunluğunun bu illere yönelik olarak kullandırılması planlanmaktadır. Temel olarak program kapsamında yer alan 43 ilin her birinin proje sunması ve kaynaklardan istifade etmesi mümkündür."
Çağlayan, program kapsamında söz konusu illere sağlanacak AB yardımının, bakanlığının çıkacağı proje teklif çağrıları yoluyla kullandırılacağını bildirdi. Çağlayan, teklif çağrılarının sonucunda toplanan proje önerilerinin; proje seçim komitelerince programda yer alan ve önceden ilan edilen objektif seçim kriterlerine göre değerlendirileceğini ve bu değerlendirme temelinde desteklenecek projelerin, Avrupa Komisyonu ile işbirliği içerisinde bakanlık tarafından seçileceğini vurguladı.
"TÜRKİYE İÇİN AB TARAFINDAN SAĞLANAN FONLARI KULLANMA KAPASİTEMİZİ GELİŞTİRMELİYİZ"
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu ise, AB'nin IPA 'bölgesel rekabet edebilirlik' çerçevesinde, iş dünyasına 2007-2009 yıllarını kapsayan üç yıllık dönemde Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından toplam 186,9 milyon euro kaynak kullandırılacağını söyledi. Bu kaynağın 140,2 milyon eurosunun AB bütçesi, 46,7 milyon eurosunun ise ulusal katkı olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, "Türkiye için AB tarafından sağlanan fonları kullanma kapasitemizi geliştirmeliyiz. Zira, AB kaynaklarından yararlanmak, ayrıntılı ve sistematik bir hazırlığı gerektiriyor. Birçok odamızda bu konuda önemli deneyimler de oluştu. Bunu daha da geliştirmek ve yaygınlaştırmak zorundayız" ifadelerini kullandı.
Türkiye için AB katılım sürecinin çok önemli olduğunu ve sürecin, günlük siyasi olayların gölgesinde kalmaması gerektiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, "Brüksel'e yaptığım ziyaretler sonrası gözlemim ve tespitim, Türkiye ve AB'nin birbirlerini yeniden keşfettikleri yönündedir. Türkiye, AB katılım sürecinin kendi ekonomik ve siyasi dönüşüm çabaları açısından önemini bir kez daha fark etmiş gibidir" diye konuştu.
Hisarcıklıoğlu, AB'nin de Türkiye'nin önemini yeniden kavramaya başladığı işaret ederek, şöyle devam etti:
"Bundan son derece memnunum. Bu, sadece ülkemiz için değil, aynı zamanda AB ve hatta dünya için çok önemli bir gelişmedir. Türkiye, AB müktesebatına uyum sürecini 2013 sonu itibariyle tamamlamaya karar vermiştir. Buna ilişkin programı da başlatmıştır. AB de Türkiye'nin üyeliği için kendini hazırlamak durumundadır. Bunun yolu, üyeliği belirsiz halde bırakmak değildir. Bunun yolu, birliğin ekonomi, ticaret, sanayi, KOBİ, çalışma hayatı, istihdam, birlik kurumları gibi temel politikalarının tasarlanmasında, Türkiye'nin de göz önünde bulundurulmasıdır. Türkiye'nin üyeliği üzerindeki belirsizliği ortadan kaldırarak, ciddi bir çalışma içine girilmesidir. AB'de Türkiye'nin üyeliği için gerekli siyasi iradenin artık oluşacağına inanıyorum. Zira, ülkemizin AB ile ilişkileri çok sağlam temellere dayanmaktadır. Uluslararası ilişkilerin temel kurallarından biri de ahde vefa ilkesidir. Türkiye'de de Ortaklık Anlaşması ile başlayan 40 yılı aşkın süreçte, ilişkilerin gelişmesinde, ülke yönetiminde sorumluluk almış tüm kurum ve kişilerin katkısı olmuştur. Bu durum, 'devlet yönetiminde devamlılık' ilkesinin önemli bir tezahürüdür."
