SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Malatyalılık Ruhu

0
Güncellendi - 2015-12-28 01:37:19
Malatyalılık Ruhu
A- A+ PAYLAŞ

Birinci önceliğimiz Malatyalılık ruhunu yaşatmak olmalıdır.

İçinde Malatyalılık ruhu olmayan Malatya, içi boş bir kent olacaktır.

Mustafa Bahadır ALTAŞ

SM. Mali Müşavir

mba444@mynet.com

Mensubiyet veya aidiyet duygusu insanın fıtratından gelen bir duygu olup, insanın yaşamını sürdürebilmesi için adeta su, hava ve gıda gibi doğal bir ihtiyacıdır. Malatyalılık ruhu da; dini inancı, etnik kökeni ne olursa olsun her Malatyalı için  aynı anlamı ifade etmektedir. Yaşanılan ve yaşatılan her yerde bu aidiyet  duygusu ile  Malatyalılar için Malatyalılık ruhu ve hemşericilik  ön plana çıkmaktadır. Malatyalılık ruhu; "Sınırları çizilemeyen bir duygu olup, şartlar ne olursa olsun her zaman ve her yerde bir farkındalık yaratmaktır." Malatyalılık ruhu yarım yüzyıllık geçmişi olan ‘Malatya Malatya bulunmaz eşin’ türküsünün bin yıllık bir türkü gibi tüm yurtta ve dünyada  Malatyalıların olduğu her yerde söylenerek, hep birlikte halay çekmektir. 

Yaşanabilir şehirler, yaşanan şehirler…

O şehri yaşamak mı ? o şehirde yaşamak mı ? sorularının cevabı da, 

Dünyanın her yerinde yaşatılan şehrin adıdır, "Malatyalılık ruhu."

Şehirlerin ruhu olur mu? demeyin. Şehirler her şeyden önce, kendine  ait tarihi ve kültürel dokuyu yaşaması ve yaşatması ile işlevsel bir değer kazanır. Günümüzde,  tarihsel bağın koparılmasıyla yaşanmışlıkların izi silinerek, mekânlar ruhundan soyutlanmaktadır, bugün Kernek’te olduğu gibi. 

Oysa yaşatmak için yaşanmışlık gerekir.Hayatının hiçbir döneminde Malatya için heyecan duymamış; Tecde’nin, Çilesiz’in Beydağı’nın havasını solumamış, Aspuzu’dan Orduzu’ya, Çarmuzu’dan  Barguzu’ya, Banazı’dan Çırmıktı’ya uzanan gönül köprüsünden geçmemiş olanlar bu duyguyu anlayamazlar, bu ruhu yaşatamazlar.     

Biz ve bizden öncekiler Malatya dışında bulunduğumuz yerlerde karşılaştığımız insanlara  Nerelisin ?  diye sorduğumuzda  verilen "Malatyalı" cevabını duyunca bu çok hoşumuza gider. Hemşerilik duyguları ile sanki kırk yıllık dostluklar oluşurdu. Çünkü hemen hemen her Malatyalı’nın , Malatya ismi söylendiğinde gururu okşanır, yaşanan her güzelliği Malatya ile kıyaslar ve Malatyalı olduğu için  gurur duyar. Malatyalı olmanın gurur ve onurunu yaşamak; nerede olursa olsun bir Malatyalı için en güzel duygudur. (Türkiye'den yurtdışına göç eden gayrimüslimler ile ilgili olarak TRT'de yapılan bir programda; yapımcıya program hakkında sorulan bir soru üzerine ‘ Türkiye'nin her bölgesinden göç eden insanlar ile röportaj yaptım.Fakat hiçbiri Malatya kadar beni etkilemedi.Diğer şehirlerde olmayan bir duyguya şahit oldum.O da Malatyalılık ruhu.)

Her Malatyalı kendisini tanımlarken şehrinin plakası olan 44 sayısıyla içselleştirmekte ve kendisinin dört dörtlük olduğunun vurgusunu yapmaktadır. Malatya kelimesi, Hititçe “Bal” anlamına gelen “Melid” kelimesinden gelmektedir.Malatya; havası, suyu ve toprağı ile her türlü tat ve nesafette en güzel meyvelerin yetiştiği bir bölge olup, bu bölgede yaşayan ve bu meyvelerden yiyen insanlar da aynı çeşitlilikte ve aynı güzelliktedir. Malatyalılık ruhunda da bu tat ve nefaset vardır.

Malatyalı yeri geldiğinde;

Battalgazi gibi cengaver,

Niyazi-i Mısri gibi sorgulayıcı, muhalif,

Somuncu Baba gibi mütevazi ve hoşgörülü,

İsmet İnönü gibi devlet adamı, siyasetçi.

Turgut Özal gibi zeki, çalışkan ve çağdaş olmayı bilir.

Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarında küçük bir il olan Malatya’da , İsmet İnönü'nün Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı dönemlerinde temelleri atılan Malatyalılık ruhu ile; 

O yıllarda uygulanmakta olan seçim yasası gereğince İsmet Paşa, Ankara’dan aday olunca; o gün bütün Malatya “Bizden ne kötülük gördün Paşam? Bu bize yapılır mı?”diyerek sokaklara dökülmüştür!  

Daha sonra Turgut Özal ile yeniden canlanan bu duygu artarak tutkuya dönüşmüş.Her nerede olursa olsun Malatyalı kimliği ve Malatyalılık ruhu hep ön plana çıkmıştır. Türk siyasi hayatında yeni bir çığır açan Turgut Özal, Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında kendisi hakkında yapılan yoğun eleştiriler üzerine Malatya'ya yapmış olduğu ziyarette şimdiye kadar eşi benzeri görülmeyen coşkulu bir karşılama ile Malatya'da partili,partisiz tüm Malatyalılar tarafından karşılanmış ve Malatyalılar onu bağrına basmıştır. Turgut Özal da onlara bir Malatyalı’nın sevdiği bir kişiye  söylediği ve Malatyalılar’ın en çok duymak istediği (Senin Allah’ına Gurban) söz olan "Sizin Allah’ınıza Gurban " sözünü söyleyerek o an orada bulunan on binlerce Malatyalı’nın gönlünde taht kurmuştur. (Bu söz Merhum Turgut Özal tarafından 1991 yılında Malatya’ya yapmış olduğu ziyarette söylenmiş ve Türk siyasi tarihinde bir slogan haline gelmiştir.)

Malatyalılık Ruhu ile;   

1950 yılında uygulanan çoğunluk (Dar Bölge) seçim sistemi nedeni ile tüm Türkiye'de seçimi kaybeden CHP'nin aksine İsmet İnönü, milletvekilliğini Ankara’da kaybetti, memleketi Malatya’da kazandı. 1954 seçiminde de aynı şey oldu. Ankara’da kaybetti, Malatya’da kazandı. 

Aynı şekilde 1989 yerel seçimlerinde Turgut Özal'ın Genel Başkanı olduğu ANAP Türkiye'de 71 ilin yetmişinde belediye başkanlığı seçimi kaybetti sadece Malatya'da Belediye Başkanlığını kazandı.

Yakın zamanda ise televizyon kanallarında yapılan ses yarışma programlarında Malatya'nın türkülerini söyleyen bir ses duyduk. Bu Kürşat ve Elif’in sesiydi, günlerce içten ve duygulu bir şekilde türkülerini söylediler. Bizler de onlar ile birlikte tüm dünyaya seslendik ‘biz buradayız’ diye, dört bir yandan mesaj olduk yağdık, birinciliği kazandık,

İşin özü Malatyalılık ruhu ile bir olduk birlik olduk hep zirvede kalmayı bildik. 

Malatyalılık Ruhu’na ilk darbe 30 Ocak 2009 Cuma gecesinde yapıldı. Sanki bir bedenden kalbi sökülüp alınırcasına, ruhun bedeni terk etmesi gibi Malatya yüreğinden hançerlendi. Yeni bina yapıldı gerekçesi ile Malatya Belediyesi’nin eski binasının oldu bittiye getirilerek yıkılması işleminin başlatılmasına şahit olduk. Üzüntümüzü içimize atarak sessiz kaldık. 

Günümüzde gelişen ve değişen dünyada Türkiye gibi Malatya’nın da yeniden yapılanması ve modern bir kente dönüşmesi gerekiyor. Bu dönüşümün nasıl olacağını Malatya’daki toplumsal sosyo-kültürel yapı ve mekânsal dönüşümler belirleyecektir. Bu dönüşüm gerçekleştirilirken kent kimliğine, kent hafızasına dokunmadan, kent kimliğinin ve Malatyalılık ruhunun geleceğe taşınması gerekir. Malatya’nın çehresi değişirken; bu değişime olumlu açıdan bakmak mümkün olduğu gibi , ters giden bir şeyler var olduğunu da unutmamak gerekiyor. Çünkü bu değişimle şehrin tarihi dokusu değişiyor.Malatyalılık  ruhu, şehrin estetiği, dokusu kimsenin  umurunda değil, şartlar ne olursa olsun kültürel hafızamızın yağmalanmasına yok olmasına izin vermemeliyiz. Bu konuda izlenmesi gereken en sağlıklı yol, “Fırat’ın incisi Malatya"nın tarihi, kültürel ve sosyal dokusunu korumak ve geleceğe taşımak için yerel yönetimlere itirazımızı bir şekilde duyurmak olmalıdır. 

Oysa bizler yakın zamanda yapılan seçimler ile geçen sürede hiç olmadığı kadar siyasallaştık. Birbirimize karşı ötekileşerek, Malatya’nın sorunlarına duyarsızlaşıyoruz. Hep birileri bizim adımıza karar versin diye beklerken siyasetin esir aldığı iradenin Malatyalılık Ruhu’nu her geçen gün azalttığı fark edemiyoruz. 

Unutulmamalıdır ki insanlar ve toplumlar yıkıp yok ettikleri değerler ile değil; geçmişten geleceğe taşıdıkları, tarihi ve kültürel değerleri ile yaşarlar. Bunun için Malatya'nın tarihi ve kültürel varlıkları ile gelenek ve göreneklerini içeren sosyal yapısının korunması gerekirken  aksine Malatya’ya ait geçmişten gelen ne var ise, sanki Malatya’dan intikam alınıyormuş gibi bir bir yok edilmekte, siyasi rant uğruna Malatya ile dokusu uyuşmayan kültüre prim verilmekte, Malatya’nın geçmişle olan tarihsel bağı koparılarak Malatyalılık ruhu yok edilmeye çalışılmaktadır.

Yarın artık bugündür dediğimizde Malatya için hep birlikte başarmak hiç de zor değil. Malatyalılık Ruhu’nu yaşatmak için hep zirvede olmak ve başarmak lazım. Malatyalı olan ve kendisini Malatyalı hisseden herkes bunun bilincine varmalı kalpler tek yürek olarak Malatya için atmalı, bu coşkuyla en zor anlarımız da bile zorlukları yenmeyi bilmeliyiz.

Bugünden itibaren Malatya için, başarmak için hep birlikte el ele olalım, Malatya’da yaşamak kadar, ruhumuzda özümüzde Malatya’yı yaşayalım ve yaşatalım. Malatyalılık Ruhu’nu gelecek nesillere taşıyalım.

Rahmetli babamdan dilediğim yaşanmış bir olayı anlatan bir Malatya tekerlemesi:

Ey Budala budala

Bülbül konar bu dala

Oğlanı ete gönderdik

Korkam ki bud ala

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız