SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Millet Hükümetime Sahip Çıkıyor"

0
Güncellendi - 2015-12-27 20:51:24
A- A+ PAYLAŞ

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'yi yönetme iradesini hiçbir sermaye grubu, örgüt ve medya patronu ile paylaşmadıklarını söyledi.

Erdoğan, “Son haftalarda köşelerinden milleti yeniden aşağılamaya başladılar. Sivas, Yozgat, Afyon, Kütahya’da toplanan mahşeri kalabalığı koyun sürüsü olarak niteleyecek kadar edebini yitirenler var. 68 yıldır açılan her sandıkta milletten tokat yediler ama kendilerine gelemediler. Küçük zihinleri ile bunu anlayamadılar, millet artık bunların ciğerini okuyor” dedi. 

TBMM’de partisinin grup toplantısında konuşan Başbakan Erdoğan, sözlerine başlarken Hocalı katliamını hatırlattı. 26 Şubat’ta Hocalı katliamının üzerinden 22 yıl geçtiğini belirten Başbakan Erdoğan, “1992’de Ermenistan kuvvetleri Karabağ’da insanlık dışı katliamlara imza attı. Bu katliamların en büyüğü Hocalı kasabasında yapıldı. Hayatını kaybedenler Azerbaycan’ın evlatları olduğu kadar bizimde evlatlarımızdır. Hocalı’da katledilen şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. İstanbul’da Hocalı katliamını protesto eden bir grubun ırkçı sloganlar atmasını kınıyorum. Karabağ’ın meşhur davasına zarar verecek ırkçı söylemlerden herkesin sakınması gerek” diye konuşu.

Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın ölümünün 3. Yılı nedeniyle anan Erdoğan, merhum eski Başbakan için “Mekanı cennet olsun” dedi. Erdoğan, 28 Şubat müdahalesinin 17. yıldönümü olduğunu ve 28 Şubat döneminin millete verdiği zararı anlattı. 28 Şubat’ın sulandırılmak istendiğini belirten Erdoğan, “28 Şubat müdahalesinin 17. yıldönümü. 28 Şubat Müdahalesi özellikle ekonomiye vurduğu darbe ile 2001 krizinin oluşumuna hazırladığı zemin ile yetimin hakkını, milletin istikbalini, Türkiye’nin kazanımlarını heba eden bir girişim olarak hafızalardan silinmeyecek. 28 Şubat müdahalesi ile ilgili açılan dava meseleyi sulandırmaya 28 Şubat’ı küçümsemeye doğru gidiyor. Yargıdan daha önce aziz milletimiz bu müdahale ile ilgili kararı vicdanında verdi. 28 Şubat’ta milletimize bu zulmü yapanların normal şartlar altında sokağa dahi çıkacak yüzlerinin olmaması gerekir. Özellikle bu günlerde bu kişilerin, bu çevrelerin bırakın yüzlerinin kızarmasını utanmazca yeni bir darbe girişimine omuz verdiklerini görüyoruz. 28 Şubat’ın o malum işveren örgütleri pişkinlik içinde son darbe girişimine destek vermeye başladı. Bu ülkede defalarca darbe yaşamış, darbelere verdikleri destekler tarihlerine kara bir leke olarak yapışmış partilerde bir kez daha darbeden medet ummaya başladılar. 1946 yılından bu güne kadar Türkiye’de siyaset merkezli tartışmaların tamamı ‘Türkiye’yi kim yönetecek’ sorusu etrafından tartışılmıştır. Türkiye’yi kimin idare edeceği tartışılıyor. Gazi Mustafa Kemal 1920’de, işin en başında Türkiye’yi kimin yöneteceğini tartışmaya mahal bırakmayacak şekilde ortaya koymuştur. Türkiye’yi seçip TBMM’ye gönderdiği vekiller eliyle milletin yöneteceği karar altına alınmıştır. 1950 yılına kadar bu karar uygulanmadı. CHP seçimlere tek parti olarak girdi. 2 defa çok partili seçim denendi. Açık oy, gizli tasnif ile kazanan yine idare fırkası, CHP oldu. Menderes’in iktidara nasıl yürüdüğünü unutmayın. ‘Yeter söz milletindir’, milletin hür iradesi sandığa yansımış, demokrasi millet iradesi olarak tecelli etmeye başlamıştı. 1960’da birileri çıktı ne dediler, ‘Türkiye’yi millet yönetemez, biz yöneteceğiz’ diyerek yönetime el koydular. 12 Eylül’de, 28 Şubat’ta aynısını yaptılar. Her bir müdahalede milletin elinden yetkisini alıp Türkiye’nin yönetimine el koydular. Yönetime el koyanlar iktidarlarını başka çevrelerle paylaştılar, iş dünyası, medya, belli sivil toplum örgütleri ile elitlerle, seçkinlerle, çetelerle paylaştılar. CHP ile statüko partileri ile paylaştılar. İktidarı millet ile asla paylaşmadılar. Siyasetin üzerine ihdas ettikleri kurumlarla, yargısal kurumlarla millet iradesini hep dar bir kesimde tuttular. Biz bu kısır döngüye itirazımı dile getirdik, ‘yeter, söz de karar da milletin’ dedik. Biz Türkiye’yi kim yönetecek sorusuna kesin ve net bir cevap verdik, ‘millet’ dedik. 1920’de ifade edildiği gibi ‘Türkiye’yi sadece millet yönetir’ dedik. Türkiye’yi yönetme iradesini hiçbir sermaye gurubu, örgüt, medya patronu ile paylaşmadık. AK Parti ile millet bir defa daha iktidara gelmiştir ve yönetime el koymuştur. Hiç kimse milletten bu iradeyi alamaz” şeklinde konuştu.

“Şuanda eski bir tartışmayı, üzeri küllenmiş tartışmayı canlandırmak isteyenler var” ifadelerini kullanan Başbakan Erdoğan, ‘Türkiye’yi kim yönetecek’ sorusunu tekrar gündeme taşıyıp milletin iradesini gasp etmeye çalışanlar olduğunu ifade ederek, “Bunların utanmaz, hayasız, yüzsüz olduklarını söylemiştim. Son haftalarda köşelerinden milleti yeniden aşağılamaya başladılar. Sivas, Yozgat, Afyon, Kütahya’da toplanan mahşeri kalabalığı koyun sürüsü olarak niteleyecek kadar edebini yitirenler var. 68 yıldır açılan her sandıkta milletten tokat yediler ama kendilerine gelemediler. Küçük zihinleri ile bunu anlayamadılar, millet artık bunların ciğerini okuyor. Attıkları her manşetlerdeki o maksadı millet çok iyi görüyor. Bu aziz millet bunlarla iktidarlarını asla paylaşmak istemiyor. Siz bu milletin seçilmiş Başbakanını astınız, bu millet sizi asla affetmeyecek. O eski günler de artık geride kaldı. Bu aziz millet artık iradesine sahip çıkıyor. Ben siyasi hayatımda Sivas’ı, Yozgat’, Afyon’u böyle görmedim. Bambaşka bir coşku, Kütahya’da aynı, millet artık kabına sığmıyor. 30 Mart yeni bir milat olacak. Millet iftiralara itibar etmiyor. Millet bunların hakaretlerine itibar etmiyor” açıklamasında bulundu.

Başbakan Erdoğan’ın konuşması partililer tarafından sık sık kesilirken, partililer Nurullah Genç’in “Yiğidim” isimli şiirini hep bir ağızdan okudular.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün yayınlanan tapelere ilişkin, kendilerinin yaptığı bir piyesi servis ettiklerini söyledi. Erdoğan, "Ben haftalardır bir çağrıda buluyorum, 'Eteğinizde ne varsa çıkarın' diyorum ama bunlar gidiyor edepsizce montaj yapıp bunu servis ediyorlar. Uydurun da uydurmanın da bir ahlakı ve edebi var" dedi. 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, "Bugün olduğu gibi millet hükümetime ve partisine sahip çıkıyor. 17 aralık komplosu millet iradesini kastetme komplosudur. 12 yıldır AK Parti döneminde milletle iktidarı paylaşamayanlar son bir hamle yaparak bir kez daha milletin sofrasına ortak olmak istemişlerdir. İşte biz buna 'dur' dedik. Terör lobisi, savaş lobisi sona ermek üzere olan terör nedeniyle rahatsızdı. Sermaye rahatsızdı eskisi gibi tekel oluşturamıyor, Türkiye içinde alternatifsiz güç olarak istediklerini yapamıyorlardı. Başka rahatsız olanlar da vardır. Türkiye'nin mazlumların yanında durmasından, Filistin, Gazze demesinden, Rabia demesinden, Şehit Esma demesinden rahatsız olanlar vardı. Milletin iktidarda olmasından rahatsız olan bir de vaiz lobisi vardı. Devletin içinde bir ur gibi çoğalmaya devam eden, şantajları komploları ortaya çıkan vaiz lobisi de milletin iktidarından rahatsızdı. 17 Aralık'ta bütün bu rahatsızlar biraraya geldiler. Milletten yüz bulamayanlar lobisi, 17 Aralık'ta bir kez daha bir araya geldiler, ittifak yaptılar. İşte bunlar 'Türkiye'yi biz yöneteceğiz' diyorlar, biz de diyoruz ki 'Hayır Türkiye'yi millet yönetecek'. Var olduğumuz sürece. Milletin iradesini bunlara teslim etmeyecek, milletin iktidarını asla bunlarla paylaşmayacağız" dedi.

Başbakan Erdoğan, "Kendilerinin yaptığı bir piyesi servis ettiler. Ben haftalardır bir çağrıda buluyorum, 'Eteğinizde ne varsa çıkarın' diyorum ama bunlar gidiyor edepsizce montaj yapıp bunu servis ediyorlar. Uydurun da uydurmanın da bir ahlakı ve edebi var. Şimdi, bir hafta 10 gün içerisinde onların karşıtlarının aynı şeklide biz de bu teknolojiden hareketle sizlere izleteceğiz. Farklı bir şeklide biz de sizlere izleteceğiz. Senaryo yazmak çok zor birşey değil. Dün Başbakanlık'tan gereken açıklama yapıldı. Yapılan Türkiye Cumhuriyeti ve Başbakana alçakça bir saldırıdır. Recep Tayyip Erdoğan'a değil, AK Parti Genel Başkanına değil, bu Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanına yapılmıştır. Biz, bunu kimsenin yanına bırakmayacağız" ifadeleri kullandı.

"7 bini aşkın bu ülkenin değişik kesimlerinden sadece kendi kesimleri hariç bütün insanları nasıl dinlediklerini gördük" diyen Başbakan Erdoğan, "Bunların hepsi şantaj dosyalarıdır. Vakti zamanı gediğinde bu insanların karşısına çıkaracak dosyalardır. Ey CHP, sizin kaset siyasetiniz AK Parti'ye sökmez ve sökmeyecek. Türkiye Cumhuriyeti, bu ihanete bu alçakça saldırıya asla teslim olmaz ve olmayacak. Dün akşam CHP ve MHP yöneticileri olağanüstü toplantılar yapmışlar. Niye montaj var ya oradan birşey çıkarabilir miyiz? Sandıktan çıkamıyoruz, darbe de olmuyor bari bu okyanus ötesinden atılan yemle idare edebilir miyiz? Aç tavuk kendi darı ambarında görüyor ya, bunlar kendilerini darı ambarında görüyorlar, avuçlarını yalarlar. Bizi buraya millet getirdi, sadece millet götürür" şeklinde konuştu.

"CEVABINI VEREMEYECEĞİMİZ HİÇBİR İDDİA YOK"

Bütün iddialara, bütün iftiralara tek tek cevap vereceklerini belirten Başbakan Erdoğan, "Süreç akla karayı ortaya çıkarıyor. Cevabını veremeyeceğimiz hiçbir iddia yok. Ne ben ne AK Parti teşkilatı gündem değiştirme tuzağına düşmeyecek. 30 Mart'a kadar bunları hiç umursamayacağız. Bu saldırı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Başkanına yapılan bir saldırı değildir. Bu saldırı, Türkiye Cumhuriyeti ve onun Başbakanına yapılan saldırıdır" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, "Hiçbir şeyden korkumuz yok. Hiçbir ülkeden, hiçbir ülkede kurulan tezgahtan, hainden korkumuz yok. Bizimle bir hesabı olan varsa 30 Mart'ta gelsin bunu sandıkta görüşelim. Açık şekilde demokrasiye, istiklalimize bir saldırıdır. Bu bir istiklal mücadelesidir. İstiklal için canımızı ortaya koymaktan da bir an bile vazgeçmeyeceğiz. İstedikleri montajı üretsinler, son sözü millet söyleyecek, son kararı millet verecek" dedi.

"VAİZ LOBİSİ, YARGI VE EMNİYETLE VURACAKTI"

17 Aralık'ta yargı ve emniyet içindeki bir örgüt ile milli kurum ve değerlere açık bir saldırının yapıldığını anlatan Erdoğan, "Aslında hesapları şuydu, 17 aralık ardından 25 Aralık saldırısıyla siyaseti yeniden tanzim edecek bir kez daha yönetime el koyacaklardı. Bütün hesaplarını böyle yapmışlardı ama bunlar tutmadı. Vaiz lobisi, yargı ve emniyetle vuracaktı. Manşetler ve televizyonla kuracaktı. Sosyal medyada kuracakları robot lobisi tweetlerle kuracaktı. Faiz lobisi açıklama yaparak ekonomi kötüye gidiyor, uluslararası lobi de sağdan soldan açıklama yaparak vuracaktı. CHP ve MHP güya siyasetin içinde gibi görünecek onlar da siyaseten vuracaktı. AK Parti içindeki bazı tuzluklara emir verecek onlarda sırttan vuracak ve hançerleyecekti. Kendilerince planları kusursuzdu. 17 Aralık'ta harekete geçtiler, herkes senaryosunu oynadı. Birşeyi unuttular onların bir tuzağı varsa Allah'ın bir tuzağı var. Hesapları, tuzakları, oyunları, senaryoları altüst oldu. Aradan 2 ay geçmiş olmasına rağmen 'yanlış yaptık' demeyi gururlarına yediremiyorlar" ifadelerine yer verdi.

"BU DARBE GİRİŞİMİ HESAPSIZ KALMAZ, KALMAYACAK"

"Bu darbe girişimi hesapsız kalmaz, kalmayacak" diyen Erdoğan, "27 Mayıs hesapsız kalmış olabilir. 12 Eylül yargıya intikal etmiş olabilir. 17 Aralık darbesi inşallah o kadar gecikmeyecek. Önce millet sonra yargı bu darbe girişiminin hesabını mutlaka soracak. Dün iki gazetede tarihimizin iki büyük dinleme skandalı deşifre edildi. Bur dosya içinde her siyasi partiden 2 bin 287 kişiyi dinlemişler. Bu liste sadece bir dosyaya, buna benzer daha binlerce dinleme klasörünün olduğu tahmin ediliyor. Bakanlarımız, genel başkan .yardımcılarımız, danışmanları, bürokratları, gazetecileri yıllarca dinlemişler. 3 yıl asgari. Birbiriyle alakalı olmayan insanları sözde terör örgütü altına koyup yıllarca insanların özel hayatlarını dinlemişler. HSYK son değişimi İstanbul'da yapmamış olmasaydı bunlar ortaya çıkmayacaktı. Bu değişim neticesinde gerçek ortaya çıktı."

Başbakan Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti: "Biz niye İnternet Yasası'nı getirdik önünüze, bunun için getirdik. Niye MİT'le ilgili düzenlemeyi getirdik önümüze işte bunun için getirdik. TÜBİTAK'ta yeni bir yapılanmaya bakanımız şu an gidiyor. Devletin kriptolu telefonlarını bile oradan dinliyorlar, bunlar bu kadar alçak. Bir Cumhurbaşkanı Başbakanıyla, Başbakan Bakanlarıyla konuşamaz. Konuştuğu an dinlenir. Merkez orada. Hemen kendi gazeteleriyle bunu farklı yöne çekmeye çalıştılar. Bunlarla ilgili yasal süreci işleteceğiz. Bunlar bu şekilde kalamaz. Kaldığı sürece ailelerin mahremi diye birşey, devletin mahremi diye birşey kalmaz." 

Partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada paralel yapıya karşı CHP ve MHP’nin ses çıkartmadıklarını belirten Başbakan Erdoğan, “Dün gün boyunca darbeci medyadan ses çıkmadı. 17 Aralık darbesinin figüranı olarak gazetecilerden, yazarlardan çıt çıkmadı. CHP, MHP bu büyük skandal karşısında çıkıp ciddi bir iki cümle bile kuramadı. Neden susuyorlar, neden konuşmuyorlar? Bu dinlemelerin arkasındaki paralel örgüte neden bir çift laf söylemiyorlar. Üç maymun oyunun daha men kadar sürdürecekler? Bu dinlemelerin arkasındaki paralel yapının ele başı bir açıklama yaptı. Bütün o gazeteler manşetten haber verdi, paralel yapının elebaşı çıkmış ‘biz yapmadık’ diyor. ‘Kapalı kapıların ardındakini duyduk’ diyen siz değil miydiniz, elinizde buna benzer başka vak'aların olduğunu itiraf eden siz değil misiniz? Bizim dışımızda başka bir siyasi parti çıkıp ‘sen bu haberleri nasıl alıyorsun, bu bilgileri sana kim nasıl ulaştırıyor’ diye sormayacak mı? Buradan yargıya sesleniyorum, bu suç itirafını daha ne kadar duymazdan geleceksiniz, bu röntgenciliğin hesabını daha ne kadar erteleyeceksiniz? CHP’ye sesleniyorum, senin genel başkanınla ilgili o ahlaki olmayan görüntüleri de veren bunlar daha ne kadar sessiz kalacaksınız? Sayın Baykal sana da sesleniyorum, bütün bu olanlardan sonra sen daha neyi bekleyeceksin. Aynı şeyi MHP’ye de söylüyorum, sizin genel başkan yardımcılarınız veya grup başkanvekillerinizle ilgili çıkan yayınlar bu yapının görüntüleridir. Yargı içinde bu paralel örgüte, yargının tümünü kastetmiyorum, ‘bir kısım yargı’ diyorum, bu çeteye karşı yüreklice mücadele verecek, bu dinlemelerin hesabını soracak, örgüt liderlerinden değil milletinden emir alan hakim ve savcıların olduğunu biliyorum ve onlara güveniyorum. Susan herkes bu insanlık dışı suça ortak olur. Dinlendiğini bile bile sessiz kalan bu skandalın paydaşı olur. Ben bu ülkede hakim ve savcıların dinlendiğini biliyorum, kendileri de biliyor, onlara da kumpas yaptılar, onları da istedikleri istikamette kullanmak için şantajla üzerlerine gittiler. CHP ve MHP susarak, sessiz kalarak, korkarak, işte bu paralel örgütün balonu olarak bir bilinmeze doğru hızla ilerliyorlar. Biz susmayacağız, korkmayacağız. Topla, tüfekle, silahla, işgal ile alınamayan bu güzel ülkeyi dinleme skandallarına, tehdide ve şantaja teslim etmeyeceğiz. Bu paralel yapının bütün rezilliklerini tek tek ortaya dökecek, bunları da bunlarla birlikte yürüyenleri de sokağa çıkamayacak kadar mahcup hale getireceğiz. 40 yıldır duygularını istismar ettikleri, emeklerini çaldıkları kendi tabanlarının dahi yüzüne bakamaz hale gelecekler. Müslümanlara ve kendi ülkelerine yaptıkları ihanetten dolayı aynaya bakamayacak bir duruma düşecekler. Dinlenen tüm vatandaşlarım müsterih olsun, biz yeni internet yasasını bu tehdidin önünü e geçmek için çıkarttık. Ama bunu ne CHP ne MHP anladı. Bunların insanlarımızı rencide etmesine müsaade etmeyeceğiz” diye konuştu.

“MİT YASASI ARTIK DÜNYA ŞARTLARINA UYMUYOR”

Gündemde MİT yasa tasarısı, dershaneler tasarısı ve demokratikleşme paketi olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan, “1983’de hazırlanan MİT Yasası artık dünya şartlarına uymuyor. Mit Yasası Amerika, Avrupa istihbarat örgütlerinin yasaları incelenerek, onlardan daha ağır değil, onların gerisinde olan bir yasa tasarısıdır. Bazıları ileri geri yazıyor, ‘MİT Başbakan’a bağlı olur mu’, dünya istihbarat örgütleri nereye bağlı? Yahu bunlar nasıl siyasetçi. MİT dediğiniz örgüt dünyada ya devlet başkanına ya da başbakana bağlıdır. MİT’i güçlendirmemiz gerekiyor. MİT yasasını yeniden alıyor, günün ihtiyaçlarını karşılar hale geliyoruz. Dershaneler konusunda gençlerimizin üzerine karabasan gibi çöken sorunu ortadan kaldırıyoruz. Bunun üzerinde de paralel yapının farklı hesapları vardı, bu hesabın bozulması gerekiyor ve onun için bu adımı atıyoruz” şeklinde konuştu.

Başbakan Erdoğan, milletvekillerinden Meclis çalışmalarına devem etmesini istedi, “Çok yoğun çalıştınız, gece gündüz çok büyük emek sarf ettiniz, tüm şiddetlere hakaretlere göğüs gerdiniz. İnanıyorum ki, aziz milletim sizlerden razıdır, bizlerde sizden razıyız” dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, oğlu ile arasında geçtiği öne sürülen ses kayıtlarının montaj olduğunun delillerini göstereceklerini vurgulayarak, "Göstereceğiz, hepsini öğreneceksiniz" dedi. 

Başbakan Erdoğan, Meclis'de partisinin grup toplantısı sonrası basın mensuplarının sorularını cevapladı. Ses kayıtlarına yönelik hukiki sürecin başlatılıp başlatılmayacağının sorulması üzerine "Başlatacağımı söyledim" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, grup konuşmasında yaptığı konuşmada kullandığı "Yeni görüntüleri biz de izleteceğiz" sözlerinin hatırlatılması üzerine ise "Hepsi başlayacak biraz sabırlı olun. Yalnız montajın ne olduğunu öğrenmeniz lazım. Onu da öğreneceksiniz" karşılığını verdi.

Bir gazetecinin montaj olduğuna yönelik delil olup olmadığın sorması üzerine ise Başbakan Erdoğan "Göstereceğiz. Hepsini öğreneceksiniz" cevabını verdi. 

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız