SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Malatya Eğitim Referansı

0
Güncellendi - 2015-12-27 19:37:29
Malatya Eğitim Referansı
A- A+ PAYLAŞ

Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Tuğrul Sezer, 2.5 yıllık görev süresi içinde hastanede yapılan çalışmaları anlattı. 

Organ naklinin en büyük kaynağının yoğun bakım olduğunu belirten Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Tuğrul Sezer, "Çünkü beyin ölümü yoğun bakımda gerçekleşir. Genel Cerrahi Anabilim Dalı’nda Prof. Dr. Mahmut Bülbül ve ekibi organ nakli yapılabileceğini söylediler. Bir genç arkadaşımız karaciğer naklinin en çok yapıldığı Malatya’da eğitim gördü. Yine Mahmut Bülbül hocamızın desteğiyle 300’den fazla böbrek nakli yapan bir hekimimiz hastanemizde görev yapacak. İnşallah gelecek yılın son çeyreğinde Isparta’da karaciğer ve böbrek nakilleri yapılabilecek” dedi. 

Prof.Dr. Sezer, SDÜ Tıp Fakültesi Hastanesi’nin Türkiye’de ilk 20 içinde olduğu belirterek, "Buraya üç büyük ildeki hastanelerden bile hekimler gelmek istiyor. Çünkü mali yapısı iyi durumda. Döner sermaye imkanı fazla. Burada hekimler taşın altına elini sokuyor. Ders de veriyor. Hastasını her gün kontrol de ediyor. Benim burada olmam önemli değil ama bu kurum önemli. Burası halkın hastanesi" dedi.

Hastanede ciddi bir tadilat ve onarım süreci başlatılarak son teknolojiyi takip ederek yenileme sürecine girildiğini kaydeden Prof.Dr. Sezer, ultrason eşliğinde taş kırma ünitesinin, bölgede çocuk hastaların böbrek taşlarının da kırılabildiği tek ünite olduğunu söyledi. Bölgede tek olan koroner anjiyo ünitesi sayesinde son teknolojinin kullanılarak, hastaların dışarıya gitmesinin önüne geçildiğini kaydeden Prof.Dr. Sezer, hastanede kornea naklinin de yakın zamanda yapılabileceğini ifade etti. Bölgede üçüncü basamak işitme merkezi haline geldiklerini kaydeden Prof.Dr. Sezer, yeni doğan işitme tarama hizmeti sunulduğunu belirtti.

Dijital radyoloji ünitesi sayesinde hastanın sonuçlarının anında hekim tarafından görülebildiğini söyleyen Prof.Dr. Sezer, “Böylece hastalara aylar sonrasına verilen randevular öne çekildi. Tedavide zaman kaybının önüne geçildi. Daha önce 45 dakikada MR çekilirken, bu ünitemizi de hizmet satın alma yöntemiyle yeniledik. Laboratuvarlar 160 metrekareden 400 metrekare alana çıktı. Kalite standartlarına uygun başka laboratuvar Isparta’da yok. Fizik tedavi ünitesi 16 yataktan 30 yatağa çıktı. Ameliyathane sayısını 13’ten 18 ameliyathaneye çıkardık. Her cerrahi kliniğin bir ameliyathanesi olacak duruma geldik" diye konuştu.

Hayati tehlikesi olan hastaların yaşama döndürülmesi için üçüncü basamak yoğun bakım hizmetine ihtiyaç olduğunu kaydeden Prof.Dr. Sezer, 18 olan yatak kapasitesini 33’e çıkardıklarını, yenidoğan yoğun bakım ünitesinde de 10 olan yatak kapasitesinin 25’e çıkarılacağını anlattı. 

Prof.Dr.Sezer, “13 yıldır hizmet veren hastanemiz yıpranmıştı.Yıpranmadan ötürü zemin döşemeleri kalkmıştı. Zeminlere ayrılan yerlere artık plaster yapıştırılmaya başlanmıştı.Öncelikle yıpranmış olan bu döşemeleri değiştirdik. Isı kaybına yol açan pencereler yenilendi. Hasta odalarının kapıları genişletildi. Hastaların rahatı ve konforu için motorlu yataklar alındı. Her hasta odasına buzdolabı ve LCD Tv kurulması planlandı. Dört kişilik hasta odaları bölünerek iki kişilik odalara dönüştürüldü. Her katta özürlü hastaların kullanımına yönelik odalar oluşturuldu. Bunları Isparta için yaptık. Hekim, hasta varsa vardır. Artık pırıl pırıl yepyeni bir ortamda hastalarımız hizmet alacak” dedi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız