SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Malatya'da Devam Edeceğim"

0
Güncellendi - 2015-12-28 01:20:57
A- A+ PAYLAŞ

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, "2015 genel seçimlerinde nerede aday olacaksınız şeklindeki soruya, “Malatya’da siyaset yapmayı istiyorum. Başka bir yerde siyaset yapma arzusunda değilim” dedi. 

Ağbaba, 2014 yılını Malatya gözüyle değerlendirdi. CHP Malatya İl binası toplantı salonunda yapılan değerlendirme toplantısına CHP Malatya İl Başkanı Enver Kiraz, Arguvan Belediye Başkanı Mehmet Kızıldaş, CHP Battalgazi İlçe Başkanı Abdulvahap Ayzabar, CHP Yeşilyurt İlçe Başkanı Banu Özşen ile CHP Malatya İl yönetim kurulu üyeleri katıldı. 

Hem Türkiye’de hem de Malatya’da gündemin çok hızlı değiştiğini, gündemi takip etmekten bazen zorlandıklarını belirten Ağbaba, “Bugün daha çok Malatya ile ilgili birkaç konuya değineceğim. Herkesin bildiği gibi 2014 yılı Malatya açısından nasıl yaşandığını kamuoyu net biliyor. Maalesef Malatya açısından özellikle kayısının ve diğer meyvelerin yanması nedeniyle kötü bir yıl geçirdik. Hem çiftçilerimiz, üreticilerimiz hem de esnafımız mağdur oldu. 28 - 29 - 30 Mart’ta yaşanan don felaketinde üzerimize düşeni hemen yaptık. Konuyu hemen Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) gündeme getirdik. Borçların ertelenmesi noktasında taleplerde bulunduk. Taleplerimizin bir kısmı gerçekleşti, ama en çok don felaketinde zarar gören üreticilerin yanında hükümet, devlet yer alamadı. Zararları karşılayamadı. Yine muhalefet milletvekili olarak hem Malatya’nın sorunlarını TBMM’de dile getirmeye çalıştık hem de sorunlara çözüm önerileri sunuyoruz. Önümüzdeki günlerde de Malatya’nın en büyük problemi olan su problemiyle ilgili de belediye meclis üyemiz Hurşit Kuşçu’nun da başkanlığında bir rapor hazırladık. Bu raporu da önümüzdeki günlerde bunu kamuoyu ile paylaşacağız. Çözüm yollarını da paylaşacağız. Sadece eksiklikleri söylemeyeceğiz” şeklinde konuştu.

“HALA SU SORUNU ÇÖZEMEDİK”

Malatya’nın 2014 yılının en büyük sorunu su sorunu olduğunu anımsatan Ağbaba, özellikle Battalgazi bölgesindeki su sorunun çözülmemesi ve 2015 yılında devam ettiğini vurguladı. Ağbaba, su sorunun maalesef Malatya’nın genelinde olduğunu belirterek, şunları kaydetti: 

“Bu durum Malatya açsından son derece olumsuz bir durumdur. Malatya Türkiye’nin en önemeli tarım merkezlerinden bir tanesidir. Kayısı başta olmak üzere birçok tarım ürünün yetiştiği bir kent. 2015 yılında su sorunun çözülememesi de bizim açımızdan ayı bir durum. Türkiye’nin en önemli Dünya’nın kuru kayısının yüzde 80’ini karşılıyoruz. Önemli tarım ürünleri ilimizde üretiliyor. Ama hala su sorunu çözemedik. Malatyalılar bunu gördü. Malatyalılar artık domatesini, maydanozsunu, salatalığını ekememeye başladılar. Bizler sorunun çözülmesi için önerilerimizi söyleyeceğiz. Maalesef iktidar yetkilileri, milletvekillerin tek sorunu muhalefet milletvekillerini eleştirmek. Özellikle belirtmek istiyorum bazı milletvekillerinin isimlerini iyi biliyorsunuz. Ben kürsüde kayısı yandı diyorum, onlar yanmadı diyorlar. Üreticiye yardım edilmesi gerekiyor diyorum, desteklemiyorlar. Ben Malatya’nın sorunlarını gündeme getirirken bana muhalefetlik yapıyorlar. Ama şunu herkes iyi bilsin. Malatya’nın sorunlarını gündeme getirmeye sonuna kadar devam edeceğim. Biz bu konuda tavizsiz, Malatya’nın sorunlarını gündeme getiren, Malatyalıların haklarının yenilmemesi için mücadele vermeye devam edeceğiz.”

"EN ÇOK MALATYA KONUŞULDU"

Hem soru hem araştırma önergeleriyle hem de kanun teklifleriyle ilgili sıkça Malatya’yı gündeme getirmeye çalıştığını söyleyen Ağbaba, TBMM’de en çok konuşulan tarım ürünün kayısı olduğunu ifade etti. 

Ağbaba, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bunu taraflı tarafsız MHP’li AKP’li herkes biliyor. Bizim vekil arkadaşlarımız da söylüyor. En çok konuşulan ilde Malatya’dır. Malatya en çok konuşulan ve gündeme getirdiğimiz ildir. Hem muhalefet hem diğer siyasi partiler açısından hem bizim için durum böyledir. Bununla da övünmek isterim. Tabi ne sorun ve sıkıntı varsa gündeme getirmeye çalıştık. Yani Malatya’ya hükümetin sırtını döndüğünü, milletvekillerin sadece başbakandan kendilerini seçeni üzmeye çalıştıklarını, biziler Malatyalıların üzülmemesi gerektiğini söylerken onlar başbakanın üzülmemesi için uğraş veriyorlar. Bu dönemde özellikle Malatya’ya yapılan haksızlıkları gündeme getirdik. Malatya’nın ikinci sınıfa değil, üçüncü sınıfa konulduğunu, diğer illere göre çok haksızlığa uğradığımızı gördük, yaşadık, anlattık. Bir adaletsizlik olduğunu söyledik.”

"ÇEVRE EN BÜYÜK SIKINTI OLACAK"

Önümüzdeki dönem Malatya’nın en büyük problemi çevre problemi olacağını belirten Ağbaba, çevre problemini geçtiğimiz yıl yaşandığını söyledi. Derelerin satıldığını ifade eden Ağbaba, “Zaten meralar satılmıştı. Şimdi de sular satılıyor. Herkesin buna bir tepki koyması gerekiyor. Özellikle HES’ler nedeniyle birçok suyun mülkiyeti değişiyor. Başta Tohma olmak üzere mülkiyet hakkı özel şirketlere veriliyor. Malatya kamuoyundan ve basından ricam bunun önemini kalın bir şekilde çizmek gerekiyor. Arapgir’inden Darende’sine, Pütürge’sinden Doğanşehir’e kadar tüm su kaynakları talan ediliyor. Mutlaka buna Malatya kamuoyunun sahiplenmesi gerekiyor. Özellikle çevre sorunlarını çok sıkça görmeye başladık. Her tarafta taş ocakları açılıyor. Taş ocakları hem çevre zarar veriyor hem de doğal yaşamı yok ediyor. Bazı maden ocakları da özellikle Hekimhan’da yolları bozdukları halde çevreye zarar verdikleri halde maalesef kimse dokunamıyor. Önümüzdeki günlerde ana gündem maddelerimizden bir tanesi de çevre konuları olacak. Bu konuyu TBMM’de dile getireceğiz. Karadeniz’de tüm siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları birleştiği için çok başarılı oldular. Çevre konusunda Malatya’da maalesef bu birlikteliği sağlayamadık. Sadece Arapgir’de bir örgütlenme oldu. Bizim dışımızda çevre sorunu dile getiren ne bir çevre kuruluşu var. Ne bir sivil toplum kuruluşu var. Her konuda görüş söyleyen hatta Birleşmiş Milletlerin üye yapısıyla ilgili açıklama yapan sivil toplum kuruluşları, Malatya’nın geleceğiyle ilgili dikkat çekmiyorlar. Bunu da belirtmek istiyorum” diye konuştu.

"SİYASİ ANLAMDA GÜÇSÜZÜZ"

Malatya’da bakkalların iflas ettiğini, dükkanların kapatıldığını gündem getirdiklerini, yaşadıkları sıkıntıları söylediklerini anımsatan Ağbaba, taşımalı eğitim sorunu okullar açıldıktan sonra bir ay sonra açıldığını, bu sorunu da gündeme getirdiklerini ifade etti. 2014 yılında sadece kayısının yanmadığını, Malatyaspor’un da çok ciddi haksızlıklara uğradığını hatırlatan Ağbaba, “Her yerde maalesef Malatyaspor taraftarlarına saldırdılar, polisin gaz attığı bir durumla karşı karşıyayız. Geçtiğimiz haftalarda hem İstanbul hem de Ankara’da geçtiğimiz yıl da Hatay’da bu tür durumlarla çok sık karşılaştı. Maalesef bu da siyasi bir güçsüzlükten kaynaklanıyor. Bir futbolcuya, takım antrenörüne hatta takım yöneticisine saldırma cesareti gösterilebiliyor. Bu da maalesef siyasi anlamda güçsüz olduğumuz anlamına geliyor” diye kaydetti.

"KARAYOLLARINDA KEPAZELİK YAŞANIYOR"

Karayolları sorunun sadece Malatya sorunu değil, ülke sorunu olduğunu belirten Ağbaba, özelleştirme ve taşeronlaşmadan dolayı şehirlerarası yolların traktörlerle açıldığını ifade ederek, sözleri şöyle tamamladı:

“Tam bir kepazelik yaşanıyor. Yağan karı görüyorsunuz. Şimdi birçok köy yolu kapalı. Zaman zaman köylerde de sorunlar yaşanıyor. Ama Karayollarında yaşananları herkesin görmesi gerekiyor. Bu dönemde yine barajların hali ortada. Sulama kanalları hala kullanılamıyor. Özelleştirmeden dolayı elektriğin ne hale geldiğini hep beraber gördük. Hem köylerde hem de kentlerde yaşayan herkes özelleştirmeden dolayı şikayetçi. Maalesef haram medyası içinde oldukları için onlara kimse dokunamıyor, bir şey yapamıyor. Biz CHP olarak bundan sonrada Malatya’nın sorunlarını gündeme getirmeye devam edeceğiz. Esnafın Pazar ruhsatlarını, TOKİ’ye peşkeş çekilen hastaneyi gündeme getirdik. Bu konuda da maalesef çok taraftar bulamıyoruz. Devlet Hastanesi’nin kapatılmaması gerekiyor. Orasının küçük bir klinik olarak devam etmemesi gerekiyor. Büyük bir hastane olarak kalması gerekiyor. En az 150 - 200 bin kişiye hizmet eden bir kurum. Onun için devlet hastanesine sahip çıkılması gerekiyor. Örgütümüz olarak Malatya’nın sorunlarını takip etmeye devam edeceğiz. Ben 8 Mayıs 2014 yılında genel başkanın taktiriyle genel başkan yardımcılığına getirildim. Bu görev benim için çok onurlu bir şey. Bu süreçte Malatya’yı hiç ihmal etmemeye çalıştım. Önem vermeye çalışıyorum. Tüm zamanımı Malatya’da geçirmeye çalışıyorum. Benim geçmişimi sevgim, özlemim Malatya’dır. Ben her gittiğim yerde söylüyorum, Malatyalı olmak benim için bir onurdur. Malatya’yı temsil etmek herkes için olduğu gibi benim için de büyük bir onurdur. Bunun da hakkını vermeye çalışıyorum.”

REKLAM ARASI SÖZÜNE TEPKİ GÖSTERDİ

Balıkesir Milletvekili’nin “Osmanlı İmparatorluğu’nun 90 yıllık reklam arası” sözlerine de tepki gösteren Ağbaba, böyle bir ifadenin asla kabul etmeyeceklerini vurguladı. Ağbaba, şunları kaydetti: 

“AKP’nin bugün yapmaya çalıştıkları düşüncelerini söylüyorlar. Eğer o hanımefendi, reklam arası olmasaydı, bunları konuşacak imkan bulamazdı. Milletvekili hiç olmazdı. Perdenin arkasında izlemekle yetinirdi. Suriye’de Irak’ta, İran’da kadınları durumu neyse hanımefendinin durumu da o olurdu. 90 yıllık reklam arası sayesinde bugün milletvekili, hatta kaçak saray yapabiliyorlar. Rize’nin bir köyünde doğup yoksul bir ailenin çocuğu bu sayede 1150 odalı kaçak bir sarayda oturabiliyor. O cumhuriyetin sayesindedir. Demokratik, laik cumhuriyetin sayesindedir. Bunun herkesin laik, demokratik cumhuriyete sahip çıkması gerekiyor. Türkiye hala Suriye, Irak, İran, Mısır, Libya gibi olmadıysa herkesin laik, demokratik cumhuriyete sahip çıkması gerekiyor. Buna karşı olanların da sahip çıkması gerekiyor. Kınadığımı bir kere daha belirtiyorum.”

“TÜRKİYE’DE EN KOLAY ÇOCUK ÖLÜMLERİDİR”

Bir gazetelerin sorularını da yanıtlayan Veli Ağbaba, Cizre ile ilgili soruya: “Cizre’yi ziyaret etme gibi bir programım yok. Ama dün de 12 yaşında bir çocuk öldürüldü. Türkiye’deki en kolay çocuk ölümlerdir. Maalesef bunlardan hiçbirinde hesap sorulamıyor. Yapanın yanında kar kalıyor. Bunların ortaya çıkarılması gerekiyor” diye yanıtladı.

“HEP YANDAŞLARA VERİLİYOR”

Bir gazetecinin torpil listesi CHP tarafından 3 defa gündeme getirildi ve karşı çıkılmadı?" şeklindeki soruyu ise Ağbaba, şöyle yanıtladı: “Bu durum Malatya içinde geçerlidir. Malatya’da AKP’ye oy vermiş ve CHP’ye oy vermiş arasında çok büyük fark yok. Yani Pütürge’nin bir köyünde AKP’ye oy veren ile Doğanşehir’de CHP’ye oy veren arasında bir fark yok. AKP’nin VİP torpil listesi AKP’nin üst düzeyine işliyor. Milletvekilleri yakınlarına, bakan yeğenlerine işliyor. Ben CHP milletvekilleri yakınlarını yakınlarında böyle bir durum göremezsiniz. Zaten böyle bir imkanımız da yok. Ama kendi kurumlarımızda da böyle bir şey göremezsiniz. Yoksul AKP’lilere sadece oy almak için kullanılıyor. Ama işe adam sokma ve diğer anlamda yani ihaleler noktasında Malatya Belediyesi’nin ihaleleri noktasında, verilen kurumlarının kiraya verilmesi noktasında kimlere verildiğine bir bakın. Hep yandaşlara veriliyor.”

“MALATYA’DA SİYASET YAPMAYA DEVAM EDECEĞİM”

Bir gazeteci ise, “CHP kulislerinde 2015 genel seçimlerinde Malatya’da mı yoksa Mersin, İzmir, İstanbul gibi illerde mi milletvekili adayı olacağınız merak ediliyor. Bir de CHP Malatya’da ön seçim yapacak mı?” şeklindeki sorulara Ağbaba, “Buna örgütüm karar verir. Ama ben Malatya’yı seviyorum. Malatya’da siyaset yapmaya devam edeceğim. Malatya’da siyaset yapmayı istiyorum. Başka bir yerde siyaset yapma arzusunda değilim. Bu benim düşüncem. Bizim tüzüğümüzde temel olarak ön seçim var. Bunu gereksiz bir tartışma olarak görüyorum. Ön seçim olacak diye yazıyor. Bunun dışına da çıkmamız da mümkün değil. Türkiye’nin her yanında her tarafında ön seçimle adaylarımız belirlenecek. Bu açık ve nettir” diye cevap verdi

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız