Kara Kuvvetleri Komutanlığına (KKK) bağlı 2. Ordu lojmanlarının da bulunduğu Hava Alayına ait havaalanının mania sahasına(uçuş güvenliği) giren çok katlı yapılara yıkım kararı geliyor. Yapı sektörünün aktörleri (müteahhit- mimar- mühendis) kararın uygulanması halinde yapı sektörünün iflas edeceğini söylerken Malatya Belediyesi üst düzey yetkilileri de konunun çözümü için çaba gösterildiğini bildirdiler.
Malatya Belediyesince özellikle çok katlı yapılara verilen inşaat ruhsatlarında, askeri havaalanının uçuş güvenliğinin göz ardı edildiği ortaya çıktı.
2.Ordu lojmanların da yeraldığı bölgede bulunan ve KKKna bağlı askeri havaalanının uçuş güvenliğini sağlamak için 1997 yılında yapılan ve yapılacak imar planları ile binalara verilecek yaklaşım mesafeleri ve yüksekliklerin de dikkate alınması istemiyle Bayındırlık ve Belediyeler başta olmak üzere yapı ile ilgili tüm birimlere mania planı gönderildiği belirtildi. Bu durum yüksek yapılaşmanın yoğun olduğu ve mania alanında kalan Karakavak, Turgut Özal, Çilesiz, Aşağıbağlar gibi mahallelerde sorun yarattı.
Askeri yetkililer uçuş güvenliğini tehlikeye sokacak olan yüksek yapıların yıkılmasını isterken Malatya Belediyesi yetkilileri de mania planlarının revize edilmesi için girişimler başlattı.
Konu ile ilgili olarak Malatya Belediye başkanı Çakır, Mania planı 1997 yılında yapılmış ve bizlere de bildirilmiş. 7-8 mahalleyi ve 200 bin kişiyi ilgilendiriyor. İlimizin eğimli coğrafik özelliği nedeniyle bazı mahallelere tek kata dahi izin verilemez.. Şu ana kadar da nedense dikkate alınmamış. İnsanları mağdur etmemek için başta Başbakan ve Milli Savunma Bakanı olmak üzere, Garnizon Komutanımız ve diğer tüm yetkililerle görüşmelerimiz sürüyor. Mevcut mania planına göre yapılı olan yüksek binaları bir kısmının yıkılması gerekiyor. Yeni yapılaşmalarda da bina yüksekliklerini mania planına göre verilmesi gerekiyor. Bu durumda yapılan imar planlarının yeniden gözden geçirilmesini gerektirecek. Sorunu çözmek için çalışıyoruz diye konuştu.
ASKERİ HAVAALANLARI MANİA PLANLARI
Türkiye genelindeki Askeri Hava Alanlarının uçuş güvenliğini sağlamak üzere NATO kriterlerine göre hazırlanan mania planları 1994 yılından itibaren imar planlarına işaretlenmek ve yapılaşmalarda dikkate alınmak üzere ilgili kurum ve kuruluşlara gönderildi.
Söz konusu Askeri Hava Alanlarını Sivil Havacılığında ortak olarak kullandığı ve Dünyadaki bir çok ülkede kullanılan kriterler ile standartlığı sağlamak üzere, daha önce üretilen Askeri Hava Alanları Mania planları Uluslararası Sivil Havacılık (ICAO) kriterlerine göre revize edildi. Ayrıca, Uluslararası Sivil Havacılık Antlaşmasının 14 numaralı teknik ekinde yer alan gölgeleme prensibinin ve mania ışıklandırmasının uygulanmasına başlanıldı.
MANİA PLANLARININ ÖZELLİKLERİ
Mania planlarının yapım amacı, uçuş güvenliğini tehlikeye düşürecek yüksek yapılaşmaların kontrol altına alınması ve vatandaşların can ve mal güvenliğinin sağlanması. Dolayısıyla, mania planı, bu plan kapsamında kalan arazilerde yapılacak inşaatların maksimum yüksekliklerini belirliyor.
Mania Planları 3 ana bölümden oluşuyor:
1. Pist : Hava araçlarının iniş ve kalkış yaptığı kaplamalı alan.
2. Pist Uzantısı Tahdit Alanları : Pistin bittiği yerden 60 m lik engelsiz alanlardan itibaren her iki yöne % 2 eğimle 15 km uzunluğunda devam eden yüzey.
3. PİST Yanal Tahdit Yüzeyi : Pistin her iki yanında 6 km devam eden ve eğik yüzey, eğik düzlem ve konik yüzeyden oluşan yüzey.
BELEDİYEYE SORULAR..
1997 yılında uçuş emniyetinin yanı sıra yüksek yapılaşmanın kontrol altına alınması ile vatandaşların can ve mal güvenliğini sağlama amacı ile yapılan mania planlarının o tarihte Malatya Belediyesine de bildirilmesine rağmen;
1- Mania alanında kalan Fahri Kayahan Bulvarı başta olmak üzere imara açılan diğer yerleşim alanlarında H yükseklik serbestisi neden verildi?
2- Son dönemlerde yapılan ve tüm Malatyayı kapsayan Revize İmar Planlarında da H yükseklik serbestisi verildi. Şehir planlamacıları yüksek yapılaşmaya neden izin verdi veya görmezden geldi?
3- Revize İmar Planlarının özellikle mania alanında kalan problemli veya imar durumu alamayacak arsaları temize çıkarma amacıyla yapıldığı iddiaları ne kadar doğru?
