SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Marmaray Rusya'yı Engelledi"!

0
Güncellendi - 2015-12-27 19:38:22
A- A+ PAYLAŞ

Ekonomist Dr. Cemil Ertem, “Başbakan’ın Diyarbakır ziyaretiyle kayıplarımızı telafi edebileceğimiz bir döneme girilmiştir” dedi.

Bilgi Yolu Eğitim Kültür ve Sosyal Araştırmalar Merkezi Derneği (BİLSAM) tarafından düzenlenen “Geleneksel Kültür Kuşağı Konferanslar Dizisi” nin bu haftaki konuğu, ”Türkiye Ekonomisi ve Yeni Eğilimler” konusuyla Ekonomist Dr. Cemil Ertem idi.

Malatya İl Özel İdare Salonu’nda düzenlenen konferans yaklaşık 2 saat sürdü. Konferans öncesi İş adamları ile Akkoza Otel’de bir araya gelen Ertem, özelde Malatya, genelde ise Anadolu’nun ve Türkiye’nin ekonomi gidişatından, yeni piyasa ekonomilerinden bahsetti.

Ertem, "Doğu’da uzun süren bir çatışma ortamı sebebiyle insanlarımızı kaybettiğimiz, ekonomimizin durduğu bir dönemden özellikle Başbakan’ın Diyarbakır ziyaretiyle kayıplarımızı telafi edebileceğimiz bir döneme girilmiştir” ifadelerini kullandı..

“Türkiye’deki ve bölgedeki ekonomik ve siyasi gidişat nasıl olacak? Barış süreci yada çözüm sürecinin önümüzdeki günlere etkisi ne olacak? Bu durumu Malatya gibi önemli doğu illerinin ekonomilerinde nasıl hissedeceğiz? Batı kalkınması uzun bir döneme yayılan bir süreçtir ve yok etme sömürgeleştirme ve ötekileştirme üzerine dayalıdır. Uğradığı yerleri siler süpürür yok eder kendi medeniyetini dayatır ve diğer medeniyetleri yok sayar. Ve bu yok sayma bize ne yazık ki aydınlanma diye anlatılmıştır, medeniyet ve kalkınma paradigması olarak anlatılmıştır. Bu yüzden de yüzümüzü batıya dönmenin medeniyetle kalkınmayla eşdeğer olduğu anlatılmıştır. Medeni olmak yüzünü batıya dönmek bu anlamda bir yok etme hikayesidir de aslında.Ama o yok etme hikayesi şimdi kendi kendini yok ediyor” diyen Ertem, daha sonra özetle şunları söyledi:

“Bütün Türkiye yüzünü Batıya dönerek” Medenileşmiş”tir. Fakat bu paradigma hem Türkiye hem de dünya için değişmektedir. Yeni bir kalkınma paradigması ortaya çıkmaktadır. Bu durum önümüze sonsuz fırsatlar ortaya çıkarmaktadır. Avrupa birliğinin önünde iki süreç vardır.Ya birlik sürecini sona erdirecek ve Almanya merkezli zengin kuzey ülkeleri ulus devletleri olarak devam edecektir. Bunu da Güney Avrupa’yı da kendi sömürgesi yapıp Türkiye’yi dışlayarak yapacaktır ki bu olmamıştır. Ya da hem enerji anlamında hem Pazar anlamında kilit unsurlara doğru genişleyecekti ki birliği bu şekilde kurtarmaktan başka çaresi yoktur. Bu yüzden Avrupa, Türkiye’yi de içine alan bir Doğu genişlemesine yönelmiştir. Avrupa bunu gerçekleştirirken Türkiye’yle ortak çıkarlar doğrultusunda pazarlık masasına oturmak zorundadır, bundan başka çıkar yolu da yoktur .Çünkü Türkiye önemlidir.

Marmaray, İstanbul metrosu değildir.Marmaray, doğudan Çin’den başlayıp Kırgızistan Türkmenistan Azerbaycan ve aşağı ipek yoluna inen büyük Güney Transit Geçiş Yolu’nun devamıdır ve sadece İstanbul’u ilgilendirmemektedir. Türkiye’nin doğusundaki illeri de kalkındıracak bir enerji koridorudur Bu yol İstanbul’dan demiryoluyla Avrupa içlerine kadar gider. Bu yolun alternatifi ise Rusya’nın 1700’lerden beri örmeye çalıştığı Kuzey Transit Geçiş Yolu’dur.Bu Rusya’nın en büyük hayalidir.Rusya Osmanlı’yı devre dışı bırakarak Avrupa’ya ulaşma ve Avrupa’yla bütünleşme hayalleri kurmuştur.Dolayısıyla Marmaray’la Rusya’nın tarihi hesapları da engellenmiştir.

AK Parti döneminde gündeme gelen ancak daha sonra birtakım engellerle rafa kaldırılan yerel yönetimler reformu kabul edilip uygulanırsa hazine arazilerinin değerlendirilmesi ve yerel yönetimlerin kamu ekonomisini geliştirme anlayışı öne çıkacaktır.”

Konferans Dr. Cemil Ertem’in katılımcıların sorularını cevaplandırmasıyla ve kitap imzalamam programıyla son buldu. Ayrıca Ertem’e günün anısına plaket ve kayısı takdim edildi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız