SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Mısır Neden Gelişim Gösteremedi?

A- A+ PAYLAŞ

Wall Street Journal gazetesinde yayımlanan bir analizde, her iki ülkede de güçlü bir İslamiyet varlığı hâkim iken Mısır’ın neden ekonomik ve sosyal alanda onlarca yıl ilerleme kaydedemediği sorgulandı ve Türkiye’nin ise tam aksine ekonomisini canlandırmayı başardığına dikkat çekildi.

Nüfusunun üçte biri işsiz olan Mısır’ın, büyümeye yol açacak modern bir ekonomi olma şansını yitirmek üzere olduğunu ifade eden Henninger’in yazısı şöyle:

Dünya demokrasilerinin desteği ve biraz şans ile Mısır güvenilir bir politik sisteme kavuşacak. Halkın kavuşacağı şey, ülkenin büyük ve genç nüfusu için istihdam yaratacak bir ekonomi olacak. Mısır’a demokrasi getirmek, bu ülkeye 21’inci yüzyıla ayak uyduracak ekonomik bir sistem getirmenin yanında çok da büyük bir başarı olmaz.

Mısır sadece politik baskının acıklı bir hikayesi değil. Mısır, ABD’de dâhil olmak üzere genç nüfusu için istihdam yaratmakta zorluk çeken ülkeler için ibretlik bir ders.

Bazıları, her iki ülkede de önemli bir İslami nüfuz bulunsa da, Mısır boşuna çabalarken Türkiye’nin ekonomisinin geliştiğini fark etti. Peki, bu nasıl oldu?

Mısır, Cemal Abdül Nasır ve Hüsnü Mübarek gibi örnekler ortaya çıkarırken, Türkiye’nin elinde Atatürk ve 1980’lerde serbest piyasa ekonominde uzman Başbakan Turgut Özal vardı. Birçok kişi iki ülkeyi bu örneklere bakarak karşılaştırıyor. Bir de benim kıyaslamama bakalım: Mısır’da, devlet tarafından istihdam edilen iş gücü oranı yüzde 35. Türkiye’de ise bu rakam yüzde 13.

DAHA FAZLA NE BİLMEMİZ GEREKİYOR?

Eğer cansız ekonomiler örneği olarak Mısır A şıkkını oluşturacaksa, B,C,D ve E için sırasıyla seçilecek ülkeler Ürdün, Yemen, Tunus ve Cezayir olurdu. Bu ülkeler, son haftalarda Mısır’dakine benzer isyanlara sahne oldu. Ürdün’de, iş gücünün neredeyse yüzde 50’si devlet tarafından istihdam ediliyor. Peki bu bir ekonomi mi?

İsveç merkezli işletme okulu IMD’in hazırladığı Competitiveness Yearbook raporunda, çeşitli ülkelerde kamu sektörü çalışanlarının toplam nüfustaki oranını ortaya koyuldu. Kore, Endonezya, Malezya, Hindistan, Tayland ve hatta Çin’de, kamu istihdamının toplam nüfusa oranı oldukça düşük seviyelerde. Çin’de bu oran yüzde 8.3. Güney Amerika’nın güçlü ekonomilerinde de benzer rakamlar mevcut.

Diğer yandan, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri, kamu istihdamını bir çeşit güvenlik şekli ve politik istikrar aracı olarak kullanıyor. Bu ülkelerdeki üniversitelerin mezunları, üretimi olmayan ancak yüksek menfaatli kamu ekonomisine hizmet ediyor. Tunus’ta Yasemin Devrimi’nin başını çekenlerin birçoğu üniversiteli işsizlerdi.

MISIR’DA HEDEF DAHA İYİ BİR EKONOMİ OLMALI

Bu ülkelerde ortaya çıkan durum, devletin istihdam edebileceği sınırı aşmasının ardından, ekonominin tökezlemeye başlaması. Mısır, bu sınırın çok ötesinde. Başkent Kahire’nin Tahrir Meydanı’nda izlediklerimiz, ulusal enerjinin yanlış kullanılmasının ortaya çıkardığı bir sonuç. Bundan sonra sadece yeni bir hükümet çözüm getiremez. Daha iyi bir ekonomi için kollar sıvanmalı.

ABD, Mısır’a çözüm bulabilecek en son ülkelerden biri. Bugün New York, California ve New Jersey’de mali uçurumun kenarına gelinmiş durumda. Eyalet valileri henüz bu konuda bir şey yapmış değiller. 20 yıl önce kamu sektörü reformu sözü veren ve hiçbir şey yapmayan Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek gibi.

Dahası, Mısır’da yaşanan kaos, ülkenin önemli ekonomik gelirlerinden birini oluşturan turizm sektörünü de vuruyor.

CALIFORNIA MISIR’A BENZER Mİ?

Kaosun ortasında, Mübarek kamu çalışanlarının ücret ve emekli maaşlarında yüzde 15 artış yapılacağını açıkladı. Onlarca yıl boyunca ABD valileri aynı şeyi yaptı ve yerel piyasaları zehirlemenin ötesine gidemediler.

California henüz Mısır’a benzemiş değil. Ancak politikacılar her yerde aynı hataları yapıyor. Gerçek ekonominin iş yaratmak ve vergi gelirine bağlı olduğunu düşünüyorlar. Ancak ekonomi, büyü yapmaya benzemiyor.

21’inci yüzyılda öğrenilmesi gereken derslerden biri, ne devletin ne de leyleklerin modern ekonomide iş yaratamayacağı.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız