SON DAKİKA
SON DEPREMLER
Orhan Tuğrulca

Mehmed Reşid Efendi (İsmet İnönü'nün Babası)

Mehmed Reşid Efendi (İsmet İnönü'nün Babası)
A- A+ PAYLAŞ

..İnönü’nün Malatya ile hemşerilik bağı tartışma konusu olagelmiştir...

Orhan TUĞRULCA Yazdı       Tarihçi-Yazar otogrulca@hotmail.com

Bitlisli tüccar Sofu Abdulfettah Efendi’nin oğludur.

16 Nisan 1854 yılında (Rumi: 18 Mart 1270/ Hicri: Recep 1270) Malatya’da doğduğu nüfus hüviyetinde yazılıdır.(Tezkire-i Osmaniye)

Malatya Medresesi'nde Arapça Mantık ve Farsçadan da Gülistan’a kadar okumuştur. Adliye Nezareti'nde oluşturulan bir uzman heyetinin huzurunda imtihana tabi tutulmuş ve yüksek dereceden not alarak Sorgu Hâkimliği-yargıç şahadetnamesi (Diploma) almıştır. Türkçe okur-yazardır.

23 yaşında iken 14 Haziran 1876 (21 Cemaziye’l evvel 1293) yılında 500 krş maaşla vekâleten yürütülen Filibe Sancağı Vergi Dairesi'ne üçüncü kâtip olarak atandı. Bu görevde iken 13 Nisan 1877 (29 Rebi’ü’l evvel1294) yılında üçüncü kâtiplikten ikinci kâtipliğe terfi ederek maaşı 750 krş. yükseltildi. Reşid Efendi, 12 Ocak 1878’e kadar (8 Muharrem 1295) burada çalıştı. Ancak burada karşılaştığı bir sıkıntıdan dolayı (sıkıntının ne olduğu belirtilmemiştir) Dersaadet’e (İstanbul) göçmüştür. (Tayin değil)

İstanbul’a geldikten sonra 13 Temmuz 1878 (13 Recep 1295) yılında Kuleli Hastanesi'nde 600 krş. maaşla göreve başlamıştır. 13 Mayıs 1879 yılına kadar burada kâtiplik yapan Reşid Efendi’nin görevine son verilir.(Sebebi tezkerede belirtilmemiştir)

inönübabaBir müddet işsiz kalan Reşid Efendi, 13 Temmuz 1880 yılında daha düşük bir maaşla (400 krş) Aydın Vilayeti Adliyesi'nde hesap memuru olarak göreve başladı. Burada iken 13 Ağustos 1882 yılında (28 Ramazan 1299) 475 krş. maaşla Vilayet Hesap İşleri'ne geçti.

4 Şubat 1883 yılına kadar (26 Rebi’ü’l evvel 1300) burada çalışan Reşid Efendi, aynı tarihte 600 krş. maaşla İzmir Bidayet Mahkemesi (Asliye Hukuk Mahkemesi) İcra Memurluğu'nda göreve başladı. İstinaf Mahkemesi'nin ceza kısmının İcra Dairesi'nde iken 210 adet sim mecidiyeyi (Beyaz Mecidiye) yanlışlıkla eski Hükümet memuru Mihail Efendi’ye vermesinden dolayı hakkında tahkikat yapılmış, söz konusu mecidiyeler geri alınmış ise de bu olaydan dolayı 28 Mayıs 1884 (2 Şaban 1301) yılında 100 krş. maaş ve 500 krş. aidat ile Mukavelat Yazıcılığı görevi ile İzmir’den Foça Kazası Bidayet Mahkemesi Birinci Kâtipliği'ne tayin edilmiştir. Ancak burada da resmi muamelede görülen noksanlıklardan dolayı 29 Ağustos 1885‘te (18 Zilkade 1302) buradaki görevinden de ayrılması icap etmiştir.

Reşid Efendi, 17 Ekim 1885’te (Rumi: 5 Teşrin-i evvel 1301) 400 krş. maaş ve 500 krş. aidatla Denizli Sancağı'na bağlı Buldan Kazası Bidayet Birinci Kâtipliği ve Mukavelat Yazıcılığı'na tayin edildi. Burada 27 ay çalıştı. Reşid Efendi, izinli geldiği İstanbul’da izin süresini aşmış ve 26 Haziran 1889 senesinde Buldan’daki görevinden ayrılmıştır.

Reşid Efendi, 7 Haziran 1890 yılında 700 krş. maaş ile Sivas Vilayeti İkinci Sorgu Hâkimliği'ne tayin olunmuştur. 26 Mayıs 1893 yılında ise Birinci Sorgu Hâkimliği'ne terfi etmiştir. Sivas’ta yaklaşık 8 yıl kalan Reşid Efendi 12 Kasım 1898 tarihinde (27 Cemaziyel ahir 1316) İstanbul Şehremaneti (İstanbul Belediyesi) Evrak Müdürlüğü Muavinliği’ne nakil ve tayin oldu. Bu göreve 27 Kasım 1898 de başladı. (Tezkerede, HİCRİ:13 Recep 1317 tarihi veriliyorsa da bu rakamın yanlış yazıldığını düşünüyorum. Zira bu tarihin Miladi yıldaki karşılığı 17 Kasım 1899 yapıyor ki Reşid Efendi’nin tayin olunduktan yaklaşık bir yıl sonrasına denk geliyor. Tayin olunduktan bir yıl sonra İstanbul’daki görevine başlaması bana mantıklı gelmedi.)

Bu görevde iken 21 Kasım 1899 yılında (17 Rebi’ü’l evvel 1317) Rütbe-i Salise kendisine tevcih edilmiştir.

Reşid Efendi adı geçen evrak müdürlüğünde görevini hakkıyla ifa eder, doğruluk ve dürüstlükten ayrılmadığı tasdik olunmuştur.

ismetpaşababa1Söz konusu belgenin geri kalan kısmında Mehmed Reşid Efendi’nin Aydın Vilayeti İcra Memuru iken (İzmir olması gerekir) sehven “Mihail Efendi” ye ita eylediği 210 mecidiyenin maaşından kesildiği, ancak süregelen hukuki sürecin sonunda suçsuz olduğu ve maaşının tam verilmesi gerektiğine karar verilmiştir. Yine söz konusu bu belgede Reşid Efendi’nin memuriyeti boyunca güzel hizmetlerde bulunduğu ifade edilmektedir.

Devam eden belgede 3 Şubat 1901 yılında (13 Şevval 1318) maaşının 1.150 krş. çıkarıldığı belirtilmektedir. Aynı belgede Reşid Efendi’nin 26 Şubat 1910 (Rumi: 13 Şubat 1325) , 14 Ocak 1913 (1 Kanun-ı Sani 1328) , 27 Ekim 1913 (14 Teşrin-i evvel 1329) ve nihayet 26 Kasım 1913 (13 Teşrin-i sani 1329) yılının kayıtlarında da adı geçmektedir.

Reşid Efendi’nin 37 yılı aşan görev süresi içerisinde yaptığı yer değişikliğini dikkate aldığımızda;
18 Nisan 1854 yılında doğduğu,
14 Haziran 1876 yılında Filibe Sancağı'nda göreve başladığı,
13 Ocak 1878 yılında buradan ayrıldığı,
13 Temmuz 1878 yılında İstanbul Kuleli Hastanesi'nde göreve başladığı,
13 Mayıs 1879 yılında Kuleli Hastanesi'ndeki görevi bıraktığı,
13 Temmuz 1880 yılında Aydın Vilayeti Adliyesi'nde göreve başladığı,
4 Şubat 1883 yılında İzmir Bidayet Mahkemesi İcra Memurluğu'nda göreve başladığı,
28 Mayıs 1884 yılında İzmir Foça Bidayet Mahkemesi'nde göreve başladığı,
29 Ağustos 1885 yılında İzmir Foça Bidayet Mahkemesi'ndeki görevinden ayrıldığı,
17 Ekim 1885 yılında Denizli Sancağı Buldan Kazası Bidayet Mahkemesi kâtipliğine başladığı,
26 Haziran 1889 yılında Denizli Sancağı Buldan Kazası Bidayet Mahkemesi kâtipliğinden ayrıldığı,
7 Haziran 1890 yılında Sivas Vilayeti Sorgu Hâkimliği'ne atandığı,
27 Kasım 1898 yılında İstanbul Şehremaneti (İstanbul Belediyesi) Evrak Müdür Muavini olarak göreve başladığı görülmektedir.

Söz konusu belgede Reşid Efendi’nin, 26 Kasım 1913 tarihinden sonra herhangi bir kurumda görev yaptığına dair malumat verilmemiştir.(1)

Yukarıda Sicill-i Ahvâl’den yararlanılarak biyografisi çıkarılan kişi İsmet İnönü’nün babası Mehmed Reşid Efendi’dir.

Her zaman olduğu gibi yine Malatya tarihi ve kültürü ile ilgili belgelerin gün yüzüne çıkarılması konusunda bizlerin bir adım ötesinde olan üstadımız Sayın Celal YALVAÇ’ın teşvik ve telkinleri ile bu belgeyi araştırmacıların hizmetine sunduğumuz bilinmelidir. Kendisine müteşekkiriz. Kendisine müteşekkir olduğumuz bir diğer araştırmacı Başbakanlık Osmanlı Arşivlerinde yaklaşık 20 yıldır çalışan hemşerimiz Sayın Yunus YİĞİT’tir. Bugün sizinle paylaştığımız bu belge 2013 yılında Malatya Kitaplığı arasında çıkan “Osmanlı Dönemi Malatyalı Devlet Adamları” adlı eserinden aldık. Türkçe transkripsiyonunu Sayın Yunus YİĞİT’in yaptığı bu belgeyi makale formatına dönüştürürken bugünkü Türkçeye birebir tercüme yapmadığımı hatırlatmak isterim. Belgenin son birkaç paragrafında verilen bazı ayrıntıların sadece mahiyetini vermeye çalıştım. Belgeyi daha düzenli bir transkripsiyona tabi tutmak isteyen araştırmacıların Yunus YİĞİT’in adı geçen eserinin 154-156 sayfasına bakmalarını tavsiye ederiz.

Malum olduğu üzere İsmet İnönü’nün Malatya ile olan hemşerilik bağı sürekli tartışma konusu olagelmiştir. Bitlis, İzmir ve Malatya başta olmak üzere çeşitli illerle ilişkilendirilen İsmet İnönü’nün babasının biyografisi ile ilgili olarak ilk defa bu detayda bir bilgiyi paylaşmış oluyoruz. İsmet İnönü’nün dedesi, Bitlisli Tüccar Sofu Abdulfettah Efendi’nin Bitlis’te Kürümoğulları aşiretinden olduğu ve Malatya’ya yerleştiği burada metfun olduğu biliniyordu. Babası Mehmed Reşid Efendi ile ilgilide yine çok az şey biliniyordu. Bu belge ile birlikte Mehmed Reşid Efendi’nin 37 yıl 07 ay 12 günlük devlet memurluğu hayatının ayrıntıları ortaya çıkmış oldu.

Bu makalemizin amacı Reşid Efendi’nin biyografisini çıkarmak değildir. Sadece ilk defa ortaya çıkan bu detaylı bilginin Reşid Efendi’nin eksik olan biyografisine eklenmesi gerektiğine inanıyoruz. İnönü ailesi ile ilgili elde ettiğimiz bu belgeyi araştırmacıların hizmetine sunmak suretiyle aile ile ilgili her seferinde yapılan tartışmaları belki aza indirgemektir. Araştırmacı olarak görevimiz Malatya’da insan ya da mekân ile ilgili ortaya çıkan bilgi ve belgeleri paylaşmak suretiyle bilginin ahlakını kendi sınırları içerisinde tutmaktır.

Ortaya çıkan bu yeni bilgilere çok fazla bir şey eklemeyi düşünmüyoruz. Sadece Mehmed Reşid Efendi ile ilgili bazı bilgilerin sanırım tadil edilmesi gerekir. Bunların en başında Malatya’da Sancaktar mezarlığında medfun olan Mehmed Reşid Efendi’nin sonradan yazılan mezar taşında;
“MALATYALI ABDÜLFETTAH EFENDİ ZADE HARBİYE NEZARETİ MUHAKEMAT DAİRESİ MÜMEYYİZLİĞİNDEN MÜTEKAİD MERHUM HACI REŞİT BEYİN RUHUNA FATİHA TARİHİ VEFATI 8 EYLÜL 1336 (1921)yazılıdır. (Malatyalı Abdüfettah oğlu, Harbiye Nezareti (Osmanlı dönemi Milli Savunma Bakanlığı) Mahkemeler Dairesi Mümeyyizliğinden(kurumdaki ünvanı) emekli merhum Hacı Reşit Beyin ruhuna Fatiha, vefat tarihi 8 Eylül 1336 (1921)

Sonradan yazılan mezar taşında yer alan bu bilgilerden ilk dikkatimizi çeken husus Reşit Efendi’nin Harbiye Nezaretinden emekli olduğu ile ilgilidir. Bu bilginin belgesi varsa yayınlanmalıdır. Aksi halde bu bilginin yanlış olduğu ve tadil edilmesi gereği ortaya çıkmış olacaktır. Zira yayınladığımız belgede, Reşid Efendi’nin en son “İstanbul Şehremaneti (İstanbul Belediyesi) Evrak Müdürlüğü Muavinliğinde” çalıştığı (1913) ancak buradan emekli olduğuna dair bir bilgi verilmemiştir. Ölüm tarihinde de sorun görülmektedir. Rumi 8 Eylül 1336 tarihinin Miladi karşılığı 1921 değil, 1920’dir.

Mehmed Reşid Efendi ile ilgili dikkatimizi çeken bir başka bilgi de İsmet İnönü’nün kızı Özden TOKER veriyor. Malatya’da yaptığı bir konuşmasında “Hacı Reşid Efendi okumak isteyince İstanbul'a gidiyor orada hukuk okuyor'' şeklinde bir bilgi veriyor. Doğrusu bu bilginin kaynağını da merak ediyoruz.

Makalemizi burada bağlarken bir hususu hatırlatmayı gerekli görüyorum.

Ülkemizde bilhassa öne çıkmış devlet adamları ile ilgili çoğu zaman kasıtlı bazen de araştırılmadan kulaktan dolma bilgilerden hareketle biyografiler oluşturulmaya çalışılarak siyasi rakiplerine karşı bir algı oluşturma malzemesi olarak kullanılmaktadır. Mustafa Kemal’in mason olduğu yada Akçadağlı olduğu tartışmalarından tutun İsmet İnönü’nün Ermeni, Yahudi Yezidi yada Kürt olduğu tartışmalarına kadar. Yakın zamanda Cumhurbaşkanlığı yapmış olan Sayın Abdullah Gül’ün aile kökeni ile ilgili tartışmalarda da benzer yaklaşımlar gösterildi. Bugün hala Cumhurbaşkanı olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın aile kökeni ile ilgili yapılan spekülatif tartışmalarda yine bu bağlamda karşımıza çıkmaktadır. Kişilerin etnik kökenleri, dini, mezhebi yada meşrebi ne olursa olsun, bizim açımızdan anlamlı olan şey iddia edilen bilginin sıhhat derecesidir.

Anadolu coğrafyası ile ilgili az çok bilgi sahibi olanlar, etnik ve dini köken tartışmaları tam da bu coğrafya için anlamsız bir tartışma halini almaktadır. Zira iki büyük kıtanın ve farklı kadim medeniyetlerin kesişme noktasında yer alan bu coğrafyada köken tartışmasına girişmek ciddi açmazlarla karşılaşmak demektir. Hele ki elinizde belgeniz yoksa..

Bu bağlamda Malatya yazım geleneğinde güçlü bir ekol vardır,”delilin nedir”, diye.

Bu açmazların aşılması dileği ile…

__________

KAYNAK: -Yunus YİĞİT, Osmanlı Dönemi Malatyalı Devlet Adamları, Malatya Valiliği, Malatya Kitaplığı Yayınları,2013, s.154-156(DH. SAİD.00094,000173/Dâhiliye Nezareti Sicill-i Ahval Komisyonu Defteri: Osmanlı Devlet teşkilatında görev alan memurların, vazifeleri süresince hal tercemelerine konu olan, özel haller veya memuriyet esnasındaki haller, tarihi seyr, ahlak ve gidişat gibi durumların, resmi belgelerin kaydedildiği defterlerin tescili işlemine Sicill-i Ahval, meydana gelen defterlere de Sicill-i Umumi Defterleri adı verilmiştir.(T.C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı Yayın Nu: 108) -Belgede kullanılan Osmanlıca belge; Mehmed Reşid Efendi’nin Sicill-i Osmani’deki Osmanlıca aslı (Yunus YİĞİT’İN Özel Arşivi) -http://basin.inonu.edu.tr/haber.php?id=356

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

6 yorum yapılmış

  • ALİ (7 yıl önce)
    önemli olan kişinin kendını hissetmesı , İNÖNÜ ailesı kendısını malatyalı olarak ifade ediyorlar.
    %100
    %0
    Yanıtla
  • Fevzi (7 yıl önce)
    Orhan hocam makale iyi olmuş. Ancak aynı konunun yeniden derinlemesine araştırılmasında fayda var.
    0
    0
    Yanıtla
  • Hacı (7 yıl önce)
    Türk yurdu Horasandan gelen Kürümoğullarının soyundan 40 kırk yıl Malatya mebusluğu yapmış Türkiye Cumhuriyeti kurucularından İsmet İnönünün Malatyalığını tartışmak Gökhan isimli beylerin haddi olmasa gerek.
    %100
    %0
    Yanıtla
  • Gökhan (7 yıl önce)
    bu yazı ismet inönü ve ailesinin malatyalı oldugu ispatlamıyor SADECE AİLEDEN BİRİNİN (İSMET İNÖNÜNÜN BABASI) malatya da dogdugu ve asıl bitlis li oldugu çıkıyor geri kalan ailenin malatya ile alakası bile yok
    %0
    %100
    Yanıtla
  • MURAT (7 yıl önce)
    Yunus Beyin ellerine sağlık, Mehmed Reşid Efendi’nin sicilini dökmüş, ancak anlamadığım şu: Efendi birçok yerde yüklü miktarda paraları yanlışlıkla başkalarına vermiş sonra geri yerine koymuş, aşağı yukarı 2 senede bir kurum değiştirmiş. Sizce de tuhaf değil mi?. Saygılarımla.
    %100
    %0
    Yanıtla
  • caner (7 yıl önce)
    Köyümüz tarihi ile alakalı da araştırmalar yapan hemşehrimiz ve köylümüz Yunus Bey'e şükranlarımızı sunuyoruz. Çalışmalarında başarılar dileriz.
    0
    0
    Yanıtla

Orhan Tuğrulca yazıları