SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Malatya'da Güvercin Tedirginliği...

0
Güncellendi - 2015-12-27 14:32:53
Malatya'da Güvercin Tedirginliği...
A- A+ PAYLAŞ

 
Radikal Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Can Radikal Gazetesi'ndeki köşesinde Malatya Sürgü'de yaşanan "davulcu olayına" farklı bir bakış...
EYÜP CAN - eyup.can@radikal.com.tr

Malatya'da güvercin tedirginliği

Keşke Diyanet İşleri Başkanı daha önce konuşsaydı. O
zaman gerçekten provokasyonların önüne geçilmiş olurdu.
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez önceki akşam
Ankara’da bir grup gazeteciyle iftar sofrasında buluşmuş.
Alevilere dönük son zamanlarda yaygınlaşan baskı iddialarını
üzüntüyle karşıladığını belirtmiş.
Meğer, Alevi evlerine çarpı işareti konulduğu günlerde Görmez
Valiyi arayarak, “Gerekirse gelir o üzerine çarpı atılan evlerin
önünde beklerim” demiş.
“Benim uzaktan da olsa tanıdığım Görmez bu” dedim
açıklamasını okuyunca.
Bu da…
Bunca zaman neden sessiz kaldı Diyanet İşleri Başkanı?
Dahası niye gitmemiş üzerine çarpı atılan o evlerin önüne?
Gerekmediği için mi?
Yoksa o da kendi teşkilatının baskısı altında olduğu için mi?
***
Bu soruyu soruyorum çünkü geç de olsa Diyanet İşleri
Başkanı’nın açıklamalarını önemsiyorum.
Madem…
‘Diyanet kilise gibi kutsallaştırılmış dini bir kurum değil,
eleştirmek günah değil, hatta yapıcı eleştiri sevap…’
Öyle diyor Görmez.
Hatta özeleştiriye davet ediyor başta Diyanet teşkilatı olmak
üzere herkesi.
O zaman ben de davetine icabet ediyorum.
Bu köşede defalarca sordum…
Neden hep gayrimüslimler Ramazan’da iftar daveti yaparlar
da, Diyanet İşleri Başkanı Yahudilerle Yom Kippur,
Hıristiyanlarla Paskalya iftarı yapmaz diye…
Ya da neden Muharrem ayında Diyanet İşleri Başkanı Alevi
Cemaatine iftar vermez?
Muharrem’in yasını onlarla birlikte tutmaz?
Cem ayininde okunan Alevilere özgü dualar, Gülbanklar hep
birlikte neden okunmaz?
***
Sorularımın tamamına cevap alabilmiş değilim.
Ama belli ki Görmez teşkilatın üzerine çökmüş ölü toprağını
silkelemek, önyargıları kırmak istiyor.
Yargıtay’ın da cemevi kararıyla ilgilerinin olmadığını,
Meclis’in de Yargıtay’ın bu konuda kendilerinden herhangi bir görüş
almadıklarını söylüyor.
O zaman birileri Diyanet adını kullanarak yalan söylüyor!
Çünkü hem Yargıtay 7. Dairesi’nin kararında hem de Meclis
Başkanı’nın açıklamasında Diyanet’e atıf var.
Fakat daha önemlisi Görmez’in şu sözleri:
“Alevileri tanımlama ve Sünnileştirme gibi bir gayretimiz yok.
Kanun bu hakkı verse bile dinen bizim teolojik statü verme
hakkımız yok.”
***
Bütün mesele bu.
Aklı başında herkes en başından itibaren bunu söyledi.
Ama maalesef şimdiye kadar devlet adına her ağzını açan
‘Alevilik İslam’ın içindedir/dışındadır, cemevleri
ibadethanedir/değildir’ diyerek insanların inancını tarif
etmeye çalıştı. Oysa Görmez’in de dediği gibi kimsenin
kimseye ‘teolojik statü verme hakkı yok.’
“Ne kadar çok yürek varsa O’nun için çarpan, o kadar çok yol
var O’na giden…”
Bu yüzden diyorum keşke Diyanet İşleri Başkanı daha önce
konuşsaydı. Yargıtay ve Meclis’e “bizi bu işe alet etmeyin”
deseydi.
Alevilerin evine çarpı atıldığında Adıyaman’da, taşlı sopalı
saldırıya uğradıklarında Malatya’da olsaydı.
O zaman gerçekten provokasyonların önüne geçilmiş olurdu.
Hâlâ çok geç değil.
Diyanet gerçekten bu ülkede yaşayan inanç sahiplerine hizmet
veren bir kurum olacaksa ilk iş kapılarını Alevilere samimiyetle
açsın.
Görmez “Camilerde Gülbank okutabiliriz” demiş.
Olabilir, ama öncesinde Diyanet İşleri Başkanı Gülbank’ı bir
cemevinde dinlese...
Madem Diyanet İşleri Başkanı yasal engellerin ortadan
kaldırılmasından, özgürlüklerin çoğaltılmasından yana,
cemevlerinin yasal statüye kavuşması için neden açık bir çağrı
yapmıyor?
Ne dersiniz Mehmet Bey yeterince yapıcı mı eleştirilerim?
NOT: Dünkü yazımda Malatya Hacı Bektaşı Veli Vakfı Başkanı
Hasan Meşeli’nin Hürhaber sitesine yaptığı açıklamaya yer
vermiştim. Hasan Bey aradı ve Yol TV’nin provokasyon
yaptığına dair bir açıklamasının kesinlikle olmadığını söyledi.
Yol TV’nin Sivas ve Maraş’ta yaşananları hatırlatarak uyarı
görevinde bulunduğunu fakat sözlerinin çarpıtıldığını belirtti.
Ayrıca münferit diyerek bu işin geçiştirilmemesi gerektiğini,
Malatya’da Alevi vatandaşlar arasında hâlâ tedirgin bir bekleyiş
olduğunu da yazmamı istedi.
Bir nevi güvercin tedirginliği!
Devletin görevi ibadethane tarifi yapmak değil vatandaşlarının
tedirginliğini ortadan kaldırmak.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız