SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Misyoner Avukatı' Tartışması

0
Güncellendi - 2015-12-27 19:23:27
'Misyoner Avukatı' Tartışması
A- A+ PAYLAŞ

Malatya’da 3 misyonerin öldürüldüğü Zirve Yayınevi Davası'nın duruşmasında sanık Varol Bülent Aral, “Cezaevinin girişinde Mehmet Ülger bana 'Bülentçiğim ancak bu çocukları bulduk, ne yapalım' dedi” iddiasında bulundu. 

Zirve Yayınevi Davası'nın 86'ncı duruşması Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı.

Duruşmada söz alan tutuklu sanık Hüseyin Yelki, “Cezaevinde takip ediliyorum. Yazdığım dilekçelerin içeriği diğer sanıklar tarafından biliniyor. Yazdığım dilekçeler diğer sanıklara cezaevi idaresi tarafından servis ediliyor. Cezaevinde de örgüt kurmuşlar. Cezaevinin soruşturulmasını istiyorum. Levent Ercan Gelegen kim ki benim dilekçemin içeriğini bilebiliyor. Doktora benim adıma dilekçe yazmış Levent Ercan Gelegen.” ifadelerini kaydetti.

Sanık Levent Ercan Gelegen ise, “Cezaevindeki Kur’an kursu hocası bana gelerek, ‘Hüseyin eski dinine geri dönmek için dilekçe yazmış. Sen de Müslüman oldun. Eğer sen de eski dinine döneceksen, bizi uğraştırma’ dedi. Dilekçenin içeriğinden bu şekilde bilgi sahibi oldum. Sorabilirsiniz” dedi.

Duruşma esnasında sanık Emre Günaydın, görüş günü nedeniyle izin istemesi karşısında Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa, “Sen hiçbir duruşmaya katılmıyorsun, seninle ilgili bir sürü ifadeler kullanılıyor” diyerek, bundan sonra sanıkların duruşmaya katılmasını istedi.

Elbistan Cezaevi'nden duruşmaya görüntülü sistemle bağlanan sanık Varol Bülent Aral ise, “Cezaevi girişinde, Mehmet Ülger bana; ‘Bülentçiğim ancak bu çocukları bulabildik, ne yapalım’ dedi. Bunu Hamit Çeker ve Cuma Özdemir duymuş olabilir” iddiasında bulundu.

Bunun üzerine böyle bir konuşmayı duyup duymadığı sorulan sanık Emre Günaydın, “Duymadım, bizi kimse azmettirmedi” diye konuştu.

Sanık Abuzer Yıldırım ise, cezaevinin önünde kamera olduğunu, ancak ses almadığını öğrendiğini, buradaki konuşmaların dudak okumasıyla öğrenilebileceğini söyledi.

Duruşmada savunmasını yapan sanık Binbaşı Haydar Yeşil de, haklarındaki iddiaları kabul etmeyerek, soruşturmanın yürütüldüğü Malatya’da herhangi bir karar ve talimat verilmeden İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi tarafından neden Zirve Yayınevi Davası ile rapor hazırlandığını sorarak, “Bir gazeteye gönderilen e-mail ihbarı soruşturulmadan neden rapor hazırlanmıştır” ifadelerini kaydetti.

Duruşma esnasında sanıklar Abuzer Yıldırım ile Emre Günaydın izin alarak cezaevindeki görüş gününe gitti.

MİSYONER AVUKATLARI TARTIŞMASI..

Duruşmaoa sanık Binbaşı Haydar Yeşil ile mağdur avukatları arasında “Misyonerlerin avukatları” ifadesi nedeniyle tartışma yaşandı.

Duruşmada savunma yapan sanık Binbaşı Haydar Yeşil, ifadesi esnasında “Misyonerlerin avukatları” şeklinde ifade kullanınca, duruşmada bulunan müdahil avukatlarından Murat Dinçer tepki gösterdi. Sanığın savunma dokunulmazlığı sınırını aştığını belirten Avukat Murat Dinçer, “Bu davada misyonerlik bir tüzel kişilik olarak bir taraf değildir. Bu davada misyonerlik bir taraf değildir. Biz mağdur ailelerin, yani cinayetlerde öldürülenlerin yakınlarının avukatlarıyız. Burada misyonerliği olumsuz bir anlam yükleyerek, kendilerini yargılayanların misyonerler olduğu şeklinde davaya bir anlam yüklüyor. Misyonerlik meşru bir faaliyettir. Bir tüzel kişilik söz konusu olursa misyonerlerin de avukatlığını yaparız. Bu dava dosyası misyonerlikle ilgili olmayıp, biz cinayetlerde öldürülenlerin ailelerinin avukatıyız” dedi.

Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa ise sanık Haydar Yeşil’i uyararak, savunma dokunulmazlığı sınırını geçmesi halinde işlem yapacağını söyledi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız