SON DAKİKA
SON DEPREMLER

''Malatya'dan Sonra..''

A- A+ PAYLAŞ

Fenerbahçe'nin milli kalecisi kaleci Volkan Demirel, takımın aldığı kötü sonuçlarda en büyük suçun futbolcularda olduğunu belirterek, taraftarlardan kendilerine köstek değil, destek olmalarını istedi. Tecrübeli kaleci, Medical Antalyaspor maçında kendilerine gösterilen tepkilere sahada cevap vermeleri gerektiğini söyledi.

Antalya kampında bugün yapılan antrenmanın ardından bir basın toplantısı düzenleyen Volkan Demirel, özeleştiride bulunurken, taraftarlara da mesaj yolladı. Yeni Malatyaspor maçında enkaz denecek bir mağlubiyetin altından kalktıklarını belirten Volkan, "Malatya'dan sonra buraya gelmemiz olayları düzeltmemiz açısından olumlu oldu. Güzel bir çalışma ortamımız var, güzel bir kamp ortamı geçiriyoruz. Sahada oynanan futbol ve mücadele insanların kafalarında düşüncelere neden oluyor. Bu düşünceleri güzel taraflara doğru çekeceğimize eminim. İnanmayanlar olabilir ama her geçen gün daha iyiye gittiğimizi kendi açımızdan görüyoruz. İlk maçımız Antalyaspor maçıyla başlatarak hedeflerimize doğru ilerleyeceğiz. Aradaki puan farkının bilincindeyiz. Önümüzde iki rakip var. Fenerbahçe'de 9 senedir forma giyiyorum, çocukluk dönemlerimde çok gerilerden gelerek şampiyon olduğumuzu hatırlıyorum. Takımın iyi halini de kötü halini de yaşayanlardan biriyim. Dibi de tavanı da gördüm. Umutsuzluğa kapılmaya gerek yok. Köstek olmak yerine bence destek olmak gerekiyor. Hazırlık maçında eksiklerimizi görüp, iyi tarafların üzerine gitmeye çaba göstermeye çalışıyoruz. Dün yaşananlar bizim taraftarımıza yakışmadı. Ben Fenerbahçe'nin başarılı ve hedeflere ulaştığında sevinenleri değil, o forma sahaya çıktığında tüyleri diken diken olan taraftarları isterim. Dün gelen taraftarı tasvip etmiyorum, gereken tepkimi de koydum. Yeter ki sussunlar, arkadaşlarım sahada gerekli mücadeleyi göstersinler, bana tepki verebilirler, ben geçmişte de çok tepki aldım ama yeter ki takımın iyi niyetine kimse gölge düşürmesin. Açıkçası düşündüğümü söyleyen bir insanım. İdmanlarda gösterdiğimiz performansı sahaya yansıtsaydık bu durumda olmazdık. Bazı düşüncelerinizi sahaya yansıtamıyorsunuz. Takımın içinde kimsenin kötü niyetli olduğunu düşünmüyorum. Herkesin bu forma için elinden geleni yaptığını düşünüyorum. Bazen performans düşüklükleri olabilir, istenmeyen mücadeleler de olabilir, ama bu tabii ki günlük şartlardan dolayı kaynaklanıyor" dedi.

Bu sezonki başarısızlığın Ankaragücü maçıyla başladığını kaydeden Sarı-lacivertli file bekçisi, "Bence Ankaragücü maçı bizi başarısızlığa iten başlıca etken. O maçı kazanmış olsaydık ve puan farkımız 6 puan olsaydı kimse bunları konuşmuyor olacaktır. Kupa maçları da buna katkı sağladı. Tek düşüncemiz Antalyaspor maçını kazanmak, 4 gündür buradayız bütün herkesin yemekte, odalarda konuştuğumuz bir gerçek var. İnanmayanın takım içerisinde yok, inanmayan arkadaşımız aramızda varlık göstermez. Biz en iyi şekilde formayı temsil edeceğiz, bu formanın sahaya çıktığı zaman tüyleri tüyleri diken oldan taraftara ihtiyacımız var. O taraftar da diğerlerinden daha çoğunlukta. Bunu da içerideki ilk maçımızda gösterecekler. Bizim de bunu göstermeleri için Antalyaspor maçını kazanmamız lazım, ben de Antalyaspor maçını kazanacağımıza eminim" diye konuştu.

Yeni Malatyaspor maçı öncesinde de kupada fazla şansları olmadığını hatırlatan Volkan, "Rakiplerimizin puan kaybı yaşaması gerekiyordu. Biraz da onun vermiş olduğu konsantre eksikliği olabilir. Geldiğimiz günden beri konuşmamızı yapıyoruz, çaba gösteriyoruz. Bu sene tarz konuşmaların gündeme geldiğini yaşamadım. Antalya'da aramızda yaptığımız toplantılarda çok olumlu görüşler çıktı, her şey olumlu gidiyor burada. Güneşi sabah görmek bile takım üzerinde olumlu etki yapıyor. Olumlu etkiyi ilk maçla beraber sahaya yansıtarak en iyi şekilde yolumuza devam edeceğiz. Antalyaspor maçıyla beraber gelen tepkilere cevap vermemiz gerekiyor. Şu anda eylem gerekiyor, bu eylemi de Antalyaspor maçıyla başlatacağız" ifadelerini kullandı.

Alınan kötü sonuçlarda en büyük suçun futbolcularda olduğuna dikkat çeken Volkan, "Sonuçta ne kadar taktik verilse ne kadar yönetimin de desteği olsa sahaya çıkan 11 futbolcudur, o futbolcu grubu sahada dışarıdan hiçbir etki etkileyemez diye düşünüyorum. Bence takımı bu duruma getiren baş sorumlu futbolculardır. Bu duruma getiren de biziz, bu durumdan çıkaracak da biziz. İyiyseniz herkes başarıdan pay alır, kötüyseniz bu pastanın başındakiler payını alır. Bunlar kim olur, teknik direktör, başkan olur, futbolcular olur. Ama benim düşüncem Fenerbahçe'nin şu anki duruma gelmesinin baş sorumlusu bizleriz. Bazı maçlarda gerçekten sahaya adımıza yakışır performans sergileyemedik. Bu da çeşitli puan kayıplarına neden oldu. Bundan dış etkenler de var, hakemler olsun ama bunları söylemeye gerek yok. İlk önce bizim işimizi doğru yapmalıyız. İşimizi doğru yaptığımız sürece Fenerbahçe forması giyen futbolcular başarıya ulaşacaktır. Ama isminin hak ettiği şekilde oynaması gerekiyor" diye konuştu.

Takımda bir güven kaybının yaşanıp yaşanmadığının sorulması üzerine ise Sarı-lacivertli futbolcu, "İyi gittiği zaman takım havaya giriyor, o galibiyet serisiyle. Geçen sene son 10 maçta gol yemedik, bir maçta gol yedik, şampiyonluğu verdik. Bir havaya girmemiz gerekiyor. Havaya girmek için de galibiyet kazanmak lazım. Takımda bir güvensizlik söz konusu değil. Kötü sonuçlar aldıkça bizi olumsuz etkiliyor. Antalyaspor maçının galibiyetiyle ardından içeride dışarıda elimizden geldiğini yaptığımızda şampiyonluğun en büyük adayı olacaktır. Final her maça bakmamız lazım. Bir gerçek var ki iyi futbol oynamıyoruz hem deplasmanda hem içeride. Maçın ilk dakikalarında iyi pozisyonlara girip, 55-60. dakikalardan sonra oyundan düşen bir performansımız var. Bu bazı taraflar kondisyon eksikliğine bağlıyor. Bir sıkıntı olduğu belli, bu sıkıntıyı gidermek için de futbolcular olarak üzerimize düşen bütün görevleri yapıyoruz. Dünkü maç sonrası ben de soyunma odasına girdiğimde takım arkadaşlarıma tepki gösterdim. 14-15 pozisyona girmişiz ama bir tane gol atamadık. Girdiğiniz pozisyonları atmanız gerekiyor, Fenerbahçe'nin maçı ilk 20-25 dakikada bitirmesi lazım. Çünkü o yeteneğe güce sahibiz. Avrupa maçlarında farklı olabilir, ama Türkiye liginde Fenerbahçe takımının içeride ve dışarıda baskısıyla beraber ilk yarım saatte maçı bir şekilde koparması gerekiyor. Bazı maçlarda bunun örneğini gösterdik, yine 60. dakikadan sonra düşüş yaşandı ama bunda amaç skoru korumaktı. Konuşuyoruz, çalışıyoruz, dünkü maçta da bazı güzel şeylerin sinyalini verdik, 14 pozisyonun 3-4'ü gol olsaydı, bugün ne oldu da 'bu hava nasıl değişti ?' Galip gelirseniz güzel şeyler konuşursunuz, kaybettiğinde de dertler konuşulur. Şu anda dertleşiyoruz, ama ilerleyen günlerde güzel şeyleri de konuşacağız" diye cevap verdi.

Takım arkadaşı Uğur Boral'ın, "Zico döneminde farklı bir sevgi ortamı mı vardı" açıklamalarının sorulması üzerine ise Volkan Demirel, "Takımda sevgi ortamında bir eksiklik yok, her dönemin farklı bir havası var. O dönemki sevgi ve saygıyla bu dönemkini tartıda ölçemezsiniz, bir teraziye koyamazsınız. Hedefimiz önümüzdeki planlama. Ben takımda sevgi ve saygının olduğuna inanıyorum. Sevgi saygı olmasaydı zaten bazı kopukluklar olurdu, bu kadar kötü gidişen ardından bir yerden patlak verirdi. Ama biz futbolcular olarak birbirimize kenetlendik, sarıldık, bunun neticesini de en yakın maçta alacağımızı düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız