SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Malatya, Kürt Siyasal Hareketi ve..(III)

A- A+ PAYLAŞ

MALATYA, KÜRT SİYASAL HAREKETİ VE ÖZERKLİK SORUNU (III)

 

 

Orhan TUĞRULCA

Tarihçi/Yazar

otogrulca@hotmail.com

III. ve SON BÖLÜM

Araştırmamızın son bölümünü burada paylaşmadan önce bir açıklamayı zorunlu görüyoruz: Araştırmamızda Kürt Siyasal hareketinden söz ederken zaman zaman hareketin Marksist- Leninist özelliğini vurgulamak durumunda kaldık. Özellikle araştırmamızın bu bölümünde hareketin Malatya’daki seçim verilerini de vermeye çalışacağız. Bu verileri paylaşırken, Kürt siyasal hareketi adına seçime giren parti ya da bağımsız adaylara oy veren binlerce insanın Marksist-Leninist ideolojiyi benimsediği anlamının çıkması kaçınılmaz olacaktır.

Ancak biz, bu araştırmamızda Kürt siyasal hareketin 1960 sonrası Kominist- sol hareketin içinden çıkmış olmanın ideolojik kimliği ile 1995 sonrası bu hareket adına ortaya çıkan parti ya da bağımsız adaylara oy veren insanların dünya görüşlerinin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Zira harekete oy veren insanların Marksist- Leninist olduğunu iddia etmek son derece yanlış bir tasnif olacaktır. Oy verme kaygılarının ayrıca araştırılması gerekir.

Araştırmamızda Marksist- Leninist tanımlaması tamamen hareketin kuruluş felsefesine vurgu yapmak içindir.

4)   Kürt Siyasal Hareketin Seçim Serüveni Ve Malatya

Biz burada kominist sol hareketin Kürt kanadının Malatya’daki boyutunun tarihsel süreciyle birlikte anlaşılmasını sağlamak için Kürt siyasal hareketi adına çıkan partileri ve bu partilerin Malatya’daki potansiyellerini Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerini esas alarak ortaya koymak istiyoruz.

1992 yılından itibaren Kürt siyasal hareketi adına ortaya çıkan partiler şöyle sıralanabilir:

1- Özgürlük ve Eşitlik Partisi (ÖZEP): 25.06.1992’de kuruldu. 04.07.1992 günü kurucular kurulunun aldığı bir kararla HEP (Halkın Emeği Partisi) ile birleşti.

2- Özgürlük ve Demokrasi  Partisi (ÖZDEP): 19.10.1992’de kurulan parti 23.11.1993’de Anayasa Mahkemesi’nce kapatıldı.

3- Halkın Emek Partisi (HEP): 07.06.1990 yılında kurulan parti 23.11.1993’te Anayasa Mahkemesi’nce kapatıldı.

4- Demokratik Partisi (DEP): 07.05.1993’te kurulan parti, 16.06.1994’te Anayasa Mahkemesi’nce kapatıldı.

5- Halkın Demokrasi Partisi (HADEP): 11.05.1994’te kurulan parti 13.03.2003’te Anayasa Mahkemesi’nce kapatıldı.

6- Demokratik Halk Partisi (DEHAP): 24.10.1997’de kurulan parti 19 Kasım 2005’de 3. olağan kongresinde fesh edildi.

7- Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR): 11.02.2002’de kurulan parti siyasi hayatına devam etmektedir. Şeyh Sait’in torunu Abdulmelik Fırat başkanlığında kurulmuş bir partidir.

8- Özgür Toplum Partisi (ÖTP): 06.06.2003’te DEHAP’ı yedeklemek için kurulan parti siyasi yaşamına devam etmektedir.

9- Demokratik Toplum Partisi (DTP): 09.11.2005’te eski DEP milletvekili Leyla Zana, Hatip Dicle, Orhan Doğan, Selim Sadak, Sırrı Sakık ve Sedat Yurttaş gibi isimler tarafından kurulan partide Abdullah Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan da yer almaktadır. Parti 11 Aralık 2009’da Anayasa Mahkemesi’nce kapatılmıştır.(1)

10- Barış ve Demokrasi Partisi (BDP): 02.05.2008 tarihinde kurulmuştur. Parti DTP’nin yerini almıştır. Bugün siyasi yaşamına devam etmektedir.(2)

Malatya’da TÜİK’in verilerine göre; Halkın Demokrasi Partisi (HADEP) 1995 Milletvekili Genel Seçimlerinde 8.283 oy alarak 2,9 oranını yakalarken, aynı parti 1999 Milletvekili Genel Seçimlerinde Malatya’da 7.438 oy alarak 2,3 oy oranında kalmıştır.

2002 Milletvekili Genel Seçimlerinde ise Kürt siyasal hareketi adına kurulmuş olan DEHAP (Demokratik Halk Partisi) Malatya’da 13.344 oy alarak 4,2 oranına ulaşmıştır. 2007 Seçimlerinde Emek Partisi (EMEP), DTP, ESP ve SHP’nin Ortak bağımsız adayı olarak katılan(3) Mustafa TÜRK,  Malatya’da geçerli 366.896 seçmenin sadece 5.283 kişinin oyunu alarak %1,46 ya düşmüştür.

Son yapılan 12 Haziran 2011 Milletvekili Genel Seçimlerinde Kürt siyasal hareketi yine bağımsız aday ile seçim yarışına girdi. Barış ve Demokrasi partisi adına katılan Gani Şavata, hareketin daha önce katıldığı seçimlerde aldığı oy oranlarının da çok altına düşerek Malatya’da geçerli 431.940 seçmenin yalnızca 4.609 seçmenin oyunu alarak %1,08 de kaldı.(4)

Yerel seçimlerde ise Kürt siyasal hareketini temsil eden oyların tek bir partide toplanmadığı farklı tercihler yaptıkları ­yerel seçim sonuçlarından çıkarmak mümkündür.

Sonuç olarak 1970’li yıllarda kominist-sol hareket içerisinde silahlı mücadele yanlısı olarak ortaya çıkan Kürt unsuru 1990’lı yıllardan itibaren yasal siyasi kanallara da yönelmiştir. Bu hareketin Malatya’da son elli yıldan bu yana halk tabanında karşılık bulmak için büyük bir enerji sarfettiği ancak istediği sonuca ulaşamadığı illegal ve legal göstergelerden çıkarmak mümkündür.

Sol bir zemin üzerinde ortaya çıkan kominist-marksist Kürt hareketi ortaya çıktığı 1960’lı yıllardan itibaren aynı yıllarda başlamak üzere Malatya halkının sosyo-politik olarak CHP-sol (?) ekseninden Demokrat Parti - Milli Nizam Partisi - Milli Selamet Partisi - Anavatan Partisi - Refah Partisi - Fazilet Partisi ve Adalet ve Kalkınma Partisi’nin temsil ettiği sağ-İslamcı-dindar eksene doğru evrilmesi dikkat çekicidir. Bu eksen değişikliğinin politik ve ideolojik çevreler tarafından dikkatle analiz edilmesi gerekir. Bu durum aynı zamanda Malatya sosyo-politiğinin bilimsel olarak incelenmesini zaruri kılmaktadır.

Hele Malatya için özerklik isteyen Kürt siyasetçilerin Malatya sosyopolitiğini daha iyi okumaları gerekir.

Kürt Siyasal Hareketin Malatya’daki Seçim Serüveni (1995-2011)(5)

 

 

KÜRT SİYASAL HAREKETİN SEÇİM SERÜVENİ

(1995-2011)(6)

MALATYA   2011 2007 2002 1999 1995
Kayıtlı seçmen sayısı   503.323 466.784 449.965 405.744 372.881
Oy kullanan seçmen sayısı   438.431 366.896 327.181 339.126 298.061
Katılım oranı (%)   87,11 78.6 72.7 83.6 79.9
Geçerli oy sayısı   431.940        
Milletvekili sayısı   6 7 7 7 7
             
Halkın Demokrasi Partisi (HADEP) Aldığı Oy       7.438 8.283
  Oy Oranı       2,3 2,9
  Aldığı Milletvekili Sayısı       0 0
Demokratik Halk Partisi (DEHAP) Aldığı Oy     13.344    
  Oy Oranı     4,2    
  Aldığı Milletvekili Sayısı     0    
Emek Partisi (EMEP), DTP, ESP VE SHP’nin   

Ortak bağımsız adayı Mustafa TÜRK (7)

Aldığı Oy   5.283      
  Oy Oranı   1,46      
  Aldığı Milletvekili Sayısı   0      
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP)   

Seçime Bağımsız Aday ile girdi. (Gani ŞAVATA)

Aldığı Oy 4.609        
  Oy Oranı 1,08        
  Aldığı Milletvekili Sayısı 0        
 

5)   Kürt Siyasi Hareketinin Malatya Sosyo-Politiğindeki Yeri Nedir, Nasıl Bir Seyir İzledi Ve Bundan Sonra Nasıl Bir Seyir İzleyebilir.

 

Marksist- Leninist Kürt siyasi hareketinin Malatya sosyo-politiğinde yer edinmek için büyük bir çaba sarf ettiğini ancak istediği sonucu alamadığını yukarıda hem tarihsel perspektifi ile hem de 1990’lı yıllardan itibaren yasal siyasi seçim yoklamalarında gördük.

1960’lı yıllardan itibaren Marksist –sol hareketin içinde olarak Malatya kamuoyonda destek arayışında olan Marksist- Leninist Kürt siyasi hareketi bu desteği bulamadı. Üstelik Türkiye’nin 1960-1980 arası geçirmiş olduğu sosyal,  siyasal ve ideolojik evriminde dünya konjonktürü ve sosyolojik ortam çok uygun olmasına rağmen bu başarıyı sağlayamadı.

Yukarıda ayrıntılarıyla vermiş olduğumuz üzre 1995 ve sonrası yasal siyasi bir hareket olarak katıldığı seçim yarışlarında da Malatya kamuoyundan gerekli desteği bulamadı. Aslında sadece Malatya’dan da değil “Demokratik Özerk Kürdistan” olarak belirledikleri diğer bölgelerden de bekledikleri gerekli desteği yakalayamadılar.

“Aslında Doğu ve Güneydoğu’nun tamamı Kürdistan’tır” diyen Bengi Yıldız’ın tarif ettiği bölgede toplam 23 ilden oluşuyor. Bu iller şöyle: Van, Hakkâri, Şırnak, Mardin, Diyarbakır, Batman, Muş, Siirt, Bitlis, Adıyaman, Şanlıurfa, Ağrı, Iğdır, Kars, Erzurum, Bingöl, Elazığ, Malatya, Gaziantep, Kahramanmaraş, Erzincan, Tunceli ve Ardahan.

12 Haziran seçim sonuçlarına göre BDP, 23 ilden sadece yedisinde birinci parti. Bu iller ise Kürt kimliğinin daha belirgin bir şekilde yaşandığı Diyarbakır (58.72), Hakkâri (79,8), Şırnak (72.69), Van (49.24), Mardin (52.12), Batman (51.84) ve Muş’tan (44.49) oluşuyor. BDP, Muş ve Van hariç, diğer beş ilde yüzde 50’nin üstünde oy aldı.

BDP Milletvekili Bengi Yıldız’ın, demokratik özerkliğin sınırları içinde saydığı 23 ilin, 14’ünde AKP, birinde (Tunceli) CHP, diğerinde ise (Iğdır) MHP birinci parti durumunda. BDP, “Kürdistan sınırları” içinde sayılan Kahramanmaraş, Erzincan ve Elazığ’da ise milletvekili adayı gösteremedi.

BDP’li Bengi Yıldız’ın çizdiği Kürdistan haritasında bulunan 14 ilde Adalet ve Kalkınma Partisi birinci parti durumunda. 12 Haziran”da yapılan seçimlerde Siirt (48.09), Bitlis (50.62), Ağrı (47.54), Kars (42.57), Erzurum (69.25) Bingöl (67.06), Elazığ (67.39), Adıyaman (67.38), Şanlıurfa (64.80), Malatya (68.48), Gaziantep (61.85), Kahramanmaraş (69.62), Erzincan (57.39) ve Ardahan’da zaferle ayrılan AKP, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin genelinde de birinci parti.”(8)

Marksist- Leninist Kürt siyasi hareketinin Malatya sosyo-politiğinde bundan sonra nasıl bir seyir izleyebileceği sorusunun cevabını da elbetteki elimizde bulunan siyasi ve sosyolojik verilerden çıkarabilmek mümkündür.

Şu ana kadar ortaya çıkmış olan siyasi veriler, Marksist- Leninist Kürt siyasi hareketinin Malatya’da yakın bir gelecekte halkın teveccühünü kazanma şansının olmadığı yönündedir.  

Bu iddiamızı güçlendirecek esas unsur ise Malatya’nın etno-sosyolojik yapısıdır:

Türklerin ve Kürtlerin akrabalığından doğan halk: Germiyanlılar..

Malatya’nın etnik olarak bir Kürt şehri olup olmadığı tartışmalarına girmeyeceğiz. Zira kentin etnik yapısı ile ilgili biz araştırmacıların bilhassa tek tek köylerin incelenmesi, nüfus yapılarının ortaya konulması ve bunun genel nüfus yapısına tahvil edilmesi yöntemiyle yüzde doksan oranında bir bilgiye ulaşmamız mümkündür. Ancak bu araştırmanın amacı bu konsept üzerinde kurulmadığı için spekülasyona yol açacak tartışmalardan uzak durulacaktır.

Asıl üzerinde durmak istediğimiz “Germiyan Projesi” olarak formüle ettiğimiz husustur.

Konuyu detayları ile açarsak sanırım daha iyi anlaşılacaktır:

Germiyanlıların hangi etnik gruba mensup olduğu nereden geldikleri gibi soruların yanıtı burada verilmeyecektir. Ancak bu topluluk 13.yüzyılda Malatya bölgesinde önemli bir güç olduğu ve yerele hükmettiği bilinmektedir. Bu topluluk sonraki yıllarda Kütahya çevrelerine yerleşecektir.

Germiyanlılar,  Anadolu açısından olduğu kadar Malatya’nın etnik ve kültürel kimliği açısından da yeterince anlaşılması bugünün Malatya’sı açısından büyük önem arz etmektedir.

Bu topluluğun ilginç yanı Türklerin ve Kürtlerin evliliğinden doğmuş özgün bir topluluk olduğu yönündeki iddialardır.( 9) Bu iddia ilk etapta okuyuculara çarpıcı ve maksadı aşan bir spekülasyon olarak gelebilir. Ancak, 13. ve 14. yüzyıldaki gelişmelere yakından bakıldığında bunun yadırganacak bir tarafının olmadığı görülecektir.

Malatya özelinden hareketle kentler de, Müslüman-Hıristiyan grupların nasıl bir ortak yaşam modeli ortaya koyduklarını bizzat Hıristiyan kaynaklarından hareketle ortaya koyabiliriz. Müslüman ve Hıristiyanlar arasında bile ortak bir yaşam modeli çıktığına göre iki Müslüman ve aynı zamanda iki göçebe topluluk olan Türklerle Kürtlerin karşılıklı evliliklerinden neden yeni bir sosyal grup ortaya çıkmasın. Yadırganması muhtemel böylesi bir sosyal grubun bugün zaten Malatya’da var olduğunu, Malatya’nın sosyo-kültürel ve etno-kültürel yapısını az çok inceleyen herkes görebilir. Aslında bunun için sosyal bilimcilerin bilimsel bir araştırma yapmasına bile gerek yoktur. Malatya merkez ve Battalgazi ilçesinde rastgele on ailenin kapılarını çalıp bir iki basit soru sorulması yeterlidir.

Kısa Tarihçe

İran dağları hariç Kürtler esas olarak Güneydoğu Anadolu’da, Mezopotamya sınırlarında yaşıyorlardı. Türk istilası ile geleneksel yerleşim yerlerinden kısmen uzaklaştırılmışlardır. Kürtler Selçuklu Devleti ile doğuya doğru genişlemesi sırasında birleşeceklerdir.(10)

Her iki Müslüman etnik grup arasındaki dostane ilişkiler, 12. yüzyılda Malatya’da Germiyanlı adı altında başlamış, 14. yüzyılda doruk noktasına ulaşmıştır.

Türkmen hanedanlarına özgü olarak daha sonraları yazılan destanlarda ve halk vakayinamelerinde, kırsal alanlarda yaşayan Müslüman unsurlar, özellikle Kürtler hakkında düşmanca duygular hiç görülmez. Türkmenlerin komutasında onlarla silah arkadaşlığı yapmak çok doğal bir davranış olarak kaydedilmektedir.(11)

Bunun en güzel örneğini, Moğol hâkimiyetinin yaşandığı ve Karamanoğlu Beyliğinin tarihini anlatan Osmanlı şairi ve vakayinamecisi Ahmet Şikari vermektedir:

Şikari:

“Ey Nureddin! Askerini cemedüp (toplayıp) Ermenak üstüne varup cenk idesin. Hüda fırsat verüp bu kal’ayı fethedesin, zira Müslümanlara ziyade cefa eylemişler, diyarları senin mülkün ola” demiş. “Cümle hemen Oğuz ve Türkmen ve Kürt beylerin cemedip Konya’ya gelüp sultanla buluştular.”(12)

Yine aynı eserin bir başka yerinde: “Karaman beylerini cemidüp üstad silahşör Hamid bey, Menteşe bey, Oğuz bey, Aydın bey, Turgut bey, Bayburt bey, Türkmen beyi Kaya bey, Mirza Bahadır ve İmadüddin ve Koşun bey ve Kürt beyi Hacı Bahadır ve Eşref Bey ve Kayseriye beyi Ertiena (Eretna) ve Moğol beylerin cümle elli beş bin er cemidüp…”(13) Diye devam ediyor.

Aynı kitabın bir başka sayfasında: “Aydın bey ve Hamid bey gâh cenk idip; gâh kaçmak üzere iken tekbir sadası irüşüp, gördüler ki bölük bölük tozlar belürdü. Anı gördüler ki Kürdistan beyleri irüşüp, kâfire şöyle urdular ki, tiğ ve gürzün sadası asumane irüşdü.”(14) demektedir.

Son olarak Karamanlı bir beyin şu ifadeleri 14. yüzyılda Türk ve Kürtler arasındaki yakınlığı açıkça ortaya koymaktadır: “Benim aslım olan Şirvan Kuh-ü Elbürz’den gelmiş idi. Cümle Moğol, Kürt ve Türkmen benimdir. Varırım vaktına hazır ol” demektedir.(15)

Malatya kökenli Germiyanlılarda olduğu gibi, daha “11. yüzyıldan itibaren Anadolu’ya bugünkü Türkmenistan’dan başlayıp İran üzerinden devam eden göç, Anadolu’nun şehirlerinden çok kırsal bölgelerini ve aşiret yapısını değiştirmiştir” diyor İlber Ortaylı.(16)

Söz konusu bu aşiret yapısının değişmesi, şüphesiz Türkiye Selçuklu Devleti’nin Anadolu’da uyguladığı iskân siyasetinden aramak lazım. Genellikle güvenlik kaygıları göz önünde bulundurularak yapılan bu iskân sırasında bazı aşiretleri, Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı bölgelere yerleştirilirken, diğer taraftan bazı Kürt aşiretler de Türk nüfusun yoğun olarak yaşadığı yerlere yerleştiriliyordu. Bu durumda, Türk aşiretler zamanla kendi dillerini unutup Kürtçe konuşmaya başlarken, Kürt aşiretler de Türkçe konuşup zamanla Türkleşmişlerdir.(17)

Özellikle Otlukbeli Savaşı’ndan sonra Türkmenlerin sayısı Doğu Anadolu’da hayli azalmıştır. Bu durum kaçınılmaz olarak bölgede kalan Türkmenlerin Kürtleşmesine sebep olmuştur.(18)

Sonuç adına:

Ne yazık ki ülkemizde etnik ve sosyal gruplar ile ilgili sağlıklı araştırmaların yapılmamış olması, bilinmezler dünyası içerisinde eksik, yanlış, yönlendirmeci ve ayrıştırmacı hareketlerin bu boşluktan hareketle yanlış ve önyargılar üzerinde bir takım düşünce hareketlerini inşa etmelerine sebep olmuştur.

Hâlbuki Malatya örneğinde görülen Germiyanlarda olduğu gibi iki etnik grubun bileşimi şeklinde tezahür eden bu sosyal grubun varlığı araştırılıp bugün, sosyal barış için projelendirilmesi gerekir.

Claude Cahen’in Germiyanlılarla ilgili yaptığı tespiti ilk bakışta bir spekülasyon olarak görülebilir. Ancak, Türk göçlerinin başladığı 11. yy.dan sonraki dönemlerde Türklerle Kürtler arasında husumete kaynaklık edebilecek ciddi bir olaya rastlanmaz.

Bizans ve Haçlılara karşı birlikte savaşan bu iki unsur arasında 1185 yılında Mardin bölgesinde yaşanan ve otlakların paylaşımından kaynaklanan çatışmanın dışında kayda değer hiçbir vakıaya rastlanmaz.(19) Kaldı ki bu olay bile göçebe aşiretler arasındaki bir rant paylaşımını ötesinde bir anlam ifade etmemektedir.

Türkiye Selçuklu hükümdarların ve ardından Osmanlı padişahları tarafından uygulanan ve daha çok güvenlik ve ekonomik nedenli iskân siyaseti gereği, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne yerleştirilen en tipik örneği Siverek bölgesine yerleştirilen Karakeçililerdir. Karakeçililer etnik olarak Türk olmasına rağmen Kürt nüfusu içerisinde uzun süre kalması nedeniyle Kürtleşmiştir. Öbür yandan Orta Anadolu Bölgesi’ne yerleştirilen Kürtlerin ise zamanla Türkleşmesi sonucunu doğurmuştur.(20)

Türk ve Kürtler ile ilgili bu değişim ve dönüşüm, tarihçiler ve sosyal bilimciler tarafından doğal karşılanmaktadır. Ancak bizim mutlaka sosyal barış için projelendirilmesi gerektiğini söylediğimiz şey Türklerin ve Kürtlerin akrabalığından neşet eden Germiyanlı topluluğu ile ilgili bu olgunun 13. ve 14. yüzyılda olup-bitmiş bir etno-sosyal hadise değil bugün hala özellikle Malatya özelinde yaşayan bir olgu olduğudur.

Malatya’da ciddi bir araştırma yapıldığında görülecektir ki Anadolu’da hiçbir şehirde olmadığı kadar Türk-Kürt evliliği gerçekleşmiştir. Bugün hala bütün ötekileştirmelere rağmen bu evliliklerin devam ediyor olması ise dikkatle okunması gereken bir olgudur.

Claude Cahen’in merak ettiğini biz de doğrusu merak ediyoruz. Cahen: “çeşitli halkların gerçekte birbirleriyle ne oranda karıştıklarını bilmek çok ilginç olurdu. Germiyanlı olgusu bunun bir örneğidir. Toros dağlarında bu tarz başka örnekler de vardır” demektedir.(21)

6)   Son Olarak Marksist- Leninist Kürt Hareketi, Müslüman Kürt Halkını Nereye Kadar Taşıyabilir? Bir Analiz.

 

Son otuz yıldan bu yana bölgede uygulanan devlet politikalarının büyüttüğü bu hareket, uğruna mücadele verdiği halkın tarihi, kültürel, sosyal ve dini gerçekliğine karşı hayli mesafeli olduğu malumdur. Zaman içerisinde halkın bu gerçekliği karşısında kendi kendini tüketmek zorunda kalacağı yönündeki yorumlar ise sık sık yapılmaktadır. Bu yorumlar sosyolojinin temel ilkelerinden hareketle ileri sürülmektedir. Tam olarak ne demek istediğimiz ancak, bölgede demokratikleşme süreci tamamlandıktan sonra ve Marksist- Leninist Kürt aktörler halkın beğenisine özgür bir ortamda, insanların kendi iradeleriyle çekinmeden siyasi tercihlerini yapabilecekleri seçim ortamı oluşunca daha iyi anlaşılacaktır.

Bu bağlamda Marksist Leninist Kürt hareketi belli bir başarı elde ederek Kürt halkını yönetme noktasına gelse bile, Kürt halkının inancını ve kültürünü sorgulayacağı yapılan yorumlar arasındadır.

Zira son bir asırdan buyana çeşitli isimler altında ortaya çıkmış ve halkların iradesine zorla el koymuş olan “izm”lerin sicili hiçte iyi değildir. Bunu da en iyi Kürtler bilir.

Demokratik özerklik modelini Malatya halkının iradesini hiçe sayarak gündeme getirmiş olması dikkat çekicidir.

 

SONUÇ:

Sonuç olarak şu tespitleri yapıp araştırmamıza burada son veriyoruz:

1-     Marksist-Leninist Kürt hareketin ideolojisi ve dünya görüşüne Malatya halkının yabancı olduğu..

2-     Malatya halkının etnik ve sosyolojik yapısı, Kürt nüfusunun yoğun olarak yaşadığı Diyarbakır, Ağrı, Van, Hakkâri vs. Doğu ve Güneydoğu bölgesinden ayrılmaktadır. Germiyan olgusunun ortaya koyduğu etno-sosyolojik durumun yanında üçüncü ve dördüncü neslin yoğun bir asimilasyona maruz kalarak etnik olarak özelliğini kaybetmiş olması kentte yeni bir etno-kültürel neslin yaşadığını..

3-     Üçüncü maddede belirtilen nedenlerin yanında yukarıda anlatmaya çalıştığımız ve Claude Cahen’in ileri sürdüğü, Malatya bölgesinde uzun süre yaşamış ve 13.yy da Kütahya yöresine göç etmiş Germiyanlılar için “Kürtlerin ve Türklerin akrabalığından doğan halk” olgusunun bugün için Malatya’da yaşayan bir olgu olduğunu ve bu olgunun Marksist-Leninist Kürt hareketin etnik temelli düşünce kalıplarıyla uyuşmadığını..

4-      Marksist-Leninist Kürt hareketinin önerdiği özerklik modelinin gelecek dünya tasavvuruyla asla uyuşmadığını, yukarıda tarihsel hatırlatmalarımızdan anlaşılabileceği üzere özerklik ve bağımsızlık hattının Anadolu’da birliği değil parçalanmışlığı getireceğini, sadece siyasal güçsüzlüğü değil ekonomik daralmaları da getireceğini..

5-     Malatya halkının, sorunu ne olursa olsun şiddete başvurmadan ve sağduyusunu kaybetmeden hareket edeceğini, Kimden ve nereden gelirse gelsin hiçbir zorbalığı ve dayatmayı da kabul etmeyeceğini..

6-     Malatya halkının, özerklik ve bağımsızlık gibi kavramlara asla tevessül etmeyeceği ancak güçlü bir yerel yönetim modeline hayır diyemeyeceğini..

7-     Malatya’nın hem Fırat’ın batısı için hem de doğusu için ilginç modeller taşıdığını ve bu modellerin kardeşliğe tahvil edilmesi gerektiğini daha anlamlı bulacağı muhakkaktır.

 

 

KAYNAKLAR

 

1)  http://www.ntvmsnbc.com

2) Orhan TUĞRULCA, Malatya Tarih Kent ve Kültür, Yayınlanmamış eserinden (Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Fidan, 1920-2010 Türk Siyasi Tarihi, Nobel Y., 2010, s.158 vd.)

3) 20.06.2007 http://www.evrensel.net/v2/haber.php

4) Yüksek Seçim Kurulunun sitesinde verilen rakam 5.085 tir.(http://www.ysk.gov.tr)

5) Orhan TUĞRULCA, Malatya Tarih Kent ve Kültür, Yayınlanmamış eserinden (TÜİK,2011)

6) Orhan TUĞRULCA, Malatya Tarih Kent ve Kültür, Yayınlanmamış eserinden (TÜİK,2011)

7) 20.06.2007 http://www.evrensel.net/v2/haber.php

8) http://www.mansethaber.com/iletisim/12-iletisim/simdi_de_bdpden_ozerlik_...

9) Orhan TUĞRULCA, Malatya Tarih Kent ve Kültür, Yayınlanmamış eserinden (Claude Cahen, Osmanlılardan Önce Anadolu, Tarih Vakfı Yurt Y.2002,İst. s.103-104-331)

10) C. Cahen, a.g.e, s.111

11) C. Cahen, a.g.e. s.104

12) Şikari, Karamanoğulları Tarihi, Yeni Kitap Basımevi, Konya, 1946, s.14

13) Şikari, a.g.e. s.19

14) Şikari, a.g.e. s.23

15) Şikari, a.g.e. s.38

16) Yusuf  Halaçoğlu, Etnik Yapısından Ermeni Meselesine Türkiye, Tarih Gelecektir, bky. 2007, İstanbul, s.17

17) Yusuf Halaçoğlu, a.g.e. s.17-18

18) Y. Halaçoğlu, a.g.e. s.18-25

19) O. Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye, s.215-216

20) Yusuf Halaçoğlu, a.g.e. s.17 (İlber Ortaylı)

21) C. Cahen, a.g.e. s.103

(SON)

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

2 yorum yapılmış

  • Semih (3 yıl önce)
    Bence O dönemin sosyo kültürel şartlarında yaşamış olan aşiretler arası kız alış verişi mümkün olmamıştır. Yazarın saptaması, Maddenin ve mülkiyetin hukukuna haykırıdır. Hiç bir etnik yapı/grupların birbirine Devşirilmeleri, asimile olmaları barışçıl yoldan kültürel bazda asla mümkün değildir,. Ancak: iç çatışmalar sonrası mümkün olabilir
    0
    0
    Yanıtla
  • NoName44 (4 yıl önce)
    Hep merak ederim annem babam güya kürt işte dedemler falan kürtçe konuşur yalnız diğer kürtlere baktığım zaman Diyarbakır olsun Muş Van Hakkari Şırnak vs. hiç benzemiyoruz yani ne bilim tip olarak huy olarak. Ve etnik köken bakımından da Malatya'nın çoğunluğunun Türk olması beni iyice meraklandırıyor. Bu makale gerçekten güzel olmuş sağolun ama yine de buna nasıl cevap bulurum bilemiyorum..
    0
    0
    Yanıtla