SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Medeni Kanunun 87. Yılı

0
Güncellendi - 2015-12-27 16:41:00
Medeni Kanunun 87. Yılı
A- A+ PAYLAŞ

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Malatya İl Kadın Kolları Başkanı Güllü Tuncer, “Bugün hala kadına şiddeti, çocuk yaşta evlilikleri, okula gönderilemeyen kız çocuklarını konuşuyorsak Medeni Kanun yürürlükte ancak tam olarak hayata geçirilemiyor demektir” dedi. 

Medeni Kanun'un kabulünün 87. yıldönümü nedeniyle yazılı açıklama yapan CHP Malatya İl Kadın Kolları Başkanı Güllü Tuncer, Akla ve bilme dayanan, laik ve çağdaş, kadın erkek eşitliğini ön gören açık ve anlaşılır olan İsviçre medeni kanununu esas alan medeni kanun 17 Şubat 1926’da TBMM’de kabul edilerek yürürlüğe girdi. Medeni kanunun kabulü Türkiye’yi Çağdaş Hukuk anlayışına taşıyan devrimci bir adım olmuştur. Medeni kanun ile kadın erkek eşit haklara sahip oldu. Kadına boşanma hakkı tanındı, Tek eşle evlilik kuralı getirildi. Evlenme akdi laik bir yapıya kavuşturuldu. Kadınlara istediği mesleğe girme hakkı tanındı. Resmi nikah zorunlu hale getirildi. Evlilik devlet kontrolü altına alındı” ifadelerini kullandı.

“Cumhuriyetle başlayan büyük toplumsal değişimin temeli kadın erkek eşitliğidir. Bunu da Medeni Kanun sağlamıştır” diyen Tuncer, açıklamasını şöyle tamamladı:

“Bugün hala kadına şiddeti, çocuk yaşta evlilikleri, okula gönderilemeyen kız çocuklarını konuşuyorsak medeni kanun yürürlükte ancak tam olarak hayata geçirilemiyor demektir. Biz CHP’li kadınlar olarak 87 yıl önce kazandığımız haklara sonuna kadar sahip çıkmalı ve hayata geçirmek için çaba göstermeliyiz.”

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız