SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Malatya'ya Bile Giremezdiniz!..

A- A+ PAYLAŞ

İsmet YALVAÇ

İnönü Üniversitesi’nin, dünya çapında bir Malatya markası durumuna getirilmesi planlanan, Karaciğer nakilleriyle ilgili performansıyla da dünyada ilk 3 arasında yer bulduğu ifade edilen Turgut Özal Tıp Merkezi (TÖTM)’nin en baştaki sıkıntısı olan kadro sorununun çözümü için yapılan girişimlerin, TBMM’de sonuçsuz kalması, konuya ilişkin son haberimizin başlığına da koyduğumuz gibi “TBMM’nin Malatya Klasiği”ne dönüştü.. Yeni yasama döneminin hemen başları diyeceğimiz bir dönemde, yüzde 67’lik oy oranı ve 6 milletvekili ile iktidara sunulan Malatya desteğinin de, bu merkezin sorunlarının çözümü için “siyaset üstü bir bakış” getirmediği görüldü.

Geçen dönem öyleydi, bu dönemde de iktidar bakışı maalesef değişmedi.

Üniversitenin başındaki rektörden hazzetmiyorlar, Malatya’daki bir markayı olabildiğince sıradanlaştırmak için ellerinden geleni yapıyorlar!..

İşin ilginci, “Turgut Özal” adı mevcut iktidarın da siyasi referanslarının başında geliyor. Ama merhum hemşehrimizin bizzat kendi projesi olan, ABD’deki doktoru Michael De Bakey’in danışmanlığında, ABD’li mimarlar tarafından projesi çizilen merkezin adını, Özal’a siyaseten belki en uzak olan kadrolar, sunulan tıp hizmetiyle yükseltmeye çalışırken, Özal adını siyaseten referans gösterenlere takılıyorlar. İlginç bir paradoks bu..

O merkezde yapılan her iş için, basının kamuoyunun karşısına çıktıklarında, o çok eleştirdikleri rektör ve tıp kadrosu “Turgut Özal Tıp Merkezi” diye söze başlıyorlar. Yani, birilerinin 40 yıllık Atatürk Caddesi’ne Kışla Caddesi demekte ısrar ettikleri ve siyaseten duruş yerlerini böylece gösterdikleri gibi, “Araştırma Hastanesi” demiyorlar oraya.

Orada, Malatya insanına nitelikli ve ileri teşhis- tedavi hizmeti sunuluyor. Acil Servis ve Yoğun Bakım üniteleri, yapılan ameliyatlarla başta Malatya olmak üzere çevre illere de önemli bir “referans” sağlık hizmeti getiriliyor.

İşin daha garip tarafı, Turgut Özal Tıp Merkezi; en son kadro kanununa yine “Hayır” oyu veren iktidar partisi başta olmak üzere, bu kente yöreye hizmetle yükümlü olanların üzerinde öyle bir büyük yükü alıyor ki..

Eski dönem milletvekillerinin Ankara’daki en önemli işleri, hemşehrilerine sundukları hastaya destek hizmetiydi. Memleketten giden hastanın sorunlarına yetişip yetişemedikleri, yakınlarına verdikleri önemle değerlendirilirdi vekiller. Bu neredeyse asgariye düştü, belki de yok oldu.

İkincisi, siyasilerin parmaklarını bir türlü çekmeyip, kollarını omuzlarına kadar soktukları “Devlet Hastaneleri”nin tüm sağlık açığını, yetersizliğini bu Turgut Özal Tıp Merkezi kapatıyor. Gidin Çöşnük Kavşağı’na oturun, kaç dakikada bir kaç ambulans Turgut Özal Tıp Merkezi’ne gidiyor, sayın. Çoğu da Malatya Devlet ya da Beydağı Devlet Hastaneleri’nden çıkan ambulanslar bunlar. “Hayati tehlike” kayıtlı her hasta oraya yolcu ediliyor.

Devlet Hastanelerindeki sağlık hizmetinin kalitesi malum. Turgut Özal Tıp Merkezi olduğu için, siyasiler Devlet Hastanelerindeki kadrolarla bu kadar rahat oynuyorlar, bu kadar rahat at koşturuyorlar. Eğer Turgut Özal Tıp Merkezi olmazsa, o hastanelerin veremediği hizmet yüzünden, bu vekillerin bir tanesi Malatya sınırlarından içeri giremezlerdi.

Devlet hastanelerinde nöbete konan pratisyen hekimler, “icapçı” uzmanı gecenin bir saatinde çağırmaya cesaret bile edemiyorlar. Yıllar önce bir sabaha karşı çok yakınımız bir aile büyüğümüzü Devlet Hastanesi Acil Servisi’nde bir pratisyen hekimin gerçekten samimi çabasına karşın, uzman çağıramama ikilemi ve farkedemediği önemli bir ayrıntı yüzünden kaybetmiştik.

Yine bu merkez yokken, Devlet Hastanesi'ne kafa travması sonucu kaldırılan, "tamamen ilgisizlik, yetersizlik, sorumsuzluk" yüzünden göz göre göre canveren arkadaş oğlu dünya tatlısı 9 yaşındaki Onur Çiçekli'nin ölümünde yaşadıklarımızı, tanık olduklarımızı bir kere daha mı yazalım, dediklerimiz iyice anlaşılsın diye? Tam 17 sene önceydi ve GÖRÜŞ'te yazmıştık o olayı..

Biz yaşadık, birçok insan yaşamıştır. Tıp Merkezi olmasa halen sürüp gidiyordu, bunlar. Yakalarına yapışırdı; hastaları kapılarda, Kayseri, Adana yolunda ölenler!..

Turgut Özal Tıp Merkezi, 1 ay süreyle tüm faaliyetini durdursun, görürüz biz o meclisin geyik derisi koltuğunda oturup kadroya “Hayır” diyenlerin halini!..

Turgut Özal Tıp Merkezi’nde tanıdığımız, sevip saydığımız hekimler var. Bazıları da hemşehrimiz. Siyasi yelpazenin de değişik tarafındalar. Olabildiğince, alabildiğince nitelikli hizmeti sunmaya çalışıyorlar. Rektör kadrosu olarak değil, Tıp kadrosu olarak bunu yapıyorlar. Çünkü onlar yaptıkları işin kutsiyetinin farkındalar.

Ama bunun farkında olmayanlar, bu kurumu sıradan bir başka kurumla karıştıranlar maalesef sorun çözmek, sorun takip etmek için vekalet verdiğimiz, gönderdiğimiz insanlar olunca.. Liyakat anlayışları enteresan belli ki.. Etkili oldukları yerlerdeki kimi atamalarına bakın, referansları Polis ve Jandarma Vukuat Raporları zahir!..

Üniversitenin başında kim olursa olsun –ki, hazzetmedikleri o rektör seneye bu zaman belki Malatya’da bile olmayacak- oraya bağlı hele de adı Turgut Özal olan Tıp Merkezi’nin tüm sorunlarını çözmeyi doğal görevleri sayacak bir siyasi kadroyu bu yasama döneminde de oraya gönderemediğimiz anlaşılıyor.

Bir Malatya milletvekili, kadro konusunu meclise getiriyor. 4 tane Malatya milletvekili de orada ve “hayır” diye el kaldırıyorlar. Diğer ikisi de orda olsa, onlar da kaldıracak, muhtemelen.. Bari, o fotoğrafta yeralmayın. Çıkın koridorda dolaşın da, böyle bir suça ortak olmayın..

Ama hayır!..

Halka hizmet mi, siyaset mi? sorusuna cevap verme gereğini duyuyorlar. Ve elbette “siyaset” diyorlar. Elbette, “siyasi ikbal” diyorlar. Vatandaş hizmet vereni vermeyeni unutuyor, rüzgarı kolluyor çünkü!..

Turgut Özal Tıp Merkezi, dünyanın en komplike ameliyatlarından biri olduğu ifade edilen, birkaç ağır ameliyatın aynı anda yapılması denilen karaciğer nakline, halen haftada 3’e çıkan, önümüzdeki yıl da haftada 6’ya yükselmesi planlanan performansıyla tüm engellemelere ve moral bozucu çıkışlara rağmen devam ediyor.

Daha bugün, ihtisasını İngiltere'de yapmış, Sudanlı bir genel cerrahın eşine karaciğer nakli yapıldı, Turgut Özal Tıp Merkezi'nde..

“Turgut Özal sen bizim her şeyimizsin” diye halkın önüne çıkıp oy isteyenler değil de, belki gerçekte siyaseten Özal’ın yanında hiç bulunmayan kadrolar “Turgut Özal Tıp Merkezi” adını dünyaya duyuruyor.

İşte bir Malatya garipliği de bu.

Elmaları, armutları, hıyarları, balcanları, soğanları birlikte toplayıp değerlendiren bir siyasi anlayış ahaliye hakim oldukça da devam edecek gibi..

Geçmişte bir siyasi, su borcundan dolayı Turgut Özal Tıp Merkezi’nin suyunu kestirmişti, bir süre.. (O da geçen dönem ‘Hayır da hayır’ diyenlerdendi, Allah selamet versin!) Şimdi de elektrik borcu gündemde, bari hazır elinizi atmışken, şu elektrik tahsilatının da gereğini yapın, demek geliyor içimizden!

Anlaşılan Malatya layık olduğu gibi yönetiliyor, idare ediliyor, temsil ediliyor..

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız