SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Malatya Ucuz Kurtarmıştı!'

A- A+ PAYLAŞ

TBMM'de bazı belde belediyelerinin kapatılması, yeni ilçeler oluşturulması ile ilgili tasarı görüşülürken sözalan CHP İzmir Milletvekili Kemal Anadol, bu konuda yapılan düzenlemelerin "ihtiyaca binaen" olmadığı ve genelde siyasi kararlar olduğu iddiasını dile getirirken, geçmişte Adıyaman'ın Malatya'dan ayrılmasını da örnek gösterdi.

TBMM tutanaklarına göre Anadol'un bu konudaki sözleri şöyle:

"CHP GRUBU ADINA K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Değerli arkadaşlar, önce konuşmamın esprisinden başlamak istiyorum. Ben, 14 Mayıs 1950 seçimlerinde ilkokulda idim, 27 Mayısta üniversite öğrencisi idim, 12 Martta ilçe başkanı idim, 12 Eylülde ikinci dönemini, görevini yapmakta olan bir milletvekili idim, şu anda da sizlerle beraber 23'üncü Dönemde yasama görevimi yerine getirmeye çalışıyorum. İsterim ki 14 Mayısı, demokrasinin miladı olarak ele alırsak -hilesiz hurdasız, hâkim denetiminde bir seçim olarak, ki tarihçiler ve siyasetçiler öyle kabul ediyorlar- 14 Mayısı bir milat olarak kabul edersek -aşağı yukarı elli sekiz sene geçmiş- elli sekiz sene içinde demokrasimizin her geçen gün erginliğe ulaşması lazım, olgunluğa ulaşması lazım, güncel tartışmaları aşarak çağdaş demokratik ölçülere Türkiye demokrasinin, Türkiye Cumhuriyeti demokrasinin varması, ulaşması lazım. Benim öncelikle amacım budur. Bu gerçekleştiği vakit seviniyorum -iktidarda olalım muhalefette olalım- ama bu gölgelenirse üzüntü duyuyorum. Nedir bunlar?

Arkadaşlar, demokrasinin çocukluk hastalıkları vardır, her ülkede görülmüştür. 14 Mayıs 1950'de Demokrat Parti, bir çoğunluk sisteminden de yararlanarak kahir bir ekseriyet sağlamıştır eski deyimle, mutlak çoğunluk sağlamıştır 1950'de. 53'te, aradan üç sene geçmiş, Kastamonu'nun Abana ilçesi Cumhuriyet Halk Partisine rey veriyor, Bozkurt köyü Demokrat Partiye oy veriyor ve 1953'te, arkadaşlar, Abana ilçesinin ilçe tüzel kişiliği kaldırılmış, ilçe merkezi Demokrat Partiye oy veren köye nakledilmiş, Bozkurt'a. Taa, sonradan, 1967'de Anayasa Mahkemesi bozmuş, kararı burada emsal.

1954'te Demokrat Parti çok daha fazla bir oyla gelmiş, 2-3 puan Cumhuriyet Halk Partisinin oyu düşmüş -34'lere, 35'lere düşmüş- 2 Mayısta, bu ezici çoğunluğu sağlayan Demokrat Parti, ayağının tozuyla, daha mayıs ayı bitmeden, Cumhuriyet Halk Partisine ve onun Genel Başkanı merhum İsmet İnönü'ye oy verdiği için Malatya'yı cezalandırmış, içinden bir ilçeyi çıkarmış -Adıyaman'ı- vilayet yapmış. Malatya ucuz kurtarmış, bir ilçesi vilayet olmuş. Ama, 30 Haziran 1954'te -2 Mayısta seçim var, 30 Haziran 1954'te- Cumhuriyetçi Millet Partisine ve Osman Bölükbaşı'na oy verdi diye Kırşehir'i ilçe yapılmış -il merkezi- ve cezalandırılmış, aradan üç sene geçmiş, 57 seçimlerine giderken, 12 Haziran 1957'de, üç sene sonra Kırşehir'i tekrar il yapmışlar bize rey versin diye, ama 24 Haziranda Bölükbaşı'nın dokunulmazlığını kaldırmışlar, 2 Temmuzda hapse atmışlar, 27 Ekim 1957'de seçim olmuş, hapisten çıkan Bölükbaşı tekrar milletvekili olmuş.

Bunları niye söylüyorum, hatırlatıyorum? Hep bunlar demokrasinin çocukluk hastalıkları. Bartın'da seçim var, Bartınlılar "İl olalım." diye yıllarca bağırmışlar, zamanın başbakanı gelmiş seçim kampanyasında "Verin oyunuzu, sizi vilayet yapacağım" demiş. Bartın Milletvekili burada, tanığım. Bartınlıların eski feryatlarını duymayanlar, seçimde oy alabilmek için Bartın'ı il yaptılar. 5 Nisan kararlarını açıkladı bir başka Sayın Başbakan, bu kararların içinde Karabük Demir Çelik'in kapatılması vardı. Karabük Demir Çelik'i kapatıyorlar, seçmene sus payı olsun diye de sizi il yapacağız diyorlar. Karabük'ü kapattıktan sonra, fabrikayı, orayı başkent yapsan ne olacak? Hep siyasi endişe.."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız