Malatya'da meydana gelen ishal salgını sonrasında Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) tarafından oluşturulan inceleme komisyonu raporunu hazırladı.
Malatya'da meydana gelen ishal salgınını incelemek üzere CHP tarafından oluşturulan komisyonda yer alan Sivas Milletvekili Prof. Dr. Nurettin Sözen, Denizli Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Yaşar Neşşar ve Malatya Milletvekili Muharrem Kılıç, raporu hazırlayarak CHP Grup Başkanlığı'na sundu.
CHP'nin ishal raporunda, Malatya Belediyesi'nin içme suyundaki sorundan dolayı Sağlık Müdürlüğü tarafından Nisan 2005 tarihinden beri uyarıldığı kaydedildi. Raporda 30.09.2005 tarihli Malatya Valiliği Umumi Hıfzısıhha Meclisi kararında içme suyundaki klorlamanın yetersiz olduğunun ve suda kirlilik bulunduğunun belirtilmesine karşın Malatya Valiliği'nin bu konuda görevinin gereğini yapmadığı iddia ediliyor. Raporda, "Bu raporun gereği yapılsaydı belki de bu büyük salgın olmayacaktı" denildi.
Sağlık personelinin bütün olanakları değerlendirerek görevlerini yerine getirmek için büyük çaba sarf ettiği kaydedilen raporda Malatya içme suyunun yaklaşık olarak yüzde 30'unun sızıntı ve patlaklardan dolayı kaybolduğu aktarılıyor. Raporda, "Rota virüsünün Turgut Özal Tıp Merkezi'ndeki laboratuvarlarda saptandığını, laboratuvarların ileri teknolojilere sahip olduğunu öğrendik. Ayrıca kentteki Sevgi Tıp Merkezi'nin de bu virüsü saptadığını öğrendik. Kentte en az 2 laboratuvar olanaklarının bu tıbbi işlemleri yapmaya yeterli olması bilinmesine karşın, materyallerin Ankara Refik Saydam Hıfzısıhha Merkezi'ne gönderilmesini anlamak olanaksız" ifadelerine yer verildi.
CHP'nin inceleme raporunda şu ifadeler yer aldı:
"AKP merkezi ve yerel iktidarı bu olayda sınıfta kalmıştır. Bilgisiz, ilgisiz ve duyarsız kalmıştır. Malatya'ya gitmemişlerdir. Bakan ve Hıfzısıhha Merkezi yetkilileri olayı doğru değerlendirememişlerdir. Salgını küçük ve önemsiz gösterme gafletinde bulunmuşlardır. Üniversite, Sağlık Müdürlüğü, Tabip Odası'na karşın Belediye Başkanı suyu kaynatmadan içmeyi savunmuştur. Başkan'ın ailesi musluk suyunu kaynatmadan içmiş ve eşi tifo olmuştur. Kent su şebekesi sağlıklı değildir. Kentin her noktasında hasta var. Şebeke suyunun kirliliği herkes tarafından kabul edilmektedir. Olaylar bunu kanıtlamaktadır. Arıtma bilimsel değil ve yetersizdir. Şebekelerdeki arızaları ve saptanan arızaları giderme konusunda MASKİ bilgisizdir, yetersizdir. Şu anda bile kirlenme nokta veya noktaları saptanmamıştır. Dolayısıyla da sorun giderilmemiştir. Yerel yönetim, diğer devlet kurumları ile uzman-üniversite işbirliği ve koordinasyon yapmamaktadır. Öğrenci ve yoksullara su, ilaç ve diğer destekler verilmemiştir. Kentteki ihtiyaç sahibi kesimlerin bu salgın dolayısıyla kayıpları giderilmelidir. Özellikle gelişmiş su idarelerinden (İSKİ, ASKİ gibi) yararlanılmalıdır. Arızalar ve kaçaklar saptanarak giderilmelidir. Uzun vadeli su şebekesi rehabilite edilmeli, arıtma ve arıza giderme yöntemleri geliştirilmelidir."
