SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Malatya'da Ayrım Olmadı.."

0
Güncellendi - 2015-12-27 14:33:25
A- A+ PAYLAŞ

Malatya’nın Doğanşehir ilçesi Sürgü beldesinde yaşanan olaylardan sonra, sivil toplum kuruluşları Sürgü’de ziyaretlerde bulundu. 
 
Avrupa Malatyalılar Dernekleri Federasyonu Başkanı Murat Alabaş, Hollanda Malatyalılar Dernek Başkanı Abidin Kılıç, Malatya Beşiktaşlılar Derneği Başkanı Mehmet Fendoğlu ve İnönü Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Öz Murat Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ali Koçyiğit ile birlikte Sürgü'yü ziyaret ettiler.
 
Sürgü Belde Belediye Başkanı Faruk Taşdemir’i de ziyaret eden ve ziyarette Sürgü’de böyle bir olayın yaşanmasından duydukları üzüntüleri belirten Murat Alabaş, "Belediye başkanımız ve Sürgü halkının yanındayız. Bizim ulusal kanallar ve yurt dışında yayın yapan kanallarımız bu olayı büyütmesinler. Malatya’da Alevi, Sünni, Türk, Kürt ayrımı olmadı, bugünden sonra da olmayacak. Özellikle Almanya’daki Türk konsoloslukları önünde çeşitli eylemler yapanlar bu olayı büyütmesinler. Biz Almanya’da yaşayan 80-85 bin Malatyalı; Alevi’siyle, Sünni’siyle, Türkü ve Kürt'üyle beraberiz, yarında beraber olacağız" ifadelerini kullandı. 
 
"Yarın dış güçler bu olayı kaşımasınlar. Biz ne Suriyeyiz ne de Mısırız" diyen Alabaş, şöyle konuştu:
 
"Burası Türkiye Misakı Milli sınırları içerisinde ve Atatürk’ün dediği gibi 'yurtta sulh, cihanda sulh' ilkesinden ayrılmayacağız. Sürgü halkına teşekkür ediyoruz. Bizi çok iyi şekilde ağırladılar. Birkaç gün içinde de dostluk yemeği verilecektir. Sürgü’de hiçbir problem yoktur. Bütün halkımız huzur içindedir. Diğer medya kuruluşlarının abarttığı gibi kesinlikle burada hiçbir şey söz konusu değildir."
 
Sürgü Belediye Başkanı Faruk Taşdemir de, "Sürgü Belediyemiz keşke bu olaylarla değil de, alabalık tesisleriyle meşhur Malatya'nın tek turizm tesisi olmasıyla, yılda 600 ton alabalık yetiştiren bir yer olmasıyla anılsaydı. Maalesef Ramazan davulcusu ile Alevi kardeşimizin arasında çıkan tartışma işi bu hale getirdi. Sizler de görüyorsunuz ki bizim kimselerle sorunumuz yoktur, bundan sonra da olmaz. Bizim bu dostluğumuzu bu kardeşliğimizi kimse bozamaz. Bizler kirve olmuşuz, kız almış kız vermişiz. Biz kardeşlerimizle burada mutluyuz" şeklinde konuştu. 
 
Kimsenin mutluluklarını bozamayacağını belirten Taşdemir, "Alevi de bizim kardeşimiz Sünni de bizim kardeşimizdir. Aleyhimizde haber yapan medya kuruluşlarını da barış yemeğine çağıracağız ve onlar da yanlış yaptıklarını farkına varacaklar. Bizler artık Sürgü Belediyemizi alabalığımız ile tanıtmak istiyoruz. Birkaç gün içinde barış yemeğimizi de düzenleyeceğiz" dedi.
 
Doç. Dr. Ali Koçyiğit de Alevi aileye üzüntülerini dile getirerek, "Sürgü’de böyle bir olayın yaşanması gerçekten üzücüdür. Türkiye’de Alevi, Sünni, Türk, Kürt ayrımı yaparak bizi bölmeye çalışanlar emellerine ulaşamayacaklar" diye konuştu.
 
MAZLUM DER'İN "YANGIN YOK.." RAPORU..

Bu arada Sürgü kasabasında Alevi bir aile ile Ramazan davulcusu arasında başlayan tartışmanın olaylarla sonuçlanması üzerine, Mazlum-Der Malatya Şubesi tarafından hazırlanan raporda, saldırı esnasında herhangi bir yangın olayının yaşanmadığı belirtildi. 
 
Mazlum-Der’in raporunda, "Sürgü kasabasında gelişen olaylarla ilgili özellikle sosyal medyada paylaşılan haberlerde aileye ait ahırın yakıldığı şeklindeki bilgilendirmeler gerçeği yansıtmamaktadır. Yaptığımız görüşmelerde aile fertlerinin yakılmayla ilgili beyanları olmamış, heyetimizce de yakılmış herhangi bir mahal gözlemlenmemiştir" denildi.
 
Raporun sonuç kısmında da şu ifadelere yer verildi: 
 
"Ramazan davulunun çalınması normal karşılanabileceği gibi, Ramazan davulundan rahatsız olmakta olağan davranışlardır. Hatta bu nedenle münakaşa yaşanması da olağan bir durumdur. Ancak başka zamanlarda, başka yerlerde olağan karşılanan bu tartışmaların etnik ve mezhebi nedenlerle birden toplumsal müdahalelere ve çatışmalara sebebiyet vermesi, üzerinde durulması ve değerlendirilmesi gereken bir husustur." 
 
"Bu tür durumlarda karşılıklı hoşgörüyle birlikte yaşamanın formülleri tesis edilebilecekken, sıradan bir adli vakanın bir anda ötekileştirme nesnesine dönüşmesi, toplumsal dinamiklerin, önyargıların ve bilinçaltı nefret söyleminin karşılıklı olarak değerlendirilmesini gerektirmektedir" denilen raporda, sıradan bir adli vakadan sonra bir evin taşlanmasının ve ailenin güvenlik nedeniyle dahi olsa konut dokunulmazlığına müdahale edilmesinin kabul edilemez bir durum olduğu vurgulandı.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız