SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Monşer 'Azizim' Demek.."

0
Güncellendi - 2015-12-27 23:00:40
A- A+ PAYLAŞ

CHP ve MHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, Başbakan Erdoğan’ın ‘monşer’ nitelendirmesine ilişkin, “Monşer ‘azizim’ demek. Bana ‘azizim’ dedilerse çok müteşekkirim” dedi. 

Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu Kadıköy Salı Pazarı’nı ziyaret ettikten sonra Marmara’yla Avrupa yakasına geçti. İhsanoğlu, Marmaray’a binmeden önce basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Halkın ilgisinden dolayı mutlu olduğunu ifade eden Ekmeleddin İhsanoğlu, “Şunu anlıyorum ki halkta bir değişim talebi var. Halkın demokratik bir alternatif arayışı var. Halkın demokrasi anlayışına herkes saygılı olmalı, halkın hoşgörüsüne herkes saygılı olmalı. O bakımdan bugünkü kıs Salı pazarı ziyaretimiz çok şeyler söylüyor. Gençleri, emeklilerin, erkeklerin özellikle de kadınların söyledikleri beni çok duygulandırıyor. Eminim ki kadınlarımız demokrasi imtihanını da en üst sınıfa geçmişlerdir ve en yüksek puanı bizim kadınlarımız alacaktır” diye konuştu.

“Gençlerimiz çok yakından ilgileniyorlar. Onlar beni çok mutlu ediyor” diyen İhsanoğlu gazetecilerin buna şahit olduğunu da belirtti.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, BDP’nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş ile ilgili sözlerinin sorulması üzerine İhsanoğlu, “Ben açıklama yaptım” şeklinde yanıt verdi.

“MONŞER DEDİLERSE MÜTEŞŞEKİRİM”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘monşer’ nitelendirmesini değerlendiren İhsanoğlu, “Monşer kelimesini bilmeyenlere ufak bir dipnot vereyim. Monşer ‘azizim’ demek. Bana azizim dedilerse çok müteşekkirim” diye konuştu.

“MARMARAY, İSTANBUL’UN VE TÜRKİYE’NİN RÜYALARINDAN BİRİSİYDİ”

Marmaray projesini Türkiye açısından önemli bir kalkındırma projesi olarak gördüğünü ifade eden İhsanoğlu, şunları söyledi; “Marmaray İstanbul’un ve Türkiye’nin rüyalarından birisiydi. Bu rüya gerçekleşmiştir. Bu projeye katkısı olan devlet adamları, bunu yapan mühendisleri ve İstanbul halkını tebrik ediyorum. Ben şahsen Marmaray’ın 1999’dan itibaren hikayesini yakından takip ediyorum. Sayın Süleyman Demirel’in Cumhurbaşkanlığı zamanında, rahmetli Bülent Ecevit’in başbakanlığı, sayın Devlet Bahçeli’nin başbakan yardımcılığı zamanında proje başlamıştır. 2001 senesinde benim yakın dostum ulaştırma bakanı Enis Öksüz’ün de zamanında ilgili çalışmalar başlamıştır. Geçtiğimiz sene 29 Ekim’de sayın başbakanımız tarafından açılmıştır. Bu proje katkısı olan herkese minnettarız. Türkiye’nin bunun gibi büyük projelere ihtiyacı vardır.”

Hükümetlerin ülkeyi kalkındırmak için projelerini nesilden nesile yürütmesi gerektiğini belirten Ekmeleddin İhsanoğlu, “Demokrasi olduğu zaman, başarı olacak. Başarı olunca biz huzur ve refah içinde olacağız” dedi

Ekmeleddin İhsanoğlu Anayasa’nın 104’üncü maddesinin içeriğini anlatarak, şunları söyledi, “Anayasa’nın 104’üncü maddesi cumhurbaşkanının görev ve yetkilerini sayar. Bu anayasaya göre seçim yapılacağına göre cumhurbaşkanı andını bu yasaya göre içeceğine, yemin edeceğine Anayasa’nın 104’üncü maddesi derki Cumhurbaşkanı devletin başıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin ve milletinin bütünlüğünü temsil eder, üç; Anayasa’nın uygulanmasını gözetler, dört; devlet kurumlarının verimlilik içerisinde çalışmasını sağlar. Demek ki burada cumhurbaşkanının bu konularda yetkileri var. Bunun içinde icra yetkisi başbakana, bakanlar kuruluna aittir. Başbakanın üstünde bir cumhurbaşkanı vardır. O cumhurbaşkanının Anayasa’da başbakanın rolünü alma yetkisi var mı? Bunu soruyorum, sorguluyorum. Varsa onu öğrenmeye hazırım, yoksa ona göre konuşmak lazım.”

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız