SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Mevlana'yı Anlamamız Lazım"

0
Güncellendi - 2015-12-28 02:31:50
A- A+ PAYLAŞ

İnönü Üniversitesi Rektörlüğü tarafından düzenlenen "Mesnevî'den Pedagojik Perspektifler" başlıklı konferansta Türkiye Gazetesi yazarı ve Yıldız Teknik Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Süleyman Doğan, Mevlana’dan pedagojik perspektifler aktardı. 

Hoca Ahmet Yesevi Salonu'nda gerçekleştirilen etkinliğe İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.

Konferansta konuşan Doç. Dr. Süleyman Doğan, büyük şair ve mutasavvıfı Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin hayatı, fikir ve düşünce yapısı hakkında detaylı bilgiler verdi. Mevlana'nın hem Batıda hem Doğuda adından söz ettirdiğini vurgulayan Doğan, Mevlana'nın eserlerinin bilinilirliği üzerinde durdu. Mevlana'nın çok iyi bir pedagog, Mesnevîi'nin ise bir ahlak ve pedagoji kitabı olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Süleyman Doğan, konuşmasında, Mesnevi'deki kıssalarda yer alan eğitim ve hoşgörü ile ilgili telkinlerin günümüzde de geçerliliğini koruduğunu belirtti. Hz. Mevlana'nın bu eserinin günümüz meselelerine ışık tuttuğunu, çözümler getirdiğini, kabul görmüş öğrenme metotlarına uygunluğunu anlatan konuşmacı şunları söyledi:

"Mevlana'nın kaynağı ilahidir. Kendisi 'insanlık ailem, bütün gök kubbe de evim' demiştir. Goethe bu sözü ile Mevlana'yı bir dünya vatandaşı olarak nitelemiştir. Bütün Batılı filozoflar Mevlana'dan büyük bir zat olarak bahseder. Mevlana 3A olarak formüle ettiğim Allah, Alem ve Adem kavramlarını çok iyi anlamış ve çok iyi analiz etmiş, buna göre bir toplum inşa etmek için varını yoğunu sarf etmiştir. Aslında dünyanın meselesi insanlık meselesidir. İnsanlık meselesi hallolursa bütün meseleler halledilecektir. Çünkü insanlık bütün insanlık aleminin meselesidir. İnsan ise olmuş bitmiş bir varlık değil bir olgunlaşma meselesi olan varlıktır. Mevlana bütün insanlığa bir proje olduğu için Batılılar onun peşinde koşuyorlar. Niye Mevlana'ya, Yunus'a koşuyorlar. Kaynakları ilahi kaynaktan bir parça olduğu için koşuyorlar. Mevlana, insanın en uzun yolculuğu içine yaptığı yolculuktur, diyor. Yaşadığı Anadolu topraklarında yeni bir kimlik ve kişilik oluşturuyor. Bu kimlik ve kişilik şefkatin, merhametin, hoşgörünün kişiliği ve kimliğidir. Bir Anadolu kimliğidir. Kuşatıcı bir kimliktir, dinden neşet eden yeni bir medeniyettir." Mesnevi'deki pedagojik metodu örneklerle anlatan Doğan, Mevlana'nın en büyük metodunun gözlem metodu olduğunu belirterek, "Mevlana diyor ki, görmez misiniz kar taneleri düşer de yere, hiçbiri birbirinin ayağına basmaz. Hepsi bir sükûnette yere rahatlıkla düşer. Ne oluyor insanoğluna ki, neyi paylaşamıyor? Gözlem metodunu insanı anlatmak için öne çıkarıyor. Kendini gözleme, kendini anlama, kendini tanıma, kendine yön verme ve nefis mücadelesi. Gözlem metodu, bugün bütün bilimlerde esastır. Önce doğru gözlem, doğru ölçüm, doğru değerlendirme.Doğru gözleyemezseniz doğru ölçemezsiniz. Doğru ölçemezseniz doğru değerlendiremezsiniz. Bu birçok bilimde böyledir. Diğer yandan Mevlana, 16. yüzyılda yaşamış Descartes'in metodik şüpheciliğini çok önceden anlatmıştır" dedi. 

Doğan şöyle devam etti: 

"Mevlana pedagojisi Bayburt'ta da gördüğüm gibi hep iyi, güzel ve sevgi üzerine bakar. Batıdaki Polyannacılık Mevlana'dan çalmadır. Mevlana pedagojisi tamamen güzellikle bakar ve der ki, disiplin dıştan verilen bir zorlama değil içte oluşan bir yapıdır. Bu yapı da göstererek ailede başlar, okulda devam eder. Mevlana'nın eğitim anlayışı itidale dayanır. Bunun için kerpiç örneğini verir. Kerpice çok su verirseniz kerpiç olmaz, ayarında su vereceksiniz, der. İşte bunun için öğrenciye ayarında ve kararında bireysel, zihinsel ve fiziksel gelişimini ele alarak eğitim verilmelidir. Senin görevin çocuk eğitimi ise onun diliyle, onu anlayarak konuş, asıl sorun oradadır. Asıl olan öğrenendir. Mevlana pedagojisinde öğrenci baldır, öğretmen ise süttür. Bal süte karıştığında sütleşir. Ahlaki manada öyle bir münasebet olmalı ki, öyle bir numune-i timsal olmalı ki, öğretmen de öğrenci de ona uysun. O bir model olsun. Yine Mevlana'da istidat, kabiliyet kapasiteyi önceler. Dolayısıyla Mesnevi'yi, Mevlana'yı çok iyi anlamamız lazım. Çünkü bizim topraklarımızda ve bizim insanımızda yoğrulmuş bir kültür birikimi ve hazinesiyle beraber bize dönüyor bu bilgiler. Bu da bize mutluluk veriyor."

Bir saat süren konferans sonunda İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik, Doç. Dr. Süleyman Doğan'a İnönü Üniversitesinin '40. Yıl Etkinlikleri' anısına hazırlanan kristal plaket ve hediye paketi takdim etti. Konferanstan sonra ise Doğan, kitaplarını imzaladı.

Konferanstan önce ise Türkiye Gazetesi Yazarı ve Yıldız Teknik Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Süleyman Doğan, Rektör Prof. Dr. Cemil Çelik '40. Yılda 40 Proje" kapsamında tamamlanarak hizmete giren Bilgeler Yolunu gezdi. Doğan, burada yapılan taş heykeller hakkında bilgi aldı.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız