SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Meşhur Olmak İsteyen Biri.."

0
Güncellendi - 2015-12-27 16:53:04
A- A+ PAYLAŞ

Malatya'da, Zirve Yayınevi davasının 60. duruşması iki oturum halinde tamamlandı.

Malatya'da, 18 Nisan 2007 tarihinde Zirve Yayınevi'nde çalışan Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske ile Necati Aydın ve Uğur Yüksel'in öldürüldüğü Zirve Yayınevi davasının 60. duruşması, Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. Duruşmaya, olayın tutuklu sanıkları Emre Günaydın, Varol Bülent Aral, Malatya Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger, Binbaşı Haydar Yeşil, astsubay Abdullah Atılgan, uzman çavuşlar Murat Göktürk, Mehmet Çolak, Adil Akçay, İnönü Üniversitesi öğretim görevlisi Ruhi Abat, Levent Ercan Gelegen, Adem Gedik ve Hüseyin Yelki katıldı. Olayın tutuklu sanıkları Salih Gürler, Abuzer Yıldırım, Hamit Çeker ve Cuma Özdemir ise, görüş günleri olması nedeniyle duruşmaya gelmedi. Olayın tutuklu sanığı Orgeneral Hurşit Tolon da, Malatya'daki duruşmaya katılmadı.

Taraf avukatlarının katıldığı duruşmayı, Tilman Geske'nin eşi Suzanna Geske de izledi.

Duruşmada, sanık Varol Bülent Aral savunma yaptı.

Aral'ın savunması esnasında söz alan sanık Emre Günaydın, “Varol Bülent Aral, meşhur olmak isteyen bir adam. Bu davayla yakından ve uzaktan ilgisi yoktur. Ben böyle bir adamı kaale almam. Bu davayla meşhur olmak isteyen bir adam” dedi.

Bunun üzerine söz alan Aral ise, “Senin gibi para için cinayet işlemedim” diye konuştu.

Emre Günaydın’ın avukatı Niyazi Tokmak da söz alarak, Varol Bülent Aral’ın dava dosyasında bulunan 4 klasörde, başkaları hakkında ihbar ve iftiralarla dolu dosyaların bulunduğunu söyleyerek, “Bu insan iftira atıyor. Emre'nin ailesi bu olaydan sonra maddi olarak çöktü. Dava dosyasındaki 4 klasör bu insanın iftiracı olduğunun kanıtıdır” ifadelerini kullandı.

Duruşmada, “4 yıl önce, ben bu dava Ergenekon’a bağlanacak dedim, bağlandı. Demek ki bildiğimiz bazı şeyler var. Arkadaşlarımız çok, derin bağlantılar var. Ama ben derin değilim” diyen sanık Aral, "Yarın öğleden önce bazı şeyleri açıklayacağım" şeklinde konuşunca, mahkeme başkanı Hayrettin Kısa araya girerek, "Yarın eşref saatin mi" dedi.

Emre Günaydın ile Varol Bülent Aral arasında zaman zaman gerginleşen duruşmaya, mahkeme heyetince ara verildi.

3. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki Zirve Yayınevi Davasının 60. duruşmasının ikinci bölümünde sanık Varol Bülent Aral, savunma yapmayı sürdürdü. Dava kapsamında haksız yere tutuklandığını ve aleyhine somut delil bulunmadığını belirten Sanık Aral, "İsimsiz; imzasız ihbar mektupları çöplüktür, çöpe atılmalıdır. İmzasız ihbar mektupları dosyaya konulmamalı.  Mahkemeler delil aşaması değil, yargılama aşamasıdır. Aleyhimde somut bir delil bulunmamaktadır. Tahliyemi ve beraatımı istiyorum” dedi.

Sanık Varol Bülent Aral, “Açlık grevine başladım” deyince araya giren Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa, “Sen nasıl ayakta duruyorsun” diye sorunca, “Şekerli su ve liman içiyorum ki, kafam çalışsın” dedi.

“BİZ DE İLKER ÇINAR’IN YÖNLENDİRİLDİĞİNE İNANIYORUZ”

Mahkemede söz alan emekli Albay Mehmet Ülger’in avukatı Saim Tuğrul, “Gizli tanık, mağarada bulunan silah ile ilgili ifade verirken, olay yerinde Eylül ya da Ekim ayında kar olduğunu söylüyor. Ancak Malatya’da yaşayanlar, bu mevsimde sadece Beydağı’nın zirvesinde kar olduğunu söylüyorlar. Bu durumun meteorolojiden sorulmasını istiyoruz. Sanık ve tanık İlker Çınar’ın misyonerlikle ilgili konferans verdiği illerdeki en az 3 müftünün tanık olarak dinlenmesini talep ediyoruz. Müftülere, bu konferansların TUSHAD talimatı ile düzenlenip, düzenlenmediği sorulmalı. Gizli tanık, bir lokantadan bahsetmektedir. Bu lokantanın sahibi tanık olarak dinlenmeli ve Mehmet Ülger’in o lokantaya gidip gitmediği sorulmalı. Gizli tanığın eski rektör Fatih Hilmioğlu’na suikast düzenleyeceği ifadesi üzerine mahkemede ifade veren Fatih Hilmioğlu, böyle bir olayı doğrulamıyor ve 'Benim güvenliğimi sağlıyordu. Suikast iddiası deli saçması’ diyor. Mahkemede tanık olarak dinlenen Behnan Konutgan, İlker Çınar içen, ‘Kitap ve ifadeleri yazmaya” kapasitesinde olmadığını ve yönlendirildiğini söyledi. Biz de aynı kanaatteyiz. İlker Çınar’ın durumu, eğitimi ve dosyadaki ifade ve dilekçelerini yazabilecek bir kapasitede değildir. Bizde İlker Çınar’ın yönlendirildiğine inanıyoruz” şeklinde konuştu.

“GENELKURMAY TUSHAD KİMLİĞİNİ KABUL ETMEDİ” 

Avukat Saim Turgut, sanık ve tanık İlker Çınar’ın uzman olarak çalışırken, hakkında bölük komutanı tarafından tutulan dosyada, “Sahtekar ve güvenilmez” ifadesinin kullandığını ve maaş günü firardan gelip maaşını aldıktan sonra tekrar firar ettiğinin belirtildiğini aktardı ve bu dosyanın dava dosyasında bulunduğunu, ancak iddianamede yer verilmediğini söyledi. 

Tutuklu sanık Emekli Orgeneral Hurşit Tolon’un avukatı İlkay Sezer’de söz alarak, iddianamede Hurşit Tolon’dan elde edildiği belirtilen CD’lerin arama ve yakalama tutanaklarında yer almadığını, talep ettiklerinde ise gizlilik kararı nedeniyle kendilerine verilmediğini belirtti. TUSHAD adlı kuruluş ile ilgili olarak Genelkurmay Başkanlığı tarafından son yapılan açıklamada böyle bir kuruluşun olmadığının belirtildiğini aktaran Avukat Sezer, Genelkurmay Başkanlığı’nın sanık ve tanık İlker Çınar’dan elde edilen TUSHAD kimliğinin, askeri kimlik yönetmenliğine uymadığının da belirtiliğini aktararak, mahkemeye son gelen belge ve dosyalarda hakkında hiçbir delil bulunmadığını belirttiği  sanık Hurşit Tolon hakkında tahliye talebinde bulundu.

GENELKURMAY VE MİT’TEN TUSHAD TALEPLERİ 

Mağdur avukatlarından Erdal Doğan tarafından mahkemeye sunulan talep dilekçesinde ise “MİT Müsteşarlığından dosyamızın 2.ek iddiannamesi eklenerek iddianamede yer alan Genelkurmay Başkanlığı Özel Kuvvetler Komutanlığı/Özel Harp Dairesi bünyesinde oluşturulan TUSHAD adlı yapılanma ile ilgili tüm bilgi ve belgelerin ve yine iddiannamede iddia edildiği üzere göre TUSHAD adlı yapının kurucu ve yöneticisi olarak ismi zikredilen emekli orgeneral Ahmet Hurşit Tolon'un TUSHAD ve Özel Kuvvetler Komutanlığı/Özel Harp Dairesi ile ilişkisine dair kendi kurumlarındaki mevcut bilgilerin Mahkeme'ye gönderilmesi talep ediyoruz. Aynı talebin Genelkurmay Başkanlığı Özel Kuvvetler Komutanlığından da talep edilmesi talep ediyoruz. MİT Müsteşarlığından iddiannamedeki yer alan Özel Kuvvetler Komutanlığı/Özel Harp Dairesi bünyesinde oluşturulan sivil ve resmi görevli kişilerden oluşan Beyaz ve Siyah Kuvvetlere dair yapılanmasının Malatya başta olmak üzere Malatya ile yakın ilişkisi olabilecek diğer illerdeki (iddianname bağlamında İstanbul, Trabzon, Ankara, Kayseri, Mersin gibi illerin) görevlendirilen kişilerin isim ve konumlarının bildirilmesi ve aynı talebin Genelkurmay Başkanlığı Özel Kuvvetler Komutanlığından da talep edilmesi istiyoruz” dedi.

MİT’TEN CİNAYET ÖNCESİ DUYUMLARIN SORULMASI TALEP EDİLDİ 

MİT’ten Zirve Yayınevi cinayetleri öncesinde varsa yapılan tespit ve bilgilerinde mahkemeye gönderilmesini istediklerini aktaran Av. Erdal Doğan, “MİT Müsteşarlığından öncelikle Mahkemenin mevcut yargılama konusu olan Zirve Yayınevi çalışanlarının katledilmesine ilişkin olmak üzere Malatya'daki Hıristiyan topluluğa yönelik olabilecek saldırı, cinayet gibi eylem hazırlıklarının yapıldığını ilişkin olmak üzere eylemler öncesi kendilerinin ulaştıkları veya tespit ettikleri bilgileri önlem alınması hususunda Malatya'daki ilgili emniyet birimlerine ya da ilgisi olabilecek diğer kurumlara bildirmişler midir? Bildirmişlerse İl Emniyet Müdürlüğü'nün ya da ilgisi olabilecek diğer kurumların hangi birim veya birimlerine ne zaman ve hangi içerikte bildirdikleri hususundaki bilgi ve belgelerin Mahkemeye gönderilmesi için müzekkere yazılması talep ediyoruz” şeklinde talep de bulundu.

KOZMİK ODA BELGELERİ İSTENDİ 

Ankara’daki Kozmik Oda operasyonu sonrasında elde edilen bilgile ve belgeler arasında zirve Yayınevi ile ilgili belge ve bilgilerinde istenmesini talep eden Av. Erdal Doğan, “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın TMK 10.madde ile yetkili Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili'den kamuoyunca Kozmik Oda olarak bilinen yürüttüğü soruşturma kapsamında Özel Harp Dairesi/Özel Kuvvetler Komutanlığı'na bağlı kozmik odada yapmış olduğu arama ve araştırma sonucunda dosyamızı yakından ilgilendiren TUSHAD adlı yapılanmaya dair elde ettiği bilgi ve belgelerin özel bir dosya olarak hazırlanarak Mahkemeye acilen gönderilmesi hususunda müzekkere yazılması talep ediyoruz. Aynı şekilde  Cumhuriyet Savcılığından iddiannamede yer verilen sözkonusu TUSHAD adlı yapının kurucusu ve yöneticisi iddiası ile sanık olarak yargılanan emekli orgeneral Ahmet Hurşit Tolon hakkındaki hem TUSHAD adlı yapı hem de Özel Harp Dairesi/Özel Kuvvetler Komutanlığı yapılanması ile ilişki, konum ve görevlerine dair dosyamızı ilgilendirebilecek hususlarda ulaştığı tüm bilgi ve belgelerin Mahkeme dosyasına gönderilmesini talep ediyoruz” dedi.

KOD İSİMLER SORULDU 

Av. Erdal Doğan’ın diğer talepleri şu şekilde; “Genelkurmay Başkanlığı Özel Kuvvetler Komutanlığından Mahkememiz dosyasına TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu Başkanlığına MİT tarafından gönderilmiş 290 sayfa tutarındaki belgede Beyaz ve Siyah Kuvvetler olarak ismi zikredilen kişilerden bazılarının kod numaraları ya da sicil numarası verilmiş olmasına rağmen bu kişilerin isim ve soy isimleri gizlenmiş ve X olarak belirtilmiştir. Kod numaraları belli olan bu kişilerin dosyamızı yakından ilgilendirebileceği ihtimaline binaen ilgili komutanlıktan ismi saklanan kişilerin isim ve soy isimlerinin Mahkeme'ye bildirilmesi için sorulması talep ediyoruz.  Dava sanıklarından Ruhi Abat'ın hem tanık hem de sanık olarak vermiş oldukları beyan ve savunmalarında bir dönem görev yapmış olduğu İnönü Üniversitesi Strateji Araştırma Merkezi'nin ne zaman, hangi amaçla kurulduğunu ve hangi çalışma yöntemleri çalışma yürüttükleri ve bu yönde ürettikleri çalışmaların listesi ile faaliyetinin devam edip etmediğinin İnönü Üniversitesi Rektörlüğünden sorulmasına, ayrıca sanık Ruhi Abat'ın ilgili kuruma kimlerin referansı ile ne zaman çalışmaya başladığı, hangi çalışmalarda görev aldığı, ortak çalışma yürüttüğü kişilerin olup olmadığının sorulmasını talep ediyoruz. Malatya İl Emniyet Komisyonun 2004 ile 2009 yılları arasında yapmış oldukları toplantı tutanaklarının bir örneğinin Mahkememiz dosyasına gönderilmesi için müzekkere yazılması talep ediyoruz.”

Mahkeme heyeti, talepleri aldıktan sonra duruşmayı 8 Mart Cuma gününe erteledi. Mahkeme heyetinin 61. duruşmada ara kararları vermesi bekleniyor. 

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız