Başbakan Ahmet Davutoğlu, "38 personelimiz şu anda ülkemize girmiş bulunmaktadır. Herhangi bir şekilde hiçbirisinde bir zarar yok. Şehidimizin ailesine de taziyelerimi sunuyorum" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Süleyman Şah Saygı Karakolu'na düzenlenen Şah-Fırat operasyonu detaylarını Genelkurmay Karargahı'nda düzenlediği basın toplantısında açıkladı. Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel'le kameralar karşısına çıkan Davutoğlu, tahliye operasyonuna ilişkin son bilgileri paylaştı.
Operasyon kapsamında 39 tank, 57 zırhlı araç olmak üzere 100 araç ve 572 personelle Suriye'ye girildiğini bildiren Davutoğlu, "Takriben 00.30'da birliklerimiz Süleyman Şah Saygı Karakolu'na ulaşmışlardır. Burada daha önce yapılan çalışmalar süratle tamamlandırılmış, oradaki nakli kubur için gerekli dini tören yapılmış, nakli kubur yapılabilmesi için orada bizim için manevi değer ifade eden bütün unsurlar yine aynı saygı içinde alınmış, askerlerimiz salimen bölgeden alınmış ve dört kol halinde Süleyman Şah Saygı Karakolu'ndan Mürşitpınar istikametinde sevk başlamıştır. Bu da saat 04.45'te son askerimiz de bu mekandan ayrılmış, bayrağımız kutsal bir emanet olarak yeni yere dikilmek üzere Karakozak'taki saygı karakolundan alınmış, herhangi bir istismara meydan vermemek için manevi emanetler alındıktan sonra geride kalan yapılar kullanılamaz hale getirilmiştir. Saat 04.45 itibarıyla son askerimizin de çekilmesiyle, oradan yeni yere intikal için harekete geçmesiyle geri dönüş başlamış, saat 06.03 civarında ilk kol askeri birliklerimiz ülkemize giriş yapmışlar ve diğer kollar da müteakiben girişlerini tamamlamış, son olarak himaye için geride kalan küçük bir unsur dışında bütün birliklerimiz salimen ülkemize dönmüşlerdir. Nakli kubur için ve diğer manevi emanetler de bu çerçevede ülkemize intikal etmiştir. Maalesef tek bir kaybımız olmuştur, o da herhangi bir çatışma sonucu değil, harekat, intikal başladığı sırada bir kaza sebebiyle bir askerimiz şehadet şerbetini içmiştir"
"BUGÜN DİNİ BİR TÖREN YAPILACAK"
Davutoğlu, bugün dini bir tören yapılacağını belirterek şunları kaydetti:
"Bugün nakli kubur için yine dini bir tören birkaç saat içinde geçici bir mekanda, Türkiye'de bu emanetler muhafaza edilecek. İnşallah kontrol altına aldığımız Suriye Eşmesi tarafındaki bölgeyi -ki şu anda orada bayrağımız dalgalanmaktadır- askerlerimiz kontrol altına almışlardır dolayısıyla uluslararası haklarımızın bir sonucu olarak daha önce iki kez yer değiştirmiş olan bu mekan üçüncü kez yer değiştirmiş ama yine Suriye sınırı içinde kalmıştır. Bu tören bugün yapılacak. Birkaç gün içinde de bütün birliklerimiz tam teçhizatlı olarak Karakozak'tan aldığımız bayrağı da göndere çekerek yeni mekanın da Süleymanşah'ın ebedi istirahatgahında emanet yine onun aziz gördüğü topraklara defnedilmiş olacak. Bütün diğer orada muhafaza edilen bizim için manevi değeri yüksek emanetler de yeni türbede bundan sonra muhafaza edilecektir. Bu da geçici bir nakildir. Suriye'de şartlar düzeldiğinde ümit ederiz ki Caber Kalesi'ne asıl yerine ki şimdi baraj altında kaldı ama ona yakın bir mekanda tekrar nakli kubur yapılabilir. Dinen, manen ve milli olarak yapılması gereken her şey hiçbir eksik bırakılmadan yapılmış, son derece başarılı bir operasyon bu saat itibarıyla tamamlanmıştır."
Davutoğlu, konuşmasında, Türk Silahlı Kuvvetlerimize, Genelkurmay Başkanımızdan başlamak üzere Kuvvet Komutanlarımıza, oraya giren birlik komutanlarımıza, aylardır Süleymanşah Saygı Karakolu'nda büyük bir vakar, sabır ve cesaretle görevlerini yürüten subay ve askerlerimize bütün milletim adına, bütün tarihimiz adına, Süleymanşah'tan bugüne kadar gelmiş olan bütün ecdad adına, Kayı Boyu'ndan Osmanlı Devleti'ne ondan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne intikal eden onurlu geçmişimiz adına teşekkürü bir borç bildiğini söyledi.
Davutoğlu, şu ana kadar tek bir an bile uyku görmeden bütün bu çalışmaları sadece Ankara'da değil Diyarbakır'da, Malatya'da, Suruç'ta oluşturdukları karargahta takip eden bütün komutanlara da teşekkür etti.
Son derece başarılı bir operasyon olduğunu anlatan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Uluslararası hukuk anlamında hiçbir hakkımız zayi edilmemiştir. Manevi değer itibarıyla yine Suriye toprakları içinde her türlü korunak altına alınmıştır. Bu konuda gerekli bildirimler yapılmıştır. Ben tekrar bir milletin ancak ve ancak tarihine sahip çıkmasıyla geleceğini inşa edebileceğine inandığımızı vurgulamak istiyorum."
Tarihine ve tarihi sembollerine sahip çıkamayan milletlerin geleceği inşa edemeyeceğini anlatan Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "bu açıdan bugün bir kez daha milletimizin aziz tarihinden gelen bu emaneti omuzlarımızda hissederek bütün gece boyu an be an bir taraftan İnsanlı Keşif Uçak görüntüleriyle bir taraftan İnsansız Hava Aracı (İHA) görüntüleriyle bütün kolların her bir alanda yaptığı faaliyetleri an be an takip ettik. Tek bir insan hareketliliğini bile gözleyerek bu harekatın başarılı olması için gereken talimatlar verildi. Ben de bunları bizzat burada takip etmek suretiyle gerçekten büyük bir silahlı kuvvetlerimizin organizasyon kabiliyetini, operasyon kabiliyetini görmekten büyük onur duydum. Sabah 06.03'te ilk kol girdikten sonra Sayın Cumhurbaşkanımızı da bilgilendirdim. Zaten bu harekatın baştan itibaren seyrini kendileri de yakından takip ediyorduk. Tekrar emeği geçen bütün subaylarımıza, erlerimize ve Silahlı Kuvvetlerimizin manevi şahsiyeti itibarıyla Süleymanşah'ın şehit düştüğü andan bugüne kadar o toprakların muhafazası, vatanımızın ve istiklalimizin devamı, devletimizin bekası, milletimizin onuru için şehit düşmüş bütün şehitlerimize bir kez daha rahmet diliyorum. Ebediyete kadar Süleymanşah'ın emanetine sahip çıkacağımızı bütün milletimiz önünde teyiden bir ahitleşme olarak vurguluyorum ve Süleymanşah'a hitaben de ruhun şad olsun, bize toprak kıldığın vatan ebediyyen vatanımızdır, emanetin emanetimiz ve onurumuzdur. Allah bu bayrağı o gönderden indirmesin. Bu emanete sahip çıkacak gücü ve kudreti de bize her zaman nasip eylesin."
"HİÇBİR MERCİDEN İZİN VE YARDIM TALEP EDİLMEDİ"
Davutoğlu, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. Davutoğlu, "Herhangi bir izin alındı mı operasyon için işbirliği yapıldı mı?" yönündeki soruya şöyle yanıt verdi: "Bu operasyonun kararı Ankara'da alınmıştır ve hukuk devleti kuralları içinde bize verilen yetkiler çerçevesinde tabi elimizdeki Meclis Tezkeresi de göz önüne alınarak tamamıyla Ankara'da alınmıştır. Hiçbir merciden ne izin talep edilmiştir, ne yardım talep edilmiştir. Eğer önümüze bu operasyon esnasında kim çıkmış olursa olsun bu talimat verildikten sonra şerefli TSK her türlü engeli aşar, her türlü çatışma riskini de göze alır, yine Süleymanşah Saygı Karakolu'na kadar iner, o emanetleri salimen ülkemize getirirdi. Dolayısıyla hiçbir şekilde herhangi bir izin söz konusu değil. Karar ve talimat Türkiye Cumhuriyeti tarafından alınmış, Sayın Cumhurbaşkanımızın onayından geçmiş ve TSK tarafından uygulanmıştır. Ama bu süreç içinde tabii ki başta Özgür Suriye Ordusu (ÖSÖ) bütün taraflar olmak üzere sadece herhangi bir sivil kayıp olmaması için koalisyon güçlerine operasyon başladıktan sonra veya o süreç esnasında gerekli bilgilendirme yapılmış zaten koalisyon güçlerinin sürekli bir hava harekatı olduğu için bu operasyon kaçınılmaz şekilde yaşanmıştır."
Kara Kuvvetlerimiz, Mekanize Birliklerimiz, Zırhlı Birliklerimiz, Komando ve Özel Kuvvet Timlerimizin operasyona katıldığını anlatan Davutoğlu, şunları söyledi: "
"Hava kuvvetlerimiz muhtemel bütün ihtimalleri göz önüne alarak hazır halde bekletildi ama Hava Kuvvetlerimizin kullanılmasına ihtiyaç hissedilecek bir durum söz konusu olmadı. Ama operasyon anından itibaren yani saat 09.00 itibarıyla bütün taraflar biliyorlardı ki bu operasyon önündeki herhangi bir müdahale en sert şekilde karşılık görür ve vazife, sonucu ne olursa olsun yerine getirilir. Bunun bilinmesi suretiyle tabii Türkiye'nin caydırıcı gücünden herkes haberdar oldu ve bunu yakinen bildiği için çatışma söz konusu olmamıştır. Sivil bir kayıp söz konusu olmamıştır. Tek askerimizin kaybı da bir kaza suretiyle olmuştur."
"BU ALGI DOĞRU DEĞİL"
Davutoğlu, "Türkiye'nin artık yurt dışında başka toprağı kalmadı algısı var. Bu algı doğru mudur?" sorusuna da şöyle cevap verdi: "Bu algı doğru değil çünkü zaten 1921 Ankara Anlaşması'yla bizim bu hukukumuza geçmiş olan Türk toprağı şu anda baraj altında kaldığı için iki kez taşındı. Yani önemli olan burada Süleymanşah'ın mukaddesi emanetinin mirasına sahip çıkılmasıdır. Dün akşama kadar Karakozak'ta olan topraktan şartlar gereği ona kadar olacak bir toprak parçası yine Suriye'de Türkiye Cumhuriyeti dolayısıyla TSK'nın kontrolü altındadır. Ve bu topraklar üzerinde şu an itibarıyla hatta şu an itibarıyla değil gece 09.02 itibarıyla yani bizim birliklerimiz Mürşitpınar'dan güneye Karakozak'a hareket ettiği anda aynı anda Eşme'den de yine tank birliklerimiz Suriye topraklarına girerek korunması açısından uygun bir mekanı, daha önce tespit edilmiş bir mekan kontrol altına alınmış, tepe ve etrafı çevrelenmiş ve hemen 09.02'de oraya Türk bayrağı çekilmiştir. Bunun özellikle bilinmesini isterim, Karakozak'taki Türk Bayrağı inmeden yine Suriye toprakları içinde başka bir mekanda Türk Bayrağı dalgalanmaya başlamış ve Karakozak'tan gelecek olan aziz bayrağımız da İnşallah bu yeni mekanda dalgalanmaya devam edecek. Dolayısıyla Türkiye'nin Suriye sınırları içindeki toprak Silahlı Kuvvetlerimizin kontrolü altındadır."
"38 PERSONELİMİZ ŞU AN TÜRKİYE'DE"
Şah-Fırat operasyonu kapsamında Türkiye'ye gelen personelin sayısına ilişkin spekülasyonlara da son noktayı koyan Başbakan Davutoğlu, şöyle konuştu: "38 personelimiz şu an ülkemize girmiş bulunmaktadır. Herhangi bir şekilde hiçbirisinde bir zarar yok. Şehidimizin ailesine de taziyelerimi sunuyorum. Bu büyük vazifeyi yerine getirirken hiç arzu etmediğimiz sonuçlar doğabiliyor ama Süleymanşah'ın aziz hatırası için aynı şehadet şerbetini içmek hepimiz için bir onur olurdu. Gece boyu bütün operasyon odalarındaki, 3 operasyon odasındaki gözlemleri birlikte takip ettik. Oradaki askerlerimizde gördüğüm kararlılık ve vakar da beni ziyadesiyle memnun etti. Bağlantılarla Suruç, Diyarbakır ve Malatya'ya bağlantı içindeydik. Hiçbir an dahi 09.02'den şu ana kadar alanda askerlerimizle görüntü bağlantısı kesilmedi. Yani bir ekranda Karakozak'taki karakolumuzdaki faaliyetleri takip ediyordum, bir ekranda da 4 kol halinde yürüyen askerlerimizin harekatı kontrol altındaydı. Dolayısıyla hiçbir eksiklik olmadan Elhamdülillah, Allah'a hamdediyoruz, bu operasyon başarıyla tamamlanmıştır. Milletimize hayırlı olsun diyorum. TSK ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti her zaman milletimizin aziz hukukunu koruma yönünde ne zaman ne gerekirse gerekli adımı atmaya hazırlardır."
