SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Müdür Bombayı Eline Aldı Ve..

0
Güncellendi - 2015-12-28 05:20:47
Müdür Bombayı Eline Aldı Ve..
A- A+ PAYLAŞ

Dünya canlı bombanın da kendini patlattığı Paris'teki terör saldırılarını konuşuyor. Yaşananlar ne Türkiye'nin, ne de Malatya'nın yabancısı olduğu görüntüler..

Türkiye, "kardeş kanına bulanarak istikrarsızlaştırılmak" istenildiği 1970'li yıllardan beri, terörün paketli, saatli, tuzaklı, intihar eylemcisine sarılmış bombalarla gerçekleştirilen çok sayıda bombalı saldırıda, çok sayıda insanını yitirdi.

1970'li yıllarda, sokaktaki anarşi ve terörün tırmandırıldığı, insanların birbirine düşürülmek istendiği, bombalı ya da silahlı saldırılarla insanların öldürüldüğü yerlerden biri de Malatya idi.

17 Nisan 1978'de, dönemin Malatya Belediye Başkanı Hamit Fendoğlu (Hamido), Ankara'dan PTT aracılığıyla Malatya'ya gönderilen bomba tuzaklı paketi, bugün adını taşıyan (Şehit Hamit Fendoğlu Caddesi) Kanalboyu'ndaki Arpacı Apartmanı'nda bulunan evinde açarken, bombanın infilaki sonucu gelini ve 2 küçük torunuyla birlikte katledilmişti. Bu, Türkiye'yi 12 Eylül darbesine doğru götüren süreçteki "kontr" eylemlerin en önemlilerinden biriydi.

Bu olayın ardından, Malatya adeta alt-üst olmuş, çıkan olaylarda 4 kişi öldürülmüş, çok sayıda kişi yaralanmış, yüzlerce işyeri ve onlarca ev tahrip edilmiş, yağmalanmıştı. 

Malatya'nın, insanlar için "yaşanamaz hale" getirilmesi, siyasi görüşleri ya da etnik kökenleri dolayısıyla insanların birbirine düşürülmesi planlarının peşpeşe devreye konduğu o meşum (uğursuz) günlerde, hain planların uygulayıcıları yetinmiyor ve boş durmuyorlardı. Solcu- sağcı ya da Alevi- Sünni farketmeden, halkın toplu halde bulunduğu yerleri de, eylem alanı olarak seçmişlerdi.

Bunlardan biri de, Merkez PTT'nin karşısındaki pasajda bulunan Can Sineması idi. "Hamido Olayları"ndan birkaç hafta sonra, 5 Haziran 1978 günü bu sinemaya, gündüz saatlerinde, seyirciler içerdeyken patlamak üzere ayarlanmış bir saatli bomba konulmuştu. Bomba, bir sinema çalışanı tarafından farkedilmiş, buradan alınarak, o yıllarda insan yoğunluğunun pek olmadığı PTT yanındaki sokağa götürülmüş, sonra polis haberdar edilmişti. 

Daha sonraki yıllarda aynı görevlerde bulunan kimi örnekler gibi "protokol polisliği" yerine, anarşi ve terörün kol gezdiği sokakta, mensuplarıyla birlikte neredeyse günün 24 saati "saha polisliği" yapan dönemin Malatya Emniyet Müdürü Namık Erdöl'ün (fotoğrafta), "kahramanı" olduğu bir müdahale ile bomba, bugünkü 2. Ordu Karargahı'nın bulunduğu yerde konuşlu İstihkâm Alayı'na götürülerek, orada patlatılıp imha edilmişti.

Görüş Gazetesi'nin 6 Haziran 1978 günkü sayısında, büyük bir şans eseri ayarlandığı saatte ve yerde patlamayan, ancak Emniyet Müdürü'nün, çevreye toplananların ve polislerin şaşkın bakışları arasında, büyük bir cesaretle çevredekileri uzaklaştırdıktan sonra bizzat ellerine alıp kucağında makam aracıyla imhaya götürdüğü bu bombayla ilgili şu haber yayınlanmıştı:

"MENFUR ELLER BU KEZ EĞLENCE YERLERİNE UZANDI

SİNEMAYA KONULAN SAATLİ BOMBA PATLATILARAK İMHA EDİLDİ

Pazar günü Can sinemasına bırakılan paketin saatli bomba olduğunun anlaşılmasından sonra İstihkâm Alayı’nda uzmanlarca patlatılarak imha edilmiştir.

-Sinemayı temizleyen işçi buldu

Önceki gün Arzu Okay’ın başrolünü oynadığı “Zehirli Örümcek” isimli filmin gösterildiği Can Sinemasında, 14.30 matinesinin dağılmasından sonra sinemada çalışan işçiler temizlik yapmaya başlamışlardır. Sinemada çalışan işçilerden Ali Özdemir, temizlik yaparken salonun sağ kısmında bir kağıda sarılı paket görmüştür. Paketi eline alan Ali Özdemir, çalışmakta olan saatten çıkan sesleri duymaya başlamıştır. Ali Özdemir, bunun bir saatli bomba olduğunu arkadaşlarına söyleyerek, paketi o an tenha olan PTT binasının yan tarafına götürmüştür. Paketi PTT binasının yan tarafına bırakan Ali Özdemir, durumu polise bildirmiştir.

-Yüzlerce kişi birikti

Can sinemasında çalışan işçinin durumu polise bildirmesinden sonra, PTT binasının yan tarafına bırakılan paketin çevresinde yüzlerce kişinin birikmesi üzerine çok sayıda polis çevreyi kontrol altına almıştır. Bu arada paketin yanına kimse yaklaştırılmamıştır. Kalabalığın büyümesi üzerine Askeri inzibatlar da burada önlem almışlardır.

-Paketi Emniyet Müdürü alıyor..

Saat 16.00’da sinemada bulunan paketin yanına kimsenin yaklaştırılmaması için önlemler sürerken, olay yerine Emniyet Müdürü Namık Erdöl gelmiştir. Emniyet Müdürü, daha sonra yerdeki paketi alarak arabasına binmiş, süratle buradan ayrılmıştır. Emniyet Müdürü Namık Erdöl’ün paketi İstihkâm Alayı’na götürdüğü öğrenilmiştir.

Emniyet Müdürü tarafından saat 17.00 sularında PTT yanından alınarak İstihkâm Alayı’na götürülen paketin incelenmesi için patlayıcı madde uzmanı çağrılmış, patlayıcı madde uzmanı, incelemesi sırasında bunun bir saatli bomba olduğunu saptamıştır. Paket, İstihkâm Alayı’nın arka tarafında boş bir arsada patlatılarak imha edilmiştir. Saatli bomba olduğu anlaşılan paketin imhası sırasında çıkan ses, şehrin her tarafından duyulmuş ve panik yaratmıştır.

-Bomba 16.00’da patlaması için ayarlanmış

Can sinemasına bırakılan ancak temizlik işçisi tarafından bulunduktan sonra imha edilen saatli bombayla ilgili olarak konuşan Emniyet Müdürü, “Paket tahminen yarım kilo ağırlığındaydı. Olay yerine giderek aldığım paketi İstihkâm Alayına götürdüm. Burada uzmanların incelemesinde saatli olduğu anlaşıldı. İnceleme sırasında, bombanın saat 16’da patlamak için ayarlanmış olduğu anlaşıldı. Ancak büyük bir şans eseri bomba patlamamış. Bu saatte patlasaydı bir facianın önüne geçilemezdi. Ucuz atlatıldı. Bu olay üzerine, tüm genel yerlerde sıkı kontroller uygulanacaktır. Bomba olayıyla ilgili soruşturma sürdürülmektedir.”demiştir. (GÖRÜŞ Gazetesi'nin, 6 Haziran 1978 tarihli sayısından)"

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız