SON DAKİKA
SON DEPREMLER

''Minnet ve Şükranla...''

A- A+ PAYLAŞ

Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün ölüm yıldönümü dolayısıyla Belediye Başkanı Cemal Akın ile bazı kuruluş temsilcileri birer mesaj yayınladılar.

AKIN'IN MESAJI..
Belediye Başkanı Akın'ın mesajı şöyle:

"Kurtuluş Savaşımızın Baş Komutanı, Cumhuriyetimizin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü ölümünün 69. yılında minnet ve şükranla anıyoruz.

Kurtuluş Savaşı ile Türk Milletinin yeniden ve daha güçlü bir şekilde tarih sahnesinde var olmasını sağlayan Atatürk; kendisini milletine adayan, bağımsızlık ve özgürlük yolunda dünyaya örnek olan mücadeleler veren, yaptığı devrimlerle milletimizin dünya arenasında yücelmesini sağlayan, Türk insanına çağdaş uygarlığın kapılarını açan büyük bir liderdir.

Atatürk'ün bizlere bırakmış olduğu bu değerli mirası geleceğe taşıyabilmek için uğrunda büyük bedeller ödenen yurdumuza ve bağımsızlığımıza her şartta sahip çıkmalıyız, Cumhuriyetimizi yaşatmanın ve yükseltmenin hepimizin görevi olduğunu asla unutmamalıyız.

Atatürk’ün ve silah arkadaşlarının bizlere emaneti olan bu cennet vatan ve cumhuriyetimizi birlik ve beraberlik içerisinde koruyarak, canımız pahasına da olsa terör belasının üstesinden geleceğimize, yürekten inanıyorum.

Bu duygu ve düşüncelerle Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ölüm yıldönümünde, minnet ve şükranla anıyoruz."

MHP İL BAŞKANI..
MHP İl Başkanı Ömer Ekici'nin mesajı da şöyle:

"Cumhuriyetimizin kurucu önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, Cumhuriyeti Türk gençliğine emanet edip, ebediyete intikal edişinin 69.yılındayız.

Mustafa Kemal Atatürk;Türk milletinin yetiştirdiği,en büyük devlet adamı ve komutanlardan birisidir. İmkansız zamanlarda bile nelerin yapılabileceğini en iyi şekilde gösteren büyük bir dehadır.

Mustafa Kemal Atatürk,kendisini aziz milletimize adamış,bağımsızlık ve hürriyet yolunda karşısına çıkan bütün engelleri aşarak,kısa hayatına sığdırdığı büyük başarılarla başka milletlere de örnek olmuş,milletimizin her alanda yükselmesi için yılmadan çaba göstermiş tarihi bir kişiliktir

88 yıl önce yoksulluk ve çaresizliğin girdabına düşmüş bir halde istikbali meçhul bir durumda olan Türk Milleti’nin kolektif dehasını harekete geçirerek hak ettiği hürriyetin bir bağış değil,bir fetih olduğunu tüm dünyaya göstermiştir.

Türk milleti onun önderliğinde bağımsızlığına kavuşmuştur.Asla unutulmamalıdır ki; mazideki ihtişam ve gurur verici mücadele yöntemi,gelecekte ortaya çıkma ihtimali çok kuvvetli sorunların üstesinden gelmek için de ilham ve inanç kaynağı olacaktır.

Mustafa Kemal Atatürk’ün ortaya çıkış sürecinde ki var olan sorunların bir benzeri,belki daha ağırı ile bugün karşı karşıya bulunulmaktadır.

Türk Milleti’nin birliğine ve bağımsızlığına göz diken mihrakların,farklı yol ve yöntemler kullanarak hedeflerine ulaşmak için durmaksızın faaliyette oldukları artık iyice görülmekte ve anlaşılmaktadır.

Aynı zamanda,siyasi çıkar ve ikballeri uğruna 84 yıllık Cumhuriyet geleneğine karşı durmayı,demokrasinin bir gereği olarak sunma aymazlığında olan bir güruhun varlığına da şahit olunmaktadır.

Herkes şunu bilmelidir ki,Türk Milleti kötü niyetlilerin farkında ve bilincinde olarak,Cumhuriyeti muhafaza etmek için dün olduğu gibi,bugün de her türlü fedakarlığa hazır ve kararlıdır.

Bu duygu ve düşüncelerle Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, milli mücadelemizin bütün kahramanlarını, bütün aziz şehit ve gazilerimizi bir kez daha rahmet,minnet ve şükranla anıyor,manevi hatırası önünde saygıyla eğiliyorum."

ADD BAŞKANI..
Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Ali Ekber Tunçdemir ise şu mesajı yayınladı:

" 10 Kasım, laik Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, XX. Yüzyıla yön veren sayılı önderlerden biri ve mazlum ulusların bağımsızlık önderi Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm yıldönümü. Ancak, Atatürk gibi yiğit, aydın bir kurucunun ölümü değil, yaşamı anılmalıdır.

Bu büyük insanı sevgiyle saygıyla anıyoruz. Yaşarken yaptığı iş varoluşumuzun gerçekleşmesi anlamına geldiğinden; 10 Kasımlar, artık O’nun aramızdan ayrılışının anma ve matem günü olmaktan çıkarak, bize bıraktığı eserlerin zenginleştirilmesine ve yeni nesillere daha iyi anlatılmasına aracı olmalıdır. 10 Kasımların Atatürk’ün 57 yıllık hayatını, mücadelesini, ulusumuza kazandırdıkları ve kazandırmak istediklerini doğru anlama bakımından önemi büyüktür. Çünkü yüzyılı çok iyi anlamak ve yeni gelişmelerin doğurduğu imkânları ulusuna taşımak Atatürk’ün önde gelen özelliklerinden birisidir.

Atatürk’ten sonra neler yaptık. Onun öngördüğü kazandırdığı değerler şu anda ne durumda Ona yaraşır düzeyimizi koruyabildik mi?

Günümüzü sorguladığımıza; Üzülerek görüyoruz ki Atatürk ve Devrim düşmanlığı gizli acık körüklenmektedir. Eğitimden, ekonomiye tüm kurumlar yabancı güdümüne girdirildi..Kapitülasyonlar geri getirildi. İnanç sömürüleri ön plana çıkartılıyor. Eğitimde fırsat eşitsizliğinin yitirilmesi, dilde bozulma, yabancı dilde eğitimin amaç haline gelmesi, “Eğitim birliği” ilkesin çiğnenerek Cumhuriyet karşıtı bireylerin yetiştirilmesi,. Partizan kadrolaşma giderek yoğunlaşıyor. Yeni azınlıklar üretilmeye çalışılıyor. Bölücü hainlerin alçak saldırıları devam etmekte, Türkiye, yabacılaştırılan kurumların işgali altında. Ulusal varlıklar özeleştirme adı altında 84 yıldır dişimiz, tırnağımızla kuruduğumuz değerler elden çıkartılarak çalışanların yaşamı zorlaştırılıyor. Lozan barış anlaşması yabancıların istemi ile geçersiz kılınmak isteniyor. Ulus, ulusallık değerlerimiz, çağdışı gösterilmeye çalışılıyor. Günümüzde Toplumsal barışın, ulusal dayanışmanın siyasal, hukuksal ve ulusal birliğin dayanağı laiklik yok sayılmaya çalışılıyor. Yolsuzluk, işsizlik, yaşam pahlılığı ve bölgeler arası kalkınmada uçurum.

1923 Devriminin karşıtı güçler hedeflerine ilerlerken Türkiye’nin bölünüp parçalamasını planlayan “dış” güçler desteklerini içimizdeki hain güçlerden almaya devam etmektedirler.

Daha nice olumsuzluklar bir birini izleyerek devam ediyor. Tehdit ve tehlikeler genişleyip büyüyor.

İşte bu nedenlerle, bugün Atatürk sevgisine, Atatürk’ün fikir ve devrimlerine her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Ülkemiz üzerinde, 90 yıl önce oynanmak istenen fakat Atatürk’ün askeri, siyasi ve düşünsel zekâsına yenik düşen senaryolar, bugün şekil değiştirerek başka bir şekilde oynanmaya çalışılıyor. Günümüzde geçmiş tarihi yeniden sahnelemek istenmektedir. Senaryo aynı, roller değişik.

Bu durumun giderilmesi için üzerimize düşen Atatürk’ü sadece 10 Kasım’larda hatırlamamak, fikirlerini bilim ve aklın ışığında anlayarak daha ileriye gitmek için çalışmak, bağımsız ruhumuzu, yüreklerimizdeki Atatürk ve Cumhuriyet sevgisini söküp atmak isteyenlere meydan
vermemektir.

Onun içindir ki bu günü matem günü olarak
kutlamak değil. Gün Cumhuriyet düşmanlarına karşı savaşım günü olarak kutlanmalıdır. Kurtarıcımız, kurucumuz için sürdürülen anışları biçimsel olmaktan kurtarıp Atatürk sevgisini, saygısını, özlemi ve Atatürkçü anlayışla dolu Kişiliğine saygımızda, ilkelerine özelikle korunup savunma görevi verilen bağımsızlıkla Cumhuriyete bağımlılığımızla, duyarlılık özenimizde içtenlikli Cumhuriyet bireyi olarak yükümlülüklerimizi yerine getirmeliyiz

Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, Türk Devriminin önderi, yüce insan!..

Bu Ulusun,sana,sonsuza değin ödeyemeyeceği gönül borcu var.Ülkenin ve insanlığın yararına yaptığın işlerle,geliştirdiğin düşüncelerle unutulmayacaksın!..

Bize çağdaş olmanın gizini öğreten Atatürk. İsmet İnönü’nün dediği gibi “vatan sana minnettardır."

Bu arada Malatya Kerkük Kardeşlik Derneği ile Anadolu Basın Birliği Malatya Şube Başkanı Zeki Dağ da birer mesaj yayınladılar.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız