SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Malatya'dan Tanıyorum..'

A- A+ PAYLAŞ

Ergenekon davasının bugünkü duruşmasında savunmasına devam eden tutuklu sanıklardan emekli Astsubay Orhan Tunç, hakkındaki iddiaları kabul etmeyerek, mağdur olduğunu belirtip tahliyesini talep etti. Tunç, Sedat Peker'in kendi adına çalıştığı yönünde yazısının olmadığını belirtirken, Peker'in bu konudan dolayı kendisine dava açtığını söyledi.

Duruşmanın öğleden sonraki oturumunda savunmasına kaldığı yerden devam eden tutuklu sanıklardan emekli Astsubay Orhan Tunç, görevindeki başarılardan ötürü üçlü kararname ile MİT'e atandığını söyledi. Tunç savunmasının devamında "Her devletin kırmızı hatları vardır. Bu hatlar hükümetler değişse de değişmez. Siyasi partiler devlet değildir. Kim gelirse gelsin bu çizgiler değişmez. Bürokratlardan oluşan, derinliği olan, gelenek göreneği olan bu yapı kırmızı çizgiyi savunur. Derin devlet devlettir. Normal devlet ise hükümettir. Hükümetler değişir ama çizgiler değişmez. Ama Türkiye'de sürekli değişiyor. Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum. 10 aydır tutukluyum, mağdurum, tahliyemi istiyorum" şeklinde konuştu.

Duruşmada daha sonra Orhan Tunç'un savunmasının tamamlanmasının ardından çapraz sorgusuna geçildi. Çapraz sorgu sırasında Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, "Bir yazında Sedat Peker'in senin adına çalıştığı konusunda iddiaların var. Bu iddialarını biraz açar mısın?" demesi üzerine emekli astsubay Orhan Tunç, "Bu yazı bana ait değil. Bu yazı Erdek'te patronuma ait olan otelin açılışında tanıdığım Oğuzhan Genç isimli kişi tarafından yazıldı. Öztürkler forum sitesinden 20-25 kişi otele gelmişlerdi.

Bunların içinde emekli yargı mensupları, emekli subaylarda vardır. Burada Oğuzhan ve Nejat isminde iki gençle tanıştım. Oğuzhan birkaç defa evime geldi. Ben Oğuzhan'dan rahatsız olunca Nejat'a onu uyarmalarını söyledim. Bunun üzerine Oğuzhan Öztürkler sitesinin sahibine içinde sahte resimlerinde bulunduğu resimler göndermiş. Bu kişi Peker ile aramızı açmaya çalışıyor. Peker bu yazıdan dolayı bana dava açtı" diye konuştu.

Tunç çapraz sorgusunun bir bölümünde ise Ergenekondan çıkış ile ilgili bir belgesel çalışması yaptıklarını ve bunun içinde Osman Sınav ile görüştüklerini söyledi. Tunç, iddianamede yer alan Ümit Sayın ve diğer kişilerle olan görüşmelerinde 'yüz yüze görüşelim' ifadeleri içinse, "Ben MİT'te çalıştım, istihbaratçıyım. Çok kişiyi dinlerim, istihbarat dinlemesi yapıyordum. Ümit Sayın beni günde 3 kez arıyordu. Ümit Sayın askeri birliklere ve garnizonlara sürekli konferanslar veriyordu. Emekli tuğgeneral ve
orgenerallerle görüşüyordu. Bende generallerle görüşen bir kişi bilgili ve kültürlüdür diye düşündüm" dedi.

Daha sonra kendisine Ümit Sayın ile darbe içerikli konuşmalarının sorulması üzerine emekli Astsubay Orhan Tunç, "O konuşmalar espri ve şaka niyetliydi. Ümit Sayın'ın vesveseli bir yapısı vardı. Mart ayında darbe olacak diye her sabah camdan dışarı tanklar geldi mi diye bakardı. Böyle pinpirikli bir kişiydi. Bana 'mutlaka darbe olacak mı' diye soruyordu. Bense ona 'darbe olmaz' dedim. Artı 'TSK muhtıra vermeyecek' dedim. 'Danıştay, Sayıştay ve Yargıtay muhtıra verecek' dedim. 'Cumhuriyet kurumları vardır, onlar gereğini yapar' dedim. 'Asker konuşursa sert konuşur' dedim. Emniyetteyken Ümit Sayın bana 'bakarsın darbe olur, bizi buradan kurtarırlar' şeklinde konuştu. Konuşmalarımız şakaydı" dedi.

Orhan Tunç'un çapraz sorgusu sırasında söz alan Sedat Peker, "Benim amirim olduğu yönünde konuşan Orhan Tunç isimli şahsın varlığından birkaç kaynaktan haber aldım. Orhan Tunç MİT'te operasyonlara bakıyormuş, yarbaymış, benim amirimmiş, benim onun ekibinde çalıştığımı söylüyormuş. Ben bunları duyduğumda Öztürkler sitesinde yazılarının yayınlanmamasını istedim. Hayal dünyasında yaşayan birisidir. Kendisini bir yerde korgeneral, bir yerde doçent olarak gösteriyor. Sanki başçavuş olduğunu söylese insanlar ona hürmet etmeyecekler. Erdeme saygı gösterilir. Eğer MİT görevlisi ise burada yargılanması için izin gerekir. Buraya getirilemez. Tıpkı Mehmet Eymür'ün getirilemediği gibi" dedi. Bunun üzerine Tunç, "Kendimi yarbay olarak tanıtmadım. Bunları Oğuzhan Genç söylemiş. Peker'in yanımda çalıştığını da söylemedim. Bunları Peker'e de söyledim" şeklinde konuştu.

Duruşmada daha sonra üye hakim Hasan Hüseyin Özese'nin "Emekli Orgeneral Aytaç Yalman ve Edip Başer'i tanıyor musunuz?" şeklindeki sorusuna Orhan Tunç, "Yalman'ı tanırım. Malatya'da 2. Ordu Komutanlığı'ndan tanıyorum. 2. Ordu İstihbarat Başkanı Albay Sedat Aşçı vardı. Aşçı bana 'İstanbul'a gidince Aytaç Yalman ve Edip Başer ile görüşelim' dedi" şeklinde konuştu.

Tutuklu sanıklardan emekli Astsubay Orhan Tunç'un çapraz sorgusunun da tamamlanmasının ardından avukatları müvekkilleri Tunç'a ilişkin savunmalarını yapıyorlar.

Öte yandan, mahkemenin sanık ve avukatlarının taleplerini artık Salı ve Cuma günleri gerçekleşen duruşmalarda alacağı öğrenildi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız