SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Mısır'ı Bekleyen 3 Senaryo

A- A+ PAYLAŞ

Mısır'da protestocular Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'i devirmeye kararlı görünüyor. Ancak gerek bunun nasıl olacağı, gerek "gidenin" yerine neyin geleceği belirsizliğini koruyor. BBC ise ülkeyi bekleyen 3 muhtemel senaryoyu derledi. İşte Mısır için olası senaryolar:

A - MÜBAREK GÖREVİ BIRAKIR

Mısır'da sokakları dolduran protestocular Hüsnü Mübarek'in, 30 yıldır sürdürdüğü cumhurbaşkanlığı görevini derhal bırakmasını istiyor. Pankartlar ve sloganlarla, dile getirilen en yaygın talep: "İrhal!", yani "Git!" Mübarek Cuma günü yaptığı konuşmada bazı tavizler önerdi. Ancak protestocuların öfkesini anladığına ilişkin hiç bir işaret vermedi. Oysa protestocular için asıl sorun "O". Hükümet ya da, Mübarek İstihbarat Servisi Başkanı Ömer Süleyman'ı atayana kadar ülkenin bir Cumhurbaşkanı Yardımcısı olmaması değil.

ORDU İKNA EDECEK

Bu senaryoda ordu, Cumhurbaşkanı'nı görevi bırakmaya ikna edecek kurum olarak öne çıkıyor. Mübarek'in görevi bırakmasının ardından ülkede güvenliği sağlayacak kurum da ordu. Ancak bazı Mısırlılar için olduğu gibi, kesinlikle Batılı hükümetler ve İsrail için de, Mübarek'in birden bire çekilmesi potansiyel bir felakete işaret ediyor. Endişe, silahlı İslamcı muhalefetin bu ortamda öne çıkması ve ordunun yönetime el koymak zorunda kalması.

B - MÜBAREK GİTMEZ, POLİS VE ORDU GÖSTERİLERİ BASTIRIR

Sokaklarda bol miktarda polis ve asker olmasına ve müdahalelerde 100'den fazla insanın ölmüş olmasına rağmen devletin güvenlik güçlerini tam anlamıyla protestocuların üzerine saldığı söylenemez. Normalde bu tür protestolara müdahale etmek polisin ilgili biriminin görevidir. Toplu tutuklamalar ve kontrollü güç kullanımı ile kalabalıkları bölmekte ustadırlar. Ancak Mısır polisinin protestocuların kararlılığı ve korkusuzluğu karşısında çaresiz kaldığı anlaşılıyor. Bu senaryoya göre Mübarek gösterilerin tamamen bastırılmasını isterse orduyu görevlendirebilir. Ancak kitleleri sokaktan uzaklaştırmak için yoğun şiddet uygulanması gerekecek ve çok sayıda insan hayatını kayberecektir. Bu da, protestocuları daha da öfkelendirerek durumu kötüleştirebilir.

ORDU KENDİNİ ULUSUN KURTARICISI OLARAK KONUMLANDIRIYOR

Ayrıca Mübarek'in en önemli Batılı müttefiki olan Washington da sık sık itidal çağrısı yapıyor ve protestoculara karşı şiddet kullanılmamasını istiyor. Üstelik ordunun, silahsız kitlelere ateş açması gibi bir emre uyup uymayacağı da belirsiz. Pazartesi günü ordudan yapılan açıklamada, gösterilere karşı güç kullanılmayacağı dile getirildi zaten. Ordu kendini siyaset dışı ve ulusun kurtarıcısı bir kurum olarak konumlandırıyor. Halk iradesine karşı Devlet Başkanı ile ittifak kurması Mısır toplumundaki ayrıcalıklı konumuna ve meşruiyetine zarar verecektir.

C - MÜBAREK AYRILMAYI TAAHHÜT EDER, MUHALEFET HÜKÜMETE DAHİL OLUR

Bu senaryoya göre kan dökülmesine gerek kalmadan, Mübarek sahneden aşamalı olarak çekilmeyi kabul eder. Eylül ayında yapılacak başkanlık seçimlerinden sonra çekilmeyi taahhüt edebilir. Bu seçenek, Mübarek ve ona yakın isimler tasfiye olurken sistemin hayati unsurlarının ayakta kalmasını sağlar. Washington'ın "demokrasiye düzenli geçiş"ten kastı da bu olsa gerek. Bu senaryoda geçiş dönemini yönetecek lider olarak Muhammed el Baradey üzerinde uzlaşma sağlanabilir. Bu süreçte cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri için yeni düzenlemeler yapılır, halkın demokrasi talepleri yerine getirilir. Hür ve demokratik bir seçimde, Müslüman Kardeşler'in ciddi bir oy oranına ulaşması sürpriz olmaz. Özellikle ülke genelinde yürüttüğü yardım çaışmaları sayesinde büyük saygı görüyor. Ancak hükümet deneyimi olmaması ve Batı'da alerji ile karşılanması gibi dezavantajları var. Bu noktada Müslüman Kardeşler'in yanıtlamak zorunda kalacağı çok sayıda soru çıkıyor otaya: Şeriatla yönetilen bir hükümet kurma hedefiyle, demokratik ilkelere desteğini nasıl bağdaştıracak? İslamcı bir örgüt, Hristiyan nüfusun 10 milyonu bulduğu bir ülkeyi yönetebilir mi? Mısır'ın Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail ile ilişkilerini yönetebilecek mi?

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız