SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Mühendisler Karşı Karşıya!

A- A+ PAYLAŞ

Ziraat Mühendisleri Odası’ndan, Malatya’da Hidroelektrik Santrali (HES) kurulmasına izin verilmesini isteyen Elektrik Mühendisleri Odası’na tepki geldi.

Bugüne kadar kentin sorunlarına ilişkin pek de sesi çıkmayan ancak geçtiğimiz günlerde bir açıklama yaparak, Malatya’da kurulmak istenen Hidroelektrik Santrallerine Valiliğin izin vermesi yönünde görüş bildiren Elektrik Mühendisleri’nin bu açıklamasına Ziraat Mühendisleri Odası’ndan tepki geldi.

Açıklamasında, Malatya’nın su bakımından zengin bir il olmadığını ve bu nedenle Valiliğin mansaba yüzde 30 su bırakma şartının önemli olduğunu vurgulayan Ziraat Mühendisleri Odası başkanı Fevzi Çiçek, “Son iki yılda özellikle akan derelerimize göz dikilmesi dikkat çekici. Ancak unutmamak gerekir ki doğal dengeyi, canlı hayatı, çevreyi yok ederek insanlara daha ucuz, rahat hayat sunma vaadi, yerini bulmayacaktır. Alınan karar gereğince kaynağı ekonomik olan yerlerde kurulur, zaten %30’dan arta kalan tesise yetmiyorsa burada HES kurmanın da mantığını anlamak mümkün değil" dedi.

Ucuz ve yenilebilir enerji kaynağı olmasının yanı sıra kurulum masrafından başka hiçbir maliyeti olmaması nedeniyle son yıllarda yaşam kaynaklarımız olan akarsular üzerinde yoğun bir şekilde HES santralleri kurma taleplerinin arttığına dikkat çeken Çiçek, bu furyadan Malatya’nın da nasibini aldığını kaydederek şunları belirtti:

“Ancak unutulmamalıdır ki, bu kaynaklar yıllardır aktığı bölgesinde kendine özgü bir canlı hayat oluşturmuştur. HES’lerin kurulmasında suların akış istikametleri değiştiriliyor. Dere yatakları değiştiriliyor. Beton kanallara alınarak yeraltı su kaynaklarının beslenmesi engelleniyor. Olay sadece ucuz enerji kaynağı olarak bakılması tek taraflı rant odaklı bir bakış açısıdır. Hepimiz biliyoruz ki projelendirmelerde, sadece kazancı yönüyle bakılmaz. Olumsuz etkilerinin de göz önünde tutulması gerekmektedir. Sözü edilen su kaynaklarının tamamı nihai olarak tarımsal sulamada kullanılan kaynaklardır. Ancak akarsu yatağında oluşan flora ve fauna ile birlikte canlı hayatın olumsuz etkilenmesi demektir. HES tesisinden sonra tekrar yatağına verilmesi, yine geçmişten gelen amacına göre kullanılmasına engel teşkil etmemesi savunulsa da; burada üzerinde durulması gereken konu santrale alınan suyun santral merkezine kadarki bölgedeki yatağının değiştirilmesidir."

İsim vermeden Elektrik Mühendisleri Odası’nın geçtiğimiz günlerde ‘HES’lere izin verilmesi yönündeki açıklamasına da tepki gösteren Çiçek, Mahalli Çevre Kurulu’nun, son on yıllık akım verileri ortalamasına dayanarak su miktarının yüzde 30’unun mansaba bırakılması kararının, doğal dengenin korunması ve gelecek kaygısı açısından önem taşıdığını kaydetti.

Çiçek açıklamasını şöyle tamamladı:

“Bu konuda geçtiğimiz günlerde bir meslek odamızın yapmış olduğu basın açıklamasında sözünü ettiği Mahalli Çevre Kurulunun İlimizde yapılacak Hidroelektrik santralleri için mansaba bırakılacak su miktarında son on yıllık akım verileri ortalamasının %30’nun bırakılma zorunluluğu kararı, doğal dengenin korunması, gelecek kaygısı taşıması, Ülkemizin birçok bölgesinde yaşanan olumsuzluklardan ders çıkarılması adına, en önemlisi yaşadığımız coğrafyada ileride olabilecek doğa felaketlerinin önlenmesine yönelik alınmış en önemli karardır. Burada en az %30’luk miktar ayrıca HES tesisi kurulacak akarsu yatağında yapılan değerlendirmede sadece su miktarı kriteri üzerinde durulması yeterli değildir. Etkisi altındaki canlı hayatı oluşturan unsurlar tespit edilmeli, canlı hayatın olumsuz etkilenmeden devamı için gerekli şartlar belirlenmeli mansaba bırakılacak su miktarına ondan sonra karar verilmelidir. Gerekirse müracaat tamamen reddedilmelidir.

Son iki yılda özellikle akan derelerimize göz dikilmesi dikkat çekici. Ancak unutmamak gerekir ki doğal dengeyi canlı hayatı, çevreyi yok ederek insanlara daha ucuz rahat hayat sunma vaadi, yerini bulmayacaktır. Alınan karar gereğince kaynağı ekonomik olan yerlerde kurulur, zaten %30 dan arta kalan tesise yetmiyorsa burada HES kurmanın da mantığını anlamak mümkün değil. Biz su zengini ülke değiliz, su zengini İl hiç değiliz."

ARŞİV FOTO: Tohma Vadisi'nden.. (Google)

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız