SON DAKİKA
SON DEPREMLER

''Malatya'da Neden Olmasın?''

A- A+ PAYLAŞ

Malatya'da yeni bir stad yapımı gündemde.. Ancak, bu stadyum ile ilgili olarak ne düşünülüyor? Malatya'da UEFA, FİFA benzeri uluslararası bir futbol organizasyonu düzenlenebilecek stad olabilir mi?

Malatyaspor'un eski yöneticilerinden, işadamı Cengiz Günaydın, bu konuda yaptığı bir çalışmayı kamuoyuyla paylaştı.

Günaydın'ın, Malatya milletvekillerine de ilettiği, "UEFA AVRUPA FUTBOL ŞAMPİYONASI FİFA DÜNYA KUPASI NEDEN MALATYA’DA OLMASIN…BUNLARIN OLABİLMESİ İÇİN TOKİ TARAFINDAN YAPILACAK YENİ STADYUMUN EN AZ 35.000 KİŞİ OTURMA KAPASİTESİNE SAHİP OLMASI GEREKİYOR." görüşünü dile getirdiği çalışması şöyle:

"Malatya'da önümüzdeki günlerde TOKİ tarafından yapılması planlanan yeni Stadyum ile ilgili birkaç konuya dikkatlerinizi çekmek adına yaptığım ufak bir araştırmayı incelemenizi rica ediyorum...
 
2016 Avrupa Futbol Şampiyonası (UEFA) finallerini düzenlemeye aday ülkelerden biri de Türkiye idi. 2012 finalleri için de aday olan Türkiye bu şansını kaybetmişti. 2016'yı kazanabilmemiz için de UEFA normlarında stadyumlara ihtiyacımız vardı.

Fakat ülkemizdeki mevcut stadyumların yetersizliği ve yeni yapılacak stadyumların proje aşamasında olmaması bu yarışı kaybetmemize neden oldu.

Türkiye’de şu anda bu normlara uygun olan stadyumlar Şükrü Saraçoğlu BJK İnönü Stadı. Galatasaray TT Arena, Kayseri Kadir Has stadı.

Trabzon ve Ankara’daki stadyumlar standartlara uygun değil. Malatya İnönü Stadyumu’nun da yıkılarak uygun bir yere yenisinin  yapılması ile Malatya'da UEFA FİFA ve bezeri uluslar arası organizasyonların bir ayağını oluşturabilir.

Bilindiği üzere 2016 yılında yapılacak olan UEFA Avrupa futbol şampiyonasına Türkiye adaylık başvurusu yapan ilk ülkedir. Bu şampiyonaya daha önce de ev sahipliği yapmak isteyen Türkiye; 2008 yılı başvurusunu Yunanistan ile ortak yapmış fakat özellikle ülkemizdeki stadyum yetersizliğinden dolayı ortak proje yarışmadan elenmişti. 2012 yılında yapılacak olan şampiyonayı ise POLONYA & UKRAYNA ortak projesi kazanmıştı.
 
2016 turnuvasında takım sayısı, UEFA'ya üye 53 ülkenin federasyonlarının ileri gelen yöneticilerinin oybirliği ile aldığı kararla, 16'dan 24'e çıkarılmıştır. 16 takım formatına göre en az 8 stat gereklidir. Bunlar en az 30.000 kişilik olmak zorunda, 8'den 3'ü 40.000'den fazla ve 4 yıldızlı ayrıca bu 3 stattan biri de 50.000'den fazla ve 5 yıldızlı olmalıdır. Turnuva 24 takımlı olduğunda, 9 - 12 stat gerekli olacaktır. Bu yüzden büyük ülkeler tek başlarına ya da 2 orta büyüklükte ülke ortak olarak başvuracaklardır. Yapılan başvurular sonunda TÜRKİYE ve FRANSA Finale kalmış ve yapılan oylama sonucunda FRANSA UEFA 2016 Avrupa futbol şampiyonasına ev sahipliği yapmaya hak kazanmıştı.

Türkiye’nin bundan sonraki şampiyonalara da ev sahipliği yapmak için aday olacağını ve muhtemelen bir veya birkaç büyük organizasyona ev sahipliği yapacağını şimdiden tahmin edebiliyoruz. Bunun için şehir olarak şimdiden bütün planlamamızı bu yönde yapmak gerektiğini düşünüyorum.

Bu sebeple yapılacak olan yeni stadyumun en az 35.000 seyirci kapasiteli olması gerekiyor, bu kapasitenin altında yapılacak bir stadyumda uluslararası organizasyonlara ev sahipliği yapmak mümkün değildir.

Malatya olarak bu tarz organizasyonlarda yer alabilmek için mevcut kriterlere uygun bir stadyumun TOKİ tarafından yapılabilmesi ve herkesin çaba sarf etmesi gerektiğini düşünüyorum

35.000 kapasitenin altındaki bir stadyum sadece yerel lig müsabakalarının oynanacağı bir stadyum olacaktır.

Bir dahaki stadyumun 40 sene sonra yapılacağını düşünecek olursak şehir olarak bir çok şeyden mahrum kalacağımızı da şimdiden hesaplamak lazım…

Türkiye'de böyle organizasyonların yapılmasında ilk akla gelen şehirler hepimizce malumdur. Bu şehirler, İstanbul, Ankara, İzmir ve Antalya. Bu dört şehir arasından bu organizasyonlara ev sahipliği yapacak statlar sadece İstanbul ve Kayseri de mevcuttur.
 
Ankara'da elle tutulur bir stadyum projesi yok. İzmir 70’li yıllardan kalma Atatürk stadı ile avunuyor. Antalya’da mevcut stadyum yapım aşamasında ama yeterli değil. Türkiye'de bu tarz organizasyonlara ev sahipliği yapabilecek sadece 4 stadyum mevcut.

Bunlar; Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu, Galatasaray TT arena, BJK İnönü ve Kayseri Kadir Has stadyumlarıdır. Bunun yanında bir çok şehir daha şimdiden bu tarz şampiyonalara ev sahipliği yapabilmek ve mevcut stadyumlarını geliştirmek yenilemek için çok ciddi projeler geliştirmeye ve başta Türkiye Futbol Federasyonu ve siyasiler nezdinde lobi faaliyetleri yapmaya başladılar.

Lobi faaliyetleri yürüten şehirler arasında ESKİŞEHİR, BURSA, SİVAS, KONYA ve RİZE’yi sayabiliriz.
 
MALATYA olarak bu organizasyonların bir ayağını oluşturmak için çok acil olarak bir komite kurmalı ve gerekli LOBİ faaliyetlerine şimdiden başlamamız gerektiği inancındayım.

Özellikle TOKİ tarafından yapılacak stadyumun UEFA kriterlerine uygun olarak yapılması şartını koşmamız gerekmektedir. Bu işin omurgasını ise başta siyasi partilerde görevli milletvekillerimiz ve Malatya adını taşıyan bütün sivil toplum örgütlerimizin oluşturacağı bir lobi faaliyeti ile olabileceğine inanıyorum.
 
TOKİ tarafından yapılacak stadyumun UEFA kriterlerine uygun, bütün koltukların sahayı görebilecek şekilde olması ve en az 35.000 kişilik olması şarttır.

Yapılacak olan stadyumun aynı zamanda ÇOK AMAÇLI kullanılıyor olması gerekmektedir. ulaşım sorunu ve otopark sorunu olmaması gerekiyor. Basın tribünü, alış veriş mağazaları ve konferans salonları gibi bütün özellikleri göz önünde bulundurmamız gerekir.
35.000 seyirci kapasitesinin altında yapılacak bir stadyum boşa harcanan para ve emekten başka bir şey değildir, çünkü bu kapasitenin altında yapılan bir stadyuma uluslararası organizasyon almak mümkün olmayacaktır.

Bu arada “ÇOK AMAÇLI STADYUM'DAN” kasıt; çalışmamın diğer sayfalarında örneklerini sunduğum örnek Stadyumları incelediğinizde bu gerekliliğin şart olduğunu sizlerde göreceksiniz. Günümüzde dünyanın her yerinde birçok ülke hatta bununla da kalmayan dünyanın önde gelen bir çok kulübü kendi imkanları ve sponsorların katkıları ile mevcut stadyumlarını yenilemekte veya yenisini yapmaktadır. Bakıldığında hepsindeki ortak nokta ise ÇOK AMAÇLI stadyum projeleridir. Buradaki kasıt oraları beton yığını olmak yerine para kazandıracak eğlence ve alış veriş mekanları haline getirmektir. 15 günde bir maç yerine her gün kullanılan mekanlar yaratmaktır.

Buradaki asıl amaç yeni yapılacak stadyumun işlevi  ve kullanım amacıdır. Bu sebeple elimizde aşağıda belirteceğim kriterle uygun bir stadyum olursa şehir olarak ülkemizin talip olacağı bu tarz organizasyonların tamamında söz sahibi olacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Bunun için mutlaka TOKİ tarafından yapılacak stadyumun yeri, ulaşımı, konumu ve kullanılabilirlik durumu çok ama çok önemlidir.

STADYUM ÖYLE DEĞİL BÖYLE YAPILIR!
Hepimizin bildiği gibi futbolun sermaye ile olan ilişkisi yıllardır gelişen ve her geçen gün etkisini arttıran bir gerçek haline geldi. Kendilerine yatırım aracı arayan iş adamları ve kaynak arayan kulüplerin bir araya gelmeleri, futbolun spor sınırlarının dışına çıkıp, pek çok farklı sektörde açılımlar bulmasına neden oldu.

Futbolun alışılmış taraftar profilinde köklü değişiklikler yapan bu yaklaşım, bir takımı sevmenin kriterlerinde de değiştirdi. Dolayısıyla 90'lı yılların ortasında itibaren spordan şova doğru hızla geçiş yapan futbolun artık bir endüstri haline geldiğini kabul etmek gerekir.

Bu değişimle birlikte maç izlemeye gelen taraftarların zamanla "seyirciye" dönüşmeye başlaması, stadyumların seyir konforunu ve seyir kalitesini de ön plana çıkarmaya başladı. Ve kulüplerin gelir kaynağı olarak gördüğü taraftarların/seyircilerin beklentileri de aynı minvalde gelişti...Stadyumları sadece maç izlenen yerler olmaktan çıkaran ve alışılmış fonksiyonlarını tartışmaya açan bu yaklaşım, günümüzde sayısız kulübün müteahhitlerle, mimarlarla, inşaat mühendisleriyle oldukça yakın ilişkiye geçmesine sebep oldu. Ancak başlarda kaynak oluşturma, yenilenme ve gelişme amacı taşıyan stadyum projeleri, artık bir moda haline gelmeye ve hatta sidik yarışına dönmeye başladı... Popülist beceriksizlikler sayesinde hesapsızca, bilgisizce ve aceleyle inşa edilen stadyumlar, hem taraftarlık ruhunun kaybolmasına, hem de çevreyle uyumsuz beton yığınlarının artmasına sebep oldu. Türkiye'de Fenerbahçe'nin Şükür Saraçoğlu Stadyumu'nu yenilemesi ile başlayan bu akım; Galatasaray'ın yılan hikâyesine dönen Aslan tepe projesi... Beşiktaş'ın melodram tadı veren İnönü Stadı projesi... Trabzonspor'un finansmanı karşılanamayan Akyazı projesi... Kayseri'nin içini nasıl dolduracağı henüz bilinmeyen Kadir Has Stadyumu projesi... Ve tabii ki kışın kurt indiği rivayet edilen Olimpiyat Stadyumu projesine kadar uzayan bir liste haline geldi...

Ayrıca başta Sivas spor olmak üzere diğer takımların da stadyumlarını yenileme ve değiştirme üzerine çalışmaları devam ediyor.

SARACOĞLU'NA ACEMİCE ÇÖZÜM
Yapılan acemice hatalar, harcanan çuvalla parayı göz ardı etmemizi gerektirecek cinsten...

Buna verilebilecek en somut örnek, yenilenen Şükrü Saraçoğlu Stadyumu'nun tüm tribünleri kapandıktan sonra ortaya çıkan çim sorunu...

Zeminin yeterince güneş ışığı almamasından dolayı çimin büyüyememesi ve yer yer kuruması, bir stadyumun inşaatında sportif kriterlerin ne kadar göz ardı edildiğinin ispatıydı.

Hatta Fenerbahçe yöneticilerinin suni güneş ışığı ile Şükrü Saraçoğlu Stadyumu'nun çimlerini büyütmek için çözüm arayışı içerisinde olduğunu da biliyoruz...

200 Bin Avro tutan suni güneş cihazlarının siparişi verilmiş. Nisan ayında gelmesi bekleniyor…

Oturacak doğru düzgün koltuğu olmayan, berbat zeminli, tuvaletine girilemeyen, ulaşımı işkence olan stadyumlar için gerekli düzenlemelere ve değişikliklere kimsenin bir itirazı olamaz...

Ancak bir stadyumu kaliteli kılan öğelerin içinde fanteziye kaçan projeler ve karşılanamayan maliyetler bulunmasa gerek...

Bu kadar yanlışın içerisinde, stadyum projelerini doğru dürüst ve adamakıllı bir şekilde yapan örnekler de yok değil.

Biz de bu yüzden beş farklı ülkenin beş muhteşem stadyumunu sizler için gözden geçirdik...

Her biri diğerlerinden özgün olan bu beş stadyumu incelediğinizde, bir stadyumun inşasında düşünülmesi gereken kriterlerin neler olduğunu ve ülkemizde bu kriterlere ne kadar önem verildiğini sizler de fark edeceksiniz...

TASARIM HARİKASI..
Japonya'nın 2002 Dünya Kupası için inşa ettiği bir stadyum olan Sapporo Dome, 53.845 kişilik kapasiteye sahip.

Zemini raylar üzerinde bulunan Sapporo Dome, hem beysbol hem de futbol maçlarına ev sahipliği yapmakta.

Üzeri tamamen kapalı bir stadyum olan Sapporo Dome'da, çimin ihtiyaç duyduğu güneşi alabilmesi için zemin düzenli aralıklarla raylı sistemle dışarı çıkarılıyor.

Stadyumun bir diğer özelliği de, tesisin aynı ismi taşıyan bir şirket tarafından profesyonelce yönetilmesi.

FİNANSAL ZEKANIN ESERİ..
Arsenal'in efsanevi Highbury Stadı'nın kapasitesinin zaman içerisinde eşdeğerlerine göre düşük kalması sebebiyle gündeme alınan Emirates Stadyumu, toplam 430 Milyon Sterlin gibi dev bir bütçe karşılığında inşa edildi...

İlk etapta bankalardan alınan 260 Milyon Sterlin'lik krediyi, piyasaya çıkardıkları 25 yıl geri ödemeli kulüp bonolarından gelen para ile ödeyen Arsenal yönetimi, hem stadyumlarını iyi bir yatırım haline getirdi, hem de kulüplerin finansal açıdan nasıl idare edileceğine dair harika bir örnek göstermiş oldular.

Bunlara ek olarak, Birleşik Arap Emirlikleri'nin havayolu şirketi Emirates'ten isim hakkı için 15 yıllığına 100 Milyon Sterlin alan Arsenal, stadyumun maliyetinin 4/1'ini bu şekilde karşılamış oldu.

Ayrıca Highbury'nin olduğu alana yapılan 2000 dairenin kulübe muazzam bir finansman sağladığı da unutulmamalı.

ALLİANZ ARENA
70.000 kişiye yakın bir kapasiteye sahip olan Allianz Arena tam bir teknoloji harikası...

Bayern Münih, 1860 Münih ve Almanya Milli Futbol Takımının rakiplerini ağırladığı Allianz Arena, oynanan müsabakaya göre tamamen renk değiştiren dış cephesiyle izlemeye değer bir görsellik sunuyor.

Dış cephede kullanılan 2.874 parçalık karbon-polimer hava folyosu sayesinde hem hava basıncı kontrol altında tutuluyor, hem de az evvel bahsettiğimiz ışıklandırma sistemi faaliyete geçiyor.

İnşaatında 120.000 metreküp beton ve 22.000 ton çeliğin kullanıldığı stadyumun maliyeti ise 340 Milyon Euro civarında oldu.

MİLLENİUM STADİUM
Galler'in başkenti Cardiff'te bulunan Millenium Stadı, rugby karşılaşmaları, futbol maçları, otomobil yarışları ve konserlere ev sahipliği yapan çok amaçlı bir yapı...

74.500 kişilik kapasitesiyle dünyanın en çok seyirci alan stadyumlarından biri olan Millenium Stadium, Britanya Adası'nın en önemli yapılarından bir tanesi.

Cardiff Körfezi'ne akan Taff Nehri'ne bitişik olması ve çevreyle uyumlu tasarımı nedeniyle kıyıya demir atan dev bir gemiye de benzetilen stadın içerisinde 128 loca, 22 bar, 7 restoran, 17 ilk yardım noktası, 12 yürüyen merdiven ve 7 asansörün bulunduğu stadın, ayrıca 7 bağımsız giriş-çıkışı bulunuyor.

PEKİN ULUSAL STADI
2008 Yaz Olimpiyatlarında tüm ihtişamıyla ortaya çıkan Pekin Ulusal Stadyumu, diğer adıyla Kuş Yuvası, şu an dünyanın en büyük çelik yapısı olarak biliniyor.

Birbirini tamamlayan iki ayrı parça olarak tasarlanan tribünler ve çelik dış cepheden oluşan stadyum, her biri 1.000 tonluk 24 kiriş/sütun ve 110.000 ton çeliğin birleşiminden meydana geliyor.

2003 yılından 2008 yılına kadar, 17.000 inşaat işçisinin çalıştığı ve 423 Milyon Dolar'ın harcandığı stadyumda yakında bir alışveriş merkezi ve otel açılacak.

2008 Olimpiyatlarında 91.000 kişiyi misafir eden Kuş Yuvası, mevcut kapasitesiyle Çin gibi kalabalık bir ülke için ideal kabul edilebilecek bir kapasiteye sahip.

UEFA STADYUM KRİTERLERİ

UEFA Final müsabakaları oynanması için UEFA stadyum kategorilerinden en üst seviye olan "Elit " kategori stadyum olması gerekir. Kategori sisteminden önce UEFA'da yıldızlama sistemi vardı. En üst seviye 5 yıldız olarak adlandırılıyordu. 2006 yılında yayınlanan yeni UEFA Stadyum Altyapı Talimatı neticesinde yıldız sistemi yerine kategori sistemi benimsenmiştir.

UEFA Euro League 2016 Avrupa Şampiyonası için ise stadyum kapasiteleri :
2 stat en az 50.000 net oturma kapasiteli (tercihen bunlardan biri 60.000 net oturma kapasiteli)
3 stat en az 40.000 oturma kapasiteli
4 stat en az 30.000 oturma kapasiteli olmalıdır.

Fakat ülkenin durumu ve diğer organizasyon faaliyetlerine göre bu tip kapasiteler değişiklik gösterebilir.

Dolayısı ile en az 30.000 kapasite UEFA Finali adayı olmanız için gereken faktörlerden biridir. Kapasite planlaması yapılırken 30.000 hedef ise stadyum planı 33.000 veya 35.000 gibi planlanmalıdır.Çünkü planlamadan dolayı ,sahayı görmeyen kör noktalı olan koltuklar olabilir ve UEFA buralara koltuk satımına izin vermez.

Basın tribünü için kriterlerde istenen maksimum oranda altyapı yapılmalıdır ki her türlü müsabaka organizasyonu sağlanabilsin.

Ayrıca bu tarzda büyük kapasitede stadyum yapılması planlanıyorsa , öncelikli olarak stadyum projesinin yerel yönetimle, Futbol Federasyonu ve stadyumu isletecek olan kurumun (kulüp,belediye,özel şirket ) koordinasyonunda da planlanması gerekir. Eğer bu koordinasyon sağlanmaz sadece maça yönelik işletim planlanırsa stadyum sadece güzel bir anıt olarak kalır ve işlemeyen beton yığını haline gelir. (örn. İst olimpiyat , İzmir Atatürk , yeni 30.000 kişilik Şanlıurfa stadyumu ve bir çok stadyumumuz)

Stadyumdan eğer para kazanacak ve her gün veya her hafta farklı organizasyon yapacak ortam sağlamazsanız, işletmenizin işletim masraflarının altından kalkamazsınız.

Yeni stadyum projeleri artık belediyelerin şehir planlaması içerisinde birer kompleks halindeki projelerle bütünleştirilerek, ulaşım vs gibi sistemler göz önünde bulundurularak planlanmaktadır."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız