SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Malatya Nasibini Alamıyor!'

A- A+ PAYLAŞ

CHP Malatya Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu, TBMM'de yaptığı konuşmada Malatya-Kayseri, Malatya- Sivas, Malatya- Adana yollarını gündeme getirdi. Malatya- Nemrut yolunun bir bölümünü de gündeme getiren, ancak Turizm Bakanlığı'nın yetkisinden çıktığını belirten Aslanoğlu, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'dan dile getirdiği konulara duyarlı olmasını istedi.

Aslanoğlu'nun konuya ilişkin yaptığı konuşma ve bakanın yanıtı, TBMM tutanaklarına göre şöyle:

"FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU - Değerli arkadaşlarım, tabii, burada yollar konuşuldu, yollar konuşuluyor ama bazı illerimiz yine kara yolları pastasından belki birazcık fazla pasta aldılar, fazla hak aldılar ama bu pastadan yararlanamayan iller de var. Yani devletin dağıttığı, Karayolları Genel Müdürlüğünün dağıttığı pastada bazı illerimiz daha şanslı oldu, bazı illerimiz daha az şanslı oldu.

Bugüne kadar, yaklaşık sekiz yıldır -daha gerisine gitmiyorum- uygulanan bu politikada örneğin Malatya bu pastadan en az hak alan bir il olmuştur. Malatya bu pastadan yararlanamayan, en az yararlanan bir il olmuştur, bunu iddia ediyorum ve soruyorum: Bir Ankara-Van yolu -Bu yol Kayseri-Malatya yolu değildir, bu yol Ankara-Van yoludur.- Kayseri'yi geçiyor duruyor, Elâzığ'dan itibaren yeniden başlıyor. Gürün'den, Sivas sınırından sonra Malatya'ya 25 kilometreye kadar maalesef çok yoğun bir çalışma yok. Bu yol bir Malatya yolu değildir, bu Ankara-Van yoludur. Bu yolda büyük eksiklik vardır, çok yavaş gidiyor ve Gürün'den sonra çalışmalar çok yavaştır, bir kere bunu arz ediyorum.

Malatya-Sivas yoluyla ilgili -Karadeniz'i de bağlayan bir yoldur- hiçbir çalışma yoktur. Malatya-Sivas yolu 250 kilometredir. Bugüne kadar Sivas'tan Kangal'a kadar gelmiştir, Kangal'dan sonra kesinlikle bir tek greyder çalışmamış, bir tek çivi çakılmamıştır. Burası Malatya'yı Samsun'a bağlayan bir yoldur.

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) - Yanlış…

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Asla yanlış değil Sayın Bakan.

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) - Yanlış yola bakmışsın.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Yanlış yola bakmam ben Sayın Bakan. Malatya-Hekimhan-Hasançelebi ve Kangal'a kadar tek bir çivi çakılmamıştır, bunu iddia ediyorum. Ben hiçbir yanlış yola bakmam, ben her gün o yoldan geçiyorum Sayın Bakan. Bu yolda tek bir çalışmanız yoktur.

Yine "Malatya-Gaziantep-Adana yolu" dediğimiz bu yol, Adıyaman yolumuz bir 60 kilometre yapılmıştır, orada durmuştur. Şu anda çalışmalar çok yavaş gidiyor, Gölbaşı'na kadar gelmiştir, orada beklemektedir.

Siz söz verdiniz Arapgir-Divriği yoluna, orada bir kaza olmuştu, "bitiriyorum" dediniz. Bu yol bitmemiştir Sayın Bakan, bitmemektedir. Tümü 20 kilometredir, Divriği sınırına gelmiştir, orada beklemektedir. Siz söz verdiniz Sayın Bakanım. Bana, orada kaza olduğu sabah, evvelsi yıl, "Bu yolu yaptırıyorum." dediniz, ama belki bilginiz yok, belki sizi yanılttılar, ama o yol 15 kilometre gitti, durdu, yapılmıyor.

Yine, Arguvan-Arapgir yolu, kara yolları ağında değildir. İki ilçeyi bağlayan bu yoldur. Bu yolun mutlaka kara yolları ağına alınması… Ama size sunulan Yoncalı Barajı'ndan gelen yol değil. Size geçen sene… Ben size söyleyeyim nereden geleceğini: 30 kilometrelik bir yoldu

Sayın Bakanım.
Yine, Arapgir-Kemaliye yolu… Sayın Bakanım, biz sizin ilçenize hizmet etmek istiyoruz. Kemaliye sizin ilçeniz. Başka yol yok oraya. Kemaliye'yi biz seviyoruz.

BAŞKAN - Sayın Aslanoğlu, lütfen Genel Kurula hitap ediniz.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Ama maalesef Arapgir-Kemaliye arasında da sizin ilçenize gitmek için… Sevdiğimiz bir ilçeye gitmek istiyoruz, ama maalesef, bizi oraya göndermekte bin bir güçlük çektiriyorsunuz. 50 kilometrelik yolu iki saatte gidiyoruz Sayın Bakan.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Erzincanlılara şikâyet et.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Yine, Hekimhan-Kuluncak yolu… Maalesef, size yanlış bir bilgi veriyorlar. Bu yolda hiçbir yenileme yok, virajlar duruyor. Bu yol çok tehlikeli bir yoldur. Mutlaka bu yolun da onarılması lazım.
Yine, Kuluncak-Darende yolu… Sadece geçici bir satıh kaplama yaptılar ama yine de yol çok dardır, kullanıma uygun değildir.

Yine, Sayın Bakan, 2001 yılından beri 15 kilometrelik Malatya-Battalgazi yolu -2001-2010- yapılmadı. Malatya-Battalgazi yolu yapılmadı Sayın Bakan. Hâlâ daha -dokuz sene geçmiş- 15 kilometrelik Malatya-Battalgazi… Artık, Malatya'nın içi, kara yolları ağında, ama her ne hikmetse her sene bir şey çıktı, 15 kilometrelik yolu biz yapamadık

Sayın Bakanım.
Yine, şimdi, bu yasayla, artık, kara yolları ağına alınma yetkisi Sayın Bakana geçiyor. Bakan imzalarsa o yolu kara yolu ağına geçebilecek artık. O meşhur bir Yüksek Fen Kurulu vardı ya, o kalkıyor.

Sekiz yıldır siz veriyorsunuz. Dün burada söz verdiniz. Artık benim Turizm Bakanıyla hiçbir işim kalmadı. Sayın Turizm Bakanıyla bundan sonra yol konusunda bir laf edersem namerdim.

MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) - Estağfurullah.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Hayır, namerdim çünkü dün, Sayın Bakan burada otururken "Sorun benim sorunum -aynen böyle yaptı- ben yapacağım." dedi. Sayın Bakan, Malatya-Pütürge, Pütürge-Tepehan yolu ve Kâhta yoluna artık siz söz verdiniz. Bu yıl, 15 kilometrelik yol özel idare kapsamında. Burası bir turizm yolu yani Malatya'yı Kâhta'ya bağlayan yol. Biz Kâhta'yı çok seviyoruz, bizim akrabalarımız var orada; gelin almışız, gelin vermişiz. Şevket Bey, öyle değil mi?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) - Evet.

BAŞKAN - Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Onun için, Sayın Bakan, bundan sonra üstünüze aldığınız görevi her zaman yapacağınıza ben inanıyorum.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Yine Doğanyol-Bismil yolu. Bizi Güneydoğu'ya açın.
Sayın Elitaş, bizi Güneydoğu'ya açın.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - O kadar fazla da…

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Doğanyol'dan Bismil'e, Diyarbakır'a gitmek istiyoruz. Bismil'e gitmek istiyoruz. Gitmek istiyoruz, açın bizi. 20 kilometre ama açmıyorsunuz.
Sayın Bakan, Malatya Karayolları bütçesinden nasibini alamayan bir ildir. Diliyorum ki…

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Yine Adıyaman-Yeşilyurt yolu, aynı şekilde. Malatya pastadan az pay almıştır ama bilemiyorum, herhâlde Karayolları çalışanları, vicdanlarında "Biz Malatya'yı mağdur ettik, bundan sonra mağdur etmeyiz." derler.

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) - Malatya-Darende yolu 90 kilometre. 45'i bitti. 2010 yılında 22 kilometre bitecek. Kalan tünelli kesimle birlikte 2011'de tamamlanmış olacaktır.

Adıyaman-Nemrut, Malatya-Elâzığ-Tepehan, bu yollar turizm yolları kapsamında olup, ancak Turizm Bakanlığının kaynakları yetersiz olduğundan bu yolları biz yapacağız. Bunu Turizm Bakanlığıyla bir protokol yaptık bu çerçevede tamamlayacağız."

"BİR KOYUNDAN BEŞ POST ÇIKARIYORSUNUZ!."
Aslanoğlu, bir başka konuşmasında da yine yol sorununu dile getirdi ve tutanaklara bu konuşmalar şöyle geçti:

"FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Bir kara yolu ağı meselesi var biliyorsunuz. Şu yol kara yolu ağında, bu yol değil, ta yıllardır bu uygulanıyor. Bir Yüksek Fen Kurulu varmış Bayındırlık Bakanlığına bağlı. Bu Yüksek Fen Kurulu karar verirse bu yol kara yolu ağında olacak, bu yol olmayacak. Ama Türkiye'de çok şey değişti. Herhâlde bu yasa… 1980'li yıllarda alınmış bu karar. 80'li yıllardan beri Türkiye'de çok yol değişti, çok yol gelişti ama ne hikmetse, bu Yüksek Fen Kurulu bir türlü kara yolu ağına almıyor bazı yolları.

Değerli arkadaşlarım, kara yolu ağı… Türkiye'nin gelişen koşullarında, Türkiye'nin gelişen turizm, gelişen ticaret, bu koşullarda yeni ihtiyaçlar, yeni yolar yapılmıştır ama ne hikmetse bazı yollar kara yolu ağına alınmıyor. Bu nedenle bu yasada getirilen önemli bir olgudur, yani artık, Karayollarının bağlı olduğu bakan, hangi yolun kara yolu ağına alınması ve alınmaması yönünde en azından… Ta heyet toplanacak, aradan bir sene geçecek, hangi yolun kara yolu ağına alınıp alınmamasına karar verecek, en azından bu konu aşılmıştır. Bu nedenle, Sayın Bakan, Türkiye'de o yıllardan bu yana çok şey değişmiştir, bazı noktalar çok gelişmiştir, bazı yeni merkezler oluşmuştur, o iki merkezi birbirine bağlayan ara yollar oluşmuştur ama 130 kilometre etrafından dolaştı, ora kara yolu ağında, 20 kilometre ara yolu var, bu kara yolu ağında değil. Bu nedenle, mutlaka önümüzdeki süreçte, Karayolları Genel Müdürlüğü, Türkiye'nin bu yüzüyle, hangi yolların kara yolu ağına alınıp alınmaması konusunda mutlaka yeni bir çalışma yapmalıdır arkadaşlar. Bu çalışmada mutlaka, yeni gelişen bölgelerdeki öncelikler ele alınıp bu yolların kara yolu ağına alınması lazım. Aksi hâlde ne oluyor arkadaşlar, biliyor musunuz? Özel idare bu yollara bakıyor. Hangi özel idarenin bütçesi var arkadaşlar, soruyorum?

Size iki tane örnek vereceğim: İstanbul'un köyü kaldı mı arkadaşlar? Herhâlde elli, altmış tane kalmıştır. Kocaeli'nde 1 tane köy kalmadı, hepsi büyükşehre bağlandı. İstanbul Belediyesinin, özel idare payı olarak ne kadar verildiğinin hesabını ben size söylemeyeyim ama Sivas'ın, Balıkesir'in bin küsur tane köyü var, hem köylere bakacak hem de bu özel idare fonundan köy yollarının karlarını açacak arkadaşlar.

Bazı belediyeler altı ay kışla mücadele etmesine ve bütçelerinin önemli bir kısmını karla mücadelede harcamasına rağmen, ne yazık ki kar olmayan yerlerle buraların hiçbir farkı yoktur arkadaşlar. Bu nedenle, Karayolları Genel Müdürlüğünün erişemediği, özellikle köy hizmetleri ağında olan, çok geniş alanları olan bölgelere mutlaka kar mücadele farkı verilmelidir. Bu, gerek belediyelere gerek özel idarelere arkadaşlar… Hiç kar yağmayan yerin özel idaresi ile altı ay karla kapalı yolları temizleyen özel idarenin hiçbir farkı yok arkadaşlar, hiçbir farkı yoktur. Bu nedenle, özellikle karla mücadele veren belediyeler ve özel idarelere mutlaka bir fark verilmelidir. Hiç kar yağmayan, hiç köyü olmayana da büyükşehirden para veriyorlar arkadaşlar. Bir büyükşehirden 1'e 5 veriyorlar, dikkatinizi çekiyorum 1'e 5 veriyorlar.

600 bin nüfuslu Urfa'ya arkadaşlar yılda 80 milyon veriyorlar -o kadar köyüyle- özel idaresine, belediyesine ama 350 bin nüfuslu -isim vermeyeceğim- başka bir büyükşehir belediyesine yılda 160 milyon veriyorlar. Bunun adı haksızlıktır, bunun adı adaletsizliktir, bunun adı…
"Efendim, öyle yapmışlar…" 1985 yılında yapılmış bir yasayı, "öyle yapmışlar" diyemezsiniz. Haksızlığı, adaletsizliği yok etmek hükûmetin görevidir. Ama her nedense, tüm milletvekilleri bunu biliyor, "haklısın" diyorlar, önerge geldiğinde "hayır" diyorlar.

Bir kere ilinizin hakkını koruyun, Urfa'da yaşayan 600 bin kişinin ekmeğini koruyun, onların ekmeğine saygı gösterin, Van'da yaşayan insanlara saygı gösterin. Van'ın nüfusu ne kadar biliyor musunuz? 30 kilometre büyüttünüz bazı şehirleri, Erzurum'u, Adapazarı'nı, Samsun'u, nüfusu 500 bine çıktı, şu anda sadece Urfa'nın nüfusu 600 bin. Urfa halkının hakkın yemeyin, Urfa'daki özel idarenin hakkını yemeyin, Van'da altı ay karla mücadele eden Van Özel İdaresinin hakkını yemeyin ama köyü olmayan yere özel idare adına götürüp veriyorsunuz ama bin köyü olan Van'da veya kaç köyü varsa…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Bitiriyorum Başkanım.
…1 kuruş paraya haksızlık yapıyorsunuz.

FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Köyler nereye gitti?

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Nereye gitti köyler? Büyükşehre bağlandı hepsi.

FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Köyler duruyor orada, duruyor.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Hem büyükşehirden para alıyorsunuz hem bir koyundan beş post çıkıyorsunuz.

FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Paralar özel idareden kesildi,
büyükşehre verildi.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Bir koyundan beş post, Kocaeli! Beş post, beş post! Benim hakkımı verin, Urfa'nın hakkını verin, Van'ın hakkını verin, Maraş'ın hakkını verin, Denizli'nin hakkını verin, Balıkesir'in hakkını verin, Manisa'nın hakkını verin! Hak yiyorsunuz, hak!"

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız