SON DAKİKA
SON DEPREMLER

''Muhtemelen 'Servis İşi'ydi..''

A- A+ PAYLAŞ

Malatya'nın 1977're AP, MSP ve MHP'nin desteğiyle "bağımsız" seçilen Belediye Başkanı Hamit Fendoğlu ile 3 yakınının, 17 Nisan 1978'de bombalı bir suikast sonucu öldürülmesi, ardından meydana gelen olaylarla ilgili olarak dönemin Valisi Burhan Cahit Bayar, Türk İdare Dergisi'ne yaptığı açıklamalarda bazı iddialarda bulundu. Hamido Suikasti ve sonrasındaki olayların "gizli servis" işi olduğunu iddia eden ve unutulmaya bırakıldığını söyleyen Bayar'ın, söz konusu açıklamasında bir bakana atfen söylediği "Büyük bir olay çıkartın da valiyi görevden alalım" şeklindeki sözler, pek inandırıcı bulunmadı. Çünkü Vali Bayar, aynı hükümet döneminde Şubat ayında Malatya'ya Diyarbakır'dan atanmış, olayların ardından da Mayıs'ta Malatya'dan ayrılmış, toplam 3 ay görevde kalmıştı.

Sonraki yıllarda Ankara ve İstanbul Valilikleri, Türkiye'nin KKTC Büyükelçiliği ile İçişleri Bakanlığı görevlerinde bulunan, Malatya'da ise 15 Şubat 1978 ile 15 Mayıs 1978 tarihleri arasında Valilik yapan Bayar'ın açıklamalarına ilişkin olarak, Hürriyet'te geçtiğimiz günlerde Soner GÜREL imzasıyla, şu haber yayınlandı:

"EN YETKİLİ AĞIZDAN HAMİDO SUİKASTİ
Hamido suikastı sırasında Malatya'da valilik yapan eski İçişleri Bakanı Cahit Bayar, o günlerde yaşadıklarını ilk kez anlattı. Hamido cinayetinden önce Malatya'ya gelen bir bakanın, "Büyük bir olay çıkartın da valiyi görevden alalım' dediğini öne süren Bayar, anılarını Türk İdare Dergisi'nin son sayısında şöyle anlattı:

"O tarihlerde, Türkiye genelinde var olan bir takım huzursuzluklar maalesef bu güzel ile de intikal etmişti. Halk ve hatta devlet görevlileri sağ-sol olarak ikiye ayrılmıştı. Her iki kesimin radikal unsurları sürekli olaylar yaratıyorlardı. Yani bir takım menfur eller, bu gün olduğu gibi kardeşi kardeşe vurduruyordu.

RADİKALLER GÜÇLENMİŞTİ Merhum Bülent Ecevit, yıllardan sonra eline geçen seçim zaferini, bağımsızlaştırılmış milletvekillerini de hükümete alarak iktidara tahvil etmişti. Bu iktidar değişikliği sağ kesimde hayal kırıklığı ve bir tür infial yaratmıştı. Sol kesimde önce büyük sevinç coşkunluk oluşmuş ve bu duygu daha sonraları taşkınlığa dönüşmüştü. Başlangıçta gayet demokratik bir kavram olan 'ortanın solu', ucu açık hale gelmişti. Bu durum radikal unsurları yüreklendirmişti.

SAĞCI POLİSLER ÇEKİLECEKTİ Farklı etnik unsurların bulunduğu illerde adaletli ve dengeli davranma zorunluluğu göz ardı edilerek gelişi güzel, (belki de kasıtlı) tayinlerle bir gerginlik ortamı oluşturulmuştu... Kitlesel bir tayin zihnimi karıştırdı. Polisin sağ kesimi (biri hariç yanlış hatırlamıyorsam elli polis), Malatya'dan alınıyordu. En azından, birbirlerini kontrol edebilmeleri açısından her iki kesimi de muhafaza etmek zaruriydi. Bu tayin olayı sadece partizanlık olarak algılanabilirse de, bende büyük bir olaya hazırlık intibaı yarattı ve bu tayin emrini uygulamadım. Maraş'ta bu türden bir tayin emrinin yerine getirildiğini haricen öğrendim.

BOMBA VEKİL ADIYLA GELDİ Hamido Ankara'ya gitmişti. Dönüşünde belediyeye ziyaretine gittim; birer kahve içip sohbet ettik. Sonra, bazı ilçeleri dolaştım; akşama doğru döndüm. Vali konağında yüzümü yıkarken büyük bir patlama sesi geldi. Bir milletvekili arkadaşı (Kasım Önadım), zaman zaman Hamido'ya, Meclis sigarası gönderirmiş. Yine bu zatın ismiyle PTT kanalıyla bir paket gelmiş. Hamido Ankara'da olduğu için başkanlık makamında muhafaza edilmiş. Ziyaretim sırasında da ordaymış ve akşam üzeri eve gönderilmiş. Hamido paketi açınca, kendisi ve yakınındakiler parçalanmış.

HEMEN ECEVİT'İ ARADIM Bu olayın sonuçlarını tahmin etmek için zor olmadı. Garnizon komutanını, vali yardımcılarını, jandarma bölge komutanını, emniyet müdürünü, il jandarma komutanını makamda topladım. Olayın vahametini ve hasıl olacak tepkilerin büyüklüğünü izah ettim. Bu arada merhum Ecevit'i aradım. Özel kalemin atlatma numaralarını aşarak derhal askeri birlik gönderilmesini talep ettim. Genelkurmay'la konuşacağını söyledi. Tepkilerin Alevi kesime ve bir kısım CHP'lilere yöneleceğini kestirmek için kahin olmaya gerek yoktu.

MUAZZAM KALABALIK VARDI Tedbirlerimizde bu hususu nazara aldık. Ertesi gün muazzam bir kalabalık oluştu. Hamido'nun aşireti ve sevenler ile içlerine karıştığına şüphe olmayan provokatörler Malatya'yı doldurdu. Polis tayinlerini uygulamamakla ne kadar isabet ettiğimiz ortaya çıktı. En azından kadro elli kişi azalmamıştı ve de polis hiçbir tarafa katılmamıştı.

MUHTEMELEN 'SERVİS İŞİ' Bir vali olarak yaptığım bütün uyarıların nazarı dikkate alınmadığını üzülerek gördüm. Hatta öylesine ki; olaylara asker yardımı çok geç geldi ve hiçbir müdahalede bulunmadı. Bombalama olayının bir Alevi-Sünni ayrışmasını hedeflediği (Maraş-Sivas ve Çorum olaylarıyla görüldüğü gibi) anlaşılmaktadır. Olayın faili bulunmadı veya bulunamadı. Muhtemelen bu bir 'servis işi' ve nisyana terk edildi. Merhum İrfan Özaydınlı, beni valiliğe döndürmek için çok ısrar etti. İstemedim ve gerekçe olarak hükümetine güvenmediğimi söyledim".

Menderes'in fedaisiydi

HAMİDO lakabıyla tanınan Malatyalı Hamit Fendoğlu, 1946'da DP'nin gençlik kollarında siyasete atıldı; kısa süre sonra adı, 'Adnan Menderes'in fedaisi' olarak anılmaya başladı, Yassıada'da Menderes'le yargılandı. 1977'de MSP ve MHP'nin desteğiyle Malatya Belediye Başkanlığı'na seçildi. Fendoğlu, Ankara, Emek'teki PTT'den gönderilen bombalı paketin patlaması sonucu 17 Nisan 1978'de, gelini ve iki torunuyla birlikte hayatını kaybetti. Fendoğlu cinayetinden sonra Malatya'da çıkan olaylarda 8 kişi öldü; 100'ü aşkın kişi yaralandı.

O Bakan Köprülüler

DÖNEMİN İçişleri Bakanı Cahit Bayar'ın ismini 'T.K.' olarak verdiği bakan, 5 Ocak 1978 - 12 Kasım 1979 yılları arasına 42. hükümet olarak görev yapan 3. Ecevit Hükümeti'nde Ticaret Bakanlığı yapan Teoman Köprülüler'di. 3 Şubat 1934 tarihinde Eskişehir'de dünyaya gelen Köprülüler, Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni bitirdi. Maliye, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlılarında Müsteşarlık, 5. (XVI) Dönem Ankara Milletvekilliği ile Ticaret Bakanlığı yaptı. Evli ve 2 Çocuk babasıydı. 18 Nisan 2003'te öldü.."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız