SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Malatya'daki 1312'nin Esrarı Çözüldü'

A- A+ PAYLAŞ

Hürriyet yazarı Saygı Öztürk, 2 polis müfettişinin yayınevi katliamı ile ilgili Malatya'daki incelemelerini yazdı.

hurriyet.com.tr'de "Malatya'daki 1312'nin esrarı çözüldü" başlığıyla yayınlanan yazı şöyle:
...

"..Malatya katliamıyla ilgili inceleme yapan iki polis müfettişi, bakana ilk bilgileri verdi. Müfettişler, "Kurusıkı tabancanın seri numarası olmaz. El konulan silah da eylemde kullanılan kurusıkı da aynı tip ve marka olduğu için numaraları 1312" dedi.

Malatya'da yayınevi basarak biri Alman uyruklu üç kişiyi öldüren Emre Günaydın ve arkadaşlarının bağlantılarıyla ilgili ortaya atılan iddiaları her gün yenisi izliyor. İşte, ortaya bunca iddia atılınca, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, bu iddiaların incelenmesi için 2 müfettiş görevlendirdi.

Malatya katliamıyla ilgili gündeme getirilen ve soru işaretleri bulunan hemen her konu müfettişlerin inceleme kapsamında bulunuyor. Ama ilk dikkat çeken “1312” smeri numaralı olduğu belirtilen tabancaya, polisler önceden el koymasına ve bu silah Cumhuriyet Savcılığı Adli Emanetine konulmasına rağmen, eylem günü aynı seri numaralı olduğu belirtilen silah Emre Günaydın’ın eline nasıl geçti sorusuna cevap aradılar.

Malatya Emniyet Müdürü Ali Osman Kahya, “soruşturmamızda hiçbir eksiğimiz yok” diyor. Müfettişler, iddiaları araştırırken, soruşturmanın her aşamasında bulunan görevlilerden de bilgi alıyor, belgeleri inceliyor. Müfettişler, iddia konularıyla ilgili olarak İçişleri Bakanlığı’na şu “ön bilgileri” veriyor:

TELEFON TRAFİĞİ

"Katliamın elebaşı olan Emre Günaydın ve diğer zanlıların eylemden 6 ay öncesine kadar tüm telefon kayıtlarını çıkarttık. Telefonla aranan ya da arananın kim olduğunu, kaç kez aranıldığını soruşturma dosyasına koyduk. Aranan ya da arayanlar arasında savcı da, astsubay da, özel harekat dairesi de var. Bunlarla ilgili araştırma yaptık. Yani bu konuda da eksiğimiz yok. Olaydaki zanlıların, eylemlerinde, devlet güçleriyle ilişkisini ortaya koyacak bir bulguya ulaşamadık. Bütün telefon trafiği ile ilgili bilgi ve belgeleri soruşturma dosyasına koyan biziz. Saklanan, gizlenen bir şey yok.

BÜTÜN MESAJLARI

Yaptığımız araştırmalarda, yalnız telefon trafiği ile ilgili bilgileri değil, kimin kime kaç mesaj geçtiği, mesajların içeriğini de dosyaya ekledik. Cep telefonu mesajlarında, eylemden önce Emre'nin kız arkadaşı ile Kürşat isimli arkadaşının bilgileri olduğu izlenimi edindik. İkisini de gözaltına aldık. Bunlar mahkemeye de sevk edildi. Kürşat, ifadesinde, bu eyleme katılmayacağını söylüyor.

PARA TRAFİĞİ

Zanlıların para trafiği eylemden ay öncesine kadar, zanlıların para trafiği ise bir yıl öncesine kadar incelendi. Kiliseler Birliği'nden gelen paraların kimlere gittiğine ilişkin bilgilere de ulaştık. Bunlar da soruşturma dosyasında.

EL KONULAN TABANCA

Katliamdan önce alınan kurusıkı tabancalardan birisi, polis tarafından eylemden önce yakalandı. Bu taban’ın a içen 8 YTL ceza uygulandı ve tabanca Savcılık adli emanetine teslim edildi. Eyleme katılmaktan vazgeçen Kürşat'ta bulunan kuru sıkı tabanca alındı. Böylece katliam günü üç kurusıkı tabanca götürüldü. Adli emanette bulunan tabancanın bu kişilere verilmesi söz konusu değil. Ayrıca eylemde tabanca kullanılmamış, sadece korkutmak amacıyla bu silahlar gösterilmiştir. Adli emanete alınan 1312 suri numaralı olduğu belirtilen tabanca, eylem günü Emre Günaydın’ın üzerinde çıkıyor. “Kuru sıkı tabancanın seri numarası olmaz” yani silahlarda aynı numaranın bulunmasında anormallik yok. Çünkü aynı marka her silahın üzerinde 1312 bulunur.

HAZIR KART

Emre Günaydın ve arkadaşları hazır kart kulanmış. Emre, 5 telefon değiştirmiş. Bunların hepsinin araştırması tek tek ve ayrıntılı olarak yapıldı. Dayısı kart almış, babası kart almış, sevgilisiyle konuşmak için ayrı kart almış. Gizli-saklı bir şeyler yapmak, izleri kaybetmek adına kart değiştirme yok.

HASTANE KAYITLARI

Emre Günaydın, hastanede bulunduğu süre içinde odasına Emniyet tarafından yerleştirilen kamera var. Ayrıca iki polis, iki asker, iki de hastane özel güvenlikçisi olmak üzere odası 24 saat kontrol altında tutuldu. Odaya sadece bir doktor ve bir hemşire girebiliyordu. Ayrıca, günlük olarak bu görüntüler Cumhuriyet Savcısına götürülüyordu. Bunlar soruşturma dosyasına konuldu. Toplam 75 kaset soruşturma dosyasında bulunuyor. Bunların kaybolması, silinmesi diye bir şey yok.

CIA MI, MOSSAD MI?

Emre Günaydın psikolojik yönden sağlıklı birisi değil. İfadesi alınmaya başlanırken, bize, 'Siz CIA'dan mı, MOSSAD'dan mısınız?' diye sordu. Türk polisi olduğumuzu söyleyince, 'Misyonerliğin arkasında ABD, İsrail var' dedi ve daha sonra ifade verdi.

ÖYLE BİR RAPOR YOK

Emre Günaydın'la iki gün aynı gazetede çalışan Varol Bülent Aral, misyonerlik ve Hizbullah konularında kendisinin devlete rapor yazdığını söylüyor. Bu konuda yazılmış bazı fotokopileri de Emre'ye gösteriyor. Ancak, yaptığımız araştırmalarda bu kişinin herhangi bir devlet kuruluşuna verdiği bir rapora ulaşmadık. Ayrıca, Malatya katliamından yaklaşık 4 ay önce Aral Adıyaman'da tutuklanmıştı.

CUMAYA DA GİTMEZ

Emre Günaydın'ın Ülkü Ocakları'nda kaydına ulaşamadık. Günaydın'ın babası Mustafa Günaydın eski bir ülkücü. Namazını kılan birisi. Ancak, Emre, babasının zoruyla zaman zaman cuma namazına gitmiş.

PORNO SİTELERİ

Emre Günaydın'ın bilgisayarında da inceleme yaptık. Porno sitelerine girmiş. Kız arkadaşının ağabeyi de, Malatya katliamından 15 gün sonra PKK bağlantısı nedeniyle gözaltına alındı. Emre'nin, diğer zanlılar üzerinde büyük baskısı var. Kaldıkları yurtta yatağın altına başlarına bir şey gelirse bunun sorumlusunun Emre Günaydın olduğuna ilişkin mektup da bulmuştuk.."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız