Adana'da yasadışı dinlemelere yönelik soruşturma kapsamında gözaltına alınan 8 emniyet mensubundan 6’sı tutuklanarak cezaevine gönderildi. Tutuklanan isimlerden istihbarattan sorumlu eski Emniyet Müdür Yardımcısı İsmail Bilgin (fotoğraftaki), 2005- 2009 yılları arasında Malatya Emniyeti'nde de İstihbarat Şube Müdürü olarak görev yapmış, Malatya'dan Adana'ya atanmıştı.
Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında dün evlerinde ve makamlarında arama yapıldıktan sonra gözaltına alınan 17 Aralık operasyonundan sonra İstihbarat Şube Müdürlüğü'nden sorumlu Emniyet Müdür Yardımcılığı'ndan Kemal Serhatlı Polis Meslek Yüksek Okulu'na Öğretmen Müdür Yardımcısı olarak görevlendirilen Emniyet Müdürü eski Yardımcısı İsmail Bilgin, İstihbarat Şube Müdürlüğü'nden Evrak Arşiv Şube Müdürlüğü'ne atanan Ertuğrul Yetkin, 100'üncü Yıl Polis Merkez Amirliği'nde Grup Amiri olan Komiser Fevzi Mert ile İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde görevli polis memurları Ramazan Kasap, Mehtap Avcu, Hasan Serçe, Ahmet Şenal ile söz konusu şubede görev yaparken emekli olan Abdullah Karaca sabah saatlerinde adliyeye sevk edildi.
Soruşturmayı yürüten Adana Cumhuriyet Başsavcıvekili Ali Doğan tarafından ifadeleri alınan zanlılardan kadın polis memuru Mehtap Avcu ve polis memuru Ramazan Kasap savcılık işlemlerinin ardından serbest bırakıldı. Aralarında 2 eski istihbarat şube müdürünün de bulunduğu 6 zanlı ise tutuklamaları talebiyle çıkarıldıkları nöbetçi mahkemece tutuklandı. Tutuklanan emniyet mensuplarının aileleri adliye önünde uzun süre gözyaşı döktü. 6 emniyet mensubunun cezaevine götürülmek için araca bindirildiği sırada aileleri karara tepki gösterdi.
Tutuklanan Emniyet Müdürü eski Yardımcısı İsmail Bilgin’in avukatı İsa Ayanoğlu, karara itiraz edeceklerini belirterek, “Kaçma şüphesinin bulunduğu adli kontrol günlerini yeterli olmayacağı, sevk edilen suçlamalara ilişkin yeterli delil bulunduğu yönünde iddialar vardı. Bu yönüyle tutuklanma tedbiri uygulanması yönünde karar verdi mahkeme. Yarın itiraz edeceğiz bu karara. Olay hukuki bir süreç tabii ki ama bunla ilgili başka yorumlar da yapılmasını istemiyoruz. Tamamen münferit bir olay. Münferit bir olay olduğundan dolayı da başka yorumlara gitmesini istemiyoruz biraz hassas bir olay. Hakim ve savcıların dinlenmesi iddiası var. Bunlar araştırıldığı için de üzerinde daha hassas duruluyor bu da çok normal tabii ki. Bu süreci hukuki zeminde tutmaya gayret tutuyoruz. Çünkü bizim gayetimiz hukuki zeminde tartışılması başka mecralara çekilmemesi yönünde” dedi.
Önleme dinlemelerle ilgili itilaflar bulunduğuna dikkat çeken Ayanoğlu, şunları aktardı:
“Keşke Türkiye’de önleme dinleme olmasa, istihbari faaliyetle ben dinliyorum diyerek insanların özgürlükleri kısıtlanmasın ama bu istihbari faaliyetlerine maalesef MİT kanunu 4. maddeye göre, jandarma kanunu 5. maddeye göre, polisler de atıf yaptığı maddelere göre dinleme yapıyor. Bu dinlemeler konusunda da yeni dönemde dinlemelerin yapılamayacağı yönünde yasal değişiklikler oldu. Bu bizim tarafımızdan olumlu karşılanıyor, keşke dinlemeler olmasa. Yasal görevi gereği, mevzuat gereği yapması gereken görevi yaptığı için insanların suçlanmaması gerektiğini düşünüyoruz. Buradaki temel ayrım şu yapılmalı, sahte isimler adı altında hakim ve savcılar dinlendi mi dinlenmedi mi? Dinlendiyse bunun sorumlusu kim? Bu noktada bir soruşturma yoğunlaştırılmalı onun dışındaki mecralara çekilmemeli bence. Müvekkillimin bu türlü faaliyetlerde bulunmadığını düşünüyoruz, savunmaları bu yönde.”
Ayanoğlu, soruşturmada tutuklama verilmiş olmasını olayın hassasiyetine ve suç delillerinden çok mağdurunun kim olduğuna göre verildiğini düşündüklerini kaydetti. Konunun hukuki bir konu olduğunu ve herhangi bir kesimi kapsamadığını belirten Ayanoğlu, “Belli bir döneme ait yasadışı dinleme iddialarına yönelik bir yargılama yapılıyor. Bunun başka şeylerle başka mecralara çekilmeden sadece münferit bir olay olduğunu göz ardı etmeden bilgi aktarımında bulunalım” dedi.
