SON DAKİKA
SON DEPREMLER

‘Mermerciler Hayvancılığın Köküne Kibrit Suyu Döküyor’

0
Güncellendi - 2015-12-27 14:04:40
‘Mermerciler Hayvancılığın Köküne Kibrit Suyu Döküyor’
A- A+ PAYLAŞ

Akçadağ’ın Şed, Karadağ ve Karacadağ yaylalarının yanıbaşında faaliyet gösteren mermer üretim şirketlerinin yaylalardaki su kaynaklarının kurumasına yol açan faaliyetleri küçükbaş hayvan yetiştiriciliği yapan köylülerin sert tepkisine neden oluyor.

Yaylalardaki hayvan yetiştiricileri, ‘Mera ve yaylalarımız büyük şirketlere peşkeş çekiliyor. Hayvanlarımızı otlatacak mera ve yayla bırakılmadı. Bu yetmiyormuş gibi elimizde kalan küçük alanlar da bu mermer fabrikalarının patlattığı dinamitler ve sondaj kuyuları yüzünden tamamen kurumaya yüz tuttu. İçecek bir bardak su bile kalmadı yaylalarda’ şeklindeki sözler ile Akçadağ yaylarındaki vahim tabloyu özetliyor.

Malatya Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birliği’nin Veterinerlik Danışma Hizmeti programının tanıtımı sırasında Akçadağ Şed Yaylası’nda gazetecilere yayla ve meralarda yaşadıkları sorunları anlatan küçükbaş hayvan yetiştiricileri Hasan Şahin ve Mehmet Şahin, bugün Türkiye’de uygulanan hayvancılık politikalarının özellikle küçükbaş hayvancılığı bitirme noktasına getirdiğine vurgu yapıyor.

Toplam bin küçükbaş hayvandan oluşan 2 sürüyü Şed Yaylası’nda otlatan ve yayla mevsimi boyunca aileleri ile birlikte Şed Yaylası’nda yaşamlarını sürdüren Hasan Şahin ve Mehmet Şahin, mera ve yaylaların büyük şirketlere 49 yıllığına kiraya verilmesinin yarattığı büyük sorunlara bir de Akçadağ yaylalarının yanıbaşında üretim yapan mermer şirketlerinin yaylaların ekolojik dengesini alt-üst eden faaliyetlerinin hayvancılığa büyük darbe vurduğunu ifade ediyor.

Mera ve yaylalarda yaşanan sorunlar konusunda duyarlı bir tutum içinde olan ve yaşananlardan zarar gören çevre köylerin tepkilerinin demokratik kanallarla ilgili makamlara iletilmesi için çaba gösteren Hasan Şahin, binlerce dönümlük mera ve yaylaların ‘kiralama’ adı altında 49 yıllığına özel sektöre verilmesine çok sert tepki gösteriyor.

Hasan Şahin bu uygulamanın kiralama olarak adlandırılmasının aldatmacadan başka şey olmadığını vurguluyor ve mermer fabrikalarının yaylalarda yarattığını söylediği tahribatı ve sonuçlarını şöyle anlatıyor: ‘Mera ve yaylalarımız devlet makamları tarafından büyük şirketlere 49 yıllığına kiraya verildi. Buna kira denilmez, bu tam anlamıyla meralarımızın, yaylalarımızın elimizden alınarak büyük şirketlere peşkeş çekilmesidir. Şimdi bir de mermer fabrikalarının yarattığı doğal tahribat yaşanıyor. Bu tahribatın boyutları o kadar büyük ki, hayvanların su ihtiyacı zaten karşılanamıyor artık. Ama daha vahimini söyleyeyim, yolu bir şekilde yaylaya düşen bir insanın bir bardak su ihtiyacını karşılayacak su kaynağı bile kalmadı. Mermer fabrikaları herhangi bir analize, incelemeye, faydası zararı ne olur diye düşünmeden sadece kendi karlarını düşünerek yaylalarımızın ekolojik dengesini alt-üst ediyor. Hergün onlarca defa dinamit patlatıyorlar. Bu patlamalar yüzünden 10 tane pınarımızın su kaynağı kayboldu. Su sondaj kuyuları vuruyor mermer üreticileri. Dinamitler su kaynaklarını kaybettirirken, sondaj kuyuları yaylaların tüm su kaynaklarının mermer üretim alanlarına kanalize edilmesini ve yeraltı sularımızın çekilmesini sağlıyor. Bu durumda mermer fabrikaları yaylaların, hayvancılğın köküne kibrit suyu döküyor adeta. Size içinde yaşadığımız vahim durumu anlatacak tek cümlem var: Hayvanların ve bizim su ihtiyacını çok uzaklardan tankerle getiriyoruz yaylaya, yani bu cennet coğrafyada bir bardak suya muhtaç olduk mermer fabrikaları yüzünden’

Gelinen noktada 50 yıldır yaptığı hayvancılığı bırakmak dışında kendilerine bir alternatif bırakılmadığını söyleyen Hasan Şahin, ‘Çimentosunu sırtımızda taşıdığımız su havuzlarımızın olduğu yaylalar devlet tarafından hukuksuz biçimde elimizden alınarak büyükbaş hayvancılık yapacağı söylenen şirketlere verildi. Bir zamanlar 10 bin küçükbaş hayvanı otlattığımız bu yaylalarda artık bin tane hayvanı bile otlatacak, sulayacak alanımız ve kaynağımız kalmadı. Anlaşılan o ki devlet, tarımla, hayvancılıkla geçimini sağlayan, ülke ekonomisine katkı veren köylüye yaşama hakkı tanımak istemiyor. Çünkü bütün imkânlar büyük şirketlere aktarılıyor. Bize de hayvancılığı bırakmak dışında seçenek bırakılmıyor. Zaten öyle de yapacağım. 500 küçükbaş hayvandan oluşan sürümü bu yıl kesime göndereceğim’ yolundaki sözleri ile küçükbaş hayvan yetiştiricisi köylünün yaşadığı çaresizliği anlatıyor.

'2 Ton Yünü Yakacağım'

Hasan Şahin ile birlikte Akçadağ Şed Yaylası’nda küçükbaş hayvan yetiştiriciliği yapan Mehmet Şahin de en az Hasan Şahin kadar dertli ve eleştirileri çok daha sert.

Mehmet Şahin’e göre, Akçadağ yayla ve meralarında sistematik bir yıldırma politikası ile küçük sermayeli hayvan yetiştiricileri yok edilmek ve büyük şirketlerin insafına terk edilmek isteniyor. ‘Sözde mera ve yaylaların ıslahı adı altında bir program uygulanıyor. Bu nasıl ıslah? Islah ettikleri bir şey yok, yaylalarımızı ve meralarımızı büyük sermayeye teslim ediyorlar. Meralarımızı, yaylalarımızı talan ettiler, etmeye devam ediyorlar’ şeklinde konuşan Mehmet Şahin, mermer fabrikalarının vurduğu sondaj kuyuları yüzünden bir bardak suya muhtaç olduklarına vurgu yapıyor.

Hasan Şahin gibi kendisinin de sürüsünü satmayı planladığını söyleyen Mehmet Şahin, ’50 yıldan fazladır Akçadağ’ın hayvan pazarına et veriyoruz. Malatya’nın et pazarına et hayvan sağlıyoruz. Ama bizi bitirme noktasına getirdiler. Valiliğin denetiminde Malatya İl Mera Komisyonu’nun yaptığı mera kiralama ihaleleri hayvanlarımızı otlatacak otlak bırakmadı. 7-8 yıldan bu yana da mermer fabrikaları yaylaların tüm su kaynaklarını kuruttu. Dünyanın neresinde 5-6 aylık kuzunun kesime gönderildiği görülmüş. Ama ben o kuzuları artık kesime göndermek zorundayım. Çünkü ne otlatılacak alan bıraktılar ne de sulayacak su’ diyor.

Mehmet Şahin, eskiden sadece yetiştirdiklerin hayvanların yünü ile ailelerinin geçimini sağladıklarını belirterek, yünün artık para etmediğini ifade ediyor ve son olarak ‘Geçen yıl 2 ton yünü yaktım bu yaylada. Bu yıl da en az 2 ton yünü yine yakmak zorunda kalacağım. Hükümet her gün hayvancılığa destek veriyoruz diyor. Bu mu destek? Yıllar önce geçimimizi sağlayan hayvan yününü bugün kuruş para etmediği için yakmak zorunda kalıyoruz’ şeklinde konuşuyor. 

Haber-Fotoğraf: Niyazi DOĞAN – Güler HAZAR

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız