SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Malatya'nın Lübnan Gündemi

A- A+ PAYLAŞ

Saadet Partisi (SP) İl Başkanı Mehmet Asiltürk, düzenlediği basın toplantısında, AKP hükümetinin "ülkenin sorun yumağını çözmesi talep edilirken, Lübnan'a asker gönderme ile yatıp kalkar hale geldiğini" belirtti. Diğer bazı parti ve kuruluşların gündeminde de Lübnan ve 1 Eylül Dünya Barış Günü (DBG) vardı.

"MİLLETVEKİLLERİNE BASKI YAPIN.."
SP İl Başkanı Asiltürk, düzenlediği basın toplantısında özetle, şöyle dedi:

"AKP, Lübnan’a asker gönderme konusundaki yoğun gayreti ile dış güçlerin gözüne girmek için ne yapacağını şaşırmış durumdadır. Kamuoyundan yükselen onca tepki, geniş bir aydın topluluğu, hissiyat sahibi vatandaşlar uyarıyor: “Lübnan’a asker göndermemeliyiz”. Ancak AKP tüm bunları görmezden gelerek, kulaklarını tıkayarak, birbirinden saçma bahaneler üreterek, “Ne olursa olsun asker göndermeliyiz” düşüncesinde ısrar ediyor.

Alınan duyumlara göre Hükümet, meclisten asker gönderme izni çıksın, Irak’a asker göndermedeki parti içi bölünme yaşanmasın diye milletvekillerini kapalı odalara alarak ikna çalışmaları yürütmektedir. Hatta bu ikna çabaları, “eğer bizim istediğimiz yönde oy vermezseniz, seçimlerde bir daha milletvekili adayı olarak gösterilemezsiniz” gibisinden tehditlere varacak boyutlara ulaşmıştır.

Öte yandan, ABD ve BM’nin Lübnan’a asker gönderme isteklerinin altında, İsrail’in hayalini kurduğu “Büyük İsrail Projesi”ni gerçekleştirme niyetinin olduğunu artık çocukları dahi bilmektedir.

Projesini hayata geçirmek isteyen ve bunun karşısındaki tek güç olarak Hizbullah’ı gören İsrail’in ekmeğine yağ sürmenin ne anlamı vardır? Halen vicdanlarını kaybetmemişler ise, AKP’lilerin bunu bir kez daha gözden geçirip büyük bir muhasebe içerisine girmeleri gerekmektedir.

Bakanlar Kurulu toplantısının ardından Cemil Çiçek, ‘Biz burada seyirci kalamayız’ demiştir. Başbakan dün ulusa sesleniş konuşmasında, ‘Kardeşlerimizi orada yalnız bırakamayız’ demiştir. Merak ediyoruz. Kardeş ülke hangisi? Muhakkak ki kardeş olan ülke Lübnan olsaydı, tedbirler şimdi değil, binlerce masum insan ve çocuğun katledilmesinden önce, saldırılar başladığında alınırdı.

Tüm bu bilgiler ışığında Lübnan’a asker göndermenin hiçbir mantığı bulunmamaktadır. İsrail’in menfaatlerini korumak, projesini hayata geçirmek adına Müslüman’ı Müslüman’a kıydırmanın hiçbir anlamı yoktur. Bu yüzden başta vicdanını kaybetmemiş AKP milletvekillerine, bu tezkereyi kesinlikle çıkarmamaları, böyle bir şeye teşebbüs etmeleri durumunda dünya ve ahirette bunun mesuliyetinden kurtulamayacaklarını hatırlatmak istiyoruz. Ayrıca bu süreçte büyük bir görev de, oyları ile AKP’yi iktidar yapan vatandaşlara düşmektedir. Tüm Malatyalı vatandaşlar, en azından kendi milletvekillerine, tercihlerini Lübnan’a asker göndermeme yönünde kullanmaları konusunda baskı yapmaları gerekmektedir."

MHP İL BAŞKANI..
MHP İl Başkanı Ömer Ekici de yaptığı basın açıklamasında şöyle dedi:

" Ne hazindir ki, TC devleti tarihinin en talihsiz sürecini yaşamaktadır. Ülkemiz tutarsız, ilkesiz,işbirlikçi ve teslimiyetçi bir hükümet ile karşı karşıyadır. Hükümetin teslimiyetçi uygulamaları ile ülkemizin siyasal ve ekonomik bağımsızlığı tartışılır hale gelmiştir. Dışardan icazet alarak ve hiçbir konuda insiyatif kullanamadan ülkeyi yöneten iktidar milletimiz tarafından dikkatle ve ibretle izlenmektedir.

Deniz bitmiş,kara görünmüştür.bugün ülkemizin kendi milleti’ne karşı sorumsuz dış güçlere karşı sorumlu olan bu iktidardan kurtulması kaçınılmaz hale gelmiştir.

ABD’nin ortadoğu coğrafyasını hakimiyeti altına alması olarak tanımladığı büyük ortadoğu projesine (BOP’a) karşın hükümetin dışişleri bakanı Abdullah Gül’ün “biz bu proje’nin dışında olamayız”,ve başbakan R.Tayyip Erdoğan’nın “Diyarbakır BOP’un parlayan yıldızı olacaktır” sözleri ile destek vermeleri ihanetin ölçüsünü bütün açıklığı ile ortayakoymaktadır.

BOP’un hedefinde Türkiye Cumhuriyeti devletini sömürgeleştirme vardır. Washington dönüşü başbakan Diyarbakır’a giderek “Kürt sorunu vardır” şeklinde ki talihsiz ve sorumsuz beyanatı ile neyi hedeflemektedir. Aklınızdan geçenler devletimizi acı bi sona sürüklemektedir.Bunlardan vazgeçin!

Ülkemizin yakın çevresinde başta Irak olmak üzere Filistin ve lübnan kan gölüne dönmüştür.

Hergün yüzlerce insan öldürülmekte yada insanlık dışı muamele ile karşı karşıya kalmaktadır.akan kanı durduracak başta abd olmak üzere diğer batılı devletler ya bizzat olayın içindedir,veya uzaktan seyretmektedir. Aynen Bosna Hersek’te 260 bin müslümanın hunharca katledilmesin de olduğu gibi!!!

Ortadoğu coğrafyasın da etkin rol oynaması gereken Türkiye ne yazık ki ne yapacağını bilemez ve önünü göremez durumdadır. Çünkü iş başında ki AKP hükümeti ve kadrosu yıllarca yahudi düşmanlığı diyerek politika yaptılar ancak iş başına gelince önceden söz vermişcesine hareket ederek ABD-İSrail-AB’nin politikalarını uygulamayı bir görev haline getirmişlerdir.

Sayın başbakan kendinize gelin!Ortadoğuda haritalar yeniden çizilmek isteniyor.Yaptığınız karanlıkta ki yolculuğa son verin!.Musul,Kerkük ve Telafer’de ki katliamlara duyarsız kaldınız,başımıza geçirilen çuval onursuzluğunun hesabını sormadınız,Irakta ki kırmızı çizgilerimizi matlaştırdınız .Bunlar yetmedi şimdi de ABD ve İsrail'in çıkarları için Lübnan’a asker göndermek gibi milli menfaatlerimiz açısından hiçbir yararı olmayan bir uygulamayı yapmayınız. Lübnana asker göndermeye karşı çıkmak ihanet ise,milli birliğimizi ve bütünlüğümüzü hedef alan kahpe saldırılara seyirci kalarak terörist başı ile aynı dili konuşmak ve abd istemiyor diye hemen sınırımız da yuvalanan terörist yuvalarına gidememek ihanet değil de nedir?.

Sizin öncelikli göreviniz ülkemizin güvenliğini tehdit eden ve onbinlerce insanımızı kahpece şehit eden eli kanlı pkk terör örgütünü yok etmek olmalıdır.

Ülkesini seven ve milli onuru olan her milletvekiline sesleniyorum. ABD ve İsrail'in çıkarları için Lübnan'a asker göndermeye red oyu veriniz. PKK ile mücadele için atanan koordinatöre hayır deyiniz.Bir daha seçilmemek kaygısıyla tehditlere boyun eğmeyiniz.Başbakana değil milletimize olan sorumluluğunuzu unutmayınız."

ADD'DEN AÇIKLAMA..
Atatürkçü Düşünce Derneği Şube Başkanı Ali Ekber Tunçdemir de, Dünya Barış Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada şöyle dedi:

"Barışı, adaleti, hakkı, hukuku ve özgürlüğü dillerinden düşürmeyen emperyalistler, dünyanın mazlum uluslarına , bu kavramlar adına kan, gözyaşını reva görüyorlar. Daha dün Afganistan’ı, Irak'ı bu söylemlerle işgal edenler, bir ay önce Filistin ve Lübnan’a saldıranlar bu mazlum halklara bu kavramlar adına, neyi reva gördüklerini bugüne kadar acımasızca gösterdiler ve göstermeye devam ediyorlar.

Ülkemizde de yıllardır süren ve çözülemeyen, yada çözdürülmeyen sorunlar; yeniden gündemin ön sıralarına yüksel(til)miştir. Atatürk’ün ısrarla belirttiği “ortak bir tarihin, ortak sevinçlerin, ortak kederlerin ve ortak bir yaşamın, aralarında sayısız bağlar ördüğü yurttaşlar” ırk, mezhep, kavgalarıyla bölünüp parçalanmaktadır. Sömürgeciler ve onların içimizdeki işbirlikçi yamakları bir yandan “yurtta Barış” idealini dinamitlerken, diğer yandan Türkiye’yi haksızların, sömürgecilerin yanında, kanlı, kirli bir savaşa bulaştırmak istemektedirler. Türkiye'yi yöneten işbirlikçi güçler “en önemli ihraç maddesi olduğu söylenen (!) askeri”mizi, sömürgeci AB ve ABD’nin kirli planlarının mezesi haline getirip, bundan parsa kapmanın hesabını yapıyorlar.

Dünya çapında, uluslar arası yazgı ortaklığına dayanan, odak noktası; hem ulusumuzun, hem de tüm insanlığın esenlik ve mutluluğu olan, gerçekçi, akılcı, insancı ve uygarlıkçı KEMALİST BARIŞ İDEALİ’NİN egemen kılınması yurtta ve dünyada “BARIŞ”IN güvencesidir.

1 Eylül Dünya barış GÜNÜ; dünyayı egemenlikleri altına almak, ulusları ve ulus devletleri boğarak, kan üzerine imparatorluk kurmak isteyen emperyalistler ve onların işbirlikçilerine karşı durulmadan, İsrail'e ve tetikçisi olduğu ABD'ye karşı sesini yükseltmeden kutlanamaz. “Ben barıştan yanayım” diyenlerin ortak parolası “emperyalizme, yağmacılığa ve işbirlikçi yamaklarına” karşı duruştur. Bu duruşu sergilemeyenler barışı hak etmezler."

ORTAK EYLEM..
Dünya Barış Günü nedeniyle bazı sivil toplum kuruluşları Lübnan'a destek amacıyla eylem yaptılar.

Dünya Barış Günü nedeniyle İnsan Hakları Derenği Şubesi, Mazlum-der, KESK, Tekgıda-İş, Demokratik Toplum partisi ve Ezilenlerin Ssoyalist Platformu ve Emeğin Partisi tarafından PTT önünde ortak bir eylem yapıldı.

İnsan Hakları Şube Sekreteri Sezer Karataş, "Ortadoğu coğrafyasında, Irak'tan Filistin'e oradan Lübnan'a kadar savaşın vahşet görüntüleri hiç bitmiyor. Her gün onlarca insan çatışmalarda öldürülüyor" dedi.

Eylem olaysız bir şekilde sona erdi.

MÜSİAD'DAN KAMPANYA..
Öğretmenevi'nde MÜSİAD Malatya Şubesi'nin organizesiyle Sabri Akın başkanlığında düzenlenen toplantıda, üyelerin nakdi yardım yapacağı ve konuyla ilgili kendi aralarında bir kampanya başlattıldığı ifade edildi.

MÜSİAD Malatya Şube Başkanı Sabri Akın, "İsrail'in Filistin ve Lübnan'a yönelik insanlık dışı saldırılarıyla başlayan yürek parçalayıcı sefaletin ardından MÜSİAD üyelerinin yardımları devam ediyor. Daha önce MÜSİAD Genel Merkezi tarafından bir heyetle, Lübnan'da yıkılan evlerini terk etmek zorunda kalan 2 bin aileye parasal yardım ulaştırılmıştı. Heyet, sivillerin temel ihtiyaçlarının karşılanabilmesi amacıyla MÜSİAD üyelerinin yaptığı nakdi yardımı ilgililere teslim etmişti. Filistin ve Lübnan'a yardım seferberliğine MÜSİAD Malatya Şubesi olarak duyarsız kalmadık ve yardım kampanyası başlattık" dedi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız