SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Mangal Yeri mi Bilim Yuvası mı?

A- A+ PAYLAŞ

Belediyenin, kendilerine devri için protokol yapıldığını bildirdiği Meyvecilik Araştırma Enstitüsü ile ilgili bir tepki de Türk Tarım Orman Sendikası Malatya İl Temsilciliği’nden geldi.

Sendika Malatya Şube Başkanı Cumali Sevim, sendikada düzenlediği basın toplantısında, arazisinin Malatya Belediyesi’ne devredildiği belirtilen Meyvecilik Araştırma Enstitüsü’nün bu kararla “yok olacağını” öne sürdü ve “Malatyalının mangal yapacak yerden ziyade, kendilerine hizmet edecek bilim yuvalarına ihtiyaç vardır.”dedi.

AKP İl Başkanı İhsan Koca’nın bu konudaki görüşlerini açıklayan enstitü müdürü ile ilgili tepkisini de eleştiren Sevim, açıklamasında şöyle dedi:

“Bir siyasi parti il başkanının geçtiğimiz günlerde yapmış olduğu basın açıklamasında sarf etmiş olduğu sözleri esefle kınıyoruz. Dünyanın sayılı gen merkezlerinden biri olan ve İlimizin sembolü haline gelen kayısı ile anılan bir araştırma kuruluşumuza tamamen bilim ve teknikten uzak bir yaklaşımla ve siyasi amaçla gerçeklerin saptırılması bizleri üzmüştür.

Anlatıldığı şekli ile konu sadece bir tesisin taşınması olmayıp, Ulu Önder Atatürk’ün bizlere mirası olan yılların çalışmasına nokta konmak istenmektedir. Şöyle ki; 1830-1840’lı yıllarda Osmanlı Ordusuna farklı eğitim yöntemlerini öğretmek için Malatya’ya gelen Alman generallerden bazıları notlarında, Malatya’nın bir çok meyve türüne ait ağaçlarla dolu, eşsiz güzellikte bir yer olduğuna yer vermişlerdir.

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında tarımda atılım çalışmaları ve dolayısıyla meyveciliğin önem kazanması ile beraber Ankara’da kurulan Yüksek Ziraat Enstitüsünün müdürü Alman Prof.Dr. Gliesberg Alman generallerin etkisiyle Malatya’nın meyvecilik potansiyelinin öğrenilmesine yönelik çalışmalar yaptırmıştır. Gliesberg baş asistanı Lütfü Ülkümen’i doktora çalışması yapmak üzere Malatya’ya yönlendirmiştir. Ülkümen, 1933-1936 yılları arasında yaptığı çalışmalarla Malatya’nın meyvecilik potansiyelini daha net ortaya çıkarmıştır. Bunun üzerine 1937 yılında müessese Türk-Alman işbirliği ile Kayısı İstasyonu olarak kurulmuştur. Daha sonraki yıllarda çeşitli isimler adı altında faaliyet göstermiş olup en son 01.08.1986 tarihinde Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı bünyesinde Meyvecilik Araştırma Enstitüsü adını alarak günümüze gelmiştir.

Bu enstitü de şu an yürütülmekte olan ve 270 çeşitten oluşan Kayısı Genetik Kaynakları ile ilgili proje, sonu olmayan açık bir projedir. Gen kaynaklarını taşımak başka bir alana nakletmek sizlerin anladığı şekilde bir makine parkını, bir fabrikanın, bir tesisin taşınmasına benzemez.

Ne yazık ki bilimsel toplantılar, sempozyumlar düzenleyen Belediyemizin yapmış olduğu bir organizasyonda dünyaca ünlü Kayısı Islahçısı Prof.Dr. Jean Marc Audergon’un “ Dünyada kayısının anahtarı elinizdeki mevcut gen kaynaklarınızla siz Türklerin elindedir, ona sahip çıkın” demiştir. Bu anahtara böyle mi sahip çıkılır? Bunu da anlamış değiliz.

Sosyal insanların sosyal tesislere ihtiyacı vardır, doğrudur. Ancak unutulmamakta gerekir ki sosyal olmanın temelinde de ekonomi yatar. İlimizde 60.000 çiftçi ailesinin geçim kaynağı olan tarımın her alanına hitap eden bir enstitünün de başka bir alana taşınarak bu hale getirilmesinin bu milletin bir asır daha kaybetmesine sebep olacağı kanaatindeyiz.

Bu bilgiler ışığında oluşan bu durumun Malatya halkına kazandırılmaktan ziyade Malatya halkını kandırmaktan ibaret olduğunu biliyoruz. Malatya’nın mangal yapacak yerden ziyade kendine hizmet edecek bilim yuvalarına ihtiyacı vardır.

Bizim yaptığımız bazı çevrelerin yaptığı gibi spekülasyon değil 70 yılda ülkemize ve Malatya’mıza kazandırılan, ekonomimizin temel taşlarından olan kayısının gen kaynaklarını kaybetmeme mücadelesinin ta kendisidir.

Meydanına Dünya Kayısı Başkenti levhası asılan Malatya’da Malatya’nın öz evlatları tarafından bir başkasına ihtiyaç kalmadan el birliği ile bu levhanın indirilmesine müsaade etmiyoruz ve de etmeyeceğiz”

Sevim, basın mensuplarının “Fabrika veya makine parkı değildir, ibaresini biraz açar mısınız?” sorusunu “Bu arazi hasbelkader seçilen bir arazi değildir. Uzun yılların araştırılması ile seçilen bir arazidir. Buradan alınan fidan veya genlerin başka bir alanda aynı uyumu sağlaması, gerek iklim, gerekse de toprak yapısı açısından aynı uyumu sağlaması pek mümkün değildir. Ayrıca bu merkez de sadece gen çalışması yapılmıyor, toprak ve yaprak analizleri ile çiftçiye hizmet ediyor. Malatya Belediyesi, biz burayı aldık diyor, protokolümüzü yaptık diyor, bu protokolü, kiminle, ne zaman nerede yapmışlar? Çünkü; şu ana kadar resmi olarak bir şey intikal ettirilmiş değildir.” dedi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız